Ertuğrul Erdoğan

Herşeyden önce basketbolun Okan Böke'sini bulmamız gerekiyor ama onu becerek ve isteyecek bir yönetimimiz yok. Aslında Hakan Üstünberk var ama...
 
Yuh artık. Ertuğrul Erdoğan gitsin diyenleri ufaktan Mahmuti'yi istemeyenlere benzetiyorum.

Bu kadar dar bütçeyle tabiki elindeki oyuncuyu motive eden cümleler kuracak basının karşısında. Ne demesini bekliyordunuz? "Ya aslında Lazeric çöp ama aldık bir kere işte" demesini falan mı?
 
Kim diyor gitsin? Kim gelecek yerine? Boş muhabbetler. Basketbolda ciddi bütçelere çıkabilecek duruma gelene kadar böyle idare edeceğiz.
 
Kim diyor gitsin? Kim gelecek yerine? Boş muhabbetler. Basketbolda ciddi bütçelere çıkabilecek duruma gelene kadar böyle idare edeceğiz.
Ben diyorum gitsin diye ve bunu da geçen sezon bittiğinden beri söylüyorum. Yerine gelebilecek adayları da kendi adıma yazıyorum ama yazmasam da farketmez. Kimse buradaki herhangi bir muhabbeti kendince boş muhabbet olarak nitelendiremez.

sizdeki bu kafalarla küçük ve sorunsuz bir şube olsun yeter düşüncesiyle ne başarı gelir ne de bir gün yüksek bütçelere çıkılabilir. Galatasaray basketbolda ciddi bir geri adım atmış durumda. Bir dönem Euroleague oynarken şimdi annemizin liginde oynuyoruz. Bunun da sebebi Mustafa Cengiz, dursun Özbek ve benzerleri yönetimler ve bu kafa yapısıdır.

bu düşüncedeki arkadaşlar ve yöneticiler futbol izlemeye devam etsin ama basketbolu kendilerine oyuncak etmesinler.

Galatasaray basketbol mentalitesi olarak Murat Özyer’in koç olduğu dönemden bile geridedir şu anda. Cafe crown’ı bile arar durumdayız bence. Bu zihniyetteki arkadaşlar ve yönetimler biraz daha çabalarsa Halil üner’li günlere ve o zihniyetlere geri dönmemiz çok uzak olmaz.
 
O zaman cebinden çıkarıp bir on milyon koy her sene sana zahmet. Basketboldan anlamayan yöneticiler varken ne bekliyorsunuz? Sorunun koçda olmadığını göremiyor musunuz?
 
O zaman cebinden çıkarıp bir on milyon koy her sene sana zahmet. Basketboldan anlamayan yöneticiler varken ne bekliyorsunuz? Sorunun koçda olmadığını göremiyor musunuz?
Sorun elbette önce yönetimde. Hep diyorum önce yönetim değişmeli sonra koç diye ama yönetim gitmiyorsa koçun değişmesine de hayır demem. Yoksa tabi ki ilk sorun Koç değil yapı kötü ama bu yapının sorumlusu da bu yönetim.

bir holding sahibi olsaydım koyardım on milyon basketbolun yönetimini de bana verin derdim. Emin ol bugünden çok daha iyi olurdu. Bu dediğimi Ünal Aysal yapmak istedi sponsor ol baskılarına istinaden ama beyzadeler diyor ki parayı sen ver ama biz harcayalım böyle bir dünya yok :)
 
Eleştiriye açık ancak geçen sezon son 10 senedeki en kötü avrupa macerasını yaşamamıza rağmen ligi 3. bitirerek gelecek sezon kredisi yarattı. Şu an kötü gitmiyor. Avrupa'da ve ligde bu sene bir yarı final görsek harika iş çıkarır benim gözümde. Oyun kurucu tercihleri tartışılır ama fiyat performansı şu an için fena değil.
 
Sorun elbette önce yönetimde. Hep diyorum önce yönetim değişmeli sonra koç diye ama yönetim gitmiyorsa koçun değişmesine de hayır demem. Yoksa tabi ki ilk sorun Koç değil yapı kötü ama bu yapının sorumlusu da bu yönetim.

bir holding sahibi olsaydım koyardım on milyon basketbolun yönetimini de bana verin derdim. Emin ol bugünden çok daha iyi olurdu. Bu dediğimi Ünal Aysal yapmak istedi sponsor ol baskılarına istinaden ama beyzadeler diyor ki parayı sen ver ama biz harcayalım böyle bir dünya yok :)


Şu şartlarda ve takım belirli bir düzende oynayıp hem keyif veriyor hem sahada savaşıyorken cidden koçu gönderip kimi getirmeyi düşünüyorsunuz?
 
