2020 Tokyo Olimpiyatlarında Türk Sporcular

Türkiye Tokyo 2020 Olimpiyatlarinda Kaçı Altın Toplam Kaç Madalya Alır?

  • 5-7 Altın, 20- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 3-4 Altın, 18- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 0 Altın, 7+ Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    10
  • Anket kapatılmış .
Dönem dönem Tuğba, Meryem, Simge, maç sonunda da Ebrar çok büyük oynadılar ve 3-2 geçmeyi başardık. Maçın başından sonuna yıldızı ise bence Zehra'ydı. Zehra bloklarda müthiş bir seviyeye çıktı, Eda'nın önüne koyuyorum bu turnuva performansını. Yarı finale çıkarsak eğer en iyi orta oyuncu seçilebilir. Bloktaki seviyesini hayranlıkla izliyorum, hücumda Eda'ya benzer şekilde daha istikrarlı top öldürebildiği anda pozisyonunda dünyanın en iyisi derim.
 
Kadın voleybolda çok şanslı bir kura çektik. Grup 3.sü olarak karşı grubun 3.sü Güney Kore ile oynayacağız. Bize böyle maçlar ters geliyor gerçi. Umarım küçümsemeyiz ama öyle olsa da bu konuda GUIDETTI'ye güveniyorum. Yarı finale çıkarsak da Brezilya-Rusya galibiyle oynayacağız. Brezilya'nın geleceğini düşünürsek ABD-Dominik eşleşmesi daha iyi olurdu ama Rusya'nın sürpriz yapma ihtimali Dominik'e göre çok fazla. Bizim maç da zaten gece 3te olacak. Brezilya maçıysa 15.30da olacak ve eğer kazanmızsak rahat rahat izleriz o maçı. Uluslararası alanda bizi her anlamda güzel temsil ettikleri için manevi bağımızın yüksek olduğu bir takımımız var. Ama sınırlar dahilinde saha içinde konuşursak overrated kaldılar şimdiye kadar. Dünya Şampiyonalarında 2006'da 6.'lığımız var o kadar. Avrupa Şampiyonasında Türkiye'de oynamıyorsak hayalkırıklıkları yaşadık iki 3.lük dışında. Olimpiyatlarda da çıkışımızın olduğu dönemlerden başlarsak 2004den beri yapılan 5 olimpiyatın sadece 2sinde yer aldık. İlkinde gruptan çıkamamışken başarılı ilan etmediğimiz kalmış ve arada 2016'yı da kaçırmıştık. Bunda diğer şampiyonalardaki başarısızlık nedeniyle FIVB sıralamasında kötü bir yerde olmamızdan ötürü kötü gruplara düşmemizin de payı vardı. Büyük şampiyonalarda yokları oynarken olimpiyatlara katılmak çok zor gerçekten. Ama kulüp takımlarımız çok başarılı olunca voleybol çok başarılı imajı da beraberinde geldi ve loserlığın üstü örtüldü. Artık sahada da eşik atlamanın zamanı geldi. GUIDETTI çok geç geldi bu takıma ama iyi geldi ve winnerlığın kokusu sindi takıma. Bunu gerçeğe de dönüştürmek lazım madalya alarak artık.

Güreşte 2 tane bronz aldık. Bence ikisi de Dünya şampiyonluklarına bakmadan alabileceklerini aldılar. Özellikle Rıza'nın zaten kendi söylediği şekilde bir derbi havası kalmadı Kübalıya karşı. Adam zaten tarihe geçti. İstese ona Dünya Şampiyonluklarını da bırakmaz ama akıllı sporcu kendini 4 yıllık periyotlarda sistemli şekilde olimpiyata hazırlıyor fiziksel ve mental olarak. Kadınlar güreşinde zaten devşirme olmayan bir sporcuyla madalya almak her türlü çığır açmaktır.

