Hancock 'un kötü talihini telafi edebilmek için halkla ilişkilerden medet umması ironik.. Zira uçan bir süper kahramanla ilgili eli yüzü düzgün bir hikayeyi pazarlamak uğruna ciddi hatalar yapılmıştı tanıtım kampanyalarında.. Fragmanlar, posterler ve çeşitli ilanlar türü küçümseyeci şakaları ön plana çıkarmış ve Will Smith 'in ciddi birkaç filminin ardından onu üne kavuşturan türde, herkesi memnun edecek hafif bir aksiyon komedisi ile geri döneceği izlenimini vermişti..
Smith 'in salak - sarhoş süper kahramanı bir araba dolusu serseriyi yakalayacağım derken bir çuval inciri berbat ediyor. Bu haliyle film Eski Süper Sevgilim 'e ( My Super Ex-Girlfriend ) erkeksi bir yanıt gibi duruyor ve Martin Lavrance 'in Jimmy Olsen rolünde her an çıkagelmesini bekliyorsunuz..
Filmde bir kahramanı pazarlamaktansa onu yaratmak isteyen edebli bir reklamcının emsalsiz tasvirini izliyoruz.. Sweet Smell Of Success 'den tutun Mad Men 'e dek ekrandaki reklamcı tayfası betimlemelerine o kadar aykırı bir tasvirki bu başlı başına bir kahramanlık sayılabilir.. Buradan hareketle PR, İşletme, Radyo - Tv öğrencilerinin filmi izlemesi kariyerlerini belirlemede pozitif etki yaratabilir sanırım..
Jason Bateman 'in canlandırdığı Ray 'in içten performansı uçarılıklar ve patlamalar arasına duygusal unsurları başarıyla yediriyor. Will Simith filmin başlarında Umudunu Kaybetme 'deki ( The Pursuit Of Happyness ) karakterinin sokaklarda birkaç ay daha kalmış halini andırıyor, tastamam inandırıcı bir kahramana dönüşmesi yavaşça gerçekleşiyor. Siyah deri kostüm ve Superman 'in güçlerine sahip olmasına bakarak bir kaz kafalı bile bunun bir Wolverine araklaması olduğuna hükmedebilir. Kefaret öykülerinde hep rastlandığı üzre Hancock yaramazlık yaptığı zamanlarda daha ilginç ve eğlenceli..
Film özgün hikayesine ancak yarısından itibaren ulaşıyor. Hancock ilk krizde kendisine ihtiyaç duyup onu serbest bırakacaklarından emin bir halde kendi rızası ile hapise girdiği an 'dan itibaren yani.. Hancock 'un mazisi umut verici; ne de olsa 80 yıl evvel cebinde iki kişilik Frankestein biletiyle hastanede gözünü açmış ve hafıza kaybından muzdarip birisi, ancak film bu izleğin peşinden gitmiyor..
Yetkililer mademki Hulk 'a etmedik eziyet bırakmıyor, X - Mutantları yeryüzünden silmek istiyor, neden hiçbir devlet ajanı Hancock 'un yenilmezlik sırlarını ele geçirmeye çalışmıyor veya onu İran 'daki nükleer silah tesislerini yok etmeye göndermiyor ?
Yağmur altında geçen, hastanedeki hayli kanlı direniş sahnesi boyunca film diğer süper kahraman filmlerinden farksız hale geliyor. Düpedüz bir süper kahraman filmi olmak ile parodisi olmak arasında gidip gelen bir tahterevalli, iki salınım arasında pembe dizi kokusu var. Sağlam pekçok sahnesine rağmen Hancock süper - tutarlılık gücünden yoksun..
Filmdeki takma isim olan John Hancock Amerikan Bağımsızlık Bildirgesini ilk imzalayan kişi. Belgenin altına hemen tanınan kocaman ve oturaklı bir imza atmış. Böylece ismi özellikle ABD 'de imza kelimesinin argosuna dönüşmüş.. Buradan yola çıkarak karakterimizin ayyaş - salak bir süper kahraman oluşunu ve zayıflamış, süper güçten feleği şaşmış, ilk başlarda her şey harikayken yolunu kaybetmiş, neye elini atsa mahveden, kibirli, itici, tekrar toparlanması gereken Birleşik Devletler 'e benzetmek mümkün belki de..
Filmle ilgili magazinsel bir not : Filmdeki tokatlama sahnesinde Charlize Theron, Will Smith 'in yalancıktan bir fiske vurmasını beklerken gelen ani Osmanlı 'yla şok olmuş..
Filmle ilgili son dipnot : Mutlu Aşk Yoktur..!
Kişisel Not 'um : 8.4 / 10
K. Porazan