“Bir renge ve isme malik olmak, Türk olmayan takımları yenmek…” Bu söz, bu kuruluş amacı hiç bu kadar yakın olmamıştı erkek basketbol takımımıza. Şöyle dönüp baktığımızda Galatasaray’ın Eurocup’ta oynadığı 11 takımı da yendiğini görüyoruz. Kaldı Strasbourg. Galatasaray, Eurocup’taki 12.rakibi de dize getirecek ve kupayı taraftarıyla, oyuncusuyla, teknik kadrosuyla Abdi İpekçi’de kaldıracak…
Saha içi ve saha dışı hikayeleriyle özel bir sezonu yaşıyoruz. Aslında bu hikayeyi geçen sezonun sonunda yazmaya başladık. Ergin Ataman’ın yeni sezon öncesi dile getirdiği “Bizi Euroleague’e almadılar ama biz Eurocup’ı alıp Euroleague’e gideceğiz” sözü taraftar için ciddi bir kenetlenme nedeni oldu diyebiliriz. Keza Karşıyaka maçından beri süregelen, rakiplerine Abdi İpekçi cehennemini iliklerine kadar hissettiren, Renfroe’nun şutunda bloğa Micov ve McCollum ile kalkan taraftar da bu sezon alkışı fazlasıyla hak ediyor.
Joey Dorsey’inEurocup’ta transfer dönemi kapandıktan sonra Barcelona ile anlaşması, Lasme’nin elde kalan tek pivot olması, uzun süreli sakatlıklarının ardından basketbola dönen iki oyuncu Curtis Jerrells ve Chuck Davis’ten beklenen o katkının bir türlü gelmemesi fazlasıyla can sıkıcıydı.
Biraz saha içindeki hikayelerden bahsedelim. Elindeki kırık iyileştikten sonraki ilk maçına çıkan McCollum’dan mesela.. O gün müthiş bir özveriyle oynayan, kendisinden 20 cm uzun Kerem Gönlüm’ü korkusuzca bloklayan McCollum, skorer kimliğinin yanı sıra yüreğini sahaya da koyarak taraftarın gönlünde taht kurdu.
Dorsey’in ayrılmasından sonra Avrupa’da kalan tek pivotumuz olan Lasme de Colton Iverson, John Bryant, Dean Thompson, Alen Omic gibi uzunlarla boğuştu. Taraftarın, gelişine olumsuz baktığı Chuck Davis Gran Canaria yarı finalini o kadar güzel oynadı ki…
Vladimir Micov’a da özel bir parantez açmak gerek. Bayern Münih ve GranCanaria maçlarının son top savunulmasında çok kritik hamleler yaptı. Yıllarca unutulmayacak iki karede o vardı.
Ve Ergin Ataman… Hikayedeki çok önemli karakterlerden. Kötü geçen sezonun ardından “Bir daha kariyerime böyle bir leke sürdürmeyeceğim” demeciyle, camiayı Avrupa Kupası hedefinde kenetlemesiyle, Bayern Münih maçından sonraki sevinciyle, Galatasaray basketbolunda her zaman özel bir yeri olacak.
Yazmaya başladığımız bu hikayenin mutlu sonunu 27 Nisan Çarşamba gecesi Abdi İpekçi’de tamamlayacağız, bu hikayenin bir parçasında ben de vardım demek için Abdi İpekçi’yi bir kez daha cehenneme çevirelim. Kaldı iki!
Doğan Malkoç