TURKIYE: 90 - Buyuk Britanya: 61

Ikinci maçımız kağıt üstunde ilkinden çok daha zor geçecek. Turnuvaya dair daha rahat yorum yapabileceğiz. Maç 17:45'te yine.
 
Deng, Freeland falan tehlikeli adamlar ama..

İşte ''ama''sı var işin, Deng 40 dk çıkmadan oynadı, Freeland az dinlendi ama zaten guard olmadığından verimli kullanamıyorlar. Dar rotasyonla oynuyorlar ve nefesleri yetmiyor. Tehlike çıkarabilirler, zor geçebilir ama bu kısıtlı kadro ve az dinlenme fırsatı bulmaları onlar adına dezavantaj. 1-2 maç sonra oynasaydık, daha kolay olurdu ama şimdi de öyle-böyle geçeriz gibi..
 
Maçı bana göre belirleyecek en önemli unsurlardan birisi Britanya'nın bench katkısı. Litvanya karşısında benchten hemen hemen hiçbir şey alamadılar. Önemli derecede yıprandı ilk 5teki oyuncular, özellikle de Deng.. Bize karşı da umarım nefesleri yetmez... Bize gelince. Umarım bu maç Ersan'ın yeniden ayağı kalkışı olur, zira kendisini toparlaması lazım ileriye daha umutla bakabilmemiz için...

Umarım bu kritik maçı alıp ilk 3teki yerimizi sağlamlaştırırız. Bizleri zor bir maç bekliyoruz, inşallah alnımızın akıyla sahadan galibiyetle ayrılırız..
 
Archibald oynayabilecek durumda mı?

O olursa 3 çeyrek, olmazsa 1 devre zor dayanırlar. Kadro derinliği sıfır, guardları berbat. Deng'i durdurduğun an bitiyorlar.

Ekstra, bu arkadaşı yoracak Hidayet ve Emir var kadromuzda. İşin savunma kısmında da epey yıpranacak.

Yine de temkinli olmak ve ciddiyeti elden bırakmamak lazım.
 
Büyük Britanya'nın kadro derinliği ortada, zaafları çok belirgin ve bunların üzerine doğru bir şekilde gidilirse maçın bize kolayca gelmesi mümkün. Bunlardan en barizi, kısa oyuncularının yetersizliği ve saf bir oyun kurucuya sahip olmamaları. Kerem & Ömer ikilisi ile ilk baştan baskıyı ortaya koymalıyız. Bunun devamını Ender & Sinan ikilisiyle pekala getirebiliriz. Deng odaklı hücumların başlangıcına gerekli tedbirleri alırsak, Deng'in de bizim için tehlike katsayısı oldukça düşer. Dün Litvanya gerekli tedbirleri almadı kesinlikle ve sonuçlarını hep beraber gördük.

Bütün rakiplerin güçleri aynı değil elbette bunun bizim oyunumuza bir etkisi olmamalı. Portekiz karşısında bile ikinci periyotta hafif bir düşüşün oyunu nasıl bir anda tersine çevirdiği ortada. Bugün zaafları besbelli olan Büyük Britanya önünde düne nazaran daha derli toplu bir milli takım görmeliyiz, yarın öncesi bunu yansıtmak şart.
 
Dün Britanya'nın benchten gelen oyuncularının ürettiği sayı sadece 2. Önemli bir istatistik; hele ki bizim dün benchten iyi katkı aldığımız düşünülürse. Britanya'nın en önemli eksiklerinden biri ise 1 numarada. Guard pozisyonunda ve organizasyonda büyük sıkıntı yaşıyolar. Bu sıkıntılarını avantaja çevirebilmek adına topa baskıyı mümkün olduğunca arttırmalıyız. Topa baskı arttığı sürece bütün toplar Deng'in eline kalacak ve hücum sistemleri bozulacaktır. Pota altında ise etkili bir takım Britanya; sertlikleri ve atletik özellikleri de burada ön plana çıkıyor. Ama maçın anahtarı belli, pota altında sertlikten ödün verme, tempoyu 40 dakika boyunca kontrol et, benchten gelen savunma sertliğini düşürmesin ve Deng sapık rakamlara ulaşmasın. 20'de falan tutmak lazım onu.
 