Artistik cimnastikte hayalkırıklığı yaşandı ama ben açıkçası beklentimi düşürmüştüm zaten. Adem ASİL yaklaşmıştı ama onun da şansına, atlama beygiri sanırım kısa olduğu için, 2 atlayış yapıldığından ilkinde çok başarılı olsa da ikincisin de hareketi bitirirken düşünce ortalaması da düştü ve 6.lılta kaldı. İbrahim ÇOLAK ise seçtiği hareketlerin zorluk puanı düşük olduğundan baştan şansı azmış zaten. Ciddi hype yaratıp sadece halka aletine odaklanan bir sporcu nasıl böyle bir şey yapar ben anlamadım. 2019 Dünya Şampiyonu olduğunda 14.933 puan almış. Bugünse 14.866 aldı ve şampiyon olan Çinli 15.500 aldı. Madalya alan 3 sporcudan da daha az puanla Dünya Şampiyonu olmuş İbrahim. Bugün ilk 2'de yer alan Çinliler de o yarışma finalinde yoklar. Dünya Şmpiyonluğunu küçümsemek için söylemiyorum. Bundan 5 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz birşeydi. Olimpiyatlarda alet finallerinde 4 ayrı sporcuyla 5 ve genel tasnifte 2 sporcuyla finale kalmaksa inanılmaz birşey bizim için. Alet finallerinde sadece 8 ismin finale kalabildiğini de ayrıca belirteyim. Buna rağmen Halkada ve Atlama Beygirinde 2'şer sporcumuz vardı. Ama her ne yaparsak yapalım madalya alabilecek kapasitemiz varken alamazsak maalesef bu ülkede ilgi çekemezsiniz. Daha çok çocuğa bu sporu sevdirebilmek için madalya gerekir. Yoksa başarılar dönemsel kalır. O yüzden yarın Ferhat ARICAN'a çok büyük görev düşüyor.

Ayrıca basketbolseverler için de bir uyarı yapayım. ABD-İspanya maçı 7.40da ve günün ilk maçı 4te Slovenya-Almanya arasında olacak.
 
Artistik Cimnastikte Ferhat ARICAN'ın kazandığı bronz madalya diğer bronz madalyalardan ayrı bir yere konacak kadar değerli. Cumhuriyet tarihinde ilk kez yine Ferhat sayesinde erkeklerde katılabilmiştik 2016 Rio'da. 4 sporcuyla katılmak, 3 alet finalinde 1'i 2 alette olmak üzere 4 sporcumuzla 5 katılım sağlamak ve bunlardan 1 adet madalya çıkarmak için sadece bir sonraki olimpiyatı beklememiz yetti. Aslında madalya baskısı olmasa 1-2 madalya daha gelirdi. Keşke Ferhat ARICAN onlardan önce yarışsaymış da bu stres azalsaymış. Kesinlikle daha fazla madalya beklentisi vardı bu sporun içindekilerden dışındakilere kadar. Umarım bu bir başlangıç olmuş olur ve 2024 Paris'e hem Erkek takımımızla gider, kadın sporcularımızın sayısı ve seviyesi artar, ritmik jimnastikteki gençlerimiz Paris'te kendini göstermeye başlar, trambolinde kılpayı kaçırılan kota bu sefer daha hazır şekilde gelinerek madalyayla acısı çıkarılır ve en az 1' altın 5madalya alırız.

Erkekler Sırıkla Atlamada Ersu ŞAŞMA kendi seviyesini yansıtabilerek iyi bir şekilde 10. oldu ve gelecek adına ümit verdi. GULIYEV eski formundan uzaktı ve yarı final serisinde de zor rakipler olunca iyi bir sıralama elde edemedi. Necati ER, 3 adım atlamada hem de baraj seviyesini geçerek finale kaldı. O da 73 yıl sonra finale kalan ilk türk atlet oldu bu dalda. Ruhi SARIALP'ten sonra o da bir madalya getirir gelecekte umarım ama bu seferlik finalde bulunması bile muazzam. Eda TUĞSUZ da Crit Atmada finale kalmayı başardı. Üstelik 63m barajken 62.31 gibi iyi bir atış yaptı ve B grubunda 3.oldu. Böylesine genç sporcularımız için çok iyi bir olimpiyat geçiyor atletizmde. Devşirmelerse artık iddialı oldukları son olimpiyatı tamamladılar denebilir.
 
