Avrupa’da devlerin sahne aldığı, basketbolun en üst seviyede oynandığı, müthiş organizasyon. Geçen seneden itibaren değişen formatı ile çok daha zorlu, çok daha efor isteyen uzun bir maraton. Son iki senede en yüksek bütçeli, en büyük favoriler değil de bir nevi “plase” konumundaki Olympiacos, Avrupa’nın en büyüğü oluyor. Bu da olayı çok daha zevkli, çok daha çekici bir hale getiriyor. Zira sporun doğasında vardır, bir “bilinmezlik”, bir “sürpriz”.. Kimsenin ilgisini çekmez, başından beri ağır favori olan iki ekibin finalde karşılaşması, hep bir “kahramanlık hikayesi” ararız bu tür serüvenlerde, ve son iki senede Olympiacos bir “general” önderliğinde bu hikayeyi yazıyor, herkesin saygısını kazanıyor. Bu sene işler biraz daha değişti, Olympiacos’un rakipleri biraz daha güçlendi, biraz daha kadrolarını oturttular, bunun yanı sıra Olympiacos da “parça” değişikliklerine gitti. Hines, Antic, Papanikolaou gibi çok değerli parçalar ile yollarını ayırdılar, ancak bir sistem takımı oldukları akıllarından çıkmamaları ve generalleri hala takımın başında; Vassilis Spanoulis.
Euroleague yolunda favori gözüken bir kaç ekibe göz atmakta yarar var; Galatasaray, Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker özelinde bir takım değerlendirmesini daha önce yaptığımız için onları biraz da es geçerek, bu yazıya başlayalım;
FC Barcelona
Kadro; (Coach: Xavier Pasqual)
PG; Marcelinho Huertas, Victor Sada, Jacob Pullen
SG; Juan Carlos Navarro, Brad Oleson
SF; Kostas Papanikolaou, Alex Abrines
PF; Erazem Lorbek, Bostjan Nachbar, Marko Todorovic
C; Ante Tomic, Maciej Lampe, Joey Dorsey
Öncelikle Avrupa’nın en değerli kadrolarından birine sahip, Barcelona. Uzun anlamında bakarsak en iyisi de diyebiliriz. Geçen sene müthiş bir performans gösteren ve Avrupa’nın belki de Krstic ile birlkte en iyi pivotu olan,Ante Tomic‘e sahipler. Tomic bulunduğu takım için büyük bir lüks, hücumda takımın tamamına işlevsellik kazandırabilecek, oyun kurucu olarak kullanabileceğiniz bir pivot. Bitiriciliğinin yanında, oyun görüşü ve pas kalitesi oyunu açmada önemli bir faktör. Savunmada da uzun boyu ile adeta bir kaleci gibi davranabiliyor. Ama Barcelona’nın uzun rotasyonunda sahip olduğu tek lüks Tomic değil, son sene oyun anlamında bir düşüş yaşasa da yine Avrupa’nın en iyi uzun forvetlerinden birine sahipler, Erazem Lorbek. Hem dışı şutu ile oyunu açabilen, hem sırtı dönük oyunu bulunan, bunun yanı sıra yüksek oyun görüşü ile “uzunlar arası pas” olayını fazlası ile yapabilen bir isim. Ve bu iki ismin yanına çok değerli eklemeler yaptılar, Maciej Lampe, Joey Dorsey ve Bostjan Nachbar. Lampe aslında biraz da Lorbek’e benzeyen, skorun her türlüsü atabilen bir uzun. 4-5 pozisyonlarının ikisini de oynayabilen, esneklik katabilen bir oyuncu. Laboral’de çok iyi performans göstermişti, keza son senesini iyi geçiren, Avrupa’nın tecrübeli isimlerinden Nachbar’ı da alarak rotasyona derinlik kattılar. Nachbar yer yer kısa forvete kayarak takıma esneklik katacaktır. Ve uzun rotasyonunun kısmen atletiklik eksikliğini kapatabilecek, Olmpiacos ile parlayan Dorsey. İkili oyun konusunda en başarılı isimlerden olan Huertas ve oyun aklı çok yüksek olan Navarro’nun çok ekmeğini yiyecektir, savunmaya da sertlik katacaktır. Barcelona adına en nemli ekleme ise kuşkusuz Pete Mickael’in yerine gelen Kostas Papanikolaou oldu. Mickael’in Barcelona’da yeri çok özeldi, hem tecrübesi, hem yetenekleri, hem de sorumluluk alan yapısı ile işleyen çarkın, özellikle de iki sene önce kusursuz işleyen sistemin en önemli parçalarından biriydi.Ancak ilerleyen yaşı ve geçirdiği rahatsızlık basketbolu bırakmasına yol açtı, sezon içi dönebilir deniyor ama tam bilinmez. Papanikolaou ise Avrupa basketbolunun yeni nesil en önemli oyuncularından biri, atletik, çok daha aktif, takım uyumu yüksek. Guard rotasyonunda ise pek fazla değişiklik yaşanmadı, aynı isimler ile yola devam. Ve tabi lider de değişmedi; Juan Carlos Navarro.
