Yeni heyecanlar, güncellenen kadrolar, yer yer tartışmalar çoğunlukla da yeni kazanımlar; karşınızda “ Transfer Sezonu ” . Transferler sonrası oluşan yeni kimya, yerli rotasyonu ve akışı değiştiren kritik olaylara geçmeden evvel yazı dizisinin ilk ayağında Ergin Ataman ve başarılı olduğu yapılardaki tercihlerine göz atacağız. Koçun kendi sistemine dair altın vuruşlar yaptığı röportajdan bir kesit ile yazıya başlayalım.
Aynı anda 12 oyuncunun oynadığı bir sistemin maç bazlı çok verimli olmadığını düşünüyorum. Üç tane uzun sakatlık problemi yaşamadığı takdirde onları dönüşümlü kullanma şansınız son derece yüksek. Altı kısayı da ekleyin, dokuz yapıyor. Sakatlıklar, problemler derken bunun yedi sekize indiği oluyor… Gelecek sezon kadroyu Euroleague’e uygun tutup Caleb Green’deki gibi eksik yakalanmak istemiyoruz. Ben takım savunmasına çok inanıyorum. Hücumda ise oyunculara kapasiteleri oranında insiyatif verme taraftarıyım. Oyuncu karşı potada sınırlandığı zaman rahat hareket edemiyor, kapasitesinin altında kalıyor. Mesela bu sezonu ele alalım, bizim hücumda bir sürü modelimiz vardı. Oyuncular nasıl rahat ediyorsa ona göre setleri dizayn edip ilerledik. Blake Schilb, bizim takımda ikili oyunları en iyi oynayan oyuncu. Normal düzen içinde ikili oyunlar onun üzerinden dönmeli ama maçların son bölümünde McCollum’un direksiyonda olmasını istedik. Göksenin’in bazen çok kritik işler yapması, Sinan’ın her geçen yıl artan performansı… Hep düzen içindeki serbestlikten, hep rahat hissetmekten.
Ergin Ataman
Evet, bu sözler Ergin Ataman’a ait. Nasıl başarıya ulaştığını anlattığı muazzam bir röportaj, çok kritik mesajlar içeriyor. Koç özellikle kısaların mesafe katedişini onlara verdiği serbestiye bağlamış; ” Hep düzen içindeki serbestlikten, hep rahat hissetmekten .” Eurocup sonrası LİGTV’ye konuk olan Sinan Güler de Ergin Ataman için özellikle şu cümleleri kuruyordu; ” Ergin ağabeye Avrupa’nın en iyi 4-5 koçundan birisi diyorsak bunun temel sebebi rolleri çok iyi ayarlayabilmesi. Oyuncular kendisinden ne istendiğini ve ne yapması gerektiğini bilerek adım atıyor parkeye. ”
Ataman; oyuncusuna saha içinde özgürlük veren, onları hücumda keskin kalıplar içerisine sıkıştırmayıp görece fazla hata yapma payı bırakan bir taktisyen. Oyunculara biçtiği roller ve dakikalarla bunu pekiştiren; bu yüzden de başarıya dar rotasyon / keskin roller ile giden bir koç. Aslında burada önemli olan rotasyonun dar veya geniş olması değil. Rotasyonun niceliği çoğunlukla da darlığı koçun rolleri keskinleştirip düzenini oturtmasını sağlayan bir araç. Yani dar rotasyonla yaptıklarını pekala geniş sayılabilecek bir rotasyonla da yapabilir. Mühim olan serbestiyi yakalayan oyuncuların konfor alanlarını bozmadan rotasyonu genişletebilmek. Dar rotasyondaki gibi öne çıkan oyuncular ve kenardan gelip görev tanımı belirli yan parçalar Ergin Ataman takımında rotasyonu genişletirken temel alınması gereken noktalar.
Koç son yıllarda kısalara verdiği serbesti ile beraber onlara kariyer seneleri yaşattı; Carlos Arroyo, Jamont Gordon, Vladimir Micov, David Hawkins, Manuchar Markoishvili, Errick McCollum, Sinan’ın oyunundaki değişim, yarım dönem Blake Schilb diye uzar liste. Peki kısalar bu özgürlüğü nasıl olumlu kullandı? Koçun saha içi ve dışı verdiği güven cevabın büyük çoğunluğunu oluştursa da cevap salt bu değil. Kısalara uygun uzun seçimleri bunun diğer ayağı. Yani yetenekli kısalar ve onlara yeteneklerini sunabilmesi adına alan açan daha çok bitirici konumdaki uzunlar; işte size Ergin Ataman & Başarı kompleksi. Ergin Ataman doğru uzunları seçtiği sürece kısalara kariyer seneleri yaşatmaya devam edecek çünkü röportajda bahsettiği oyuncu bazlı setler ve özgürlükler artık onun tarzı, başarıya giden yoldaki en büyük kozu. Yıllarca büyük bir kesim bunu sistemsizlik olarak adletti fakat bu sistemsizlik değildir, bu bir tercihtir ve sistematik ilerler.