Resmen voleybolda rezil olduk. Bir de spiker diyor ki ağlamak yok tarih yazdınız. Evet tarih yazdık Güney Kore gibi basit bir takıma yarı final yaptırarak. 2012'de de sanırım İtalya'yı yenip yarı final yapıp Japonya ile baraber yer aldıkları yarı finalin kötü olmasına neden olmuşlardı. Ama orada ölüm grubunda bizimle yer almış ve bu zor maçları yaparak rahat geçen yan gruptan gelen takıma avantaj sağlamışlardı. Bu sefer bu avantaj bizde olmasına rağmen kaybettik. Keşke Sırbistan ile oynayıp kaybetseydik bu kadar üzülmezdim. Yukarıda yazdığım gibi çok overrated takım ve biz bu mağlubiyetten sonra eleştirmemeye devam etmezsek overrated kalmaya devam edecek. Teşekkür edilecek hiçbir şey yapmadılar. Bugüne kadar kapasitelerini hiç göstermediler. Kulüp takımlarının başarısı ve orada bu başarılarda önemli roller alan yerliler gözümüzü boyuyor. Çok başarılı voleybol ama bu hiçbir zaman milli takıma yansımadı. Şöyle bir mağlubiyeti futbolda alsak yer yerinden oynar. Rezil olduğumuzla kaldık dışarıda ama içeride yine pohpohlarız bolca. 3 sene daha gitti. Katılacağımız bile muamma ama eleştiriyi zarar verme gibi algılamaya devam edersek daha çok rezillikler görürüz.
 
VNL'yi de takip ettiğim kadarıyla çok istikrarlı bir oyun oynamadık. Biraz kura şansı ve Çin'in kötü bir turnuva geçirmesi sayesinde iyi başlamış gibi olduk. Bence oyunun bir çok noktasında ve koçun ideal 6'lıyı bulamaması konusunda eleştirilecek çok şey var ama neticede voleybol tarihimizde en büyük başarı olmuş. Eleştiri olmalı ben de katılıyorum ama canları sağolsun. Umarım Paris'te daha iyi bir milli takım görürüz. Her şeyden önce daha ilk günden ne tartışmalara çekildiklerini de biliyoruz. Eleştirilmeliler katılıyorum ancak canları sağolsun demek de lazım.
 
Guidetti iyi hoş ama takıma bir seviye daha attıracak koç değil. Şu kadroyu kullanamadı daha vahimi voleybolu sıkı takip edenler en 3 oyuncunun takıma alınmayarak haksızlık yaptığını hep söyledi.
Var mıydı kadro dışında kalıp kadroya alınsaydı fark yaratacak oyuncular?
 
Bu eleştiriler saçmalık bence, kimi almamış takıma Guidetti. İlkin diyenler gördüm, berbat sezon geçiren takımımızda ortalama performans gösterdi, Olimpiyat kadrosuna gitse ben şaşırırdım. Kadro kalitesi olarak da Kore'den bir tık iyiyiz belki ama rezillik falan denecek bir durum değil kesinlikle. Ellerinden geleni yaptılar, iyi bir turnuva geçirdik ama en kritik eşiği aşamadık maalesef.

Genel kadro kalitesi olarak olimpiyattaki takımlarla kıyaslarsak orta oyuncularımız konusunda şanslıyız, gerçekten en iyi birkaç takımdan biriyiz, libero ve pasörlerimiz de ortalama diyebiliriz. Pasör çaprazı olarak Ebrar ve Meryem bize göre iyi oyuncular ama Egonu, Kim, Zhu, Bosetti ya da Abd'li pasör çaprazlarının yanına yaklaşamazlar maalesef, inşallah Ebrar ilerleyen dönemde bu seviyeye çıkar. En büyük sorun olarak da smaçörlerimiz diğer takımların oldukça gerisinde, alt taraftan yetişecek daha iyi smaçörler gerekli.
 