Şu şartlarda ve takım belirli bir düzende oynayıp hem keyif veriyor hem sahada savaşıyorken cidden koçu gönderip kimi getirmeyi düşünüyorsunuz?

Galatasaray'ı sadece bir iç saha takımı yapmaktan ziyade belli bir oyun karakteriyle her türlü arena ve şartta başabaş mücadele edebilecek, en azından oyunun belli bölümünde kendi ezber oyununu dikte edecek, Auguste ve Tai'nin önderliğinde bir takımın belli eşiği hiçbir şekilde aşamayacağını 2 yıldan kısa sürede idrak edecek bir hoca. Tabii bunları da yapmak için çalışanını mağdur etmeyip maaşlarını düzenli ödeyecek, hepi topu 3 yıl öncesinin Eurocup şampiyonuyken hedef oyuncusunu daha az maaşa Şampiyonlar Ligi takımına kaybetmeyecek yönetim yapılanması lazım. Ertuğrul Erdoğan şu şartlarda aza tamah gibi duruyor. Ama Galatasaray gibi bir kulüpte yer alıp 2 yılda 4 takımın ciddi mücadele verebildiği ligde bir normal sezon 3.'lüğü aldı diye ısrarla yerinde sayan Ertuğrul Erdoğan'ı değişilmez bir konuma oturtmak garip kaçıyor.
 
Galatasaray'ı sadece bir iç saha takımı yapmaktan ziyade belli bir oyun karakteriyle her türlü arena ve şartta başabaş mücadele edebilecek, en azından oyunun belli bölümünde kendi ezber oyununu dikte edecek, Auguste ve Tai'nin önderliğinde bir takımın belli eşiği hiçbir şekilde aşamayacağını 2 yıldan kısa sürede idrak edecek bir hoca. Tabii bunları da yapmak için çalışanını mağdur etmeyip maaşlarını düzenli ödeyecek, hepi topu 3 yıl öncesinin Eurocup şampiyonuyken hedef oyuncusunu daha az maaşa Şampiyonlar Ligi takımına kaybetmeyecek yönetim yapılanması lazım. Ertuğrul Erdoğan şu şartlarda aza tamah gibi duruyor. Ama Galatasaray gibi bir kulüpte yer alıp 2 yılda 4 takımın ciddi mücadele verebildiği ligde bir normal sezon 3.'lüğü aldı diye ısrarla yerinde sayan Ertuğrul Erdoğan'ı değişilmez bir konuma oturtmak garip kaçıyor.

Gökhan Bey zaten özellikle üzerine basa basa vurguladım bu şartlarda diye, farklı şartlarda farklı alternatifler olabilir tabii. Değişilmez bir konumu yok kimsenin. Ama mevcut bütçe ve şube yapılanması ile takımın kötü gittiğini söylemek haksızlık olmaz mı sizce de? Bu sene daha belirleyici olabilir ligdeki rekabetin biraz artması ile ve şu an sahada kötü gittiğimizi söylemek mümkün mü?
 
Gökhan Bey zaten özellikle üzerine basa basa vurguladım bu şartlarda diye, farklı şartlarda farklı alternatifler olabilir tabii. Değişilmez bir konumu yok kimsenin. Ama mevcut bütçe ve şube yapılanması ile takımın kötü gittiğini söylemek haksızlık olmaz mı sizce de? Bu sene daha belirleyici olabilir ligdeki rekabetin biraz artması ile ve şu an sahada kötü gittiğimizi söylemek mümkün mü?

Sonuç olarak bakarsanız takımın durumu fena değil. Geçen yıl lig 3. lüğü, bu yıl 2 kulvarda biraz kör topal da olsa devam etme çok kötü değil. Ama olay safi bütçe de değil. Bizim hedeflenen bir oyunumuz var, iç sahada bu oyunu ivedilikle sergileyebilmemiz de 2 yıldır en azından toplam galibiyet-mağlubiyet de bizi iyi yerlere getirdi. Ama bu iç sahada oynanan oyunu deplasmanlarda bir türlü sergileyememek, bilhassa her büyük maç deplasmanına yanlış planlarla gitmek ve uzun süre devam ettirmek ciddi zaafiyetlerdir. En basitinden Efes'e, Fener'e karşı yoğun bir savunma baskısıyla oynayıp 65-50 filan kaybetsek, en azından nefesimizin yetmediğinden kaybettiğimizi kabul ederim. Ama biz bunun yerine her maça müthiş düşük savunma eforu ve planıyla başlayıp şutumuzun girdiği ölçüde maçın içinde kalabiliyoruz. Bu bazen Tofaş deplasmanındaki gibi bizi anca 1.5 periyot maçın içinde tutabiliyor, bazen Karşıyaka'ya karşı olduğu gibi güç bela 1 periyot, bazen de Efes'e karşı olduğu gibi 1 devre.