Şampiyonluk olmadan geçen üç sezon yaşadı, Barcelona. 2009-2010 yılında kusursuz bir basketbol oynayarak rakiplerini alt etmiş, “Avrupa’nın en büyüğü” olmuşlardı. Ana hatlar; Navarro, Lorbek ve Mickeal’di. Mickeal ayrıldı, Navarro ve Lorbek o günlerinden uzaktalar. Ancak yeni eklemeler özellikle de pota altında ellerini çok güçlü bir hale getirdi. Papanikolaou’nun performansı kilit rollerden olacaktır elbet ama esas kritik nokta 33 yaşına gelen “esas oğlan”ın yapacakları, zira kısa rotasyonunda biraz daha eksik kalmış gibiler, “La Bomba” performansını devam ettirir, bu yorucu Euroleague maratonun sonunda formda ve dinç olursa, en büyük favori konumundalar.
[divider]
CSKA Moskova
Kadro; (Coach: Ettore Messina)
PG; Milos Teodosic, Jeremy Pargo, Aaron Jackson
SG; Vitaly Fridson, Alexey Zozulin
SF; Sonny Weems, Vladimir Micov, Evgeny Voronov
PF; Viktor Khryapa, Andrey Vorontsevich
C; Nenad Krstic, Kyle Hines, Aleksander Kaun
Eurolegaue Tarihi’nin en başarılı takımlarından biri, Real Madrid’den sonra en çok “Avrupa’nın en büyüğü” olan kulüp, Euroleague’in en yüksek bütçeli takımı ama bunca yatırıma karşın 2008’den beri gelmeyen şampiyonluk. Takımın başına geçen sene Messina’yı getirdiler, ama yine arzulanan hedef yakalanamadı. Ama yapıyı bozmadılar, geçen seneye üç ekleme yaparak yola çıkıyorlar; Jeremy Pargo, Vitaly Fridzon ve Kyle Hines. CSKA, Avrupa’nın “doğal uyumu, genetik uyumluluğu” en iyi ikilisine sahip; Milos Teodosic&Nenad Krstic. İki Sırp sahada adeta telapati yolu ile iletişim kurabilecek seviyesindeler. Teodosic üzerine yapışan “loser” damgasına rağmen, Avrupa’nın en iyi üç guardından biri. Akla Spanoulis ve Diamantidis ile birlikte gelen ilk isim. Bu sene ayrılması gündemdeydi, Fenerbahçe Ülker kendisi ile fazlasıyla ilgilendi, ancak her ne kadar hakkında soru işaretleri doğmasına sebebiyet verse de Teodosic çok değerli bir parça. Bu sene bir farklı motivasyon ile oynayıp, artık en zirveye çıkmak isteyecektir. Yapılan takviyelerde en dikkat çeken isim; Kyle Hines. Son iki senede Olympiacos, Euroleague şampiyonluğuna uzanırken Antic ile birlikte yakaladıkları uyum müthişti. Pozisyona göre oldukça kısa olmasına karşın pozisyon bilgisi oldukça gelişmiş bir isim olan Hines, CSKA rotasyonunun en değerli parçalarından biri olacaktır. Bunun yanı sıra kadroda Khryapa ve Kaun gibi iki uzun da mevcut. Uzun rotasyonu olarak onlar da oldukça iyi konumdalar. Kısa rotasyonunda ise Fridzon ve Pargo takviyeleri geldi. Fridzon, geçen senede Khimki’de oldukça iyi bir sezon geçirmişti, CSKA’nın şutör eksikliğini kapatıp, sistemi içi uyumu ile önemli isimlerden olacaktır. Ayrıca yine geçen sene değerli işler yapan Weems, skorerliği ile bu sene de CSKA’nın kritik isimlerinden biri olacaktır.
