Errick McCollum

Twitterdan duyuru yaparak taraftarlardan soru alıp cevap vermiş bugün.Çok Güzel hareketler bence bunlar.

Ayni fikirdeyim. Bende o sirada kendisine birkac soru sordum, gayet makul ve mantikli cevaplar verdi. Takip ettigim kadari ile her soruya cevap verdi nerdeyse, hic kimseyi terslemedi. Ornegin gecen sene Nolan Smith denen terbiyesiz her seye ters cevaplar veriyodu, ulkeyi asagiliyodu kendini dev aynasinda goruyordu. Mccollum ise bunun tam tersi muthis bir pozitif elektrik verdi. Bu cok onemli bir detay. Sinan'nin adini bilmesi yada Dorsey ve Lasme nin vuracagi smaclara alley-hoop lara hazir olun demsei bence onemli detaylar, ben sahsen bize cok degisik bir sezon yasatacagini umut ediyorum, acaip pozitif ve olgun bir sporcu profili benim cikarimim. Insallah hoca ve takim ile saha icinde dogru kimyayi yakalar.
 
Daha neler var "fener ağlama" istekleri de gelmiş. =) adama sınıfa yurtdışından gelen yeni öğrenci muamelesi yapılıyor =)

SM-G900FQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Eurocup maçlarından birkaç tanesini izledim.Öncelikle şunu söyleyebilirim ki kesinlikle bencil bir oyuncu değil. Hatta takımda işler yolunda gidiyorsa, parlayan bir oyuncu varsa, etliye sütlüye karışmadan oyunu götürebilir.Rol çalmak gibi bir huyu yok.

İzlediğim maçlar 20'ye yakın skor bulduğu maçlardı.Yani kendisini sayı kralı yapan, kendi ortalamalarında oynadığı maçlardı. 3 sayılık atışları çok güven vermiyor.Ancak zaman zaman el üstünden, kendi pozisyonunu hazırlayarak isabet bulduğu zor 3'lükler de var.Orta mesafesi ise oldukça iyi.Bulduğu skorların çoğu kendine hazırlanan pozisyonlar değil de kendi bire biriyle bulduğu pozisyonlar.İnce fiziğinin etkisiyle penetreleri oldukça kıvrak, ortalama üstü bir bitiriciliği var.Ancak güçlü olmadığı için darbeyi aldı mı dengeli bitiremiyor.

Netice olarak belirteceğim şey yüksek skorlar bulmasına karşın büyük takımın winner oyuncusu olmadığı. Yani Panionios değil de Kazan, Valencia, Khimki gibi o dönemin favori Eurocup takımlarında liderlik yapabilecek bir performansı yok.Panionios 2. turda sıfır çekerek elenmiş.Yüksek skor bulmasında fazla top kullanmasının etkisi fazla ancak bunun sebebi kendi bencilliği değil oynadığı takımın yapısı.Umarım Çin'de biraz daha güçlenmiştir, biraz daha winner bir oyuncu haline dönüşmüştür.Yoksa izlediğim McCollum bir takımın en önemli kısaysa, o takımın Eurocup'ta favori olma şansı çok fazla değil.Şunu da belirteyim her ne kadar saf bir oyun kurucu olmasa da McCaleb'e, Goudelock'a göre daha rahat oyun kurucu oynayabilecek kapasitede

Savunmada istekli ancak top kapma sevdasından takımı 5'e 4 bırakabiliyor. Zayıf fiziğinin dezavantajını çok yaşıyor. Güçlü 1 numaraların karşısında durması zor.Kızılyıldız maçında DeMarcus Nelson kendisini sürükleyerek potaya gidiyordu.Mekel gibi bir guard karşısında perişan olur.Her ne kadar bazı dezavantajları olsa da savunmada handikap yaratacak biri değil
 
Öncelikle oynadığı takım Eurocup'ın vasat takımı.Bu yüzden sayı kralı olması benim için çok fazla şey ifade etmiyor. Nolan Smith bile bize gelirken Eurocup'ta 17 sayi ortalama yapmıştı. Üstelik takımı 2. turda sıfır çekmiş bir takım değildi.

