Igor Tudor

Galatasaray Sportif AŞ, Galatasaray Futbol Takımı Teknik Direktörlüğü görevine Igor Tudor'un getirildiğini KAP'a bildirdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Profesyonel Futbol Takımımızın Teknik Direktörlüğü için, şirketimiz ile Igor Tudor arasında 2016-2017 sezonu kalan bölümü ve 2017-2018 sezonu için aşağıdaki şartlarda anlaşmaya varılmıştır:


2016-2017 sezonu için net 400.000 Euro
2017-2018 sezonu için net 1.000.000 Euro

Buna ek olarak,Teknik Direktöre her bir sezon için UEFA Şampiyonlar Ligi'ne grup aşamasından doğrudan katılım hakkı kazanıldığı takdirde net 200.000 Euro, UEFA Şampiyonlar Ligi ön eleme turuna katılım hakkı kazanıldığı takdirde net 100.000 Euro ve 2017-2018 sezonunda Türkiye Kupası kazanıldığı takdirde net 50.000 Euro prim ödenecektir.

Ayrıca Igor Tudor'un eski kulübü ile olan sözleşmesine istinaden ödenmesi gereken 150.000 Euro fesih bedeli şirketimiz tarafından Kardemir Karabükspor Kulübü Derneği'ne ödenecektir.
 
Igor Tudor: "Herkes şunu iyi bilsin daha çok çalışan, daha çok isteyen formanın sahibi olur. Adaletimden kimsenin şüphesi olmasın."

Igor Tudor: "Herkes şunu iyi bilsin daha çok çalışan, daha çok isteyen formanın sahibi olur. Adaletimden kimsenin şüphesi olmasın."

Dün ilk idmanına çıkan Igor Tudor, savunma zaafı ve duran toptan yenen goller için özel çalışmalar yapacak.

via(@GalataStats)
 
Kalli'de ikinci gelişinde taç atışını öğretmişti A takım oyuncularına. Teknik direktör A takımdaki futbolculara yan top savunması öğretiyor.
 
Uğur Meleke'den müthiş bir yazı.
Keyifli okumalar...

Galatasaray Yönetimi İstanbul'u Terletmeli !

TUDOR’un sezon ortasında Karabük’ü bırakıp G.Saray’a geçişi netameli bir konu. Tamam, ortada bir hukuksuzluk yok gibi duruyor: Sözleşmesine 150 bin Euro karşılığı fesih hakkı konmuş, o da bunu kullanarak kontratı sonlandırmış. Bu noktada Tudor’u yargılamadan önce Karabük yönetimini de sorgulamak gerek: Sözleşmenin fesih bedeli neden sadece 150 bin Euro? Kontrata bu rakamı yazmanızın nedeni, hocayı dilediğimizde rahatlıkla gönderebilelim düşüncesiyse, kusura bakmayın, o da aklına estiğinde ayrılabilir.
Lâkin Tudor’un kentten ayrılış şeklinin de çok yakışıklı olmadığını eklemek gerek. Keşke Tankut, televizyonlara bağlanıp “biz de anlaşmayı medyadan öğreniyoruz” demeseydi. Keşke Tudor, G.Saray’la görüşmeden önce Tankut’a bir telefon açıp bilgi verseydi. Bu yöntem daha şık olmaz mıydı Sayın Tudor?

Tabii bugün herkesin yanıtını aradığı esas soru şu: Tudor, G.Saray’da başarılı olur mu? Aranan kan o mu?

YENİ NESLE UYGUN

39’luk Tudor’un umut veren bir hoca olduğu kesin. Şu sıralar hemen hemen tüm Avrupa devleri, 40’larında antrenör arıyor, sebebi de yeni nesil çocuklardaki olağanüstü değişim. Bu dijital çağ gençleri daha bireyci. Daha benmerkezci. O yüzden de kariyerlerini otorite üstüne kurgulamış 60’lık hocalar bu nesille uyuşmakta güçlük çekiyor, kulüpler de onlarla aynı dili konuşacak hocalar arıyor. Conte’yi, Tuchel’i, Luis Enrique’yi, Zidane’ı erkenden sisteme sokan sebeplerden biri de bu.

