BSL 13.Hafta | Galatasaray Doğa Sigorta 84-70 Frutti Extra Bursaspor

21.12.2019
15:15
Sinan Erdem Spor Salonu

Galatasaray Doğa Sigorta, ING Basketbol Süper Ligi 13. haftada Bursaspor ile karşılaşacak. Sezona ilk 4 maçta 3 galibiyetle flaş bir giriş yapan Bursa ekibi, 12 haftada toplam 6 galibiyet ile play off adaylarından bir tanesi olmuş durumda. Takımımızın ise 12 maçta 8 galibiyeti bulunuyor.

Allerik Freeman'ın muhtemelen takımdaki son maçı olacak. Perry Jones'un durumu belirsiz. Geçen hafta takıma katılan Gian Clavell ise forma giyebilecek durumda.
 
Ligde bir galibiyet daha! ✅

Maç sonucu | Galatasaray Doğa Sigorta 84 - 70 Frutti Extra Bursaspor

🏀 Skor dağılımımız: Harrison 25, Whittington 14, Göksenin 13, Poythress 10, Yiğit 8, Auguste 5, Webster 4, Can 3, Ege 2

Tebrikler #YenilmezArmada! ✊👊
 
Binlerce üyesi olan bir forumda Erkek Basketbol takımina sadece 2 kisinin yorum yapması ne kadar üzücü....

Yönetimin vizyonu yok, takımın kimliği yok, iç saha-dış saha istikrarı yok. İnsanlar bu takıma inanıp sonraki maçı çok kez büyük hevesle beklediler ama iş deplasmana gelince her şeyden önce kafa olarak yetersiz olduklarını görüp zaman içinde ilgilerini kaybettiler. Şu an Karşıyaka-Beşiktaş maçını izliyorum mesela. Beşiktaş bizden de sıkıntılı bir yapıda ama çok daha doğru koçluk gören bir takım. Yetersiz olmalarına rağmen iç saha-dış saha belli bir oyun planında oynayıp rakiplerine kendi oyunlarını dikte edebiliyorlar. Bugün izlediğim Galatasaray'sa iç sahada da 3 periyot rakibinin oyununu oynayıp ancak Clavell'in kötü şut gününe denk gelmesi sayesinde nispeten rahat kazanıyor. Ki rakibin ana kadrosunda olan Perry Jones ve Ender Arslan gibi 2 değerli oyuncusundan eksik olmasını da söylemiyorum. Bu takım, bu yönetim ve koç belli bir oyun istikrarı ve takım kimliği kazanana kadar taraftardan da istikrarlı bir saygı ve ilgi görmelerini beklemek fazla hayalperestlik olur.
 
Eleştirilerinizi bir yere kadar anlayıp hak verebiliyorum ama ligin kaliteli takımlarından birini yenmişiz, ligde iyi gidiyoruz, sene başında bu haftaya kadar olan fikstürü önümüze koyup yazın kendinize galibiyet sayısı deseler -+1 yazardık en fazla keza Eurocupta da öyle. Kusura bakmayın ama Beşiktaş basketbol falan oynamıyor, koçluk falan da görmüyor ki sene başı bütçesi de, oluşturulan kadro da bizim kalitemizde hemen hemen. Ben de her maçlarını izledim, siz sanıyorum Karşıyaka maçının 1-2 periyodunu izleyip yorum yapıyorsunuz. Aynı takım son 1 dakika basketleri olmasa, rakipleri de biraz akıllı olsa 3 galibiyetteydi şu an.
 
Yönetimin vizyonu yok, takımın kimliği yok, iç saha-dış saha istikrarı yok. İnsanlar bu takıma inanıp sonraki maçı çok kez büyük hevesle beklediler ama iş deplasmana gelince her şeyden önce kafa olarak yetersiz olduklarını görüp zaman içinde ilgilerini kaybettiler. Şu an Karşıyaka-Beşiktaş maçını izliyorum mesela. Beşiktaş bizden de sıkıntılı bir yapıda ama çok daha doğru koçluk gören bir takım. Yetersiz olmalarına rağmen iç saha-dış saha belli bir oyun planında oynayıp rakiplerine kendi oyunlarını dikte edebiliyorlar. Bugün izlediğim Galatasaray'sa iç sahada da 3 periyot rakibinin oyununu oynayıp ancak Clavell'in kötü şut gününe denk gelmesi sayesinde nispeten rahat kazanıyor. Ki rakibin ana kadrosunda olan Perry Jones ve Ender Arslan gibi 2 değerli oyuncusundan eksik olmasını da söylemiyorum. Bu takım, bu yönetim ve koç belli bir oyun istikrarı ve takım kimliği kazanana kadar taraftardan da istikrarlı bir saygı ve ilgi görmelerini beklemek fazla hayalperestlik olur.

Beşiktaş kendinden düşük bütçeli Banvit'in ve Gaziantep'in altında playoff'a girememe tehlikesiyle karşı karşıya. Bütçenin yarısını Theodore ve McAdoo'ya vermenin cezasını çekiyorlar. Biz haftaya İTÜ maçını kazanırsak üçüncülüğe çıkıyoruz. Yaptığın yorum önce koça sonra takıma büyük haksızlık.

