Armindo Tue na Bangna (Bruma)

Yıllarca üstün bir başarıyla Galatasaray'a hizmet etmesi dileğiyle, çok önemli bir potansiyeli kadromuza kattık.

Bruma Galatasaray'da

8609_bruma-galatasaray.jpg


Galatasaray Sportif AŞ, KAP'a gönderdiği açıklamada Armindo Tue na Bangna (Bruma) ile anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Yeni sporcumuza Galatasaray forması altında üstün başarılar dileriz.

KAP'a gönderilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Sporting Clube De Portugal-Futebol SAD profesyonel oyuncularından Armindo Tue na Bangna (Bruma) ile 2013-2014 futbol sezonundan başlamak üzere 5 futbol sezonu için anlaşmaya varılmıştır. Buna göre, futbolcunun eski kulübüne (Sporting Clube De Portugal-Futebol SAD) 10.000.000 EUR bonservis ücreti ödenecektir. Futbolcuya ise, imza ücreti olarak 1.000.000 EUR, 2013-2014, 2014-2015, 2015-2016, 2016-2017 ve 2017-2018 futbol sezonlarının herbiri için sırasıyla 1.000.000 EUR, 1.100.000 EUR, 1.100.000 EUR, 1.200.000 EUR ve 1.200.000 EUR sabit transfer ücreti ve 10.000 EUR, 15.000 EUR, 15.000 EUR, 20.000 EUR ve 20.000 EUR maç başı ücreti ödenecektir.

BTO2FltCQAEv3je.jpg
 
Hayırlı olsun. Ücretler oldukça makul. Tebrik etmek lazım. 1.600-700 ödeneceği şeklinde söylentiler vardı gayet iyi takım içi ücretlendirmeye uygun bir ödeme planı.

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler...
 
Drogba transferinden daha çok heyecanlandırdı beni. Yıllardır hep böyle parlamaya aday genç oyuncular alınsın isterdim. Verilen para gayet makul.

Mutlaka kendini geliştirecektir, benim gördüğüm en önemli eksiği fizik gücü. Türkiye liginin ne kadar kasap ve hakemlerin vurdum duymaz olduğunu düşününce korkuyor insan. Scott Piri eli değince çok daha farklı olacaktır diye düşünüyorum. Tabi bizim sürekli homurdanmak için bahane arayan sabırsız taraftarımızın bu çocuğa süre vermesi lazım ki bu en az bir yıl. Hayırlı olsun.
 
Acaba Şampiyonlar Ligi listesine bildirim yapıldı mı? Bildiğim kadarıyla dün ŞL grup maçları öncesi son gündü. Ayrıca Elmander ve Riera hala biz de gözüküyor.
 
Neden Bruma?

Galatasaray transferin son gününde Bruma'yla görüşmelere başladığını resmen bildirdi. Peki Galatasaray neden 12 milyon avroyu 19 yaşında bir Portekizliye veriyor? İşte cevapları...

Şimdi hepimizin kafasında iki tane soru işareti var: Bir Bruma kimdir, iki niye alınır? Öncelikle ikincisinden başlamak gerekirse Bruma tipi bir oyuncunun, yani yaratıcı nitelikteki bir kanat oyuncusunun talebi Galatasaray’da yeni değil. Fatih Terim Ocak 2013 transfer döneminde öncelikli olarak iki oyuncu talep etmişti; sol bek ve kanat. Tomas Ujfalusi’nin daha erken dönmesini bekleyen Galatasaray karar alıcılarının bu planı ise Tomas’ın sakatlığının nüksetmesiyle taca çıkmıştı. Gerçi daha sonra plan falan kalmadı, sol bek beklerken Sneijder, stoper beklerken Drogba gelmiş, Fatih hoca da elindeki malzemeye göre yeni bir taktiksel yaklaşım geliştirmek durumunda kalmıştı. Arkasından gelen şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finali, Drogba’nın gösterdiği üstün çaba ve liderlik kısa vadede tüm problemleri öteledi ancak Fatih hocanın ilk tespitlerinde ne kadar haklı olduğu aradan geçen süreye, alınan kaliteli oyunculara rağmen sorunların yerli yerinde duruyor olmasında saklı: Sol bek ve enerjik, yaratıcı bir kanat oyuncusu…