120 KM. KOŞU İSTİKRARI

Sezon başı ligin en çok koşan takımı Karabük’tü. Bu durumu, geçirdikleri iyi yaz kampına bağlayabiliriz. Ama aynı tempoyu sezonun geneline yaydılar. Karabüklü bir oyuncu kardeşimle konuştum, hafta içi 2 gün ekstra fizik yükleme yapıyorlarmış. Enteresan olan bu koşu kalitesinin yaşlı bir takımla yakalanması: Ana arterleri Skulason 34, Kerim, Seleznov ve Hakan 32, Dany, Yatabare ve Latovlevici 31, Tanase ve Ceyhun 30, Traore 29 yaşında. G.Saray da Karabük’ten genç değil malum.

ÜÇLÜ OYNAMA BECERİSİ

Karabük’le ilgili bir başka önemli detay da, 27 puanı ligin en zayıf ekiplerinden biriyle toplamaları. Transfermarkt verilerine göre, oyuncu değerleri toplamında 18 takım içinde 16’ncılar. Yaz transfer döneminde bonservis harcamaları sıfır. Kışın da 300 bin Euro harcamışlar. Ve Tudor bu zayıf takımı taktik disiplinle bir noktaya getirdi. Beşiktaş önünde ilk yarıda Juventus 3-5-2’sini, 2. devrede Tanase sakatlandığı için Chelsea 3-4-3’ünü uygulamaları etkileyici. Karabüklülerden aldığım bilgilere göre, sezon başı kampında üçlü savunmayı denemişler, ama bunu bir B planı olarak cepte tutmayı uygun görmüş Tudor. G.Saray malzemesiyle de zaman zaman çok uygun görünüyordu oysa 3-5-2 ya da 3-4-3 seçeneği...

TAKTİK LİGİ ÜRÜNÜ
Tudor’un en önemli avantajı da dezavantajı da, tedrisatını Serie A’dan alması... Dünyanın bir numaralı taktik liginde oynadığı için, taktik disiplinler konusunda usta. Ama bugün İtalyan hocalar genel olarak taktik disiplini fetişisti oldukları için de bir türlü genç oyunculara forma şansı veremiyorlar. Tudor acaba gençleşme mecburiyeti olan G.Saray’da 20’likleri zihnindeki taktik plana adapte edebilecek mi? Yoksa o da Serie A’daki hocaların kolaycılığına başvurup yaşlı oyuncu grubuyla mı devam edecek?

ÖZBEK YÖNETİMİ, İSTANBUL’U TERK ETMELİ!

Tudor’un bir diğer handikabı da, G.Saray yönetiminin eş teknik direktörlük modeline alışmış olması. Her maçtan sonra iki zengin fanatiğin çıkıp Riekerink’ten fazla teknik analiz yapması. İlk 11’e karışabilmeleri. G.Saray yönetimi eğer Tudor’dan başarı bekliyorsa, onun çalışma alanına müdahale etmemeli. Tudor’un önüne bu sezonu “hazırlık yılı”, gelecek sezonu “hedef yılı” olarak benimseyecek planı koyabilmeli. Özbek yönetimi bu baharda kulübe faydalı olmak istiyorsa, hepsi İstanbul’u terk edip Çin’e, Katar’a, Hindistan’a, Japonya’ya dağılsınlar ve G.Saray’ın bu veteranlar listesini pazarlayacak kulüpleri arasınlar. Çünkü bu G.Saray’ın, bu veteran listesi ve bu fahiş maaş yüküyle neşter zamanı geldi de geçiyor bile.
 
Bir yazı da ben paylaşayım. Tudor Galatasaray'da başarılı olabilir mi?