Bu mental oturmamışlık yüzünden deplasmanlarda kendimizden bile düşük çaptaki takımlara karşı çoğunlukla son toplar maçın kaderini belirlerken kendimizden yüksek ölçekte takımlara karşı son 10 dakika maçta bile olamıyoruz. Bütçe tabii ki önemli bir etken ama bu takım kurulurken de sadece iç saha maçlarında istikrarlı top oynamak ana hedef olmamıştı yüksek ihtimal. Ertuğrul Erdoğan'ın yapabileceği en büyük başarı lig 3.'lüğünden de önce bu kimliği oturtmak olurdu. Buna göre yarın öbür gün nispeten daha yüksek bütçelere kavuşunca da kendisine gözümüz kapalı güvenebilirdik. Açıkcası bu iç saha-deplasman oyun ve mental dengesizliğinde Ertuğrul Erdoğan da gittikçe gözüme daha yetersiz bir hoca gibi gelmeye başladı.
 
Haklı olduğunuz ve katıldığım tarafları olmakla birlikte katılmadığım tarafları da var. Peki o halde sorumu tekrarlayayım, mevcut şartlar altında hangi koçu tercih edersiniz?
 
Açıkçası sezon başında kafadan bir kulvarı çıkartan Orhun Ene'ye tercih ederim ben Ertuğrul Hoca'yı. Sonuçta iki kulvarda da kazanma baskısı var uzerinde ve iyi kotu bunu hallediyor. Ben sezon başında bir kupayı kafadan çıkartan zihniyeti de kabul etmek istemiyorum
 
Haklı olduğunuz ve katıldığım tarafları olmakla birlikte katılmadığım tarafları da var. Peki o halde sorumu tekrarlayayım, mevcut şartlar altında hangi koçu tercih edersiniz?

Mevcut şartlarda ve genel koçluk becerisinde Selçuk Ernak'ı Ertuğrul Erdoğan'ın üstünde tercih ederim. Onun da yerel liglerdeki başarısından ziyade yurtdışında yaptığı kariyere saygı duyuyorum. Ama Galatasaray'ın erkek basketbol takımının artık gelişime açık, kafa olarak mücadeleci ve yenilikçi bir yabancı antrenörü hak ettiğini düşünüyorum. Gönül ister ki hazır boştayken kulübün adına yaraşır bir David Blatt hamlesi yapalım ama takıma 2 yıldır guard kazandıramayan zihniyetten onu beklemek hayalperestlik olur tabii.
 
David Blatt mi? Adam şu an canının derdine düşmüş koçluk falan umurunda değildir. Ayrıca Selçuk Ernak'ın, Ertuğrul Erdoğan'dan bir fazlası olduğunu da düşünmüyorum.
 
David blatt ve Mustafa Cengiz :) baya kahkaha attırdı bana bu ikili. Mustafa Cengiz ve yönetiminin normal şartlarda blatt’tan randevu alabileceğini sanmıyorum. Ki denemezler de zaten vizyon olarak :)

diğer taraftan blatt ilerleyici MS hastası. Uzun bir süre koçluk yapabileceğini sanmıyorum. Adam sağlığının derdinde haliyle
 
Bu kadar da aşağılık kompleksi içinde olunmaz ama. David Blatt kim ki Galatasaray başkanı ondan randevu bile alamayacakmış. Daha iki sene önce daçkayı çalıştıran adam değil mi bu. Ondan önce Efes’i çalıştırıp içine eden adam değil miydi. Oly’de de başarısızdı hastalık bahane edildi gönderildi. Ortaya para konulduğu taktirde avrupada çalışabilecek her hoca bizde de çalışır.

