Türkiye Kupası Çeyrek Final | Galatasaray Doğa Sigorta 98-81 Tofaş

11.02.2020 Salı
21:00
Sinan Erdem Spor Salonu

Türkiye Kupası'nda çeyrek finaldeki rakibimiz Tofaş. Geçmiş yıllarda sekiz takım bir şehirde oynuyordu ama bu sene statü değişti ve yarı finalden itibaren bir nevi final four statüsünde oynanacak. Ev sahibiyiz ama kabus gibi bir dönemden geçiyoruz. Sakatlıklar takımın belini büktü ama takımdaki bu havayı da kabul edemeyiz. Oyuncuların yarısında vurdumduymazlık hakim. Özellikle Harrison ve Poythress'ın vücut dilleri bir an önce sezon bitsin de gidelim der gibiler ama daha şubat ayındayız. Son zamanlardaki oyunumuz ve görüntümüz bu maçta favoriyi Tofaş yapıyor ama sakatlarımızın dönmesine yakın şurada kazanılacak maç bir çok şeyi lehimize çevirebilir. Takımımıza başarılar

 
Gerçekten enteresan. Akıl sır ermeyen bir takım olduk. Git bitik Beşiktaş’a yenil şimdi de gel Tofaş’ı dağıt. Auguste adamım iyi oynadı yine.
Efes de Daçka’ya yenilmiş. Şimdi Daçka ile mi eşleştik acaba ? Finale kalırız biz bu gidişle.
 
Berk ve Williams'ın olmaması çok işimize geldi hakikaten. Williams'ın yokluğunda pota altında resmen at koşturduk. Poythress son maçlarda düşüşteydi onun adına da iyi oldu. Berk de hızıyla ve deliciliğiyle savunmamızı sıkıntıya sokabilirdi. Güzel bir galibiyet aldık, takıma tebrikler.
 
Demek ki takımlarda önemli eksiklikler olunca farklı mağlubiyetler alabiliyormuş.Williams olmaması işimizi çok kolaylaştırdı.Kimsenin takımın kötülüğünü istemediğini biliyorum ama bu koçla bu takımla bir şey olmaz biraz acımasız oluyor.
 
Yani futboldan bütün amatör şubelerimize iç saha-dış saha oyunumuzun geceyle gündüz kadar farklı olması kulüp karakteri olmuş heralde. Kazan maçı gibi yine bir iç saha maçında şov ama 2 gün sonraki Darüşşafaka maçı için soru işareti. Tavanı bu kadar yüksek takımının 1 hafta içindeki 3 maçta bu kadar farklı profiller çizmesi de ne yazık ki oyunumuzun bir takım karakterinden ziyade günlük performanslara bağlı olduğuna dair kuşkularımızı doğruluyor. Tabii bunda oyuncu karakteri olarak dünyanın en kazanmayı bilmeyen, öğrenmemiş veya öğrenmeyi bilememiş oyuncularıyla kurulu olmamızın etkisi olabilir. Üst üste 2 faul kaçırdı diye o maça dair kontak kapatan Harrison'ın lideri olduğu takımdan istikrarlı bir oyun karakteri beklemek, deplasmanlarda psikolojik olarak takımı taşımasını ummak pek kolay değil. Gönül ister ki Tofaşlı Meija gibi prime'ından düşmüş ama karakter olarak hala bizim gibi orta seviye bir takımı taşıyabilecek karakterde oyuncumuz olsaydı ama biz onun yerine bir çaylak ve bir dengesizi transfer etmeyi tercih ettik.

2 gün sonra Ankara'daki Daçka maçında takım dünkü 40 dakikalık oyununu göstersin, hayırlıyısıyla 10 yorumdan fazlasını da alır.
 
Yani kadrosunun yarısı sakat bir takımın Tofaş'ı 20 ile yendigi bir ortamda. Allah belanızı versin kazandınız yazmamışsınız bir tek. Bir şeyi atlıyoruz. Günü gününe parası yatan takımla odemeleri 2 ay geriden gelen bir takım var nihayetinde.

Bu oyuncular buraya GS sevgisinden gelmiyor. Bir sonraki kontratlarını düşünerek geliyorlar haliyle bu da eksik bir aidiyet duygusu çıkartıyor ortaya. Açıkçası takımının yarısı olmayan bir takım kendisinden daha çok övülen bir takımı 20 sayıyla yenmesine rağmen bir tek hakaret edilmediği kalması çok enteresan geliyor bana ama takıma tebrikler.
 
Yav sürekli aynı şeyleri yazıyorsunuz, sanki Ertuğrul Erdoğan'la kişisel bir husumetimiz varmış gibi, sanki bu takım 2 hafta önce Bahçeşehir'e karşı paramparça olmamış, sanki 1 hafta önce sene başındaki ilk 5'inden 4 oyuncusunu kaybetmiş Beşiktaş'a kaybetmemiş gibi. Halbuki 2 senedir eleştirdiğiniz, bana göre de hedef takımın 5 numarası olmayan Zach Auguste'a 2 yıldır kontrat veren, Tai'ye 2 yıldır takımın dümenini veren aynı koç değilmiş gibi. İç sahadaki her şairane oyundan sonra diyoruz ki bu takım üst üste 2-3 deplasmanda da iç sahadaki oyun karakterini ve iştahını koyarsa o zaman kuşkusuz güvenimizi kazanır ama ne yazık ki takım bizi hep kötü yönde haklı çıkardığı için insanların da takıma olan itimadları azaldı. İçeride NBA, dışarıda Şampiyonlar Ligi takımı gibi oynadığımız için de ne salondaki taraftarın sayısı istikrarlı şekilde artabiliyor ne de böyle sosyal medyadaki inananlarının. Siz elinize vicdanınıza koyup düşündüğünüzde dün aynı 2 takım, aynı maçı İstanbul'da değil de Bursa'da oynasa aynı oyun karakterini takımın sahaya koyacağınıza inanıyorsanız amenna ben inanmadığım için takımın bu iç sahadaki Harlem şovlarına da daha ihtiyatlı yaklaşmayı tercih ediyorum. Yenildiğimiz ama hiç yoktan mücadele ettiğimiz Beşiktaş deplasmanından bile sonra yazdıklarımız ortada, hala bundan sonra bir Tofaş galibiyetine destan yazmadık diye altında bir kötü niyet arıyorsanız sizin kendinizi sorgulamanız gerekir diye düşünüyorum.
 

Üst