Arabesk Hayatlar (Sedat İncesu Yalnız Değildir)

Bir sabah uyandığınızda belinizden aşağısının tutmadığını düşünün bir an için... Tekerlekli sandalyede hayatınızı sürdürmek zorundasınız, insanlar size acıyan gözlerle bakacaklar, iş bulmakta, hatta adam yerine konmakta zorlanacaksınız. "Engelli" sıfatı yapışacak üzerinize, asıl engelin beyinlerinde olduğunu görmekte aciz insanlar tarafından. "Özürlü" diyecek bazıları, kabahatlerinin ne kadar büyük olduğunun farkında olmadan. Hayatınızı normal akışında sürdürebilmek varken, yaşamı sizin için çekilmez hale getirilecek.

Kaldırımlara çıkamayacaksınız bazen. Asansör, otobüs, metro kullanamayacaksınız. Tek sebebi size uygun ortamın hazırlanmamış olması olacak. Bacaklarını kırıp ellerine vermek isteyeceksiniz.

Kimi zaman bir trafik kazası bu sıkıntınıza neden olacak, kimi zaman kanser, kimi zaman bir doğal afet. Bazen doğduğunuz andan itibaren bu dezavantaja sahip olacaksınız. Bu yaşamanıza engel mi?

Spor, fiziksel ve zihinsel dezavantaja sahip insanların normal yaşantıya dönmelerini ve/veya günlük hayata adaptasyonlarını oldukça kolaylaştıran bir olgu. Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nın kurulmasındaki temel nedenlerden biri de budur zaten. (Galatasaray ayrıca binicilik sporu ile bu alana katkı vermektedir.)

Bilindiği üzere o dönemki başkanımız rahmetli Özhan Canaydın ve şu an da şubenin başında yer alan Sinan Kalpakçıoğlu tarafından kuruldu. Takımın başına yönetim meziyeti en az Galatasaraylılığı kadar iyi olan Sedat İncesu getirildi ve şu an yedinci sezonunda.

Takımın bu yedi sezon boyunca kazandığı başarıları Türkiye'de hiçbir spor branşında, hiçbir takım elde edemedi. 7 sezonda yalnız 8 mağlubiyet ile 1 kere Birinci Lig şampiyonluğu, 5 kere üst üste (Üçü namağlup olmak üzere) Süper Lig şampiyonluğu, 3 Şampiyonlar Kupası şampiyonluğu ve 3 Kitakyushu Kupası (Kıtalararası Kupa) şampiyonluğu kazandı. Özel turnuvalar da cabası... (Şu anda yedinci sezonun içerisindeyiz.)

Kazandığı başarıların yanı sıra bünyesinde bulundurduğu sporcuların yaşantılarında göstermiş olduğu etkiyi Sedat Hoca bu sene Kitakyushu Kupası şampiyonluğu sonrasında Özgür'ün bavullarını taşıdığı görüntüler eşliğinde kendisi anlatmıştı. Özgür'ün kendi eşyalarını taşımasının garipsenebileceğini ama amaçlarından bir tanesinin de onların herhangi bir dezavantaja sahip olmayan insanlar gibi yaşaması için ellerinden geleni yapmak olduğunu, sporculuk kariyerlerinin kendilerine güvenlerini yerine getirdiğini ve bu görüntülerin güzelliğini anlatmıştı, ben de tatlı tatlı dinlemiştim. (Galatasaray TV kayıtlarından bulup, izleyebilirsiniz.)

Bütün bunları neden anlatıyorum?

Malumunuz, Arda Turan bir televizyon programına telefon ile bağlanmış ve tepki verilebilecek çeşitli sözler söylemişti. Gazetelerde ve internet ortamında Galatasaray taraftarı çeşitli reaksiyonlar verdi ve Arda da dün gece TRT 1'deki spor programına bağlanarak kendince kıvırmaya çalıştı.

Bu sözlere tepki veren isimlerden bir tanesi de Sedat İncesu'ydu. Sedat Hoca ne dedi?

"Bu kulüp dediğin Galatasaray'dır Arda efendi... Yemek verilmemiş... Adamlık , Sporculuk, takım ruhu karnı açken cebinde son kalan bozuklukları birleştirerek servis arabasına ancak 15 TL lik mazot alarak antremana gitmektir. Şartlar ne olursa olsun kulübüne ihanet etmemektir. Sende haklısın yemek verilmediği için açlıktan gözün kararmıştır görememişsindir Engelsiz Aslanların Galatasaray için verdiği savaşı..."

