Ünal Aysal

Ünal Aysal´ın açıklaması o kadar güzel ki... Kimin yarası varsa tepki vermekte gecikmiyor, düzenin bozulmasını istemiyor bazı kulüpler. Yerini sağlama aldıktan sonra ligin son haftalarında maç satmak iyi bir gelir kapısı ne de olsa bu kulüpler için. Ligin marka değerini artırırsak, futbol kalitesini yükseltirsek gelirlerimiz yasal yollardan artar demiyorlar.

Başkan tepkiyi neden Kulüpler Birliği toplantısında vermedi diyenlerler var. Bu eleştiride haklılık payı var ama iş işten geçmeden verilmiş bir tepki var ortada. Onun için verilen tepkinin saatini bir kenara bırakıp destek olunmalı, kenetlenmeli.
 
Bence Galatasaray ve temiz olduğuna inanan diğer kulupler, bu soruşturma sonuçlandırılana ve kirler temizlenene kadar liglere katılmama kararı almalıdırlar. Şikecilerle birlikte aynı ligte yer almayı reddetmelidirler.
 
Bu ateş üfleyerek sönmez lafı başkanın Kurtlar Vadisi karakterlerini hatırlatmasını sağladı,bu arada daha önce nasıl buradan ağır bir şekilde tepkimizi verdiysek bugün de yaptığı açıklamaları kutlamalıyız bence..
 
birgün öncesine kadar başkana sallayıpta!birgün sonra yaşa varol aslan başkan nidaları atmamız,bu da güzel be:)ne kadar tutarlıyız.

Bu iste tam tutarliliktir.Bizim herhangi bir hesabimiz olmadigi icin Baskan yanlis yaptiginda elestirir iyi bir sey yaptigindada sonuna kadar destek oluruz.Sacma sapan sloganvari destek vermeyiz.Baskanda tutarli ki yanlis yapildigini anladigi an yanlistan donuyor.Onunda bir hesap icinde olmamasi guzel.
Tutarlilik hep destek vermek ya da hep karsi olmakmidir.Asil tutarsizlik budur.
 
B_10601_B_9057_GSKLOGO_B.jpg


Spor Hukuku Enstitüsü’nün Basın Açıklaması

Spor Hukuku Enstitüsü’nün futboldaki şike soruşturması ile ilgili olarak yaptığı basın açıklamasını yayınlıyoruz.


ADLİ VE SPORTİF MERCİLERİN YANLIŞ UYGULAMALARI HAKKINDA
KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMEYİ GÖREV OLARAK ALGILAMAKTAYIZ

Türkiye’nin kamuoyunu bir süredir öncelikli olarak meşgul eden “futbolda şike” soruşturmasının, gözaltılar ve tutuklamalarla başlayıp yeni dalgalarla devam eden süreci, Türkiye Futbol Federasyonu‘nun 11.07.2011 tarihli açıklaması ile farklı bir boyut kazanmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. ve 153. maddelerine göre soruşturmanın selameti açısından Adli mercilerce verilen “gizlilik” kararı nedeniyle delillere ulaşamayan Türkiye Futbol Federasyonu; “Elimize ulaşmış bir delil yoktur. Biz kararımızı iddianame hazırlanıp mahkemece kabule edildikten sonra karar vereceğiz” diyerek bir teslimiyet içerisine girmiştir.

Ancak bu teslimiyet ifade edilirken, evrensel şekilde benimsenmiş olan, “Dünyada iki hukuk düzeni vardır, biri Devletlerin hukuk düzeni, diğeri sporun hukuk düzenidir” tanımlaması göz ardı edilmiştir. Oysa bu tanım Türkiye’de de gerek 2008 Spor Şurası Kararları, gerek Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporu, gerekse TBMM Spor Araştırma Komisyonu Raporunda da benimsenerek zikredilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 59. maddesine yapılmış olan hüküm ilavesi ile Anayasa düzeyinde tescil edilmiştir. Bu durumun anlamı, Devletin hukuk düzeni ile Sporun hukuk düzeninin, biri birlerine bağımlı olmaksızın, biri birlerini etkiler veya engeller olmaksızın kendi mecralarında işlemelerinin gerektiğidir.

Esasen, konu olan “futbolda şike” soruşturma ve kovuşturmasında adli merciler, ceza hukuku açısından gerçek kişileri hedef alırken, spor hukuku ve onu uygulamakla yetkili merciler öncelikle tüzel kişilikleri hedef almaktadır.

