Fener yıllar yılı en iyi uzun rotasyonlarına sahip olmasına karşın Bogdan gittiğinden beri kısa rotasyonu hep ilk 5'in dışında kalıyordu. Bobby kariyerinde yeni açılım yapmasa belki 5 senedir gittikleri Final Four'un 1-2'sinden feragat bile edebilirlerdi. Sonuçta yıllar yılı çektikleri yokluğun mükafatı olarak De Colo'yla ödüllendirmişler. İkincil spor diye bakmayıp her sene tüm küçülme ithamlarına karşın aynı bütçeyi koruyan, çalışanlarını mağdur etmeyen ve Avrupa'nın en iyi koçunu 1 kez yarı yolda bırakmayan bir şube-camia. Bu noktadan sonra takdir etmekten başka bir şey gelmiyor elden. Biz bu çaptan milyon ışık yılı uzaktayız diye yatırım yapan Fenerbahçe'yi çamurlamanın lüzumu yok. Adamların yönetim şekilleriyle hak ettikleri her başarı analarının ak sütü gibi helal. Paralı olmuşlar ya da olmamışlar önemli değil. Esas soru aynı ülkede kurulup, hemen hemen aynı sayıda taraftara sahip olan Türk sporunun en büyük 2 dinamosundan birinin nasıl bu kadar iyi yönetildiği, diğerinin ise nasıl olup da yıllardır süre gelen çift haneli transfer yasaklarını bir türlü eritemediği. Hak etmedikleri için yaklaşık 1 yıla yakın süredir Galatasaray'ın amatör şubeleri için kaygılanmayı bıraktım, keşke aynısını cebindeki 3-5 kuruşu hak etmeyen adamların cebine gitsin diye harcayan genç kardeşlerim de yapsa.