Şimdi gelelim uzunlara; Ergin Ataman sisteminde doğru uzun nedir ve kısalar için ideal uzunlar nasıl seçilmelidir? Aslında bu sorunun cevabı biraz da basketbolun geldiği nokta ile alakalı. Günden güne nesli tükenen “post up” uzunları ve her anlamda artan çabukluk ihtiyacı burada karşımıza çıkıyor. Bourousis’li Laboral ve Raduljica’lı Panathinaikos haricinde oyun içinde aktif olarak bu katkıyı isteyen elit kulüp yoktu geçtiğimiz yıl Euroleague’de. Artan oyun temposu, yönetimsel yeni kurallar oyundaki durağanlığın gün geçtikçe önüne geçiyor.
Euroleague announced that from next season an intentional foul made to stop a fastbreak should be classified as unsportsmanlike. (01.07.2016)
*Yeni kuralı Russ Smith ve Justin Dentmon hamlelerini incelerken tekrar ele alacağız.
Yeni düzenin ortaya çıkardığı 5 numaralar çoğunlukla ayak çabukluğu üst seviye, lateral hızı yüksek, perde sonrası roll veya pop yapan atletik çember koruyucuları. Avrupa basketbolunda yalnızca geleneksel uzunların değil eski tip guardların da neslinin tükeniyor olması değişimi zorunlu kılıyor. Yani artık tek kısaya bağımlılık ve oyunu sadece onun yaratıcılığı üzerine kurgulamak sizi daha tahmin edilebilir kılıyor. (Geride bıraktığımız yıl için bknz: Arroyo-Barcelona, Huertel-Efes, Spanoulis-Olympiakos). Bu yüzden çözüm üreten kısaların sayıca fazlalığı ve uzunların bu çözüme taktiksel ve fiziksel katkısı yeni oyun yapılarının değişilmezi olma yolunda ilerliyor. Çok sapmadan ideal Ataman uzunlarını özetleyelim; kabaca 3 sayı denemesi ve yüzdesi yüksek 4’ler; devrilen veya açılan ve bunu üst seviye yapan sert, çabuk atlet 5’ler. Burada gelmek istediğim nokta günümüz oyuncu yapısı ile Ergin Ataman’ın başarılı yılları arasındaki kesişim kümesi. Dilerseniz pekiştirmek adına koçun yakın geçmişte başarılı olduğu sezonlardaki uzun seçimlerine göz atalım;
Eurocup şampiyonluğu; Micov-Lasme
Euroleague Top8; Erceg-Bonsu
Lig şampiyonluğu; Macvan-N’dong
BJK senesi; Erceg-Bonsu
Yukarıda gelişiminden bahsettiğimiz kısalar (Jamont, Hawkins, Errick …) serbestiyi bu uzunlarla beraber oynayarak değerlendirdiler ve büyüdüler. Son yıllardaki alçak post uzunları; Jawai, Vougioukas, Maric ve daha da eskiye gidersek Kasun. (Bu verileri Nenad Krstic hamlesini değerlendirirken tekrar konuşacağız) Aradori ve Pocius’taki hayalkırıklığının sebebi de yukarıdaki satırlarda kendine yer buluyor; geniş rotasyona giderken oturtulamayan roller, dakika paylaşımı ve buna ilave olarak Jawai (sakatlık çıkışı), Vougioukas gibi ağır iki uzun seçimi.
Kişisel fikrim yine saldırı noktalarının geniş konforlarla donatıldığı, topu yere vuran kısaların çözüm ürettiği ve bu çözüme en doğru katkı sağlayacak uzunların seçimi ile kadro oluşturmak gerektiğiydi. Yeni Euroleague formatı sebebiyle rotasyonu nitelik kadar nicelik olarak da artırmak gerekirken; bunu dar rotasyonlu yılların bizlere verdiği şifreler doğrultusunda yapmak, yani ana yapıyı çeşitliliği sağlamak üzerine değil mevcut yapıyı upgrade etmek üzerine kurgulamak şarttı. Sistemi upgrade etmek, sistemin merkezini değiştirmekten daha evladır Ergin Ataman’da. Bu yaz hamlelerimize baktığımıza çoğunlukla bu doğrultuda hamleler yaptığımızı (Russ Smith, Justin Dentmon, Austin Daye, Alex Tyus) bazen de geçmişimizden ders almadığımızı gördük. (9 yabancı, Nenad Krstic)
Bu yazımızda daha çok Ergin Ataman’ın sistemi ve başarısının şifreleri üzerinde durduk. Bırakmaya niyetimiz yok; yerli rotasyonu ve uzun rotasyonunda yaşadığımız tercih karmaşasına dair “ Neydi, ne oldu” ve oyunculara dair analizlerin de içinde bulunduğu genel kadro değerlendirmeleriyle sıcak sıcak geliyoruz efendim. Takipte kalın, arkası yarın.
Oğuzhan Günebakan
https://twitter.com/OgzhnGnbkn