FutbolArena Analiz -
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim, Igor Tudor'un Karabükspor'da oynattığı futbol Galatasaray için pek ölçü değil. Nasıl ki, Ceyhun Gülselam'ın Karabükspor'da oynadığı futbol Galatasaray için ölçü değildiyse, Tudor'un oynattığı futbol da o kadar ölçü değil. Şimdi bunu açalım...

Galatasaray'ın bu kadrosu koşturulamaz

Galatasaray son yıllarda yapılan transferler ışığında her geçen gün; daha az koşan, daha az hata yapan, daha statik, daha yaşlı, daha tecrübeli bir hal aldı. Bu oyuncular top ayaklarındayken usta iş yapan, bir maçta ritim tutturunca 3-4 asist yapabilen, mükemmel goller atabilen klas oyuncular ama mücadele gücü olmayan, Erman Toroğlu deyimiyle matmazeller gibi futbol oynayan, rakibi kovalayamayan, bir halısaha maçı oynarmış gibi hatların koptuğu, ön tarafta kalan oyuncuların yürüyerek geri döndüğü, mıymıntı bir takım.

Bu takımda herkes reaktif. Yani rakibin hamlesine göre pozisyon alan oyunculardan kurulu. Aksine proaktif olup, rakibin hamlesini beklemeden oyunu rakibine kendisi dikte ettirecek Elmander gibi, Hakan Şükür gibi sürekli pres yapan, rakip savunmayı geride tutan bir hücum oyuncusu yok. Ortasahada sürekli basacak, mücadele edecek, çift yönlü oynayabilecek Tolga dışında 2. bir oyuncusu da yok. Yenen korner golleri de bu yüzden. Alan savunması yapılıyor ve herkes birbirine bırakıyor. Zaten taraftar yıllardır sorumluluk aldırmayacak bir baskı kuruyor ve bunu da Galatasaray'dan ayrılan Telles, Emre Çolak gibi futbolcuların gittikleri yerde nasıl yüksek performans verdiğinden biliyoruz.Yani taraftar da didinen ama hata yapan değil. Mıymıy bekleyen ama 3-5 maçta bir süper bir gol atan halısahalıkları talep ediyor.

9g6QN9.jpg


Bu tablo sezonun ilk yarısı sonrasında Süper Lig'de maç başına ortalama en çok koşan takımların tablosuydu. Burada bir detay dikkatinizi çekiyor mu?

2015-2016 sezonu başında Galatasaray Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu takıma kondisyon yükleyememiş diye eleştirilmiyor muydu? O Galatasaray da çok koşamıyordu değil mi? Peki Hamzaoğlu'na gökten vahiy indi de kondisyon yükletmeyi mi öğrendi? Sadece bir sezon sonra ligin en çok koşan 3. takımı onun çalıştırdığı Bursaspor olmuş?

Hayır bunun Teknik Direktörle alakası yok. Bu takım koşu takımı değil. Bu takım pas takımı. Bu takıma dengeyi sağlayacak, mücadele gücü yüksek, pres gücü yüksek, proaktif, cengaver futbolcular (özellikle hücum ve ortasaha için) transfer edilmedikçe Klopp'u getirseniz bu takım çok koşamaz. En az 5 kilo fazlası olan, yürüyerek top oynayan Amerika'dan (emeklilikten) Avrupa'ya dönmüş De Jong'u 13 km koşturamazsınız. Her geçen dönem fiziksel olarak düşen, mental olarak zaten biten, doymuş Selçuk'u aynı şekilde koşturamazsınız. Josue öyle. Sneijder, Podolski öyle. Eren Derdiyok öyle... Bunların hiçbiri koşan, pres yapan adamlar değil. O halde Tudor'un presine özenmekte bir mantık yok.

Eren Derdiyok, Seleznyov kadar zorlayamaz. Selçuk ve De Jong da Ceyhun ve Poko gibi basmadık yer bırakmadan oynayamaz. Bu oyuncular çok koşar, çok hata yapar. Ceyhun'un Beşiktaş maçında kaçırdığı bir gol var, Galatasaray'da kaçırınca o golü büyük sorun olur ama Ceyhun maç başına da 13 km koşar.

