Öncelikle ışıl albene bakalım:
* 2004 ..............Gençler Avrupa Şampiyonası Asist Kraliçesi
* 2004 ..............Gençler Avrupa Şampiyonası Turnuvanın En İyi Beş'ine seçilir
* 2005 ..............Ümitler Avrupa Şampiyonası Asist Kraliçesi
* 2005 ..............Ümitler Avrupa Şampiyonası Top Çalma Liderliği
* 2006 ..............Ümitler Avrupa Şampiyonası Top Çalma Liderliği
* 2006-2007 ......Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi En Değerli Oyuncusu
Işıl Alben 2007 yılında Botaşspordan bize geldiğinden itibaren, Eurocup kazanıldı tamam ama bu alanlardan birinde lider oldu mu?
Arda Turana Bakalım Birde:
Ardada Suat ustalar, Cafer canlar gibi harcanıp gidecekken bir anda Manisasporda kendisini Ersun Yanal ın şans vermesiyle bir anda parladı. Daha sonra tekrar Galatasaraya geldi Şampiyonluk yaşadı, Avrupa 2008 de başarı gösterdi. Ve sonrasındada inişli çıkışlı grafikler yaşamaya başladı.
Benim burda bu konuyu açmamdaki amaç sporun iki farklı alanında mücadele eden oyuncularımızın bu yaşadıklarından Galatasarayımız üzerinde genel tespit yapmaktır. Neyazıkki Galatasaray artık sporcu yetiştiren değil sporcu öğüten bir kimliğe kavuşmuştur. Galatasaraya gelen sporcular oyunlarının üzerine bir şey koymuyor, aksine dahada geri gidiyor. Galatasarayda sadece bayan basketbolda değil hemen hemen her branşta, bu var.
Bunun kaynağına gelince, bana göre katılırsınız katılmazsının bu sorunun asıl kaynağı hem yönetim hem taraftar olarak sporcularımıza sorumluluk,güven ve başarı azmi aşılayamamamız. Nedense oyuncularımız bir başarı kazandımı, o oyuncumuzu çok şimartıyoruz. Galatasaray standartlarında daha doğru dürüst başarıları yokken ilah ediyoruz onları, O oyuncularda tamam ben artık oldum havasına giriyorlar. Üzerlerine koymuyorlar. ışıl ve arda olayındada bu. Taraftarda yönetimde, ışıl ve ardaya o kadar ilgi ve sevgi gösterdilerki, bu şekilde bu oyuncularımız tamam biz geleceğimiz son noktaya geldik dediler, Yönetimde bu genç oyuncularımıza kaptanlık vererek en top noktaya koydular. Bu oyuncularda hırs bitti, ilerleme bitti rehavet başladı.
Esasında bana kalırsa burada esas suç Yönetimde, yönetimde taraftar zihniyetiyle hareket ediyor. Tamam taraftar sever çağırır üçlü çektirir engelleyemezsin. Ama yöneticilerde taraftara şirin gözükmek için yok kaptanlık vermeler, davetlerde açılışlarda genelde onlarla boy göstermeleri vesaire bilemiyorum belki hisli davranıyorum ama bu oyuncular kilit oyuncular, bu oyuncuların aşağa kayışını görmek hakikaten üzüyor beni. Artık o kadar düzensiz bir hal aldıkki gelen bel bağladığımız yabancı oyuncular bile katkı vermez oluyor takımlarına. Bakıyoruz misimovicinden agustusuna, cana sından hodges ına geldikleri takımlardaki başarıların çeyreğini göstermiyorlar.
* 2004 ..............Gençler Avrupa Şampiyonası Asist Kraliçesi
* 2004 ..............Gençler Avrupa Şampiyonası Turnuvanın En İyi Beş'ine seçilir
* 2005 ..............Ümitler Avrupa Şampiyonası Asist Kraliçesi
* 2005 ..............Ümitler Avrupa Şampiyonası Top Çalma Liderliği
* 2006 ..............Ümitler Avrupa Şampiyonası Top Çalma Liderliği
* 2006-2007 ......Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi En Değerli Oyuncusu
Işıl Alben 2007 yılında Botaşspordan bize geldiğinden itibaren, Eurocup kazanıldı tamam ama bu alanlardan birinde lider oldu mu?
Arda Turana Bakalım Birde:
Ardada Suat ustalar, Cafer canlar gibi harcanıp gidecekken bir anda Manisasporda kendisini Ersun Yanal ın şans vermesiyle bir anda parladı. Daha sonra tekrar Galatasaraya geldi Şampiyonluk yaşadı, Avrupa 2008 de başarı gösterdi. Ve sonrasındada inişli çıkışlı grafikler yaşamaya başladı.
Benim burda bu konuyu açmamdaki amaç sporun iki farklı alanında mücadele eden oyuncularımızın bu yaşadıklarından Galatasarayımız üzerinde genel tespit yapmaktır. Neyazıkki Galatasaray artık sporcu yetiştiren değil sporcu öğüten bir kimliğe kavuşmuştur. Galatasaraya gelen sporcular oyunlarının üzerine bir şey koymuyor, aksine dahada geri gidiyor. Galatasarayda sadece bayan basketbolda değil hemen hemen her branşta, bu var.
Bunun kaynağına gelince, bana göre katılırsınız katılmazsının bu sorunun asıl kaynağı hem yönetim hem taraftar olarak sporcularımıza sorumluluk,güven ve başarı azmi aşılayamamamız. Nedense oyuncularımız bir başarı kazandımı, o oyuncumuzu çok şimartıyoruz. Galatasaray standartlarında daha doğru dürüst başarıları yokken ilah ediyoruz onları, O oyuncularda tamam ben artık oldum havasına giriyorlar. Üzerlerine koymuyorlar. ışıl ve arda olayındada bu. Taraftarda yönetimde, ışıl ve ardaya o kadar ilgi ve sevgi gösterdilerki, bu şekilde bu oyuncularımız tamam biz geleceğimiz son noktaya geldik dediler, Yönetimde bu genç oyuncularımıza kaptanlık vererek en top noktaya koydular. Bu oyuncularda hırs bitti, ilerleme bitti rehavet başladı.
Esasında bana kalırsa burada esas suç Yönetimde, yönetimde taraftar zihniyetiyle hareket ediyor. Tamam taraftar sever çağırır üçlü çektirir engelleyemezsin. Ama yöneticilerde taraftara şirin gözükmek için yok kaptanlık vermeler, davetlerde açılışlarda genelde onlarla boy göstermeleri vesaire bilemiyorum belki hisli davranıyorum ama bu oyuncular kilit oyuncular, bu oyuncuların aşağa kayışını görmek hakikaten üzüyor beni. Artık o kadar düzensiz bir hal aldıkki gelen bel bağladığımız yabancı oyuncular bile katkı vermez oluyor takımlarına. Bakıyoruz misimovicinden agustusuna, cana sından hodges ına geldikleri takımlardaki başarıların çeyreğini göstermiyorlar.