Guidetti geçen sene olimpiyatlara gitmeyi hak eden ve gidecek kadroyu bozmadı. Bir nevi onların hakkıydı ve onlar gitti gibi bir durum oldu. Bu eleştirilebilir ama bence çok sorun değil.

Eğer gerçekten hakkaniyet açısından bakarsak kadroda İlkin ve Derya kesinlikle kadroda olmayı hak ediyorlar. Açıkçası ikisi de fark yaratacak oyunculardı. Zaten bu iki oyuncunun Avrupa şampiyonası kadrosun da olmasına kesin gözüyle bakıyorum.
Hakkını da yemeyelim bu ikisi yerine tercih edilen Tuğba'da sonuna kadar hakkını verdi formanın.
 
Kadın boksör de 51 kiloda Buse Naz Çakıroğlu ve 69 kiloda Buse Naz Sürmeneli finale çıktılar. Her iki sporcumuzu da tebrik ediyorum. İnşallah altın madalyaları ülkemize getirirler.

FİNAL MAÇLARI (CUMARTESİ SABAHI)

Buse Naz Çakıroğlu / 08:15
Buse Naz Sürmeneli / 09:15

Başarılar.
 
Son düzenleme:
Overrated kısmına ben de katılıyorum aslında. Okyanusu geçip derede boğuluyoruz genelde. USA'yı yenmenin eşiğinden dönüp Kore'ye kaybetmek... Bu takımın tek rakibi kendisi; kendisini yenebildiği vakit herkesi de yener.
 
Atletizmde 3 Adım Atlama Erkekler Finalinde Necati ER 17.25 ile yılın kendi adına en iyi derecesini atlayıp 6.olmayı başardı. 3.hakkında 9.sıradayken 17.25 ile 6.lığa yükselerek 3 hak daha elde eden Necati ER maalesef bu hakları iyi değerlendiremedi. 4.hakkına sanırım ufak bir sakatlıktan sonra pas geçtikten sonra son 2 hakkında hata yaparak yarışmayı bitirdi. Sanki hedefini gerçekleştirmiş olmanın rahatlığıyla son atlayışlara tam konsantre olamamış gibiydi.

Karate de bugün başladı ve Kadınlar Katada B Grubunda 3 .olarak bronz madalya için serilerini 13.30da Hong Konglu LAU'ya karşı gerçekleştirecek. Kumite 67 kg Erkeklerde ise Eray ŞAMDAN ilk gru maçını Azeri FARZALIYEV'e karşı 7-1 kazandı. Karatede hem sıklet çok az hem de o sıkletlerde olimpiyatlara gelmeye hak kazanan sporcular. Kata ve Kumitede 9 ila 11 sporcu var. Buraya Kumitede 6 sıkletin 5inde ve Katada kadın ve erkek tam kadro gelmemiz bu yüzden muazzam. Kumitede gruplarında ilk 2ye girenler yarı finale yükseliyor. yrı finalde elenenler için bronz maçı olmadığı için gruptan çıkanlar madalyayı garantilemiş oluyor. Katada ise grup liderleri altın için, 2. ve 3.ler dağıtılan 2 bronz için karşı karşıya geliyor.

Serbest Güreşteki kalan tek umudumuz 125kg Olimpiyat Şampiyonumuz Taha AKGÜL çeyrek finalde ABD'li rakibi STEVESON'a 8-0 yenilerek elendi. Açıkçası 4 kere dalıp 4ünde de puanı rakibine aldıran Taha oldu. Hiç iyi görünmüyordu. Eski Taha o bacağı yakaladığında puanı çıkarırdı. en azından 4 sefer aynı şekilde puan verilmez bu seviyede. Üstelik 2 numaralı seribaşı da 10-2 öndeyken sanırım tuş yiyip elenmiş. Taha AKGÜL de 3 numaraydı ve final yolu açılmıştı böylelikle. Ama artık ABD'linin bu açık yoldan gitmesini umut edecek bronz için.
 
