Ben Madrid maçına gösterilen ekstra bir reaksiyon olduğunu sanmıyorum. İş karakter sorunu olsaydı 3 yılda kaybettiğimiz 20 deplasmandan sonra çok daha önceleri görürdük o reaksiyonu. Bence oyuncular 3-5-2'yle ilk defa gerçekten verimli olabilecekleri bir sistemde olduklarını inandılar ve hem bu tatminleri, hem de bireysel özelliklerini ön plana çıkaran sistem sayesinde çok izlenesi bir oyun oynadılar. Öyle ki takım özellik ve kafa olarak sisteme o kadar yatkın ki kağıt üstünde alternatifsiz gözüken santraforumuzu 10. dakikada kaybetmemize rağmen ligin kalburüstü deplasmanlarından birinden güle oynaya 3 puan aldık. Ki vitrin maçının hası olan Barnebau deplasmanında ayağını sağ kanat çizgisinden kaldırmayan, sahada yürüyen Feghouli'nin, hiçbir savunma görevi üstlenmediği ve şut, pas, topla dripling gibi esas özelliklerini sonuna kadar kullanabildiği Antep deplasmanında vurduğu 2. direkten sonra çimleri yırtması, teknik kademede gösterilen emeğin oyuncunun maça olan yaklaşımını belirlemede ne kadar önemli bir etmen olduğunun göstergesi. Son 3 senede şu tarz bir deplasman oyununu istikrarlı oynasak reaksiyonu göz önüne alabilirdim de, 3 yılda direkt aklıma gelen 4 iyi deplasman oyununun 3'ünün 3'lü savunma, diğerinin Belhanda'sız 10 numarayla geldiğini düşünürsek sıkıntımızın istekten ziyade taktiksel olduğuna kanaat getirebiliriz.
Bu galibiyetten sonra zaten haftaya da bu taktikle çıkar. O zaman Başakşehir karşısında bu sistemi ne kadar oynayabildiğimizi görürüz. Şu an ne desek havada kalır.
Ha bu arada en son Real'den 6 yedikten sonra da deplasmanda Beşiktaş'ı yenmiştik.