Yenilmez Armada hem Türkiye Ligi’nde hem de Avrupa’da başarıya yönelik kurduğu geniş oyuncu kadrosunu Ağustos sonu itibariyle tamamlamıştı. Nenad Krstic’in şanssız sakatlığı sonucu Sırp yıldız ile yolların ayrılmasından sonra kısa bir süre içerisinde pivot transferi arayışlarına hızlı bir giriş yapan takımımız Alman pivot Tibor Pleiss ile anlaşma sağladı.
2.21 boyu ile özellikle İspanya’da oynadığı dönemlerde (Laboral ve Barcelona) isminden çokça söz ettiren Tibor Pleiss ayrıca 2010 yılında Brooklyn Nets tarafından 2.tur 31.sıradan draft edildi. Brose ve Laboral formalarıyla yıldızı parlayan Pleiss daha sonra dünya devi Barcelona’nın yolunu tuttu. Barcelona’da Ante Tomic’in ardından çok fazla forma şansı bulamayan Tibor Pleiss daha sonradan draft hakkını devralan Utah Jazz’a transfer oldu ve bir süre burada forma giydi. NBA’de de istediği süreleri alamayan Alman pivot yeni sezonda Galatasaray formasıyla Avrupa’ya uzun bir sürenin ardından ‘Merhaba’ demiş oldu. Özellikle Barcelona kariyerinden sonra oyunda kaldığı sürelerin kısalmasından dolayı istikrarını istediği gibi devam ettiremeyen Tibor Pleiss Ergin Ataman ile bir çıkış peşinde olacaktır.
HÜCUMDA VE SAVUNMADA TIBOR PLEISS
Tibor Pleiss’ın hücum portföyünü düşündüğümüzde takım için ciddi katkıları olacağını düşünüyorum. Her şeyden önce çok uzun ve 7’2’lik wingspan’e (kanat genişliği) sahip. Bu bir basketbolcu için (özellikle pivot oyuncular) için çok nadir görülen bir özellik. Bu özelliğini nasıl harmanladığına bakacak olursak; Pleiss genelde potaya yakın yerlerde topu aldığında yüzdesi artan bir oyuncu.(2014-2015 Barcelona sezonunda iki sayılık yüzdesi %64.6) Ona, potadan uzakta ne kadar fazla birebir imkanı verirseniz gerek ikili sıkıştırmalar ile gerek de top fundamentalının yeterli düzeyde olmamasından ötürü hücum; steps veya rakip takıma verilecek transition şansı ile sonuçlanacaktır. Bu birebirlerinde onu sonuca doğru sürükleyen en önemli özelliklerinden birisi de zamanla tecrübe edindiği ayak hareketleri olmuştur.
Hücumda sayı opsiyonunun geniş olduğunu söylemiştim. Uzun boyunun oluşturduğu avantajla hücum ribaundu alıp ardından sayı ile bitirme konusunda da gayet iyidir. Ancak burada Tibor Pleiss’ın oyun karakterinin çok fazla hırslı, hırçın ve kavgacı olmadığını söylemekte yarar var. Burada hücum ribaundu konusunda uzun boyunun yarattığı imkan lehine gibi görünse de bu karakteristik özellikleri (soft, kavgadan uzak) onu hücum ribaundlarında etkin kılmayan en önemli etken. Bu anlamda ‘ekmeğini taştan çıkaran’ oyuncu özelliği daha çok Alex Tyus’a uygun olacaktır. Fiziğine rağmen adım genişliğinin fazla olmasından dolayı geçiş hücumlarında da trailer olarak gelebiliyor.
Laboral’de özellikle Walter Hodge ve Fabien Causer’in sahada olduğu dakikalarda topun sürekli hareket halinde olduğu ve topsuz cutların çok sık yapıldığı bir sistemde pota altında doğru anda yer alan bir Tibor Pleiss’ın, topla daha kolay bir biçimde buluştuğuna şahit olduk. Bu anlamda takımımızda Sinan, Russ, Diebler gibi statik olmayan oyuncularımızın varlığı ve onların sürekli potaya drive etme düşünceleri Pleiss’ın pozisyona girmesini kolaylaştıracaktır.
Kendisini, belki de NBA seviyesine kadar çıkardığı en önemli meziyetlerinden bir tanesi de orta mesafe şutları olsa gerek. Pick&pop’lar sonucu dışarıya devrilerek kendisine orta mesafe şut imkanı yaratabilir veya takım arkadaşlarına ‘hareketli oyunda’ alan açıp doğru şut imkanına sebebiyet verebilir. Üçlük çizgisinin dışında da etkili olduğunu söylemekte yarar var. Pick&pop’tan bahsettik gelelim pick&roll’e. İkili oyunlar sonrası hızlı bir şekilde devrilip potaya yönelme özelliği de hücum seçeneklerinin arasında var. Özellikle Laboral yıllarında Thomas Heurtel ile çok iyi bir ikili olduğunu eklemeliyiz.
Her iki elini de bitirici konumda kullanabiliyor. Daha çok sol omzundan dönüp sağ eliyle bıraktığı hook shootları ile etkili oluyor. Oyun görüşü de benim kanaatimce orta düzeydedir. Bazen ‘nasıl böyle bir hata yapar’ veya ‘Diebler köşede bomboş oraya nasıl veremez topu’ dedirtebilir ancak bir yıldan fazla süredir Amerika’daydı ve artık Euroleague için oldukça tecrübeli. Bu konuda çok fazla sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.
Savunmada ise defosu olan, açığını kapatabilmek için bazı oyuncularımızın daha fazla hareketli olacağı, daha fazla efor sarfedebilecekleri bir oyuncu. Bir kere her şeyden önce çok yumuşak. Kendisinin birçok kez özellikle İspanya’da oynadığı zamanlar, tecrübeli pivotların karşısında çok fazla ‘soft’ kaldığını ve hemen pes ettiğine şahit olduk. Sertlik koyduğu anlar çok nadir oluyor. Göğüs göğüse çarpışmaktan kaçınıyor. Tabi hücum kısmında da bahsettiğim boyunun ve kanat uzunluğunun verdiği avantaj savunma kısmı için de geçerli. En azından bu özelliği ile defansif anlamda belli bir çizgide kalabiliyor. Savunma ribaundu (konsantrasyonunu kaybetmediği sürece) sıkıntısı yaşatmaz. İkili oyun savunması Euroleague seviyesine göre orta Eurocup seviyesine göre iyidir. 2.21 boyunda olmasına rağmen Brose sezonu hariç 1 blok ortalamasını pek fazla aşamadığını görüyoruz. Ancak kol uzunluğunun verdiği avantajla blok yapamasa bile rakibinin potayı rahat bir şekilde görmesini engeller. (Özellikle switch sonucu birebir kaldığı guard oyuncu karşısında) Maç başına 5.7 kez foul aldığını da hatırlatmakta fayda var.
Hücumda yapacakları taraftarlarımızı gayet tatmin edecektir ancak savunma bazında konuşacak olursak Tibor Pleiss, mevcut kadroyu da göz önüne aldığımızda biraz endişelendiriyor. Kısa rotasyonumuzun da savunma seviyesini özellikle Euroleague için normalin de altında olduğunu düşündüğümüzde arka tarafta çember savunucusu olarak sadece Alex Tyus kalıyor. Atletizm ve sertlik özelliklerinden de çok fazla yararlanamayacağız kendisinden.
Eylül ayında ve bu kadar makul fiyata Tibor Pleiss’ın gelmesini doğru bir hamle olarak görebiliriz. Umarız Avrupa’da yarım kalan işini Ergin Ataman ile birlikte tamamlar.