Bugün Mehmet Demirkol isimli insanın malum televizyon kanalındaki programı izlerken söz doğal olarak Arda konusuna geldi. Beyefendiler Arda'nın sözlerinde herhangi bir sıkıntı olmadığını, kendisinin Galatasaray'ı çok sevdiğini, bu sözlere esas tepki vermesi gerekenlerin Atletico Madrid takımının taraftarı olduğunu söylediler. Bağış Erten konu ile ilgili programa bağlandı, "Bu kulüp" lafına takılmaması gerektiğini söylediler, insanların tepki gösterdiği diğer mevzuyu göz ardı ederek. Telefon kapandı, M.D. insanların attığı mesajları okudu ve en sonunda sıra Sedat Hoca'nın sözlerine geldi. Mehmet Demirkol sözleri okumaya başladığında Fuat Akdağ "Okuma Allah aşkına." diye bir tepki gösterdi. Demirkol okumaya devam etti ve sözlerinin sonunda "Bunları söylemek de arabesk sanatçılığıdır." dedi. Akabinde Abdurrahim Albayrak'ın söylediği sözlerden bahsederken kendisinden "Bir yönetici" diyerek bahsetti ve kendince tepki gösterdi. "Kitleleri galeyana getirmektir!" Arda'nın sözlerinin izlenmediğini iddia eden bu ismin sayın Albayrak'ın konuşmasını izlemediği o kadar belliydi ki.

Demirkol ve Akdağ ikilisi: Sedat Hoca ile hayatınızda kaç kere karşılaştınız? Onun savaştığı bu yolda sizin katkılarınız ne oldu? Hangi cüret ile kendisini küçümeyici tavırlarla bu sözleri söyleyebiliyorsunuz? Bütün bu sözleri söylerken "Arabesk sanatçılığı" tanımlamasını kullanan Demirkol bir sektörü de küçümsemiş oldu. Bu sözleri söyleme hakkını nereden alıyor?

Elit tavırlarla kendisini önemli insanlar olarak gören bu ikilinin, özellikle Demirkol'un, Engelsiz Aslanlar'ın başarılarından ne kadar haberi var? Arda'nın Türk futboluna veremediğini Sedat Hoca'nın, ekibinin ve Engelsiz Aslanlar'ımızın Türk sporuna kattıklarının farkındalar mı? Son dönemde yaptığı tek şey konuşmak olan Arda Turan ile bu insanların arasındaki Arda lehine tek fark popülarite ve para iken, Aslanlarımızın sportif başarılarını göz ardı etmek de ne oluyor?

Bu ikili, özellikle Demirkol, Türk sporunun uluslararası arenada en başarılı olan federasyonlarından bir tanesinin Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu olduğunu biliyorlar mı? Türk futbolu bırakın olimpiyatları, kendi branşlarındaki şampiyonalara katılmakta zorlanırken, olimpiyat oyunlarına denk paralimpik oyunlarında Türkiye'yi olimpiyatlarda temsil etme hakkına sahip olan ilk takımın tekerlekli sandalye basketbol milli takımı olduğunu biliyor mu? Bu takımdaki 5 oyuncunun Galatasaray'da oynadığını, Sedat Hoca'nın bu branşta dünya üzerindeki yerini?

Para ve popülarite bu kadar mı gözlerini boyuyor?

Hocamızın sözlerini yersiz bulan Galatasaray taraftarı, bu insanlar için kaç kere salonda bulundunuz? Benzer başarıyı futbolda yakalasak havaalanına koşacak insanlar Engelsiz Aslanlar'ımızın başarısında sadece kuru bir tebriği internet ortamına aktararak, bazen bunu bile yapmayarak, nasıl bir iki yüzlülük sergilemektedir? Her şey futbol mudur? Spor futbol mudur?

Haydi Demirkol ve Akdağ ikilisinin içindekileri bir şekilde okuyabiliyoruz, Galatasaray taraftarının riyakarlığını nasıl okumamız gerekir?

Demirkol ve Akdağ'a sorular bitmedi. Fenerbahçe'nin voleybolda yaşadığı ve uluslararası arenadaki ender başarılarından olan "Dünya Kulüpler Şampiyonluğu"na önemli bir vakit ayıran bu ikili Engelsiz Aslanlar'ın başarılarının ardından programlarında onlara yer vermişler mi?

Sedat Hoca Arda Turan isimli futbolcuya sağlam bir Galatasaraylılık ayarı vermiştir ve bu isyanında gayet haklıdır. Bu isyan Arda Turan öznesinde bütün Galatasaraylılara ve Türk sporseverlere gösterilmiştir. Bunu algılamak bu kadar zor mudur?

Siz bu insanların gerek parkelerde, gerek dışarıda nasıl bir savaş verdiğinin farkında mızınız?