Bu kanıya varmamın diğer sebebi oyuncunun çok top kullanmış olması. 20 sayı ortalaması var, Eurocup sayı kralı ancak yüzde 30'la 3'lük kullanmiş.Kaldı ki benim izlediğim maçlarda da yuksek yüzdeyle top kullanmıyordu. Ancak tekrar belirteyim bencil değil, takımı onun çok top kullanmasına müsait.

Tabi dediklerim Panionios sezonu için geçerli.Belki de Çin'de kendini daha da gelistirdi. Yalniz Çin'deki takımına bakarsaniz, o takım da ligi son sıralarda bitirmiş. 82 sayı attıklari kaybetmişler.

Dentmon, Bobby ve Errick üçlüsünün Çin performansıni kıyasladim.Bobby ve Dentmon sezon boyunca 700 civarı top kullanmışken Errick 1000'i geçkin top kullanmış.Yani şansına gittiği takımlar hep vasat ve onun top kullanmasına muhtaç takımlar
 
Ayrıntılı cevap için teşekkür ederim.Şimdiye kadar "küçük" takımların büyük oyuncusu olduğu doğrudur açıkçası bu durum bende de ihtiyat yaratıyor ama sadece bu büyük takımın büyük oyuncusu da olmayacağı anlamına gelmez sanırım ya da en azından büyük takımın önemli bir dişlisi olmayacağı anlamına gelmez.Saha içi performansa bakararak bu ayrımı yapmak bazen çok kolay olmuyor.İstatistikten ziyade oynadığı maçları tek tek pozisyon, takım kimyası ve takımın ligdeki durumunu da göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmak gerekiyor diye düşünüyorum.O yüzden işin saha içi değerlendirme kısmı beni aşıyor.

Öte yandan söz konusu değerlendirmede saha içi pefromans kadar hatta bana kalırsa saha önemli olan oyuncunun zihinsel özellikleri,karakter yapısı ve iş ahlakı .İşin bu kısmına bakınca (ki bu kısım beni daha az aşar ) ben ihtiyatlı da olsa iyimserim.Öncelikle oyuncunun gelişim eğrisi yukarı doğru ve oldukça dik .Bencil bir oyuncu değil ama sorumluluktan kaçan bir oyuncu değil bu açıdan dengeli.Benzer şekilde oldukla iddalı bir oyuncu ama bir yandan da ayakları yere basıyor.Genel olarak dengeli bir karakter yani bu da önemi.Bir başka noktada belli ki hedefi NBA ve tercihini yaparken paradan çok kendini geliştirmeyi göz önünde bulundurdu.Bize 700 bine geldi.Çindeki geliri 1250 imiş (net mi brüt mü orası açık değil) öyle yada böyle orada sayı kralı olduğunu düşünürsek en az 1500lük bir kontrat bulması içten bile değildi.Ergin Atamanla ilgili sorulan her soruda öncelikli vurgusu ondan öğrenecekleri mesela.Tüm bunların yanında şu an Olynin başında olan eski koçunun onu Olyye almaya çalışması da önemli .Bir yıl birlikte çalıştığı oyuncunun Oly'ye uygun olduğunu düşünmesi de oldukça umut verici.

Sonuç olarak bazı yorumları aşırı iyimser bulsam da ben de umutluyum ama endişelerim de yok değil
 
Öncelikle oynadığı takım Eurocup'ın vasat takımı.Bu yüzden sayı kralı olması benim için çok fazla şey ifade etmiyor. Nolan Smith bile bize gelirken Eurocup'ta 17 sayi ortalama yapmıştı. Üstelik takımı 2. turda sıfır çekmiş bir takım değildi.

Bu kanıya varmamın diğer sebebi oyuncunun çok top kullanmış olması. 20 sayı ortalaması var, Eurocup sayı kralı ancak yüzde 30'la 3'lük kullanmiş.Kaldı ki benim izlediğim maçlarda da yuksek yüzdeyle top kullanmıyordu. Ancak tekrar belirteyim bencil değil, takımı onun çok top kullanmasına müsait.

Tabi dediklerim Panionios sezonu için geçerli.Belki de Çin'de kendini daha da gelistirdi. Yalniz Çin'deki takımına bakarsaniz, o takım da ligi son sıralarda bitirmiş. 82 sayı attıklari kaybetmişler.

