BBL 3. Hafta | Anadolu Efes 73 - 83 Galatasaray Medical Park

Yazıhane'deki Potacasti dinledim. Orkun Çolakoğlu Efesin çok kötü olduğunu ve Galatasaray'ında çok iyi oynamadığını belirtti. Kazanmamızı üçlük yüzdemize bağladı. Özellikle maç içinde çok zor üçlükler soktuğumuzu söyledi. Farmar olmasa Efes 55 sayı kalırmış dedi. Son olarakta Farmar Galatasarayın elinde olsa düşünemiyorum dedi. Savanovicin kötü performansıda etkiliymiş.

Kaan Kuralda olsa dinlenmez herhalde. Kaan abimizde bizim maçı kazanmamız sadece üçlük oranına bağlanmayacağını belirtti. Ndong'un kötü oyununu Furkanın iyi oyunla kapattığını söyledi. Ayrıca Efesin en iyi noktasınını oyun kurucu bölgesi olduğunu söyledi. Fakat top'u ellerinde fazla tuttuklarını söyledi. Galatasarayın aşil tendonu olarak Oyun kurucu bölgesi olduğunu söyledi. [Bu yoruma bende katılyorum] Özellikle Hawkinsin Point Forvet gibi oyunu yönlerdimesi Gordon'a yani guarda yapılan baskıyı azalltığını belirtti. Maçın yıldızı olarak Hawkins gördüğünü ve Efesin üç numara eksikliğini iyi değerlendirdiğini söyledi. İki takımında zamana ihtiyac olduğunu galatasarayında oturmamış parçaları olduğunu söyledi.
 
Takımın her bireyini teşekkürler öncelikle. Efes gibi önemli bir takımı, maç boyu kendine yaklaştırmadan yenmek önemli bir olaydır. Maçın hemen hemen hiç bir anında Efes'in "işte şimdi geliyoruz" demesine izin vermedik. Tam yaklaşmaya başlarken, bizden elbet biri öne çıktı ve yaklaşmalarına izin vermedi. Sürekli 10 sayılık bir sekansta maçı tuttuk. Ki Efes gibi bir takıma, henüz tam hazır olmadan, sakatlıklar vs. gibi etmenler varken, bunu yapmak ilerisi için çok umut verici.

Tam sağlıklı olduğumuzda herkesin çekineceği oyuncularımız ve onları çok iyi yöneten, kazanmak için ne gerekiyorsa o yolda hamleler yapan bir koçumuz var. Ergin Ataman'ın şu kısa sürede yarattığı işin önünde saygıyla eğilmek gerekir. Hawkins zaten her zaman ne gerekiyorsa yapıyor. Göksenin ve Furkan çok iyi oynadılar, fark yarattılar. Macvan ise ne kadar önemli bir oyuncu olduğunun, pozisyonunda Avrupa'nın en iyi oyuncularından biri olduğunu gösterdi. Jamont da şimdiye kadar yapamadığını yaptı, potansiyelini ortaya koyup, oyuna dahil oldu.

Domercant ile ilgili ise şunu söylemek gerekir, tribünden görünen şu ki, takımın kaptanı Hawkins olsa da, takımın sahibi Domercant. Molalarda devreye girmesi, arkadaşlarına bir şeyler anlatması, maç sonu üçlü çektirmesi vs.. Sağlıklı bir Domercant ile Hawkins sadece ligimizde değil, Avrupa'nın her takımına korku salar.
 
Ergin Ataman'ın hazırlık döneminde maç sayısını fazla tutmasının, buna resmi maçlar başladıktan sonraki dönemi de dahil edebiliriz, net yansımalarını Anadolu Efes karşılaşmasında gördük. Maç sonu Ergin Ataman ''kaybetmeyi unuttuk, en son Paris turnuvasında Maccabi'ydi sanırım.'' diyor. Kazanma alışkanlığını takıma yaz aylarında aşılayan koç, oynadığı ikinci resmi büyük maçta da galip gelmeyi başardı. Hem tribünün hem de saha içinin oldukça keyifli olduğu bu karşılaşmanın ilerisi adına bize kazandırdığı çok önemli pozitif noktalar var.

Saha içine bakarak ilk önce şundan bahsetmek gerekiyor; Galatasaray, geçen yıl Beşiktaş profilinde gördüğümüz üzere, oyunun içinde hep kalmayı başarabilen oyuncu grubuna sahip. Bunu maçın hemen başında kötü bir performansla girip 7-3 geriye düştüğümüzde, vidaları iyice sıkıştırıp 51-66 öne geçtiğimizde, maç sonu ufak bir kriz yaşayıp farkın 8 sayıya düştüğü 65-73 anda görüyoruz. Her defasında sorumluluk alan, sonuca gidip takımı tekrardan ayağa kaldıran bir çok silahımız var. Bu oyun yapısının yansımalarına şu şekilde bakmak lazım; rakip takımın konsantre olacağı isimlerin fazla olması, işin sonucuna daha rahat gidebilmemizi sağlıyor. Ergin Ataman, maç sonu Jamont Gordon'u bu maç özelinde sürpriz oyuncu olarak hazırladık dedi. Yaptığı 13 sayı - 5 asistlik oyunuyla minimum 23 sayıda imzası olan Jamont'u, bu minvalde okuyabiliriz. İşin içine sürpriz noktaları katmayı seven Ergin Ataman ve ekibinden bunun gibi tespitleri daha çok göreceğimizi söylememe gerek yok sanırım.