Kim oluyorsunuz da tekerlekli sandalye basketbol özelinde Türk sporuna önemli katkılar vermiş Sedat Hoca ve aslanlarına bu tepkiyi verebiliyorsunuz?

Bu sözleri söylemek arabesk sanatçılığı ise ben de, benim gibi düşünenler de en büyük jiletçi hayranlarız.

Bu konu her zamanki gibi unutulup gidecek. Demirkol'un terbiyesizliği yanına kar kalacak.

Arabesk sanatçıları, arabesk hayatlara sahip insanlar Demirkol ve Akdağ gibilerdir. Bu sözleri yersiz bulan bir kısım Galatasaray taraftarıdır. Esas engelli olanlar da...
 
Sedat Hoca ve Engelsiz Aslanlar'ın değerini,kişiliğini anlatmaya kelimeler yetmez.Ama bu insanlar neden bunca fedakarlığı yapmak zorunda kalıyor diye düşünmek lazım.
Arda ve Spor Servisi ekibi haklı olacakken haksız duruma düştüler bence.Arda'nın üslubu ve bunları Lefter anısına yapılan programda dile getirmesi,Spor Servisi ekibinin ise Arda'ya gösterdikleri hoşgörünün yarısını Sedat Hoca'ya göstermemesi hiç olmadı.Yoksa Bülent Korkmaz'ın kadro dışı kalma süreci hepimizin içinde yaradır herhalde.Arda'nın özelinde empati yapmayı başarabilen insanların Sedat İncesu'yu anlayabilmesi zor olmamalıydı ayrıca.
Yıllardır bu bölümde yırtınıyor insanlar.Galatasaray Spor Kulübü tarihinin en başarılı ve manevi yönden en güçlü takımının forması forma değil,doğru düzgün otobüsü yok,ekipmanı yok diye.Galatasaray Spor Kulübü bu tarz büyük fedakarlıklara ihtiyaç duymamalı,insanlara sadece işlerini yapabilecekleri ortamı sağlamalı.Üslup sorunu olanlara çuvaldızı batıralım ama iğneyi kulübe batırmayı unutursak Engelsiz Aslanlar'a haksızlığın en büyüğünü yaparız bence.
 
Tam Arda konusu açıldığında tv de denk geldim. Fuat Akdağ o kadar yapmacık konuşuyodu ki suratlarına tükürmek istedim. Mehmet Demirkol; Arda birazdan canlı yayında ağlıcak diyip kıs kıs gülen arabeskçilerle aynı kanalda çalıştığını unutmuş herhalde... Yalnız iğneyi sadece kulübe değil engelsiz aslanların daha fazla desteği hak ettiğini bilen bizlerede batırmak lazım...
 
Koyuyor abi vallahi koyuyor ya... Bizim göz bebeğimiz olan takımın koçuna, İmparator Sedat Hocaya böyle sallamaları koyuyor... Aslında bunlar karşısında bir şey yapamamak koyuyor... Bu sözleri söyletmek koyuyor...

Sedat Hoca ve Aslanları yalnız değildir!
 
2 tane ne olduğu belirsiz, Seda Sayan'ın yaptığından hallice bir programda ne söylemişlerse söylemişler. Benim için hiç önemi yok. Çünkü 2 adet vasıfsızı takmaya değmez. Sedat hoca karşılarına geçip höt dese yemin ediyorum umumi tuvalete çevirirler orayı korkudan. (ki muhtemelen hayatlarında görmemişlerdir resmini bile)
Sabahın köründe işi olmayan adamları hahaha hihihi tarzı bir formatla oyalayan , spor müdürü denen insanın(?) yancı rolünü üstlendiği , yavşak gülüşlü hasbelkader Galatasaray Lisesi mezunu olup lisenin bile adam edemediğinin de ''oydu buydu hahahah hihihihi'' formatında sıradan yorumlar yaptığı bi programı Sedat hoca ciddiye bile almaz. Hatta bu programdaki yancı müdür haberleri okurken bırakın yabancı isimleri ; kendi ismini bile bazen zor söylüyor. Yavşak gülüşlü ise liseden kalan tek şeyi olan fransızcasıyla bunu düzeltme adı altında iyice saçmalıyor. Sonra klasik ''hahaha hihihi''. İşte bu programın formatı bu.
Siz şimdi Sedat hocanın bu komik şebekleri ciddiye alacağını düşünmüyorsunuzdur umarım :) Kitayashi kupalarına çayını doldurup onlarla çay içse 1 hafta bardak yıkamadan yaşamını devam ettirecek olan Sedat hocayla , 8. sırada sezon bitirmiş , gözümde küme düşmüş takımın sözde kaptanı Arda'yı kıyaslamam bile. Arda efendi gitsin bi gün aslanlarımızın antremanına da Galatasaray'lılık dersi alsın. Bu kadar basit !
 