Önce hız…
Sol bek sorunu Albert Riera’nın kale kapısından hallice kontratı sebebiyle kilitlenmiş durumda olsa da merkeze sıkışmış takımı genişletecek, enerji katacak ve hareketsizliğini giderecek bir isme hala ihtiyaç var. Bruma isminin gündeme gelişinin de bu sebeple tesadüf olmadığı ortada. Fatih Terim’in onay verdiği ya da özellikle istediği oyunculara baktığımızda arkasında ortak kriter olarak atletizm ve hız takıntısını görüyoruz. 8.6 milyon avroya alınması büyük tartışma konusu olabilir ancak Nordin Amrabat’ın dahi tüm eksiklerine rağmen hızlı ve güçlü bir kanat oyuncusu oluşuyla bu kriterleri karşılaması buna bir örnek. Keza stopere gelen Dany ile Chedjou da benzer şekilde oyun bilgisinden ziyade atletizmiyle ve hızıyla öne çıkan savunmacılar.

Bruma da bu açıdan “Fatih hoca kriterlerine” cuk oturan bir oyuncu… Üstelik gelen tüm yabancılardan daha genç olmasına rağmen en potansiyelli, komple futbolcu olmaya en yakın isim. Ne Amrabat gibi savruk ve oyun zekasından uzak, ne de Dany, Chedjou gibi toplu oyunda fazla sıcakkanlı. Fatih hocanın onun transferinde ısrarcı olması bu sebeple pek şaşırtıcı değil ki zaten Bruma’nın takibinin Sporting’de düzenli oynamaya başladığı Şubat ayından bu yana yapıldığı, U-20 Dünya Kupası’ndan önce dahi kulübünden istendiği biliniyor. Burada Fatih hocaya bağlı çalışan Galatasaray scout ekibinin turnuvaya akredite olan iki Türk takımından biri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bruma’nın da bu kupa boyunca takip edilmesi ve takıma kazandırılması Galatasaray adına birçok anlamda ilkleri içerdiğini ve burada emeği geçenler ayrıca takdir edilmeli diye düşünüyorum.
Bir Sporting krizi olarak Bruma
Öncelikle transferin genel değerlendirmesine geçmeden filmi biraz geriye sarmak gerek… Transferin Bruma’nın serbest kalmasının ardından gerçekleşme ihtimali burada da çok yazıldı, çizildi ancak işin derinine inildiğinde başka bir tabloyu da görmek mümkün.

Türkiye’de Porto modeli adı altında büyük takdir gören, temeline ‘oyuncu yetiştirme’ fikri yerleştirilen yakıştırmaların birçoğu bilinenin aksine aslında Porto ve Benfica’dan ziyade Sporting’de daha çok bulunan özellikler… Özellikle Portekizli oyuncu yetiştirme bakımından rakiplerinin çok önünde yer alan, ülkenin en kaliteli ve nitelikli akademisine sahipler. Cristiano Ronaldo’dan Nani’ye, Veloso’dan Moutinho’ya milli takımın iskeleti denilebilecek isimlerin tamamı Sporting akademisinden yetişti ve şu andaki mevcut kadronun büyük bir bölümü de aynı şekilde altyapıdan… Bruma ise sadece 6-7 aylık profesyonel kariyerine karşın Portekiz basını ve önemli yazarlar tarafından “Cristiano Ronaldo’dan sonra Sporting’in yetiştirdiği en değerli isim” olarak görülecek kadar kapasiteli bir oyuncu. Kendisi de zaten her Portekiz kanat oyuncusunun olduğu gibi idolünün Cristiano Ronaldo olduğunu sıkça dile getiriyor. Ayrıca Bruma'nın Portekiz A milli takımına seçilmeye yakın olduğu da basında sıkça dile getirilen detaylardan.