Dentmon, Bobby ve Errick üçlüsünün Çin performansıni kıyasladim.Bobby ve Dentmon sezon boyunca 700 civarı top kullanmışken Errick 1000'i geçkin top kullanmış.Yani şansına gittiği takımlar hep vasat ve onun top kullanmasına muhtaç takımlar

Peki maç sonu oynama konusunda nasıl?
 
Kutay bey, ben de sizinle paralel düşünüyorum. Son yıllarda oldukça hızlı şekilde yükselmiş bir oyuncu.Benim Kazan, Valencia, Khimki takımlarının yıldızı olamayacağı yorumum o sezon için geçerliydi.Belki de geçen sezon üzerine biraz daha koydu ve o seviyeye ulaştı. Ancak kariyerindeki en ciddi sınavı bizimle olacak. Çünkü ilk defa bu kadar iddialı bir takımda oynayacak. Eğer bizimle de bu çizgisini sürdürürse iyi bir Euroleague oyuncusu olduğunu gösterecek. Yok hayal kırıklığı yaratırsa Washington gibi vasat takımların skorer oyuncusu olarak devam edecek.


Halil bey, izlediğim maçlarda son topa kalan bir maçı olmadı.Ancak son 3-4 dakikaya kadar ortada geçen maçları oldu. Anladığım kadarıyla sorumluluk almaktan kaçmayan birisi. Bire birine çok güveniyor. Hatta çoğu pozisyonunda birebir oynayacaksa uzunu bile çağırmıyor. Direk kendisini savunan oyuncunun üzerine gidiyor. Sağ tarafı kapatıldığında soluna gitmekten çekinmeyen ve orta mesafeyle başarılı bir şekilde bitiren birisi.Size şöyle söyliyeyim günündeyse zor durdurulur. Çünkü her şekilde skor bulabiliyor. Ancak gününde olmadığı maçlara da denk geldim. Onlarda da çok fazla top kullanarak bir şekilde 20 li sayıları buluyordu
 
İzlediğim maçlarda dikkatimi çeken bir husustu, canlı izleyince emin oldum. McCollum zor pozisyonlarda 3'lük atarken ayağını yerden kesiyor, sıçrayarak şut atıyor ve yüksek yüzdeyle sokuyor. Ancak boş pozisyonlarda 3'lük atarken ayağını yerden kesmiyor. Boş atmasına rağmen düşük yüzdeyle isabet sağlıyor.

Boş ya da dolu ne olursa olsun her pozisyonda sıçrayarak şut atmayı alışkanlık haline getirmeli.3'lük yüzdesini yüzde 40'ların üzerine çıkarırsa durdurulması çok zor bir oyuncu olur.
 
Takımda skorer oyuncu olmasından her daim tarafım. Eğer bir de kötü günün farkında olan bir oyuncu ise ve buna göre hareket ediyorsa daha da iyi olur. Dee Brown belki öyle süper bir adam değildi lakin baktı kötü gününde hemen oyun yapısını değiştirirdi. Umarım Errick'de böyledir.
 
Bu adami seneye tutup yanina Diot tarzinda set oynatabilen birini uydurabilirsek cok yuksek verim aliriz.

Sut yuzdeside bizde artacak gibi zaten Ataman ile calisip arttiramamak ayip. :)
 
Bu arkadas NBA'de bugune kadar nasil gitmemis cidden arastirilmali.. Muthis bir oyuncu. Iceri girdimi kesin bir sekilde faul aldirabiliyor. En buyuk ozelligi bu.Dis atislarida cok kuvvetli. Tam anlamiyla skor makinasi.
 
Fiziğinim çok kuvvetli olmayışını top hakimiyeti ve cross over yeteneğine yüklemiş. Topla oyuncak gibi oynuyor, 2 maçtır bileklerini kırıyor karşısına çıkanların.

SM-G900FQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
32 sayı, 6 rebound, 4 asist... Bu haftanın mvpsi olur mu dersiniz? :)

Dengesiz olsa da, kolay faul alabilmesi ve serbest atışları yüksek yüzdeli atması çok önemli bir artı... Geri adım atmaması da takdire şayan... Şutları ne kadar kaçarsa kaçsın, en kritik yerde, el yakan topları sokabiliyor. Yanına PG takviyesi yapabilirsek, verimi daha da artabilir.
 

Üst