Ekrem Abi’nin hikayesi tek sağlam yabancı ile çıktığı Fenerbahçe maçı ile başladı…
Derya Hoca’nın o maç için “Maç 5’e 5 oynanıyor” sözü hala akıllarda…
Kadrosu, gücü sınırlı olsa da ne yaptığını bilen bir takım vardı sahada…
Farklı kaybetsek de, umutla bakıyorduk yarınlara…
Sonra Türkiye Kupası geldi Sancho’nun buzzer beater’ıyla.
Alba da dönmüştü, tam koyduk gidiyoruz derken,
Önce Whalen skandalı sonra 20 dakikalık Euroleague kazası geldi başımıza…
Herkes umudunu kaybetmişken, takım kaybetmedi; kazandı kritik maçı deplasmanda…
Saha avantajını kazandığımızda 3. Maç öncesi basın girişinde yüzlerdeki heyecan akıllarda…
Verilen mektuplar verilmeyen basket faul ve buzzer beater…
Kaybedilen şampiyonluk değil, umutlardı…
Bütçe küçüldü ama Ekrem Abi hedef küçültmedi…
Kadro küçüldü ama yürekler büyüdü…
Galatasaray büyük başarılarını hep zor zamanlarında kazandı…
UEFA Kupası, 2006 ve 2008 şampiyonlukları…
Sanırım bu kulübün genlerinden kaynaklı…
Hayatı bu kulüpte geçen Ekrem Abi inandı, takım inandı ve bizi imkansıza inandırdı…
Sadece Ekrem Abi’nin yanında olmak için gittiğim Ankara’da Türkiye Kupasını kaldırdı…
Yıpranmadan dönelim diye gittiğimiz turnuvada Euroleague kupasını kazandırdı…
Ekrem Abi ve oyuncular kahraman değil bence manyaktı…
Dünyanın en iyi takımına 25 sayı fark atılır mı?
En iyilerin karşısında 29 sayı atılır mı?
Süre dolarken uzaydan üçlük yollanır mı?
Her maç 40 dakika oynanır mı?
Bunları yapan benim için kahraman değil manyaktır!
Tüm bunları yapanlar Türkiye Ligini bırakır mı?
Suyun öte yakasının dizleri titriyordu artık…
Psikolojik üstünlük bizdeydi…
Hem de daha önce kafa kafaya girilen her maçı kaybetmişken…
1 – 0, 2 – 0; soyunma odasını boyama planları yapılırken…
Bilindik senaryonun fazlası, küfürler, hakaretler, verilen ve verilmeyenler…
Ama artık sabrı taşmıştı Galatasaray’ın…
Herkes için tek ihtimal vardı…
Pazartesi tek sonuç Galatasaray Zaferiydi…
15.000 kişi maça öyle girdi ki 4-0’da mola geldi…
Takım daha ilk periyotta maçı bitirdi…
ABD milli takım oyuncusu sakatlık numarasıyla sahadan kaçma niyetindeydi…
Taraftar inletti İpekçiyi; Takım da aldı hak ettiğini…