Galatasaray'a Gelen En Kötü Yabancı?

08/09 sezonunda Rashid Atkins diye bir oyuncu vardı. TR Kupası yarı finalinde onun yüzünden yenilmiştik. O günden beri kendisine ayrı bir nefretim var. Şimdi nerde bilmiyorum.
 
Kesinlikle Russ Smith değildir. Russ Smith avrupa basketbolu için çok hamdı ve biz de kendisine doğru düzgün şans vermedik ve kullanamadık, Bir Ergin Ataman klasiği yaşandı. Wilbekin darüşşafakaya ilk geldiğinde top süremiyordu, Nunnally fb'ye geldiğinde çok çok ürkekti, bu tarz alışma dönemleri sıkıntılı geçen ya da avrupa için çaylak oyunculara şans vericeksin, şans vericeksin, şans vericeksin. Russ Smith dleague'e döndü ve ısınmaya da başladı, ilerleyen yıllarda kendisini yine Avrupa arenasında gösterme fırsatı bulacaktır. Şu anda da 17.1 sayı 3.5 ribaund ve 6.2 asist ortalamalarıyla oynuyor dleague'de ve ilk dleague macerasına göre bir tık daha bireysellikten uzak gibi bir görüntü çiziyor. tabi izlediğim birkaç özetten bu çıkarımları yaptım,dleague'e döndükten sonra full maçını izleme şansım olmadı. Zira Russ kadar yetenekli olmasa da Fitipaldo da gelen en kötü yabancı değil, bu oyuncular sadece ve sadece Ataman mağduru:)

En kötü yabancı konusuna gelecek olursak, Chris Garnett diye bir oyuncu gelmişti ve sadece bir maç oynayabilmişti sanırım, oldukça yeteneksiz görünmüştü gözüme, belki o adaylardan birisi olabilir.
 
Son 5 yıl için Aleks Maric ve Bernard James.

Hadi Maric'in niye olmadığını biliyoruz. Çok sıkıntılı bi zamanda mecburiyetten alındı, maksimum 5 dakika katkı vermesi beklendi ama o kadar bile kondüsyon kalmamıştı onu bile veremedi. Ama Bernard James et mi balık mı anlayamamıştım.

Bi de İzzet Türkyılmaz var, kendisi basketbola yabancı :D Bi adam bu kadar mı kafasız olur arkadaş. O fizikle topu hiç bilmesen iki ayak hareketiyle orta seviye oyuncu olursun, adam basketbolcu olamadı.

Bi de Aradori'den çok şey bekliyodum ben ama o da pek kendini vermedi.
 
Son düzenleme:
Valla alex marici hatirlatan Burak arkadasa tesekkurlerimi gonderiyorum. Ben onun kadar ozguven eksikligiyle sahaya cikan ruhunun baska alemlerde dolastigini hissettiren baska bir oyuncu gormedim. yanlislikla edirne de ki haydi bre pevlivan yarislarina katilmaya gelmiste hava alaninda bizim yoneticiler karistirip forma giydirmis gibiydi :)
 
Ian Vougioukas- Avrupa basketbolunun gördüğü en kofti, en çabuk sinen adamı. Yunan olmasa ne bu kadar şöhreti nede bu kadar büyük kontratları olabilirdi.

YErlilerden en kötüsü değilse bile en büyük hayal kırıklığı İzzet Türkyılmaz'dır. "O boy, o akıl" ters orantı konusunu anlatmak için müfredata girse yeridir.
 
Marshall Strickland benim ilk aklıma gelen... yanlış hatırlamıyorsam 2007 ya da 2008 yıllarında çok az maça çıkmıştı .. ama çok ürkekti.
 

Üst