Ağız ishali olmuş adamların Sedat Hoca'nın laflarını ağızlarına alırken iki kere düşünmesi gerekir.

Sedat Hoca'ya laf eden Galatasaray'a laf etmiş olur!
 
Böyle beş para etmez, tek işlevi oturup kahve ağzıyla konuşmak olanların kendini bir halt sanması kadar sinirimi bozan başka bir şey yok. Maille falan bir şeyler yazdım ama okuduklarını, okusalar bile o beyinlerinin bir şeyler algılayabildiğini sanmıyorum. Neyse onlar konuşsun dursun, dev yerinde yine dev.
 
Yıllardır basında yazılıp, çizilenlere, konuşulanlara tepki göstermediğimiz için sürekli bunlar devam ediyor. Halbuki Galatasaray taraftarı olarak bunlara tepki göstersek, insanlar konuşurken iki kere düşünecekler.

Şike olayının medya ayağı açığa çıkartılsa/çıkartılabilse maskeleri düşecek zaten ancak bu bizlerin tepki göstermemesini gerektirmiyor.

Sedat Hoca'nın bu konuyla ilgili ne tepki verdiğini en iyi bilenlerden bir tanesiyim sanırım. Koçun bu tarz desteğe ihtiyacı var ya da yok tartışması değil bu yaptığımız. Ne olursa olsun, doğruluğuna inandığımız düşüncelerin arkasında durmaktır. Türk sporuna onun gibi katkı yapan fazla insan bulunmadığı için kendisini sahiplenme çabasıdır. Bir adım ötesi, Engelsiz Aslanlar'ımızın savaşında onlarla omuz omuza olabilmektir.

İnsanlar bazı şeyleri anlamıyorsa kafalarına vura vura öğretelim. Farkındalık yaratalım.

Burada yönetimde suç bulmak işin kolayı. Galatasaray taraftarı dönüp kendine bakmalı.

Bu forumda bile, Ahmet Cömert'e 10 dakika yürüme mesafesinde oturup aslanları yalnız bırakan insanlar yok mu?

Maç saati erken, popüler değil... Bunların hiçbir tanesi bahane değil, kimse kusura bakmasın.

Neyse, yazacak çok şey var. Zamanı geldi sanırım. Güzel bir yazı ile durumu toparlamak en iyisi olacak.

İhtiyacı olsun, olmasın: Sedat Hoca ve aslanları yalnız değildir.
 
Nihat Doğan=Arda Turan..

sömürü gevezelik ve iticilik..

Nefret ediyorum bu düzenden ve tiksiniyorum bu tip insanlardan..kendi adıma diyebileceğim tek şey bu kulüpte yetişen bu kulüpte büyüyen bu kulüp sayesinde milyon dolarlar kazanan saraylar villalar alan porschelere binip yatta kadınlarla sefalar sürüp sevgilisine sinemalar kapatanların o paralar haram olsun
 
Bir adım ötesi, Engelsiz Aslanlar'ımızın savaşında onlarla omuz omuza olabilmektir.

İnsanlar bazı şeyleri anlamıyorsa kafalarına vura vura öğretelim. Farkındalık yaratalım.

Burada yönetimde suç bulmak işin kolayı. Galatasaray taraftarı dönüp kendine bakmalı.

Bu forumda bile, Ahmet Cömert'e 10 dakika yürüme mesafesinde oturup aslanları yalnız bırakan insanlar yok mu?

Maç saati erken, popüler değil... Bunların hiçbir tanesi bahane değil, kimse kusura bakmasın.

Söylemek istediğim şeylerin bir çoğu söylenmiş burada.

"GSBasket" platformu olarak erkek ve/veya bayan basketbol takımlarının maçlarına gösterilen özeni; Ahmet Cömert'te neden göster(e)miyorsunuz peki?

Bu yıl da gördük ki, buradaki çoğunluk -birkaç kişiyi katmıyorum, onlar zaten kendilerini biliyorlardır- yine sadece "klavye üzerinden" destekliyor bu takımı. Nerede peki onca destek mesajı verenler? Bu takım için hayatındaki birçok şeyden fedakarlık yapanlara hakaret niteliğindeki bu sözde destek mesajları benim içimi acıtıyor gerçekten. Bu sene bir tek BJK maçında gördüğümüz yüzler; Karabük maçında, Karagücü maçında, Engelli Yıldızlar maçında neredeydi? Neredeydi bu kişiler yıllardır Saran ve BJK maçları dışında?