Rakiplerinden en büyük eksiği yetiştirdiği bunca değerli isme karşın kendi kadrosundaki oyuncuları hakkıyla parlatamayan ve bu sebeple rakipleri gibi önemli miktarda transfer girdisinden yoksun olan Sporting, ciddi maddi problemlerle boğuşuyor. Bu sebeple Bruma’yı bedava kaptırmak onlar için büyük bir yıkım olacaktı. Bruma bu açıdan sadece bir sözleşme krizi değil, yıllar boyu süren Porto ile Benfica’nın arkasında kalmışlığın da bir simgesi olarak görüldü yaz boyu... Yeni seçilen başkan Bruno de Carvalho’nun yaptığı sözleşme yenileme operasyonunda ikna edemediği iki isimden biri olan Bruma’nın iki aylık bir dava süreci sonunda kulüpte kalması onlar adına çok ama çok önemliydi fakat bu Bruma’yı kulüpte tutmaya yetmedi.

Bruma, Şubat 2013’te Maritimo maçıyla gerçek manada Sporting kariyerine başlasa da esasen sezonun ilk bölümünü kiralık geçirdiği Sporting B’deki başarılı performansıyla da dikkat çekmişti. Hatta öyle ki devre arasında Sporting A takımına gelmeden önce ikinci ligdeki ortaya koyduğu devre performansıyla “Lig Orangina sezonun en iyi genç oyuncusu” seçildi. Zaten Portekiz genç milli takımlarında da oynayan bir oyuncu... Bu sebeple Şubat ayına kadar dahi çeşitli İngiliz takımlarından teklifler aldığı basında yazılıp çiziliyordu.

Onun transferindeki kırılma noktası menajerini değiştirmesi oldu. Catio Balde bir Jorge Mendes olmasa da kulüplere kök söktürecek, kazanabileceği en iyi parayı kazanmak için kulübü zor duruma düşürebilecek kadar aktif bir menajer. Bruma da ipleri tamamen onun eline bırakmış durumda. Zaten Sporting’le düşülen ihtilafın temelinde de Balde var. Sözleşme yenilememe ve Bruma’yı Sporting’de oynatmama kararı da onun… Bu yüzden bedavaya gerçekleşmiyor olsa bile Ribery’nin Galatasaray’dan ayrılışını andırmıyor da değil. Portekizli bir arkadaşıma huylanıp Bruma’nın karakteriyle ilgili fikrini sorduğumda “Menajerine fazla güveniyor ama karakterinde herhangi bir problem yok. Galatasaray alırsa bu yönden bir sorun yaşamaz” dedi. Merak edenler olur diye onu da ekleyeyim.

Nasıl bir oyuncu?
Bruma’nın öyle çok uzun bir kariyeri yok ancak kısa profesyonel geçmişinde gösterdikleriyle farklı bir oyuncu olduğunu çoktan gösterdi bile. Benim için ona dair en önemli anekdotlardan biri Benfica-Sporting maçında ayakta kalışıydı. Bir Sporting oyuncusu için belki de en ciddi sınavlar Lizbon derbileridir, üstelik Estadio da Luz’da ayakta kalabilmek fazlasıyla önemli bir sınav. Öncelikle bu…

Bence Bruma’yı etkileyici ve Galatasaray’ın ihtiyacı kılan en önemli özellik sadece teknik, adam geçme becerisi olan ya da pozisyon yaratan birisi değil, aynı zamanda güçlü bir fiziğe sahip olması. Vücudunu hem hücumda hem savunmada çok iyi kullanıyor ve temastan kaçınmıyor. Omuz omuza mücadelelerde de kolay kolay dağılmıyor, yeri geldiği zaman faul yapıldığında dahi düşmüyor. Bu da dikine top taşımasını kolaylaştıran bir unsur. Top taşırken bunu dengeli ve net bir biçimde yapması da önemli, öyle kendini kontrol edemeyen, hızıyla yardırıp giden tiplerden ziyade ne yaptığını bilen biri olduğunu belli ediyor.

