Isıtan bahar güneşinde, ahenkle eşlik etmenin uzağında olan serin ve Olimpiyat Stadı hızındaki rüzgarla; diri kılan bir havada Florya'ya ruh temelli bakıldığında tatminkar bir biçimde veda ettik.
Laurita'nın maç sonunda ailesiyle ve takım çevresindeki İspanyolca aşıklarıyla kurduğu iletişim, saha içinin yanı sıra saha dışında da devre arasının yegane doğru transferi olduğu hissiyatını verdi.

İspanyolca dans gibi, ritmiyle yaşıyor olma duygusunu veren bir dil.
Arzu ve Eda'ya Avrupa performansımız için ettiğim teşekkürü, genç tribüncü kardeşlerimiz trollese de; kış döneminde eksi derecelerde Olimpiyat Stadı'ndaki Şampiyonlar Ligi son 16 grup maçlarına geldiklerini ifade ederek, sarsılmışlık üzerinden şefkati hak ettiklerine dair şüpheye mahal bırakmadılar.
Berna'yla Avrupa sezonu için teşekkürü, yerel ligde gelecek sezona dair işarette bulunmayı yüz yüze bir iletişimle gerçekleştirmek de; tesislerden ayrılırken gözümün arkada kalmamasını sağladı. Florya'nın özellikle 2020'lerin kültürel alanında oyuk vari bir boşluğu doldurmasına fazlasıyla müteşekkirim. Gsbasket'in eskilerinden parçalı katılımlar da, azımsanmayacak bir nicelikte yaşandı.
Son haftaya dair, konu FOMGET ve Fenerbahçe'ye eşit yaklaşmak; biz Şampiyonlar Ligi son 32 turundaki Prag deplasmanıyla sezonu kazandık, lig sizin kavganız demekse Sabastine-Manga ikilisiyle başlamamız gerekir. Zira Şampiyonlar Ligi iskeletiyle, yani Arzu-Staskova'yla iç sahadaki Fenerbahçe derbisine başlasaydık, kazanamamamız ancak futbolun azizlikleriyle mümkün olurdu. Bu da puan durumunda, FOMGET'in o hafta itibariyle lider olması anlamına gelirdi. Fenerbahçe'nin de zurna zırt dediği anda, geriye düştüğünde reaksiyon verebilme yetisi hepimizin malumu.
Son haftaya dair, konu Galatasaray gibi sahada olmaksa; büyüklük bizde kalsın diyerek Arzu-Staskova ikilisiyle başlarız. Amatör branşlarda, özellikle basketbolda 2010'ların devasa rezilliklerini saniyeliğine de olsa hatırlamamız ihtimalinde; sahaya maç sonu takımla hatıra fotoğrafı çektiren alt yapıdaki küçük kızlarla çıksak yeridir.
2000'lerde doğan jenerasyonun, bizim jenerasyonun duyguları uçlarda hissedip astro-fiziğe konu olacak biçimde patlayan hallerinden eser taşımaması sebebiyle; ben ikinci senaryoya reaksiyon vermem. Profesyonel erkek futbolda, 2009-2010 sezonunun o epik sonunu iç sahadaki Bursaspor beraberliğiyle biz hazırlamıştık, sırf o sezon aksinin yaşanması için onlarca sebebimiz olduğu halde.