CSKA, bu dönem piyasada geçmiş yıllara oranla daha az aktif olsa da, Messina ile geçirecekleri ikinci yıl olması, daha oturmuş bir kadro olacak olmaları, daha “Messina Takımı” olacak olmaları, onlar adına yeni sezonun önemli artılarından. Yine geniş bir kadroya sahipler, yine doğru parçalar var, her yönde katkı verebilecek isimler var; kritik nokta yine “O An” geldiğinde bu sefer çıkıp bir lider, takımı “winner” yapabilecek mi? Teodosic, bu sefer o “loser” sıfatını üzerinden çekip atabilecek mi? Yoksa bir kez daha üzülen, kaybeden tarafta mı olacak, yine sinirlerine hakim olamayıp kontrolünü mü kaybedecek? Yine maçın sonunda topu havaya dikecek? Bu sefer hikayenin sonu CSKA adına nasıl bitecek hep beraber göreceğiz.
[divider]
Real Madrid
Kadro; (Coach: Pablo Laso)
PG; Sergio Llull, Sergio Rodriguez, Dontaye Draper
SG; Jaycee Carroll
SF; Rudy Fernandez, Tremmel Darden
PF; Nikola Mirotic, Felipe Reyes
C; Ioannis Bourousis, Marcus Slaughter, Salah Mejri
Olympiacos’un geçen sene Final Four’un finalindeki kurbanlarıydılar, en son şampiyonluk ise 1995’te Zeljko Obradovic ile gelmişti. Laso takımı korudu ve yapıyı bozmadı, sadece uzun konusunda değişikliğe gittiler.Begicile yolları ayırırken, Avrupa’nın elit pivotlarından Yunan Ioannis Bourousis ile anlaştılar. Bourousis, en iyi pota altı skorerlerinden biri. Geçen sene bu pozisyonda oynayan Begic, özellikle savunmada önemli işler yapsa da hücum anlamında Bourousis onalara çok daha fazla fayda sağlayacaktır. Ayrıca Slaughter’ı da kadroda tuttular, oyuna getirdiği hareket ve atletikliği ile takımın önemli parçalarından biri. Bir dönem kendisini Karşıyaka forması ile de izlemiştik. Uzun rotasyonunun diğer isimleri ise, tecrübeli Reyes ile son senelerde Euroleague’in yükselen değerlerinden Nikola Mirotic. 22 yaşındaki uzun forvet selefi Velickovic’in ilk yılı hariç veremediği katkıyı, düzenli kendini geliştirerek Madrid’e fazlası ile veriyor. Kağıt üzerinde özellikle de hücum anlamında Bourousis ile çok iyi bir ikili olacaklarını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra takım çok değerli guardlara emanet; Llull, Rodriguez, Draper. Hem takımı yönlendiren, hem de ritm bulduklarında skor yönüne çok katkı yapabilen isimler. Geçen sene Draper, Euroleague’de fazla süre bulamıyordu. Bu sene Suarez’in takımdan ayrılması ile beraber, takımı sık sık çift guard oynarken görebiliriz, bu sayede de Draper’ın süreleri artacaktır. Sergio Rodriguez, Avrupa’nın en iyi organizatör guardlarında biri. Rodriguez küçük yaş gruplarından itibaren yeteneği ile öne çıkan bir oyuncu idi, şimdi ise tecrübesi ve sakinliği ile fark yaratıyor. Keza Llull da çok değerli bir guard. Ayrıca Carroll gibi Avrupa’nın belki de en iyi şutörlerinden birine sahipler. En ufak boşluklarda dahi iş yapabilen, çok keskin bir şutör.