Bence artı hanesine yazılacak bir diğer özelliği hücuma konsantre olduğu kadar savunma tarafında da enerjik olması. 2.Fatih Terim dönemindeki Felipe deneyimini gördükten sonra zaten koşmayacak, mücadele etmeyecek bir ismin Fatih hocanın aylarca takibinde kalıp da listeye girmesi mümkün değil. Bölgesini boş bırakmayacağı gibi her maç birkaç kritik top kazandırabilecek beceriye sahip.

Geliştirmesi gereken yönlerin başındaysa bence son vuruşları geliyor. Aslında vasatın üstünde bir bitirici ama yaptığı son vuruşların büyük bölümünde kafası önde ve kalecinin konumuna göre değil, içgüdüsel olarak bitirmeye çalışıyor. Bu da aslında zamanla geliştirebileceği bir konu. Bence eksik olarak nitelendirilebilecek bir diğer konu zorunda olmadıkça sol ayağını kullanmamaya gayret etmesi. Gerçi tercih şansı kalmayınca hiç de fena olmayan ortalar yaptığını, şut çıkardığını da gördüm ama bu da üzerine biraz daha düşebileceği bir eksik.

Galatasaray’da nerede oynar?
Bruma’nın Galatasaray’a fark katacağı yönlerin başında Fatih hocaya sağlayacağı taktiksel esneklik geliyor. Geçen sezon boyunca istikrarlı bir dizilişle oynamayan Sporting’in 4-3-3 denemelerinde de, 4-2-3-1 denemelerinde de farklı bölgelerde kullanıldığı oldu. Genellikle 4-2-3-1 dizilişinin sağ ön oyuncusu olarak şans bulan Bruma’ya Jesualdo Ferreira zaman zaman solda ve ortada da şans verdi. Hatta bir-iki maçta takımın en uç oyuncusu olarak da oynadı. U-20 Dünya Kupası’nda Portekiz forması giydiği 4 maçta ise 4-3-3’ün sol ön oyuncusuydu.

Bruma’yı nereye koyarsanız koyun, belli bir alana sıkışıp oynamaktansa ortalara gelip top almaya ve kendine boşluk bulmaya çalışan bir isim olduğundan bu bölgelerin klasik tanımları dışına da çıkan bir oyuncu. Bu manada Fatih hoca onu oyunu genişletmek istediği zaman solda veya sağda kullanılabilir, bunun dışında Sneijder’ın, hatta zaman zaman Drogba’nın bile yedekleyicisi olabilir.

Galatasaray’ın mevcut kadro düzeni ve rotasyonu üzerinden gidecek olursak bence ilk 11’den kesmeye en yakın olduğu isim Hamit Altıntop. Selçuk İnan ve Felipe Melo’nun birbirine daha yakın oynayacağı bir düzende sağda veya solda kendine yer açıp takımın 4-2-3-1 düzenine geçmesini sağlayabilir. Fakat burada bir kontenjan problemi de ortaya çıkmıyor değil fakat özellikle Şampiyonlar Ligi’nde Drogba’nın sağa yatık oynadığı asimetrik bir 4-2-3-1’de Bruma’nın sol tarafta kendine yer açması kuvvetle muhtemel. Ayrıca Fatih hoca duruma göre onu sağda da kullanabilir ve Amrabat ya da Emre Çolak’la birlikte geçen sezon gruplardaki son maç olan Braga karşılaşmasının ikinci yarısında oynadığı tipte geniş bir oyunu oynayabilir ki hocanın ısrarla kanat oyuncusu istemesinin arka planında 4-3-1-2’ye bağımlılığını azaltma fikri yattığını düşünüyorum. Merkeze bu kadar bağlı bir sistemde herhangi bir temel parçanın formsuzluğu takımın işleyişini de doğrudan etkiliyor. Bruma bu manada hocanın elini çok kuvvetlendirecek bir oyuncu olacak.