Serbest Güreş 125kgda Taha AKGÜL dün repesaj hakkı kazanmıştı ve şimdi repesajda Kırgız rakibini yenerek broz maçına çıkma hakkı kazandı. Geçen seneden kalma sakatlığından ötürü eskisi kadar istediklerini yapamıyor ama bronzu alacak kadar iyi helen.

Karatede dün gümüş madalya geldi. Eray ŞAMDAN 67KG Erkeklerde üstelik olimpiyatlarda asıl sikleti olan 60kg olmadığı için kilo arttırarak kota almasına rağmen bunu başardı. Maalesef Kadınlarda beklenen başarı gelmedi ilk gün Kumitede. Serap ÖZÇELİK 55kg Kadınlarda Dünya 1 numarasıydı ama gruptan bile çıkamadı. Atak olmasına rağmen özellikle yere düştüğünden veya düşürüldüğünde ippon puanlarını yani 3 puanı verdi her maçta. Maçlar yakın geçti ve son maça kadar şansı vardı ama kullanamadı. Açıkçası savunma kısmında çok zaafı gözüktü. Nasıl Dünya 1 numarası olmuş dedirtti. Ama o da meğerse kilo arttırmış. 50kg asıl sıkleti. 55kg'ya 5okgda kazandığı puanlar ne ölçüde eklendi ve olimpiyat yolunda 55kg'da nasıldı bilmiyorum ama Dünya 1 numarası olmayı kaldırmamış gözüktü. İlk maçında İranlı rakibine karşı son saniyelerde 4-2 ve ilk puan yani beraberlik durumunda kazanma avantajıyla üstünlük kurmuştu son 15sn civarında. Ama 7.5sn kala düşünce ippon puanı aldı rakibi ve maçı 5-4 kaybetti. Yerdeyken ki savunması çok kötüydü. Eray mesela bu şekilde puan vermedi. Belki ilk maçını kazansa her şey daha farklı ilerlerdi ama mental olarak yıkıldı muhtemelen. Arık dünya 1 numarası olmasın sporcularımız bunu kaldıramıyor diyeceğim neredeyse. Buraya Dünya 1,2,3 numarası gelip madalya maçından bile uzak kalan bizim kadar sporcusu olan ülke görmedim. Önce bu sorunu çözmemiz lazım. yetenek anlamında sorun yok ama bunu olimpiyatlara yansıtacak mental güç yok. Dünya şampiyonu sporcularımız buraya bunu ispatlamaya geliyor sanki tüm ülkeye. Daha çok bilineceklerini bildikleri için baskı ve heyecan oluyor. Kimisi de Dünya Şampiyonalarına ve olimpiyatlara aynı şekilde hazırlanıyor. Aynı rakipler diyorlar ama aslında isimleri aynı sadece. Mesela Rıza KAYAALP, Kübalıya karşı hiçbir zaman kazanamaz görüntüsü vardı ama bu adamı Dünya Şampiyonalarında defalarca yenmişti. Ama muhtemelen zaten 38 yaşına gelmiş Kübalı LOPEZ NUNEZ 5 yıldır sadece buraya odaklı ve burada zirve yapacak şekilde hazırlanıyor mental ve fiziksel olarak. Doğru zamanda form tutuyor. Olimpiyat kampında hazırlandık demekle olimpiyata hazır olunmadığını gösteriyor. Bizim özellikle güreşçilerimiz ve tekwandocularımız da ama bir Dünya Şampiyonuyuz demeye devam etsinler. O Dünya Şampiyonalarını sadece o sporu takip edenler izler ya da en azından sonuçlarını bilir. Ama olimpiyatlarda her altın madalya hikaye demektir. Olimpiyatları takip eden daha büyük kitlenin seninle ve ülkenle ilgili başta bu spordaki başarınla ilgili bilgisi olur. Olimpiyatları her anlamda Dünya Şampiyonalarının önüne koyma ve Dünya Şampiyonluklarını olimpiyat başarısızlıklarının üstünü örtmek için bir araç olarak kullanmayı bırakmanın zamanı gelmedi mi?