Ancak, adli mercilerin ellerinde bulunan kovuşturma bulgularını, yetkili sportif mercilerin de incelemelerine sunmamaları, bir hukuk düzeninin, diğer hukuk düzeninin işlemesini engeller niteliktedir. Adli mercilerce, sportif mercilerin delillere ulaşmasını sağlaması, gizlilik kararının ihlali olmayacağı gibi, Anayasa’nın 59. maddesinde yerini almış olan Sportif Yargının işleyebilmesi için de bir yükümlülüğüdür.

Devletin hukuk düzeni uygulayıcılarının klasik hukuk bilgi ve uygulamalarına uymayan bu SPOR HUKUKU’nun “sui generis” yapı ve niteliğine uymaları ve kabullenmelerinin
güçlüğünün bilincindeyiz. Bu nedenledir ki, Enstitü’müz, Spor Hukukunun ihtisas kuruluşu olarak bu hususu belirtmeyi görev bilmiştir.

Açıklamalarımız ışığında, yürürlükteki ceza usul hükümlerinin buna izin vermediği
bilincinde olmamıza rağmen, adli soruşturmayı yürüten Savcılık Makamı ile sportif
soruşturmayı yürütmekle görevli TFF’nin bir birilerinin görev yapmalarını egellememesi uğruna Adli Mercilerin ellerinde bulunan tüm belge ve bilgileri Türkiye Futbol Federasyonu’na sadece kendi hukuki ve idari mekanizmasını işletmesi ve başkaca hiç bir kişi veya mercie ifşa etmemesi kaydı ile vermesini elzem bir yükümlülük olarak görmekte ve sürece müdahil olması suretiyle görevli mahkemenin bu konuda bir karar vermesini de gerekli bulmaktayız.

Yeri gelmişken de bir hususu daha belirtmek isteriz. Adli mercilerin, TFF’ye iletmeleri
gereken, deliller olup, iddianame değildir. Zira iddianame, elde mevcut bilgi ve bulguların savcı, yani kamunun avukatınca, mahkemeye sunulan bir yorumudur, iddiasıdır. Bunun mutlak doğruluğu kabul edilse idi, ayrıca hâkim kararına gerek kalmazdı. Dolayısı ile TFF, savcı iddianamesinden etkilenmeksizin delilleri değerlendirmeli ve Etik Kurul, Yönetim Kurulu ve Tahkim Kurulu kararları ile sonuca varmalıdır.

Bu suretle Türkiye Futbol Federasyonu, Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/g; Futbol Disiplin Talimatı’nın 55.,74.,79.,80.84.,85.vd; Etik Kurulu Talimatı’nın 4/I,b vd. maddeleri ile sair mevzuat ışığında, iddianamenin hazırlanması, kabulü veya kovuşturma süreci beklenmeksizin, delillere ulaşmaya çalışmalı, elde edilen delilleri vicdani kanaatine göre değerlendirip hiç vakit geçirmeden ve derhal kararını açıklayarak 2011-2012 futbol liglerini geleceği meçhul bir şekilde başlatmamalıdır.

TFF’nin delillere ulaşma talebi, bir lütuf değil, Anayasa’nın 59. maddesi ile sahip olduğu yargılama yetkisinin engellenmemesi, geciktirilememesidir. Bu bakımdan TFF’yi, hakkını elde etmek için gerekli resmi girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz.

Halen sürmekte olan “futbolda şike” soruşturması hakkında TFF’nun 11.07.2011 günü açıkladığı kararı karşısındaki hukuki görüşümüzü kamuoyu ile paylaşmayı bir görev addetmiş bulunuyoruz.

Saygılarımızla,

Spor Hukuku Enstitüsü

Resmi Site'den duruşumuz devam ediyor. Divandaki konuşmaların yanı sıra, Spor Hukuku Enstitüsü'nün yazısını da siteden yayınladık.
 
GSbasket yöneticlerini de giriş sayfası için tebrik ediyorum.
Güzel bir çalışma olmuş.

Malumunuz tutuşanlar Başkan'ı açıklamalarından dolayı yemeye çalışıyorlar.
Gün destek olma günüdür.

Bu yaşananlardan sonra bir kez daha Galatasaray'lılığımla gurur duydum!
 
2. Başkanımız Ali Dürüst saat 12.00'de açıklamalarda bulunacakmış. Başkan Ünal Aysal ile aralarında bazı pürüzler olduğu görülüyor. Özellikle kulüpler birliği toplantsından sonra olayın iyice kötüye gittiği söyleniyor.
Umarım bugün yapacağı açıklamaların içinde "İSTİFA" söylemi olmaz.
 