Bi' Galibiyet daha .. bi' galibiyet daha :)

Çok iyi oynuyoruz çok iyi paylaşıyoruz topu.

Savunmada da hücumda da istedigimizi yaptık.

Yarınki maçta biz Litvanya'dan çok çok daha iyi durumdayız daha iyi durumdayız.Onlar çok yıprandılar.Belki bu maçta yıpranacaklar.Polonya'yı gördük.

Reklamlar :D
 
Yalnız Ömer Aşık gerçekten de müthiş bir pota alt oyuncusu oluyor. NBA ona çok şey katmış, zaten savunma konusunda kusursuza yakın ve dünya üzerinde en iyilerden biri ama hücumda da gelişim sürecine devam ediyor. Karakteri ile de buraları hak eden, çok iyi bir pota altı oluyor.
 
Hazırlık maçlarını işlerimin yoğunluğu nedeniyle izleyememiştim. O dönemde bayağı karamsar bir hava mevcuttu burada ve turnuvanın hayal kırıklığı olacağımızı düşünüyordum.

Elbette ilk iki günkü rakiplerimiz karşısında aldığımız farklı galibiyetler ölçüt değil, sonuçta onların turnuvada elde edebilecekleri başarı belli ama top paylaşımı, maçın kopmadığı anlarda yaptığımız istekli savunma bana umut veriyor.

Peki ilk iki maç geleceğe yönelik umut veriyor mu size -başta Kerem olmak üzere- basketbolun tekniği taktiği üzerine mantıklı yazmaya özen gösteren arkadaşlar?
 
Peki ilk iki maç geleceğe yönelik umut veriyor mu size -başta Kerem olmak üzere- basketbolun tekniği taktiği üzerine mantıklı yazmaya özen gösteren arkadaşlar?

Şu bölümden dolayı soruyu cevaplamak pek haddime değil abi ama kampın başından beri milli takımın bütün maçlarını izlemiş biri olarak fikrimi belirtmek istedim. Bana kalırsa hazırlık maçlarının ölçüt olmadığı unutuldu. Daha önemlisi bu takımın potansiyeli ve Dünya ikincisi olduğu unutuldu fakat hazırlık maçlarında hemen karalar bağlamak ne kadar yanlışsa bizim ölçümüzde olmayan iki takımı yenmemizle de hemen havaya girmek yanlış olur. Ama bence 12 DEV ADAM her takımı yenebilecek güçte özellikle henüz devreye girmemiş Ersan ve yeni gelen Enes ve Emir'in katkılarıyla.
 
Onur abi ben tatildeyim, ancak burada okuyarak takip edebiliyorum maçları ama özellikle gençler çok yazmiyor, yazın yahu izleyemiyoruz biz. :)
 
Bugün özellikle maçın başında çok iyi dış şut soktuk.Ömer Aşık ya da Enes Kanter'den biri devamlı oyunda olunca ribaundlarda da pek sorun yaşamıyoruz.Bence asıl önemli gösterge dış savunması iyi takımlara karşı ne yapacağımız,ne kadar şut sokabileceğimiz olacak.Turnuvadaki karakterimiz dış şut isabetimize bağlı olarak gelişecek bence.Final de oynayabiliriz,ilk 10'da olmayabiliriz de.
 
İlk maç, hazırlık döneminin unutulması adına önemliydi. Britanya karşılaşması ise, basketbol olarak bir kademe üste çıkarken, turnuvanın ilerisi adına beklentilerin şekline son rütuşları yapacaktı. Dün ev sahibi Litvanya'ya 2 buçuk oyuncu ile kök söktüren, ritim bulduğunda tehlikeli olan Büyük Britanya karşısında ilk andan itibaren karakterimizi ortaya koymak, turnuvanın ilerisi için umutları arttıran bir faktördü. Bütün oyuncularından verim alan, savunma sertliğini öncelik tutan Milli takım görüntüsü oldukça tatmin ediciydi. Elbette bu iki maç önemli rakipler öncesi asıl kıstas değil ama bu rakipler karşısına moralini ve basketbol seviyesini iyi seviyesine çıkartarak çıkmak var, zaten kötü giden hazırlık döneminin ardından babalar karşısına zayıf şekilde çıkmak var. Bu iki durumdan iyi olanını elde ettik ve fikstür açısından ''dananın kuyruğu kopacak'' yere kendimizden emin bir şekilde giriyoruz. Daha Litvanya'nın ikinci maçını izleyemedik ama tablo, bizim form durumumuzun onlardan hiç aşağıya kalır olmadığını gösteriyor.