Yetersizliği nedeniyle kontrat yenilenmemesini istediğim Göksenin'in bile bugün verdiği katkı ortadayken taraftarların kendisini sorgulaması gerekir. Bursalılar kendilerine ayrılan bölümü tıka basa doldurmuşken bizden sadece 1000 civarı taraftarın maça gelmesi takıma ve koça yapılan koca bir ayıptır.

İçerideki Gaziantep ve Kazan maçlarında, en az 5 bin taraftarla oynamalı takım. Bunu fazlasıyla hak ediyorlar.
 
Takımın istenilen çizgide olmadığına ben de katılıyorum hatta bu konuda eleştirimi her zaman yaptım ama Besiktasla falan bir tutmak bence haksızlık. İnsanlar takıma inanmasa hiç yazmaz. Bizde sistem genelde takım kaybettiğinde ya da Efes kazandığında forumun aktifliği üzerine işliyor.

Taraftarın bu takıma bu şubeye saygı gösterme gibi bir niyeti de yok bence. Yani bir kısmı yokmus gibi davranıyor. Kaybettiğinde çıkıp hocaya sallıyor. Bir kısmı da elinden geldikce gelmeye çalışıyor. Fenerbahce maçında salonun dolduğu ortada. Bence insanlarin motivasyonu Fenerbahçe nefreti üzerine kurulu.
 
Arkadaşlar bu sıkıntıyı dikkat ederseniz kazandığımız bir maçtan sonra yaptım. Beşiktaş bizden iyi takım demedim, bizden doğru yönetiliyor da demedim, dediğim Beşiktaş'ın daha kötü kadroyla daha istikrarlı bir yapısı olduğu. Bana göre Ivanovic çok demode bir ağır tempolu yarı saha oyunu oynatıyor ama işin savunma tarafında ve takım olarak karakter koyma konusunda benim izlediğim maçlarda bizden daha istikrarlı ve istekli göründüler gözüme. İçerde bizim kadar net olmalarının nedeni de Ivanovic'in eski tip oyun tercihi ve iç saha avantajına rağmen bu anlayış yüzünden kolay maç kazanamamalarından ileri geliyor. Ama en nihayetinde adamların istikrarlı bir oyunu var. Bence de çok demode ve genel toplamda verimsiz bir sistem ama iç saha-dış saha oyun istikrarları bizim üstümüzde. Biz bu takımın esas oynaması gereken esas oyunu iç sahada oynarken dış sahada aynı kararlılığı ve isteği ortaya koymakta sıkıntı yaşıyoruz. Tabii ki bunda lider bir guardın olmaması, oyuncuların genel insani karakteri, oyun tarzları çok önemli etken ama 2 yıldır aynı takımı çalıştırıp belli deplasmanları hala 1.5 periyotta kaybetmek de iyi bir coaching örneği değil. Elinde guard yoksa bugün Beşiktaş'ın yaptığı gibi düşük tempoda oynayıp baskılı savunmaya karşı top kaybetmemeye ve skoru düşük tutmaya gayret edersin.

Biz sadece bu yıl Efes, Tofaş, Karşıyaka, Malaga deplasmanlarında bunun tersini yapıp çıkamayacağımız sayıları potamızda gördüğümüz için son periyoda umut taşıyamadan maç kaybettik. Bu 1-2 kere olsa bir sıkıntısı olmazdı ama sürekli aynı şeyi yaşayıp ders çıkarmadan hala kendi yumuşak oyununu baskılı deplasmanlarda oynatmak bana göre bir koç zaafiyetidir. İşin kötüsü de Ivanovic gibi demode bir hocaya sahip olup kendi kapasitemizi bir sezon boyunca kısıtlamıyoruz. İç sahada en azından belli bölümlerde en doğru oyunu oynayıp galibiyete götüren işleri yaparken hemen her deplasmana yine yanlış kafa yapısıyla çıkıp bizden düşük takımlara karşı bile galibi ancak maç toplarında belirleyebiliyoruz. Bu kafa yapısı değişene, takımın iç saha-deplasman oyunu kesinlik kazanana kadar da kendi ayarımızda ya da daha düşük bütçeli takımlara karşı iç sahada gelen galibiyetlerin çok büyük bir ehemmiyeti kalmıyor. Ama en basitinden haftaya deplasmanına gideceğimiz ligin en zayıf takımı Itü'ye karşı kararlı ve daha önemlisi doğru bir oyun oynayıp aradaki farkı sahaya yansıtabilirsek bir sonraki iç saha maçı da insanlar için daha fazla anlam ifade edebilecek bir duruma gelir. Şu ana kadar ki durum ağza bir parmak bal çalmaktan öteye geçmiyor ne yazık ki. Kimliksiz, oyun istikrarı olmayan bir takım için de uzun süreli hayaller kurmak pek mümkün olmuyor.
 
Haklısınız Beşiktaş'ın daha istikrarlı bir oyunu var, berbat oynuyorlar. Mevki mevki bakarsak dediğim gibi hemen hemen denk kadromuz var ve gerçekten kötü oynuyorlar.