Yönetimde yapılan işlere, transferlere ve Fatih Terim'e laf edenler, Fatih Hoca'nın kalbini ve güvenini kıranlar, sorun yaratanlar varmış. Söylenen isim de Sedat Doğan. Ünal Başkan falan konuşmuş, halletmiş heralde. Ama bir sıkıntı oluşmuş.

Fazla konuşmaya gerek yok ama şunu belirtmek de fayda var, Fatih Hoca'nın canını sıkanı biz de sıkarız, hocanın kalbini kıranı biz de kırarız. Herkes işini yapacak, bir tarafına rahat batmayacak. Fatih Hoca'nın ismi altında kalmamak, o yaptı dedirtmemek için böyle oyunlara, saçma sapan hareketlere, hocayı üzmeye gerek yok. Gerekirse 5 de harcanır, 10 da harcanır. Siz Fatih Hoca'yı getirdiyseniz, ne lazımsa onu yapacaksınız. Kaldı ki Başkan ''OK'' vermişken, neyin davasını yapıyorlar, onu da anlamıyorum.
 
Ne oldu üfleyerek sönmeyen mumlara..Ne oldu temiz futbola.. Ne oldu Galatasaraylılık duruşuna..
Üfleyince mangalda kül bırakmıyordun. Safi rüzgar değil mi..
Başkan olmadan önce tanımadığın Aziz Yıldırımla bir yemekte kanka oldun.
Memlekette ADAM kalmamış gibi, fenerbahçe hastası MAA nın başkanlığına destek oldun..
Federasyonun şike ile verdiği karara itiraz edemedin..
Federasyonun fenerbahçeyi kurtarma kararı play-off'a itiraz edemedin..
Ne halt yemeye oradasın o zaman. Böyle mi koruyorsun Galatasarayın haklarını..
Hangi gerçek futbol ülkesinde play-off var ?
Fenerbahçe hırpalandı ya, transfer yapamadı, hazırlanamadı ya..
Kazara Galatasaray şampiyon olmasın diye play-off..
Orada da iki hakem gönderir MAA paşa.. Doğrar bırakır..
Sen de kankan Aziz Yıldırım'a temiz çamaşır götürürsün..
İnşalah UEFA tırpanı çıkarır da alayınızı cehennemin dibine gönderir.
Temiz futbol için, hepsine göz yuman Ünal Aysal'a da HAYIR.
 
Ne oldu üfleyerek sönmeyen mumlara..Ne oldu temiz futbola.. Ne oldu Galatasaraylılık duruşuna..
Üfleyince mangalda kül bırakmıyordun. Safi rüzgar değil mi..
Başkan olmadan önce tanımadığın Aziz Yıldırımla bir yemekte kanka oldun.
Memlekette ADAM kalmamış gibi, fenerbahçe hastası MAA nın başkanlığına destek oldun..
Federasyonun şike ile verdiği karara itiraz edemedin..
Federasyonun fenerbahçeyi kurtarma kararı play-off'a itiraz edemedin..
Ne halt yemeye oradasın o zaman. Böyle mi koruyorsun Galatasarayın haklarını..
Hangi gerçek futbol ülkesinde play-off var ?
Fenerbahçe hırpalandı ya, transfer yapamadı, hazırlanamadı ya..
Kazara Galatasaray şampiyon olmasın diye play-off..
Orada da iki hakem gönderir MAA paşa.. Doğrar bırakır..
Sen de kankan Aziz Yıldırım'a temiz çamaşır götürürsün..
İnşalah UEFA tırpanı çıkarır da alayınızı cehennemin dibine gönderir.
Temiz futbol için, hepsine göz yuman Ünal Aysal'a da HAYIR.

Abi merak ettim nasıl bir itiraz edebilirdi?
 
Açıkçası ben de anlamadım Emre abi.

Boğazlarına yapışıp düşüreceksiniz ulan mı desin ki küfür-kafir düşürün diye haykırsa yapılan açıklamalardan daha ağır olamazdı bence. Biz elimizden geleni yapıyoruz kanımca ama ligimiz şerefsiz başkan ve kulüplerle dolu olduğu için yetmiyor.

Ligden çekilme gibi bir durum sözkonusu dahi olamaz. Biz neden ligden çekiliyoruz ?
Ligde olmaması gereken haysiyetsiz takımlar ligden çekilsin bir zahmet..
 
Açıkçası ben de anlamadım Emre abi.