Dün takımın hücumdaki ilk adımını atmasını sağlayan ve maç boyunca yüksek isabetle oynayan Hidayet'in çok çabuk 2 faul alması endişe vericiydi. Ancak yerine giren Emir, pas dolaşımını büyük bir beceriyle sağlayarak takımın hücum performansını dünden daha yükseğe çıkardı. Kerem & Ömer O. ikilisi ile gelen dış atışlar erkenden istenilen farkın elde edilmesinde yardımcı oldu. Bu farkın gelmesinde, yapılan savunmanın, Britanya zaaflarına iyi gidilmesinin daha büyük bir rol oynadığını geçmemek gerek. Zaten opsiyonları kısıtlı bir takım olan Britanya karşısında bir saniye bile durmayan savunmamızı göstermemiz, maçı erkenden kolayladı. Farkı yakalayan takımımızın aynı dünde olduğu gibi, ikinci yarıda farkı koruması ve pozitif basketbolunu sürdürmesi 29 sayılık galibiyeti getirdi.

Takımın savunma disiplini sevindirici. Bu savunmaya ilerleyen maçlarda daha fazla ihtiyacımız olacak, ilk iki maçta bunun altyapısını oluşturmak avantajlı oldu takım için. Hücumda Emir'in oyun aklı çok fazla öne çıktı. Kusursuza yakın oyunu takımın hücumda daha rahat hareket etmesini sağlıyor. Üstelik kenardan bu gücü takıma getirmesi daha değerli. Bugün olduğu gibi, Hidayet'in etki açısından iyi olmadığı maçlar yine olabilir ve yedek gücümüz hazır, ayrıca bugün bir ara beraber de oynadılar, efektiflik de üst düzeydeydi, ilerleyen dönemlerde görebiliriz bu ikiliyi. Bu gibi pozitif detayların yanına, uzunların yeterli beslenmediğinin altını çizmek lazım. Uzun rotasyonu epey zayıf olan Britanya karşısında, Ömer - Enes - Oğuz daha fazla topla buluşmalı.

İlk günden daha mutluyuz, daha umutluyuz ama asıl meydana yarın çıkıyoruz. İki maçın getirdikleri az değil, Litvanya'dan da daha iyi bir görüntü çizmiş olabiliriz ama yarın her şey bambaşka olacak. Takımın da bunun farkında olduğu maç sonu açıklamalardan belli. Hedefimizi, isteğimizi, gücümüzü kısacası bir çok şeyimizi ortaya koyacağız yarın. Şans bizimle birlikte olsun.
 
Kritik maç yarın, eğer kazanırsak çeyrek finale de çıkarız ordan yarı final yolu da açılır diğer gruplardaki takımların zayıflığı düşünüldüğünde. Yarın çok ama çok önemli, eşleşeceğimiz gruptaki 3lüden daha zayıf bir takım Litvanya, savunması da iyi değil tek avantajları ev sahibi olmaları ama denilenlere bakılırsa o avantajı sağlayamıyor tribünler salon yüzünden. Yarın kaybedersek çapraz gruptan gelen rakiplere karşı bence 3de 2 yapamayacağmızdan 2.gruplarda eleniriz. İnşallah yarın kazanırız.
 