Şimdi Galatasaray'ın Tudor'a özenmesi, Barcelona'nın Conte'ye özenmesine benziyor. Barcelona bambaşka oyunculardan kurulu. Başka oyun anlayışı olan bir takım. Inıesta'ya Rakitic'e Chelsea futbolu oynatamazsın. Tek koşul var. Conte futbolu istiyorsan, Conte'ye uygun Kante'ler alacaksın.

Nasıl ki Ceyhun'u alır Karabükspor'dan pas futbolu oynayan Beşiktaş'a veya Galatasaray'a tek başına koyarsanız sırıtır. (Mancini döneminde bu yaşanıyordu) Aynı şekilde Conte de Fabregas'ı o sebeple Chelsea'de 11 oynatamıyor. Onun sistemi Matic ve Kante ile oynanıyor. Conte Fabregas'ı ne kadar övse de (Pirlo'dan farksız dedi son olarak) son yarım saat alıyor. Fagregas Matic'ten 2 kat yetenekli ama Conte yetenek futbolu oynatmıyor.

Geçen bir yorum okudum "Ceyhun'a helal olsun, Almanya'da kendisini geliştirip dönmüş, bu sene fark yarattı" deniliyordu. Son derece ezber ve bilgisiz bir yorum. Ceyhun'un geçen sene lig sonuncusu olup küme düşen Hannover'de ilk 11 çıktığı maç sayısı 9. Yani yedekti Ceyhun. Bir şey geliştirmedi. Ceyhun kendisine uyan sistemin içinde bu sene parladı. Galatasaray'da da kendisine uymayan sistem içinde defoları göze batıyordu.

Tudor Galatasaray'da neleri değiştirir?

Yukarıda yazdıklarım ışığında Tudor'un sezon sonuna kadar hemen bir şeyler değiştirebilmesinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bu haftaya kadar bu derece agresif bir koşu takımı kurup birden tüm sistemini değiştirir, elindeki oyunculara uygun pas futbolu ile Galatasaray'da bambaşka bir sistem ile başarıya giderse zaten müthiş bir teknik direktörmüş derim ama o derece bir başarı hiç beklemiyorum. O yüzden sene sonuna kadar ekstra bir performans beklentim yok.

Sene sonunda beklentim ise De Jong, Josue, Selçuk hatta Podolski gibi oyuncularla yollarını ayırması. Muhtemelen Eren'i de yedeğe çekip çok daha agresif bir golcü ister. Herhalde Sabri'nin yarım devrelik kondisyonuyla da uğraşmayıp yolları ayırır. Belki 5'linin kenarları olarak Linnes'i kazanır. Linnes onun çok koşacak sisteminde ileri geri maç boyu didinebilir. Linnes berbat top kullanan bir oyuncu, adeta 17 yaşında A takıma yeni çıkmış bir oyuncu ürkekliğinde top kullanıyor ve pas takımı Galatasaray'da Ceyhun'un sırıtması gibi bu durum sırıtıyor. Ama Linnes koşu takımı olan Molde'de tren gibi gidip gelebiliyordu...

Carole'u da üçlü savunmanın solunda kullanabilir. (Bunun için pozisyon alma konusunda eğitmesi gerek) Atlet stoper sevdiği için Dany'i kullanıyor. Serdar ve Ahmet'i de aynı şekilde kullanacaktır ve futbolculuk tecrübelerini de bu arkadaşlara aktarması değerli olacaktır. Belki seneye Ahmet - Serdar - Carole şeklinde Galatasaray'ın çok atletik, agresif bir üçlü savunması olabilir.