Yok efendim o adam Sedat hocaya bunu demişmiş, yok bu adam şunu demişmiş, yok Sedat hoca Arda'ya bunu demişmiş, helal olsun Sedat hocayaymış!! Siz "helal" demeyin Sedat hocaya, bırakın onu da bizler tribünden söyleyelim. Bırakın da bari bu takımı "internet üzerinden destekleyen bir güruh" oluşmasın.

"Helal olsun Sedat hocaya, helal olsun bütün aslanlarımıza!"
 
Ocak 20th, 2012

Sebepleri ile içten bir özür…

40 lı yaşlara başlarken ve 25 yıllık spor tecrübesi ile, zaman zaman bilidiğim doğruları sert bir şekilde ifade etme gereği duysam da bazen de bu sert sözler sonrası kırdığım kişilerden içten bir özür dileme gereği de duyarım. O sert sözleri yazarken gösterdiğim cesaretin aynısını, özür dilerken de göstermenin gerekliliğini, insan olmanın bir parçası olarak düşünüyorum.

O gün bu renklere gönül veren bir çok insanı derinden yaralayan, doğruluk payı olsa da ailemiz olarak gördüğümüz büyük kültürün bireyleri olarak yaşanan zorlukların ve yanlışların aile içinde kalması, tartışılması ve çözülmesi gerekliliğine inanan ve başında olduğum branşın, insanların gözündeki yeri ne olursa olsun en zor günlerde dahi, kavgasını aile içinde vererek gördüğümüz yanlışlıkları ve haksızlıkları bazı zamanlar yeter artık diyerek dünyaya haykırmak istesek de, yine aile kavramına sahip çıkan ve sporcularını da o aileye sahip çıkması için öğüt veren ve bu yolla o zorluklardan daha da güçlü bir takım ve sporcular olarak çıkan, yaptığı işe ve renklere gerçekten aşık bir insan olarak bende çok kırıldım, üzüldüm ve kızdım.

Öncelikli olarak haddini, çapını, bulunduğu yeri ve değerini her zaman bilmeye çalışan biri olarak şunu açıkça belirtmeliyim ki hiç kimseye, o günlerde kullanılan tabirleri hatırlatarak; ayar vermek, adamlık öğretmek, ders vermek, racon kesmek, yargılamak ve en çok üzüldüğüm reklam yapmak gibi bir iddiam ve hedefim asla olmadı, olamaz ve benim haddime de değildir.

Yazdığım ve kendi profilimde paylaştığım görüşlerim sonrasında bu yazının sosyal paylaşım sitelerinde istemesem de büyük bir hızla yayılmasına, yapılan yorumların %90 ının beni desteklemesine ve haklı görmesine, büyük bir çoğunluğun hislerine tercüman olmasına rağmen, aslında kızdığım davranışın aynısını göstererek, susmam gereken yerde kızgınlığıma yenik düştüğüm için;

Nadir bulunan yetenekleri, yıldız adaylarını daha da destekleyip onları dünyanın zirvesine taşımak yerine, pırıltıyı ve yeteneği yönetemeyecek kadar aç gözlü ve böyle yeteneklerin üzerlerine taşımamaları gereken yükler ve sıfatlar eklemeye çalışarak daha çok hata yapmaya zorlayan popülizm çarklarının daha da hızlı dönmesine yardım ettiğim için;

Tarihin en büyük kupalarını defalarca ülkemize ve müzemize getirdiğimizde umursamayan, aldırmayan, küçük gören ve göz ardı eden, spordaki başarı ölçüleri severek giydikleri at gözlüklerinden görebildikleri kadar olan insanların ağzına laf verdiğim için;

Öncelikli olarak ortak paydamız ve aşkımızın Galatasaray olması, temizliğine inandığım kalbini ve sevenlerini bilmeyerek kırdığım için tüm içtenliğimle özür dilerim…

Belki bu özür halen kızgın ve beni haklı gören çoğunluk için bir geri adım atma olarak görülecek ve tepki alacağım ama doğru insan olma çabası adına bu özrün ileriye ve doğruya atılması gereken bir adım olarak görülmesi gerektiğine inanıyorum.

Sporcusundan taraftarına her birimizin kişiliğini, yaşamını, mütevaziliğini ve en önemlisi Galatasaray’a olan aşkını sürekli hatırlaması ve örnek alması gereken Metin Oktay’ın kelimeleri ile;

“Bizi sevenleri üzmeyelim baba”

R.Sedat İNCESU

http://www.sedatincesu.com
 

Üst