Boğazlarına yapışıp düşüreceksiniz ulan mı desin ki küfür-kafir düşürün diye haykırsa yapılan açıklamalardan daha ağır olamazdı bence. Biz elimizden geleni yapıyoruz kanımca ama ligimiz şerefsiz başkan ve kulüplerle dolu olduğu için yetmiyor.

Ligden çekilme gibi bir durum sözkonusu dahi olamaz. Biz neden ligden çekiliyoruz ?
Ligde olmaması gereken haysiyetsiz takımlar ligden çekilsin bir zahmet..

+1987
 
@Muhammet , @Tugay, @Sunay

Ben yeterli muhalefetin yapılamadığını düşündüğüm için bunları yazdım. Galatasaray bu ligin en büyük gücüdür.. Bazıları, bunun farkında olmasa da bu böyledir..Galatasaray'a rağmen böyle bir karar alınamaz.. 17 takımın ak dediğine Galatasaray kara derse, o toplantıdan Ak kararı çıkamaz.. En azından eskiden böyle olurdu..

Resmi siteye yazı yazmakla olmuyor bu işler.. Lobimiz var mı.. Lütfi Arıboğan ve Cüneyt Tanman yönetimde, Göksel Gümüşdağ da aslında Galatasaraylı ama lobimiz sıfır.. Sürekli aleyhimize gelişiyor olaylar..

Şu MAA seçilirken burada neler konuştuk.. " Fenerbahçe süte ak dese, hayır kara demek lazım, peşinden gitmemek lazım" demedik mi. Fenerbahçeli olmayan bir ADAM yok muydu ülkede ? Niye destek verdik..

Adam " kendinden şüphesi olmayan Avrupa kupasına katılmasın " diyor.. Hayatımda bundan daha aptal bir cümle görmedim. Ne diyecek adam. "Ben kendimden şüpheleniyorum, o zaman Avrupaya gitmiyorum ". Bunu mu diyecek ?

Fenerbahçe düzgün transfer yapamadı gidenler var psikolojisi bozuk, Beşiktaş'ın hocası içeride, Trabzonun takım dağıldı, Bursa zaten bitik.. Bizde biraz ışık var.. Belli ki şampiyonluk en çok bize yakın. Hemen play-off diye bir şey uydurduldu. Biz ligi Fenerbahçeden 15 puan önde bile bitirsek, iki maç iyi oynasalar, bir maç hakem tutsa şampiyon olabilecekler.. İddia denen şey ortaya çıkana kadar Avrupa'da futbol oynandığını bile bilmeyen gerizekalılar bir açsınlar da baksınlar hangi ülkede play-off uygulanıyor.. İsviçre ligi ile yarışırız artık..

Bir tek biz akıllıyız, İngiltere-İspanya-Fransa-İtalya-Almanya hepsi aptal değil mi ? Lige heyecan gelecekmiş.. Sevsinler öyle heyecanı. Fenerbahçe toparlansın diye bir fırsat.. Açık kapı bırakıyor zaten paşa. "olmazsa seneye vazgeçeriz " diyor.. Bu sene Fenerbahçeyi bir kurtaralım da seneye bakarız demek..

En baştan beri yazdık, tek garantör UEFA, bu federasyondan kimse bir şey beklemesin diye.. Yarın büyük gün.. Eğer bugün bizden bir açıklama çıkmazsa, yarın UEFA nın adı geçen takımları Avrupadan men etmesi bekleniyor. Öyle bir dedikodu dolaşıyor.. İnşallah doğrudur.. Aynı şey zamanında Fransa ve İtalya'da olduğununda UEFA masaya yumruğunu vurmuştu.. Geçen gün UEFA nın adamı da İstanbul'daydı.. Savcı ile falan görüştü.. Umarım bu soysuzların vuramadığı yumruğu onlar vurur..

Benim Ünal Aysal'dan beklentim çıkıp buna benzer şeyler söylemesiydi..O da gitti Aziz Yıldırım'ın kankası oldu. Bizim kimseden korkumuz falan olmamalı. Lig başlamazsa başlamasın, yayın ihalesi patlarsa patlasın. Biz Galatasarayız.. Biz olmadan ne lig olur, ne yayın ihalesi..

Beni bilen biliyor. Ben ne bir futbolcu severim, ne hoca, ne yönetici, ne başkan.. Galatasaray zarar görüyorsa benim fikrim açıktır.

Eğer bana "Ünal Aysal şurada şöyle konuştu , burda tavrını koydu, burada lobisini yaptı ve şu kararın şöyle çıkmasında etkili oldu " gibi bir şey söylerseniz, sözlerimi geri almaya memnuniyetle hazırım.
 

Üst