Neyse bugün de Karatede 2 sporcumuz var( Bu arada her sıklete doğrudan sporcu gönderen ev sahibi Japonya hariç 8 kotanın 7sini alabilen tek ülkeyiz. Bize en yakın ülkeler 5'te kalmış. Fransa gibi dün Eray'a karşı altın almış bir karate ülkesi bile 3 kota alabilmiş.) Katada bronz beklediğimiz Ali SOFUOĞLU bu yolda ilerliyor. 61 kg Kadınlarda Merve ÇOBAN ise ilk maçına yarım saat kadar sonra çıkacak. O da dünya 4 numarası bu arada.
 
Dün Mete GAZOZ'un altın madalya aldığı günle beraber en iyi günümüzü geçirmiş olabiliriz. Sadece karatede alınan 2 ve güreşte Taha'nın bronzuyla gelen 3 madalyadan bahsetmiyorum. Eda TUĞSUZ'un Cirit Atma'da aldığı 4.lük ve Kadınlar Modern pentatlonda İlke ÖZYÜKSEL'in aldığı 5.lik çok değerli.

Eda TUĞSUZ, Atletizmde bu olimpiyatlarda özellikle genç sporcularımızla çoğunda ilk kez veya uzun yılar sonra gelen finaller ve bu finallerin hakkını veren performanslara bir yenisini ekledi. Üstelik ilk 2 atışında faul yapmasına rağmen elenme stresiyle attığı 3.atışında 62.13m ile ilk 8'e hatta 5.sıraya yükselmeyi başardı( Bir başka genç sporcumuz Necati ER de geçerli atlayışı olsa da 9. sırada girip 3.atlayışıyla 6.lığa yükselerek son 3 hakkını kullanma hakkı elde etmişti. Bu açıdan genç sporcularımızın bu stresli atış ve atlayışları başarıyla yapması da büyük başarı). Sonraki 2 atışında da sıralaması değişmese de derecesini 1.22m iyileştirdi. Son hakkında ise 94.00 metre atarak 3.nün sadece 4cm gerisinde 4.lüğe yükseldi. Sadece 4cm ile madalyayı kaçırmak çük üzücü olurdu ama Avustralyalı BARBER derecesini 64.56'ya çekerek o da 2.nin sadece 5cm ardında kalarak 3. oldu. Gerçi son atışı öncesi 4. sıraya düşse belki o atışı yapamazdı ama ne olursa olsun 4.lik de bu dalda büyük başarıdır. Eda TUĞSUZ sezonun kendi adına en iyi derecesini atsa da finaldeki madalya barajının oldukça düşük kaldığını da ekleyelim. Hatta altın madalya atışından daha iyisi Eda'nın kariyerinde mevcut. Ama önemli olan sporcularımızdan alışık olmadığımız derecede iyi mental performansla önemli isimler dökülürken finalde başı dik ayrılmasıydı.

İlke ÖZYÜKSEL ise ilk kez bu branşta katılımımızı sağladığı 2016'da 35 sporcu arasında 34. olmuştu. Buradaki ilk 2 dal olan yüzme ve eskrimde derecelerini biraz daha iyileştirse de yeterli seviyede değildi. Yüzmede 20., eskrimde ise 28. oldu. Ama 2016'da bitiremeyerek 0 çektiği Binicilikte bu sefer 6.olmayı başararak18.liğe yükseldi. 2800m koşu ve tabancayla atışın olduğu kış olimpiyatlarındaki kayaklı koşuya benzeyen etapta ise 3. en iyi dereceyi yapmayı başardı. Genel klasmandaki puanlara göre start alındığı için 18.sıradan başladığı etapta son tura da 8.sırada girmişti ama 5.olmayı başardı. Bu sefer 2024'te Binicilik ve özellikle koşu ve atış kombinesindeki müthiş gelişiminin aynısı olmasına gerek de olmadan Yüzme ve eskrimde kabul edilebilir dereceler çıkartırsa altın madalya bile uzak değil. Henüz 24 yaşında ve ilk 6'da 30 yaşın altında tek isim. Bu açıdan bakınca da gelecek olimpiyatlar onun için oldukça parlak gözüküyor.
 

Üst