Her sene düzenli 20 milyon dolar koyan biri gelsin avrupanın en iyi hocası gelir. Obra fenere para olmasa gelir miydi, adama her sene iyi takım kurulma sözü verildi kendisine de iyi para verildi o şekilde geldi. Bunu da fener yönetimi değil ülker yaptı. Varsa aramızda 20 milyon dolar koyacak babayiğit şube orda, Mustafa Cengiz sene başında da çağrı yaptı gelsin alsın yönetsin şubeyi dedi. Bu paraları koyacak adam yoksa -ki yok ve bu yönetimin suçu da değil- bu mütevazı bütçelerle idare etmek zorundayız. Bu yönetimde hiç değilse oyuncuların paraları ödenmedi idmana çıkmama kararı aldılar lafları duymuyoruz, iyi kötü bir mali disiplin oluştu. Geçmişin borçları temizlendi ki bu çok önemliydi. Ertuğrul hoca da elinden geleni yapıyor, elbet her zaman daha iyisi olur ama bu bütçelerle de efesi veya feneri geçmemiz mucize olur. Adamların bir oyuncusuna verdiği parayla biz komple takım kuruyoruz. O mucizeyi yıllar önce karşıyaka gerçekleştirdi ama dediğim gibi adı üstünde mucize, bir daha öyle bir şampiyonluk olur mu bilmem.
 
Borçların ödendiği son 2 sene için yapılan planlama çok da kötü değil. Ertuğrul hoca da bu süreyi kötü geçmedi. Ancak borçlar da bittiyse seney 1-2 seviye yukarı çıkmalıyız. 4-5 milyon dolar civarı bir bütçe ve Bartzokas hamleleriyle Eurocup'ta kafaya oynayacak bir ekip oluşturlabilir.
 
Anlatmaya çalıştığım tamamen bu aslında, elimizdeki imkan, bütçe, transfer yasakları, bazı menajerlerin bize oyuncu vermemesi, şubenin sahipsiz oluşu vs, tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde elbet bazı oyuncu tercihleri, taktik sorunlar vs eleştirilebilir ve kimse vazgeçilmez değildir fakat genel tabloda 1,5 yıllık süreçte ve şu an bulunduğumuz durumda hocanın gitmesi gerektiğini söylemek haksızlık olur.

İlk geldiğinde hiç istememiştim ben, nereden çıktı, bize ne katabilir dedim ama gelinen bu noktayı da görmezden gelmemek lazım.
 
Bu kadar da aşağılık kompleksi içinde olunmaz ama. David Blatt kim ki Galatasaray başkanı ondan randevu bile alamayacakmış. Daha iki sene önce daçkayı çalıştıran adam değil mi bu. Ondan önce Efes’i çalıştırıp içine eden adam değil miydi. Oly’de de başarısızdı hastalık bahane edildi gönderildi. Ortaya para konulduğu taktirde avrupada çalışabilecek her hoca bizde de çalışır.

Her sene düzenli 20 milyon dolar koyan biri gelsin avrupanın en iyi hocası gelir. Obra fenere para olmasa gelir miydi, adama her sene iyi takım kurulma sözü verildi kendisine de iyi para verildi o şekilde geldi. Bunu da fener yönetimi değil ülker yaptı. Varsa aramızda 20 milyon dolar koyacak babayiğit şube orda, Mustafa Cengiz sene başında da çağrı yaptı gelsin alsın yönetsin şubeyi dedi. Bu paraları koyacak adam yoksa -ki yok ve bu yönetimin suçu da değil- bu mütevazı bütçelerle idare etmek zorundayız. Bu yönetimde hiç değilse oyuncuların paraları ödenmedi idmana çıkmama kararı aldılar lafları duymuyoruz, iyi kötü bir mali disiplin oluştu. Geçmişin borçları temizlendi ki bu çok önemliydi. Ertuğrul hoca da elinden geleni yapıyor, elbet her zaman daha iyisi olur ama bu bütçelerle de efesi veya feneri geçmemiz mucize olur. Adamların bir oyuncusuna verdiği parayla biz komple takım kuruyoruz. O mucizeyi yıllar önce karşıyaka gerçekleştirdi ama dediğim gibi adı üstünde mucize, bir daha öyle bir şampiyonluk olur mu bilmem.
Aşağılık kompleksi filan söz konusu değil. Hiçbir kompleksi olan bir insan değilimdir. Ünal Aysal olsa mourinho’yu bile getirebilirdi ama Mustafa Cengiz yetersiz hiç kimse kusura bakmasın. Bazı gerçekler balçıkla sıvanmaz
 

Üst