Galatasaray gibi büyük takımlarda illa ki yetenekli oyuncu olacak. Conte'te de Hazard, Pedro var. Galatasaray'da da Sneijder'i veya Podolski'yi kullanır diye düşünüyorum ama herhalde ikisini birden seneye kullanmaz. Ya da ikisini kullanacaksa 8 tane cengaver bulacak. Biraz denge lazım. Bir tane, iki tane koşmayan, mücadele etmeyen adam taşınabilir ama 5 tane taşınmıyor. Bu yüzden Tolga'yı prensi ilan edip onun gibi 2-3 oyuncu daha transfer edilmesini isteyecektir. Fakat burada bir handikap var. Tudor Karabükspor'da transferi kendisi yapmamış. Eline verilen malzemeyi kendi sistemine iyi uyarlamış. Eh Galatasaray'da transferi scoutlara bile yaptırmayıp Amerika'dan 2 yılda 5 milyon euro kazanan fazla kilolu futbolcular transfer ediliyor. Bu da Galatasaray'da yıllardır süren en büyük handikap. Scout ekibi Delaney diyor, yönetim De Jong'u getiriyor.

Tudor'un başarısı ne?

Tudor'u Galatasaray'a getiren başarı ne? Hajduk Split'te başlamış ve 3. olmuş. 1.5 sezon sonra ayrılmış. PAOK'a gitmiş 4.'ymüş ve sezonu tamamlayamamış. Türkiye'de ise lige yeni çıkan ve oldukça ucuza kurulan bir takımı orta sıra ekibi yaptı ve fark yarattı.

Alanyaspor, Karabükspor'dan 3 kat fazla para harcadı ama Tudor 3'te 1 paraya çok daha iyi bir takım kurdu. Barış Başdaş 1. Lig'den, Latovlevici Gençlerbirliği'nin yedek sol beki, Ceyhun Alman 2. Ligi'ne düşmüş takımın yedek orta sahası, sağ bek Kerim yedek. Kokalovic falan hep ucuz oyuncular ama bunlardan sistemine uygun iyi bir ekip kurdu.

Juventus döneminde Ancelotti, Capello ve Lippi gibi 3 ustadan ders alması da önemli. Galatasaray'da Riekerink döneminde eksik olan disiplindi. Komik disiplin cezalarıyla habire birileri kadro dışı kalıp affediliyor dönünce yine disiplinsiz davranıyorlardı. Tudor'da bu olmaz. Bazıları ayrıcalıklı, bazıları şamar oğlanı olarak görülmez.

Bence sabır gerekir. Sene sonuna kadar yapacakları bence bir test olarak görülmemeli. Bırakın yola kimlerle devam edeceğini görsün önümüzdeki aylarda da scout ekibiyle 4 ay çalışsınlar. Galatasaray'a menajer çıkması emekli futbolcular gelmesin, yöneticilerin amca çocukları transfer yapmasın. Gerisi kolay.
 
Gerçekten çok potansiyelli bir hocaya sahip olduk önce bunu bir kavramamız lazım..Bu sezon ilk 2 içinde bitirirse kendisi bana göre başarılıdır..Asıl gerçek performansı önümüzdeki sezon ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum..Seneye kendi kuracağı bir takımla görmek lazım bu tarz hocaları..

Bu sezon(4 ay) kendisinden beklentim;

1- Takım içindeki gruplaşmalara engel olsun
2- Hak edene formayı versin
3- Yönetimin değil kendi kadrosunu sahaya çıkartsın
4- Duran toplardan gol yeme sorununu çözsün

Kendisinden beklentilerim bunlar çünkü bu takımı Karabük gibi oynatamaz ve sezon ortasında yükleme yapamaz..Canı gönülden başarılar Igor hocam işin bu yönetimle çok zor kolaylıklar diliyorum..
 
Son düzenleme:
Eğer futbolcular sabote etmezse neden Simione'miz Conte'miz Kloop'umuz olmasın.
Bruma'yi kadroya almaması gerekli şeyleri bize anlatıyor zaten.
Ama Bruma'ya yaptığını Selçuk'a yapmazsa o zaman yuh olsun.
Kendisine güveniyorum.
Hadi hayırlısı.
 