Bize gelirsek, evet haklısınız özellikle savunma yönünde çok çok eksiğiz. Moore gittikten beri bu konuda geriledik iyice. Bununla birlikte bariz bir guard eksiğimiz var, Webster-Can ve Emir rotasyonu ile bitmez bu sezon. Alex de iyi oyuncu, katkı da veriyor ama Moore ile çok farklı oyuncular ve 3 numara kanat oyuncusu konusunda eksiklik çekiyoruz hal böyle olunca.

Webster masrafsız gönderilebiliyorsa gitmeli ve takımı oynatan, lider bir guard gelmeli mutlaka. Çift yönlü bir 3 numara ile Alexin de kontrat süresini bilmiyorum ama yerine çember savunucusu kalıplı bir 5 almak gerekiyor. Tabii tüm bunlar için bütçe gerekiyor.
 
Yönetimin vizyonu yok, takımın kimliği yok, iç saha-dış saha istikrarı yok. İnsanlar bu takıma inanıp sonraki maçı çok kez büyük hevesle beklediler ama iş deplasmana gelince her şeyden önce kafa olarak yetersiz olduklarını görüp zaman içinde ilgilerini kaybettiler. Şu an Karşıyaka-Beşiktaş maçını izliyorum mesela. Beşiktaş bizden de sıkıntılı bir yapıda ama çok daha doğru koçluk gören bir takım. Yetersiz olmalarına rağmen iç saha-dış saha belli bir oyun planında oynayıp rakiplerine kendi oyunlarını dikte edebiliyorlar. Bugün izlediğim Galatasaray'sa iç sahada da 3 periyot rakibinin oyununu oynayıp ancak Clavell'in kötü şut gününe denk gelmesi sayesinde nispeten rahat kazanıyor. Ki rakibin ana kadrosunda olan Perry Jones ve Ender Arslan gibi 2 değerli oyuncusundan eksik olmasını da söylemiyorum. Bu takım, bu yönetim ve koç belli bir oyun istikrarı ve takım kimliği kazanana kadar taraftardan da istikrarlı bir saygı ve ilgi görmelerini beklemek fazla hayalperestlik olur.
Cok dogru kocluk yapilan Besiktasta Ivankovic kovuldu bilmem duydunuz mu😊😊
 
Cok dogru kocluk yapilan Besiktasta Ivankovic kovuldu bilmem duydunuz mu😊😊

Evet ve Euroleague takımına transfer yaptı. Beşiktaş gibi bir kulüp takımın başına Ivanovic'i getirip bu kadar başarısız oluyorsa koça kadar sorgulayacağı milyon tane iş olmalıydı. Ki bu kadar kötü şartlarda, bu kadar ilgisiz şubede, bu kadar vasat kadroyla Ivanovic'in eli yüzü düzgün bir basketbol oynama çabası bile takdire şayandı. Ne kadar Beşiktaş'ta bunu yapmaktan uzak kalsa da hala kalitesinin benimsendiği de Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra teklif aldığı takımlardan belli oluyor. Obradovic de şu an kağıt üstünde Euroleague'in en iyi 5 bütçesinden birine sahip olmasına karşın Euroleague'in en kötü 5 takımından birini çalıştırıyor. Bu Obradovic'in kötü olduğu, bugün Fenerbahçe'den kovulsa iş bulamayacağı anlamına mı geliyor? Dönüp dönüp aynı şeyleri konuşmak istemiyorum ama Ertuğrul Erdoğan bugün Galatasaray'dan ayrılsa Galatasaray'dan bile daha iyi takım çalıştırma ihtimalini çok düşük görüyorum. Oyuncu idare etmede, belli bir seviye üstünde oyun istikrarı sağlamada ve takıma karakter yerleştirmede ciddi sıkıntıları var. Ama tabii ki bu forum Beşiktaş'ın yöneticilerinden daha akil adamlar tarafından idare edildiği için 2 milyon dolarlık takımın maaşını 2 ay geciktiren yönetimden de Ertuğrul Erdoğan'dan fazlasını beklemek mantıklı gelmiyor. Ama bu Galatasaray basketbolunun hiç yoktan bu geçiş döneminde Ivanovic gibi Beşiktaş'tan ''def edilen'' bir kariyeri hak ettiği gerçeğini değiştirmiyor.
 
Ivanovic tabi ki Ertuğrul Hoca'dan iyi bir kariyere sahip ama geldigimiz noktada benzer sorunlar yaşanıyor. Bu tip bozuk finansal yapılarda yerli hocalar çekip çevirmek zorunda kalıyor ki nihayetinde böyle bi durum yaşadık. Takim dağılma noktasına geldiğinde hem oyuncular hem hoca karakter koydu. Daha sağlıklı bir yapıda bunu tartışabiliriz ama geldiğimiz noktada Ertuğrul Hoca'nın bu kadar yerin dibine sokulup, Ivanovic'in bu kadar yuceltilmesi bana garip geliyor. GS ve BJK yapıları arasında çok bir fark yoktu ki bu yapıyı en azından Ertuğrul Hoca biraz çekilebilir hale getirdi.
 

Üst