Bir diğer alternatif de Sneijder’sız 4-3-3 ya da 4-4-2 düzenleri olabilir ancak bu sistemin teoride kalma olasılığı daha yüksek. Sneijder hem maddi bakımdan, hem de takım içi denge açısından kulübeye ya da tribüne uzun süreli çıkarılabilecek bir oyuncu değil. Böyle oyuncuları ilk 11’de düşünmüyorsanız gönderirsiniz, onla büyük zaferler yaşamış Inter dahi böyle yaptı. Fakat herhangi bir sakatlık ya da eksiklik durumunda Schalke 04 ilk maçında fiyaskoya dönüşen çizgi 4-4-2 deneyini Bruma’yla çok daha başarılı bir şekilde yapmak olası.


12 milyon avro eder mi?
Sözleşmesinin bitimine bir sene kalması insanın aklına elbette “Bu transfer daha ucuza bitemez miydi?” sorusunu getiriyor çünkü Portekiz basınında telaffuz edilen rakamlar uzun süre 7-8 milyon avro civarındaydı fakat hem turnuva öncesi, hem de sonrası Galatasaray’ın Bruma’yla resmi olarak ilgilendiği biliniyorken, Sporting’i daha ucuza ikna etme şansını kaçıracaklarını düşünmek de pek akıl karı değil. Sporting’in zorlu maddi durumu göz önüne alındığında biraz elleri mahkum gibi de düşünebilirsiniz ancak Bruma sıradan bir oyuncu değil ve yetenek/potansiyel ekseninde dengi ancak Porto’dan Quintero ya da Benfica’dan Lazar Markovic olabilir. Onların da bonservis bedelleri aşağı yukarı bu civarlara denk geliyor. (Quintero’nun yüzde 50’sine 5, Markovic’e 10 milyon avro ödendi) Portekiz'deki gazeteci arkadaşlara danıştığımda Porto oyuncusu olsaydı bonservis bedeli için görüşmeler 12 değil, 25-30 milyon avrolardan açılırdı dediler. Bu yüzden ilk görünüşte yüksek ancak Bruma’nın performansıyla birlikte rahatlıkla çıkarılabilecek bir bedel olduğunun da altını çizmeliyiz. Yakında A milli takıma seçilmesi de çok yüksek bir ihtimal.

Sonuç olarak Galatasaray’ın “Neden Bruma” sorusuna verilecek birçok olumlu ve mantıklı cevabı var. Galatasaray hem ihtiyacına uygun profilde bir oyuncuyu aldı, hem de özellikle yabancı ekseninde yaşlı bir takım olmanın handikaplarını azaltarak yaş ortalamalasını düşürdü. Bunları yaparken de geleceğe değil, aynı zamanda bugüne yatırım yaptı. Parası basılıp alınmış gibi görünse de bu kadar iyi talipleri olan ve olması doğal olan bir yeteneği gelmeye ikna etmek dahi bir aşamadır. Hayırlı olsun.
 
Hayırlı olsun. İnşallah yaptığımız yatırımın karşılığını alırız. Ribery'den beri, ben de dahil, pek çok taraftarın gönlünde böyle genç bir yıldızı parçalı formamızla izlemek vardı.
 
En doğru transfer hamlesi. Yaşı geçmiş futbolu düşüşe geçen oyuncuların transfer edilmesinden bıktık. Artık genç yetenekli isimlerin alınması gerekiyordu. Bundan sonra Galatasaray'ın transfer politikası bu şekilde olmalı.
 
Rüzgarın oğlu. İlk maçı olması ve son 30 dk görev almasına rağmen Melo ile birlikte takımın en iyisiydi. Helal olsun. Böyle devam etsin.
 
