" Unutmak insanlığın düşmanıdır.. "
Eylül 'deyiz.. Hüzünlerin zamanı.. Ne çok şey aldı bizden 80 'in 12 Eylül 'ü bir kez daha anladım.. Darbeye bitti gözüyle bakanlar son oluşan tabloya yeniden baksınlar.. Ve idrak etsinler ki askeri anayasa değişmedikçe darbeye bitmiş gözüyle bakmak saflıktan öte birşey değildir..
Zira mevcut anayasa en yüce değer olan emeğin hiçleştirilmesinin üzerine kurulmuş koca bir sermaye şakşakçısıdır !..
Yüreğimi mengene arasında sıkıştırılmış gibi hisserken televizyonda idi gözüm.. Haberler küre 'sel felakete dair enformasyon ile dolu, cesetler, sulara gömülmüş araçlar, çamur deryası içindeki evler..
Satır arasında ' küçük ' bir haber..
" Merdivenaltı imalat yapan bir tekstil firmasının, servis aracı sular içinde kaldı 7 ( yedi ) işçi kadın boğularak can verdi.. "
Gözü dönmüş patronun ' servis ' adı altında tuttuğu araç kapalı kasa bir kamyonet, mapushaneden mahkum sevk eden araçların dahi penceresi var iken, tamamen kapalı, 3 metrekare alandan oluşan, iğne ucu kadar hava alma alanı bulunmayan, kapalı kasa bir kamyonet.. Hayvan taşır gibi yani.. İstanbul içinde ' hicret ' eden kadınlar.. İnsanlığın utancı !..
Yedi kadın.. Yedi işçi kadın.. Yedi evin anası.. Yedi evin direği..
Hayvanca şartlarda işyerlerine ' servis ' aracı ile götürülürken, kamyon şoförünün de kaçmasının ardından ( adam canını kurtarmış.. ) sel sularına kapılan aracın içinde boğularak can verdi..
Sigortasız çalışmak zorunda bırakılan bu kadınlar sisteme kurban edilemezdi şayet sendikalar yapması gereken işi yapsaydı vatan topraklarında..
Suçlu kim ?..
Askeri darbenin ardından ilk faaliyeti tüm sendikalara kilit vurmak olan ve sendikal faaliyetlerin içerisinde görülen tüm insanları içeri tıkıştıran zihniyet mi ?..
Biraz daha fazla para kazanmak uğruna hayvani şartlarda işçi çalıştıran patron mu ?..
Apolitize edilmesinin ardından tek işi para pazarlığı yapmak olan mevcut sendikalar mı ?..
Ekonomik zorluklardan dolayı hayat arkadaşına destek olmaya çalışan 7 kutsal anne mi ?..
Ülkede yaşanan hiçbirşeye tepki vermeyen, bir elinde viski bir eli göbek kaşıyan yavşak zihniyet mi ?..
Hırsızlığı resmi ideoloji olarak belirlemiş, kıçını ve banka hesabını büyütmekten başka derdi olmayan, adına siyasetçi denen insanımsı varlıklar mı ?..
Sistem mi ?..
Sen.. Ben.. O.. Biz.. Siz.. Onlar..
Hepimiz..
. . .
Devam ediyor haberler..
Bir tarafta 500 ( beşyüz ) sene evvel Mimar Sinan tarafından yapılmış ve halen dimdik ayakta duran 28 kemerli köprü, hemen yanıbaşında sadece 10 ( on ) sene evvel gelişmiş son teknoloji eşliğinde; hırsız ve arsız birileri tarafından yapılmış yerle - yeksan bir başka köprü.. Ey gidi koca Sinan, nur içinde uyu !
Ve devam ediyor haberler..
Onlarca beden doğal afette can verirken, paçalarını sıvamış kadın - erkek, yaşlı - çocuk ' yağma ' yapan insanlar.. Bizim insanımız.. TC kimliği taşıyor bunlar.. Yağmalıyorlar yahu !!..
En hafif deyim ile; Hicab duyuyorum..
Yıkılan yapılır elbet, şehirler yeniden inşaa edilir belki de..
Peki ya yitip giden canlar..
Ya yitirilen insanlık ?..
Kerem Porazan