Her ne kadar sadece Farmar'ın eline baksa da, bazı bölümlerde Jamon üzerinden yürüyen ama oldukça dağınık bir görüntü çizen Efes'i, son bölümlerde maçın kopmasıyla beraber buldukları kolay sayıları kenara bırakırsak, ilk yarıda 30, toplamda 70 sayının altında tutmak önemli bir savunma mesajıdır. Jamont'un oyun planlarına katılışını hep hücum üzerinden bakıyoruz ancak, Efes maçı özelinde topu getiren oyunculara yaptığı baskıyla takım savunmasını oldukça rahatlattı. Savunma üzerinden iki belirgin hususu belirtmek gerekiyor, yardım savunmasını bazı bölümlerde müthiş yapıyoruz. Takımın switch yapmaya oldukça müsait yapısı, kayarak yapılan savunmanın gücünü de arttırmakta. Buna ek olarak, baskı unsurunu belki de ligde en iyi uygulayan kısaların takımda olması arka alanı da müthiş rahatlatıyor. Eksi nokta olarak; pick and roll savunmasında sınıfı geçemediğimizin altını çizmek gerekiyor. Hücum kısmında bu nokta üzerinden rakibi oldukça fazla hırpalarken, savunmada bu görüntü ilerisi adına bize bir işaret, daha sert olmalıyız.

Dip not olarak, sene başından beri bir çok rakibe karşı kurduğumuz ribaund üstünlüğünü bu maç göremedik. Özellikle ilk periyotta çok hücum ribaundu verdik, maça dair Ergin hocanın en rahatsız olacağı konulardan biri. Bu noktada N'Dong'un ufak sakatlığının da etkisi var, tam olarak etkisini gösteremedi.

Maçın tekrarını da izlediğimde iyice emin oldum, Galatasaray'ı yenmek isteyen bir takımın yoğunlaşacağı o kadar fazla konu var ki, kapasite olarak henüz tam olmayan takımın gösterdiği bu performans gerçekten olağanüstü. 3 kupa, 3 lig ve içinde barındırdığı Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes galibiyetleri, takımın ligin sonuna dair verdiği işaretlerin pozitifliğini bize yansıtıyor.

Bu takıma inanalım, güvenelim ve yanında olalım. Nitekim tribünde olmanın verdiği keyif müthiş oluyor.
 
Herşeyden önce, böylesine tehlikeli ve sinir bozucu bir şekilde sayı bulabilen bir takıma sahip olmak keyifli. Ergin Ataman düşüşe giren kariyerini iki senedir, riskli oyuncu tercihleriyle bu tarz takımlar yaratarak çok iyi toparladı. Büyük başarı.

Yalnız, beni endişelendiren birkaç nokta var. Hawkins haklı olarak zaman zaman zorlama atışlar yapıyor ki, bizim takımın planlarını bozan bir durum değil. Öte yandan, Efes maçında biraz aşırıya kaçınca takıma zarar verebildiğini gördük. Ergin Ataman'ın üçüncü çeyreğin ikinci yarısında normal rotasyonundan beklenmeyecek şekilde oyuncuyu kenara alması da bunun göstergesi. Hawkins'in Efes gibi takımlara karşı tercihlerini yaparken biraz daha dikkatli olup takım arkadaşlarını oyuna sokması çok önemli. Oyuna döndükten sonra bunu yapınca takım çok rahatladı çünkü.

Bir diğer nokta Macvan'ın hücumdaki rolü. Efes maçında bitirici olarak gördük daha çok; ancak uygun setlerde alçak postta topla buluştuğunda oradan hem post up üstünden sayı yapabilecek hem de sayı yapmasa da oyunu iyi okuyup bir uzun için iyi pas yeteneğiyle dipten oyunumuza çeşitlilik kazandırabilir. Aliağa'nın alan savunmasına karşı yüksek posttan bu işi çok iyi yapmıştı.
 
şu an c.laboral-efes macını izliyorum ve efes 18 sayı geriden gelip one gecti ve nasıl bir takımı dize getirmişiz ne kadarbonemlı bir galıbıyet almısız daha ıyı anlıyorum.. bu arada eskı göz agrılarımız gordon'un macın yıldızı olması ve shıpp'ın cok ıyı katkı vermesı ayrıca sevındırdı..
 

Üst