ECW 2.Hafta | Energa Torun 77-55 Galatasaray

Maljkovic ayrıldıktan sonra hiçbir yerde klübe Euroleague kupası kazandırmış ligdeki bütçe ne olursa olsun ikincilikten öteye gitmiyen bir klübe şampiyonluklar kazandırmış Ekrem Memnun hocanın ne forum da ne de sosyal medya da adı bile geçmemişti. Klübe kupalardan öte kimlik karakter kazandırmış böyle bir değer varken yokmuş gibi davranılıyodu hala da öyle davranılıyo. Kadın basketbolunda bütçe kadar hocanın önemi daha da baskın şekilde iyi bütçe olduğu zaman senelerce başarısız olduğumuz dönemlerde vardı. Bir kıta dışı ve ödeme sorunlarıyla Eurolegue final four tek maçla kaçırdığımız dönemler ve 2 sezon önce Maljkovic bulunduğu Euroleague vizesi alan takım da. Tekrardan takıma kimlik karakter kazandırıp belli bir kültür kupadan öte inandığım için yaz aylarından bu yana aynı düşüncemi demiştim ama adı bile geçmiyo ne hikmetse daha büyük değerleri var heralde kadın basketbol şubesinin Ekrem Memnun ve Işıl Alben dışında.
 
Çok acı verici şu maça tanık olmak. Sezon başında o kadar söyledik ama ne yazık ki şubede söz sahibi insanlar kendi kafalarının dikine giderek bugünlere getirdi bu takımı. Kadın basketbolunda hiç bir bilgi sahibi olmayan Ömer Yalçınkaya ve liseli abilerinin yardımlarıyla göreve gelen Efe Güven'in burası için yeterli kapasitede olmadığını artık herkes anlamıştır diye umud ediyorum.

Saygılar.
 
Amatör şubelerin bu halde olmasından 1. sorumlu isim hakkını elinde tutup işi profesyonellere emanet etmeyen Genel Kurul, 2. sorumlu bu bencilliği fırsata çevirip şubelerde hiç yönetici yokmuş gibi takımları hiçsizliğe mahkum eden yönetim. Ancak 3. sorumlu olarak antrenör ve oyuncular yazılır. Ben tuttuğum takıma göz göre göre ihanet edenlerin kişisel şovunu üzülerek söylüyorum ki takip etmem. Bundan sonra Galatasaray'ın herhangi bir amatör şubesini arması, markası, tarihi ölçüsünde yönetilmediği sürece takip etmeyi düşünmüyorum. Sizlere de akıl ve fikir sağlığınız adına aynı şeyi öneriyorum. Sahada olan takımların, başındaki adamların, onların da üstündeki yöneticilerin Galatasaray'ın kimliğine yaraşır insanlar olduğuna inanmıyorum.

Benim için şu an Galatasaray'ın sadece futbol şubesi vardır, o da tüm yanlışlarına, demodeliklerine, bazen de dediğim dedikliğine rağmen Fatih Terim gibi görevinin başında hakikaten liyakatıyla var olan, Türk futbol tarihinin en başarılı teknik direktörünün şubenin başına layık görülmesinden dolayıdır. Geri kalan hiçbir şubemiz adına yaraşır, armasına layık yönetilmediği sürece adlarının sadece Galatasaray olması da bundan böyle benim için yeterli olmayacaktır. Bence kimse de gitmesin bu takımların maçlarına. Buna takımlara saygısızlıktan değil, Galatasaray'ın selameti adına yapın. Çünkü siz gittikçe, tevazu gösterdikçe bunlar da nasıl olsa akan su yolunu buluyor diye düşünüp ayaklarına giydikleri ayakkabı, içtikleri su kadar ilgi alaka göstermemeyi reva görüyorlar kendilerine. Galatasaray'ın amatör şubeleri adam gibi yönetilmediği sürece varlığının bilhassa taraftarlarca yok sayılması bu süreçte yapılacak en doğru düzgün iş olur. Yoksa bunların istifa tezahuratıyla yol almayacakları çoktan belli oldu.
 
Önce burada takımın geleceği için kafa patlatan , kaygılanan ve maçları izlerken sinirlenen , üzülen taraftarlara bakalım ardından bugün 27 sayı fark yiyen kadın takımımızın maçından sonra twitter'da turşu tavsiyesi veren Mahmut Recevik'e bakalım. Bir taraf basketboldan sorumlu yönetici diğer taraf ise takımını gönülden seven taraftarlar. Şimdi bu zihniyet mi bizi kurtaracak , ileriye götürecek ? Ben söyleyeyim. Hayır. Ne şubenin durumu umurlarında ne de taraftarların üzüntüsü. O yüzden Mahmut Recevik ve basketbolla ilgilenen bütün yöneticilerin, sorumluların istifa etmeleri gerekiyor. Bırakın gidin.
 
18 hücum ribaundu vermişiz ve bir diğer dikkat çeken istatistik 19'da 2 üçlük isabeti..

Bu sene 3'lük performansımız yerlerde. Ligde iki maçta yüzde 15 üçlük isabeti bulan takımımız avrupa da ise 3 maçta yüzde 29 ile üçlük atabildi.

Diyeceklerim bu kadar.
 
Galatasaray bayan basketbol tarihinin utanç verici maçlarından biri.
 

Üst