Gönül ister ki hep kalsın, böyle bir oyuncuyu kimse kaybetmek istemez ama tutmamız çok zor. Galatasaray tarihinin rekor bonservisini kazanacağız kendisinden ama bir an önce sözleşmesini uzatmak lazım.
 
Portekizli genç yıldızımız Bruma, 2 Ekim Pazar günü oynanacak Antalyaspor maçı öncesi düzenlenen basın toplantısında konuştu. Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Medya Merkezi’nde düzenlenen toplantıya "Kendi sahamız ve seyircimiz önünde de oynasak zor bir maç bizi bekliyor" sözleriyle başlayan Bruma, basın mensuplarının sorularına şu yanıtları verdi:
“GALATASARAY’I TERCİH ETTİM”
Sezon başında gelen teklifler vardı ama Galatasaray'da kalmayı tercih ettim. Bu tercihimden dolayı da pişmanlık duymuyorum. Her maç, her antrenmanda kendimi geliştirmek ve takıma maksimum faydayı sağlamak istiyorum.
Beşiktaş'a karşı öyle bir an denk geldi ve güzel bir gol attım. Şükürler olsun ki bir sakatlık olmadan bir maç daha geçti. Böyle bir gol attığım için mutluyum. Takıma faydalı olabildiğim anlarda daha da mutlu oluyorum.
İyi oynamaya devam ettiğinizde bazı teklifler gelecektir. Burada oynamaktan ve olmaktan çok mutluyum. Tek hedefim kontratım boyunca fayda sağlamak istiyorum.
“DAHA KUVVETLİ HİSSEDİYORUM”
Galatasaray'a ilk geldiğimde çok daha zayıftım. Her geçen gün daha da bilinçleniyorum. Çalışmalarıma, beslenmeme çok önem veriyorum. Şimdi kendimi daha fit, kuvvetli ve hazır hissediyorum. Beni örnek alan gençlere vereceğim öğütlerim var. Her antrenmanı bir maç gibi görüp hazırlanmaları, hocalarını dinlemeleri gerekiyor. Yemek ve dinlenmelerine de önem vermeleri gerekiyor. Takım arkadaşlarına duyacakları saygı da çok önemli. Tanrı da izin verdiğinde çok iyi futbolcu olabilirler...
Galatasaray'daki ilk iki senemde güven elde edemedim. La Liga'ya kiralandım. Bence bu doğru bir seçimdi. Kişilik ve futbol olarak kendimi bulduğumu ifade edebilirim. Bu da Galatasaray'daki başlangıcıma ve performansıma yansıdı.
“LEVENT NAZİFOĞLU’NUN İSTEĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİM”
Beşiktaş maçında boşluk buldum ve kendimi denemek istedim. Devamı da geldi. Kendi güvenimi yenilemem için bu gol çok önemliydi. Takım olarak tabii ki galip gelmek isterdik ama beraberliği de önemli bir deplasmanda kötü algılamamak gerekir. Levent Bey'in (Nazifoğlu) benden bir gol talebi vardı, onun da isteğini yerine getirdiğim için çok mutlu oldum.
Eleştiriler tabii ki olacaktır. Ama önemli olan benim ne hissettiğim, takıma ne kadar yardımcı olabildiğim ve teknik ekibin benimle ilgili ne düşündüğü... Eleştiriler bundan önce de oldu sonra da olacaktır...
"YILDIZLAR DESTEK OLUYOR"
Çok genç ve gelişime açık bir oyuncuyum. Burada önemli takımda, önemli yıldızlarla oynuyorum. Sadece Sneijder değil, Selçuk, Podolski gibi hem kaliteli hem tecrübeli oyuncularla birlikte olduğum için çok şanslıyım. Yolun başında olan biri olarak onlarla fikir alışverişi yapıyorum. Onlar da gelişimimde önemli pay sahibi oluyor...
 

Üst