Arca genel olarak yazmış zaten, ben de benzer şekilde görüyorum durumu. Kötü geçen bir hazırlık döneminden sonra turnuvaya iki tane bizden kalibre olarak düşük takımla maç yaparak ve güven kazanarak başlamak bize yaradı. Son turnuvalarda yakaladığımız o havaya benzer bir başlangıç yaptık ama Litvanya maçı çok kritik bir dönemeç. İlk iki maçta güvenimiz yerine geldi, ritm bulduk ama Litvanya maçını kazanırsak, yine üstlere doğru çıkma konusunda çığ etkisine devam edebiliriz. Bu turnuvalarda bizim kazandıkça daha farklı bir havamız oluyor, kazandıkça ritm buluyoruz. Yine öyle bir hava oluşmaya başladı.

Oyun olarak ise şu anda Ömer Aşık, Enes Kanter ve Emir öne çıkan oyuncularımız. Hido, Kerem ve Ömer de gerektiğinde devreye giriyorlar. Cenk ve Ender de üzerlerine düşenleri yapıyorlar. Ama bugünün son kısmı hariç Oğuz ve Ersan şimdilik tam devreye giremediler. Ersan'ın sorumluluk aldığı liderlik yaptığı dönemlerden uzak görüyoruz. Onu daha aktif kullanmalıyız, zira bizim için çok önemli bir opsiyon. Bunun dışında Oğuz'u da biraz daha devreye sokmalıyız. Şimdilik genelde Enes ve Ömer'in devreye girdiğini görüyoruz, hem ribaundlarda hem hücumlarda. Ama şu da var maçı kopardığımız anlar genelde dış şutlarımız ile oluyor. Topu da iyi paylaşıyoruz ama Arca'nın da dediği gibi sıkıntılı, başa baş maçlarda pota altını daha etkili kullanmamız da gerekecek. Enes ve Ömer iyi durumda ama Oğuz'un birebirlerine de, Ersan'ın dışardan ceza şutlarına da ihtiyacımız olacak.

Bugün ise maça aktif ve savunmada çok iyi başladık. Yanılmıyorsam Britanya ilk saha içi basketini ilk periyodun bitimine 2 dk kala falan buldu. Yani o konuda cidden iyi durumdayız. Dış konusunda da sıkıntı çekmedik, Emir ciddi derecede oyunu forse etti. Hem kendi attı, hem hazırladı. Topu iyi dolaştırdık, Ömer iki tarafta da pota altını domine etti. Enes aynı şekilde yardımlara zamanında geldi, hücumda ciddi bir opsiyon ve ribaund konusunda da oldukça iyi. Hido'nun faul sıkıntısını pek dert edecek duruma düşmedik. Tabi bunda Britanya'nın direncinin erken kırılması ve Deng'in dün benzini bitirmesinin de payı vardı. Dünkü gibi oyunu domine edemedi, hem enerji düşüklüğü vardı, hem de Emir&Hido iyi savundular onu. Herkesten katkı alıyoruz, bu önemli bir durum. Tabi Ersan ve Oğuz biraz beklenti altındalar, Sinan fiziksel olarak daha iyi olacak falan ama iyi durumdayız. Zaten son dönemde fark açılınca Oğuz da pota altında birkaç basketle ritm buldu, bu onun için önemliydi.

An itibari ile iyi durumdayız ama Litvanya önemli bir dönemeç. Kritik bir maç, kazanırsak çığ etkisini devam ettiririz, çeyrek kapısını da açmış oluruz bir nebze.
 
Olay çok basit aslında. Litvanya benim gördüğüm en kötü Litvanya kadrosu ve düzeniyle katılmış. Ben hayatımda bu kadar kötü bi kadro görmedim Litvanya milli takımında. Kleiza olmayınca işleri zor. Zor bi gruptayız dedik ama ;
Polonya sokaktan toplamış zaten takımın yarısını.
İngiltere zaten 2 oyuncunun olduğu , 10 oyuncunun ayıp olmasın diye takıldığı bi takımla geldi.
Litvanya bence tarihinin en kötü kadrosuyla burada
Portekiz'le ilgili söyleyecek bi şey yok basketbol adına.
Kaldı İspanya. Yen 1 . çık taşı 3 galibiyet ve bak tadına. Karşı taraftan en yastıkla eşleşiriz bu düzende ve bedavaya yarı final yolu açılır. Ama önce şu kötü Litvanya'yı yenmek lazım.
 

Üst