Kadrosunu koruyan ve geçen sene Euroleague Final Four finalini gören kadroyu bozmayan Laso’nun yine en önemli silahı; Rudy Fernandez. NBA macerası sonrası Real Madrid’e döndüğünden beri takımın liderliğini üstlenen İspanyol, geçen sene çok yaklaştıkları ama başaramadıkları Euroleague’i kazanmak için bu sene takıma liderlik edecek. Oyunun içinde her alana katkı verebilen Rudy, Euroleague’in en özel oyuncularından biri. Real Madrid kadro yapısı olarak Barcelona ve CSKA’nın biraz gerisinde gibi gözükse de oturmuş yapısı, oynadığı oyun ile yine en önemli favorilerden.
[divider]
Olympiacos Piraeus
Kadro; (Coach: Giorgos Bartzokas)
PG; Vassilis Spanoulis, Acie Law
SG; Kostas Sloukas, Vangelis Mantzaris, Dimitrios Katsivelis
SF; Matt Lojeski, Stratos Perperoglou
PF; Giorgios Printezis, Brent Petway, Ioannis Papapetrou
C; Mirza Begic, Bryant Dunston, Cedric Simmons, Dimitris Mavroeidis
Son iki senenin Euroleague’de ayrı ayrı hikayeler yazan, dramatik zaferler ile “Avrupa’nın en büyüğü” olan, vakti zamanında en yüksek bütçeli kadroları kurarak ulaşamadığı başarılara, bir “general” etrafında toplanan askerler ile ulaşan Olympiacos, bu sene önemli kan değişikliklerine gitti. Pota altını Priztezis hariç tamamen değiştirdiler. Antic NBA’e giderken, Hines da CSKA’nın yolunu tuttu. Gelenler arasında en dikkat çeken ve tanınan isim Mirza Begic. Olympiacos Hines&Antic ile uyumunu yeni uzun rotasyonu ile nasıl sağlayacak göreceğiz, ancak Begic hareketli bir uzun olmasa da “kalecilik” görevini iyi yaparak, pota altı savunmasında etkili olabilir. Geçen sen Euroleague Final Four finalinde Real Madrid forması ile savunmada iyi işler yapmış, maçın bir bölümünde yaptığı üç blok ve bozduğu atışlar momentumun yakalanmasında pay sahibi olmuştu. Diğer ABD’li oyuncular iseBryant Dunston haricinde pek bilinen isimler değil. Dunston geçen seneyi İtalya’da Varese’de geçirmişti. Önemli performans gösteren Dunston atletik, güçlü ve iyi bitirici olması ile Hines’ın yerini doldurmaya en büyük adaylardan biri. Dunston bu sene Olympiacos’un en kritik parçalarından biri olmaya aday. Diğer transflerden Petway son iki sezonu Yunanistan’da geçirmişti. Cedric Simmons ise sert, ribaund yönü kuvvetli ve ani sıçrayışlara sahip olan yapısı ile draft analizlerinde kendinden söz ettiren bir oyuncuydu, o da geçen seneyi İtalya’da geçirdi. Olympiacos’da br diğer önemli değişim ise Papanikolaou’nun ayrılması ile yaşandı. Papanikolaou, Barcelona’ya satılırken yerine Belçika Ligi’nin MVP’si Matt Lojeski geldi. Papanikolaou’dan farklı tarzda bir isim olan Lojeski, oldukça iyi bir skorer. Belçika Ligi’nde iki kez MVP seçilirken, Eurocup performansı da oldukça tatmin edici seviyedeydi. Olympiacos’un son iki seneden yakaladığı yüksek profilli olmasalar bile takım ile yükselen oyuncular trendinde skorerlik yeteneğini kanıtlamış Lojeski önemli işler yapabilir. Guard rotasyonunda ise kadro korundu, Acie Law takımda tutuldu.