Brumayı kadroya almayışı tamamen disiplin adınadır..Dünden beri öyle yorumlar yapılıyor ki sanki Bruma ile sorunu var hocanın :) Geçiniz bu boş yorumları..Tabi bu hareketleri başka oyuncu yapıp kadroya alırsa o zaman gidin eleştirin!! Gerçekten bazen anlamakta sıkıntı çekiyorum bizim taraftarı..Riekerink varken yok beden hocası vs diyorlardı şimdi Igor Tudoru daha maça çıkmadan asıyorlar :) İstemiyor muyduk disiplin gelsin diye alın size disiplin!!
 
Hayır ne bekliyordunuz ilk maçında adamdan :) Sanki hoca Barcelona veya Real Madrid gibi bir takımın başına geçmişte eleştiriliyor..Kardeşim adam daha istanbula geleli 3-4 gün oldu bir nefes alınsın..Riekerink şöyle böyle diye söylenenler, daha 1 hafta geçmeden yeni hoca arayışlarına geçmiş :) Pardon bu takımın başına kim geçecekti Conte mi yoksa Simeone mi ?

Bu takımın başına geçecekler belli arkadaşlar Hasan,Bülent Raşit Çetiner vs fazlası vardır azı yoktur emin olun..Bu kadro ile kimse istediğini yapamaz.Bu açıdan bence Igor hocaya bu sene değilde önümüzdeki sene bakmak lazım..Kimse eleştirilmez değildir ama daha 4 gün önce gelen adamı da maça çıkmadan eleştirilmesini de ilk defa gördüm..

Şunu da belirtmek isterim bu yönetim kaldığı sürece zaten kimseden çok başarı beklemeyin bu yüzden hocaya sallamak yerine akılcı düşünmek daha faydalı olur şu dönemde..Niye takım bu halde geldi..Zamanında Real Madrid ile oynarken neden şimdi Rizeyi yenemiyoruz..
 
Son düzenleme:
Semih, Selçuk, Sabri gibi gereksizler oynadığı sürece istediğin kadar teknik direktör değiştir, bir adım ileri gidemezsin.
 
Semih, Selçuk, Sabri gibi gereksizler oynadığı sürece istediğin kadar teknik direktör değiştir, bir adım ileri gidemezsin.

Aynen öyle..Bu takımın yapısını değiştirmediğin sürece istediğin hocayı getir uzun vaadede başarılı olman imkansız..Nereden baksan 4-5 tane ilk 11 oyuncusuna ihtiyacı olan bir takımdan bahsediyoruz..
 
Tudordan ilk maçında çok bir şey beklemiyordum ama göz göre göre golü yedik. Bunda hocanın payı var maalesef. İlk maçı sert eleştirmek komik olur ama Semihin sol bek oynaması takımın tamamen gömülmesi vs inanılmaz saçmaydı. Haftaya Beşiktaş maçını kazanırsa tüm bunlar unutulur tabi. Sonuna kadar gitmeliyiz ne olursa olsun.
 
Kendisi uygulayacağı taktiğe göre transferler yapıp sezon öncesi kampında güzel entegre edebilirse önümüzde ki sene için umutluyum.
 
Seneye kalır mı belli değil ?
Başakşehir ve Fenerbahçe maçları hem bizim için hem de onun için ciddi bir sınav olacak.
Bu 2 maçta 6 puan alırsak Şampiyonlar Ligi biletini kaparız.
Ama 2 maçta alınacak 0 ya da 1 puan bizi çok kötü bir yola sevkeder...
 
Eninde sonunda kovulacagindan zerre suphem yok!!! ne oldu da ilk 3 hafta isiran takima, ayni oyuncularla neden geriye cekildin sureye oynadin ki tudor efendi ? sana hicbir zaman guvenmedim, son 1 dakika da fegholuyi aliyorsun, yazik. ndiaye yerine selcugu neden aldin ?

Sezon sonunu gorebilmen benim icin mucizedir!!!
 

Üst