Olympiacos kadroda önemli değişime gitti, ancak esas büyük transferini “general” Vassilis Spanoulis‘i kadroda tutarak yaptı. Transfer döneminde adı CSKA, Barcelona ve Galatasaray ile anılan Vassilis, sonunda takımında kaldı. Son iki senede Euroleague’in MVP’si olan Vassilis, Olympiacos’un sisteminin temel taşı konumunda. Kadroda özellikle uzun anlamında ciddi değişimler yaşasalar da, sistemin sürdürülebilir olmasını sağlayacak isimleri kadroya kattılar. Dunston, Lojeski gibi maliyeti çok da yüksek olmayan ancak yetenekli ve sistemde iş yapabilecek oyuncuları kadrolarına kattılar. Ve yine çok doğru parçalara sahipler, delici guard(Acie Law), skorer kısa(Lojeski), statik şutör(Perperoglou), hareketli uzun(Printezis), pota altını karartacak uzun(Begic), atletik ve bitirici uzun(Dunston).. Oyuncuların kimyası takıma uyarsa bir sürpriz daha yapmaları kimseyi şaşırtmaz, sonuçta takımın dümeninde Spanoulis olacak.
[divider]
Panathinaikos Athens
Kadro; (Coach: Argiris Pedoulakis)
PG; Dimitris Diamantidis, Roko Leni Ukic
SG; Michael Bramos, Ramel Curry, Nikos Pappas
SF; Jonas Maciulis, Vladimir Jankovic
PF; Antonis Fotsis, James Gist
C; Stephane Lasme, Loukas Mavrokefalides, Mike Batiste
Maccabi Electra Tel Aviv
Kadro; (Coach: David Blatt)
PG; Tyrese Rice, Yogev Ohayon, Moran Roth
SG; Ricky Hickman, Sylven Landesberg, Yuval Naimy
SF; Devin Smith, Joe Ingles
PF; Lior Eliyahu, Guy Pinini
C; Shawn James, Alex Tyus, Sofoklis Schorsanitis
[divider]
Euroleague’in Final Four adayı takımlarından başlıcaları hakkında bir şeyler söyledik, Panathinaikos ve Maccabi hakkında o kadar detaya girmeye gerek yok. İki takımda geçmiş kadrolarına nazaran daha iddiasız ekipler konumundalar ancak sistem ve gelenek takımı olduklarından her zaman Final Four denildiğinde, o mücadelenin içine girecek takımlar. David Blatt, Avrupa’nın en iyi coachlarından biri ve elindeki malzemeden çok iyi işler çıkartıyor. Hickman, Smith, Shawn James gibi değerli parçalarla ile yine Play-Off görüp , Final Four’u zorlaması muhtemel takımlardan biriler. Keza Panatinaikos da her ne kadar Obradovic’in ayrılışından sonra geçen sene Final Four göremese de Avrupa’nın en iyi oyun kurucularından biri olan Diamantidis‘in liderliğinde, gelenekleri olan bir takım olarak o mücadeleyi vereceklerdir. Bu sene Maciulis ve Lasme’yi kadroda tutup, Mavrokefalides ve Fotsis gibi eklemeler de yaptılar. Final Four kapısını sonuna kadar zorlayacak ekiplerden biri konumundalar.
Daha önce Galatasaray, Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker’i ele alan bir şeyler karaladığımdan dolayı tekrara düşmemek adına yeniden bahsetmedim, ancak şunu da söylemek lazım üç takım da Play Off adayı, Final Four’u zorlayacak ekipler. Barcelona, CSKA, Real Madrid diğer takımlardan önde gibi görünse de Olympiacos son iki sezonda bize basketbolun ne denli sürprizlere açık olduğunu, önemli olanın bütçeden ziyade takım olgusu olduğunu gösterdi. Euroleague her zaman en yüksek bütçeli takım kazanmıyor veya en yüksek bütçeli dört takımı Final Four’a almıyorlar. Play Off ve Final Four için; Barcelona, CSKA, Real Madrid, Olympiacos, Panathinaikos, Galatasaray, Fenerbahçe Ülker, Anadolu Efes, Maccabi Electra gibi ekipler mücadele verecektir. Bunun dışında Laboral, Zalgiris, Lokomotif Kuban ve EA7 Milano gibi ekipler de bu yarışı zorlayacaklardır.
Sonuç olarak yine bizi mücadelenin ve basketbol kalitesinin üst düzey olduğu, sonunda yne kahramanlık hikayelerinin çıkması muhtemel bir Euroleague sezonu bizi bekliyor.
“I feel devotion..”