Eurobasket 2011 Grupları Belli Oldu

Kleiza sakatlanmış ve şampiyonada yok. Bu çok güzel bir haber. O vücut bu kadar iyi şut atınca bir türlü durdurulamıyordu. Hem Hido hem Ersan için çok kalın kalıyordu ve bu oyunculardan kısa da değil. Çok iyi oldu bu haber bizim için. Üzüldüm gerçi ama o başka bu başka.
 
Gruplara değinmeye gerek yok.Ölüm grubundayız.Çarpraz grupta çok zor.İlk grupta ilk 3e girmekte sıkıntımız olmaz.2.tur gruplarında B'den gelen 3 takımla 6lı grup oluşturacağız bu 6 takımdan 4e de bir şekilde gireriz gibi.2.tur gruplarında 1 veya 2.sırayı alırsak çeyrek finali rahatça geçeriz.Yarı final biletimiz kesin olur.3.ve 4.olursak biraz sıkıntı olabilir.Ama bence C ve D grubunda milli takımımızı yenebilecek bir takım yok.

A'dan: İspanya-Türkiye-Litvanya
B'den: Sırbistan-Fransa-Almanya
C'den: Yunanistan-Hırvatistan-Karadağ
D'den: Slovenya-Rusya-3.gelecek takımın zaten hiç şansı yok.

2.tur gruplarında 2. veya 3.sırada yer buluruz muhtemelen. Karışı gruptan Slovenya 1 olur bence.Çeyrek finalde Yunanistan-Hırvatistan-Rusya 3lüsünden biriyle eşleşiriz.Daha sonraki eşleşme fikstürünü bilmiyorum ama en kötü yarı final oynarız.Biraz iddaalı olsada Litvanya'da ülke tarihinin milli takımlar bazında en büyük başarısını kazanacağız inşaallah.Dünya 2.liğinden sonra bir Avrupa şampiyonluğu yakışır artık.Turnuvayı kazanacağız inşaallah.
 
Eurobasket Günlüğü #2

Orkun Çolakoğlu eski yazılarından birinde güzel bir benzetme yapmıştı. 2005-2006 civarı Pivot'ta yazdığı yazısında Dallas-Phoenix maçının, sıcakta saatlerce dolaşıp eve gelen birinin sürahi dolu bir suyu görmesine benzetmişti. İşte yarın başlayacak Ex-Yu Tournmament da benim için aynen böyle. BBL Finali'nin bitmesinin ardından tabi ki de maçlar oynandı; U20, U18, U16 gibi, Slovenya-Polonya-Makedonya hazırlık turnuvası gibi... Ama Ex-Yu Tournmament 'baba turnuva' lakabına cuk oturan bir turnuva. Adından da anlaşılabileceği gibi eski Yugoslavya ülkelerinin katıldığı bu turnuvada Slovenya, Sırbistan, Karadağ, Bosna, Hırvatistan ve Makedonya bulunuyor. Eurosport'un bizi internette link aramya mecbur bırakmayacağı turnuvanın takımlarına ilk gün programına bir göz atalım.

NOT: Takımların değerlendirmelerini (Slovenya hariç) Eurobasket B Grubu ve Eurobasket C Grubu 'nda okuyabilirsiniz.


19.00 Bosna Hersek-Makedonya

22.00 Hırvatistan-Karadağ

İlk gün ev sahibi Slovenya ve favori Sırbistan sahaya çıkmıyor. Yarınki programın ilginç olan tarafı ise takımların hepsinin C Grubu'nda oynayacak olması. Bu takımların haricinde C Grubu'nda turnuva öncesi kan kaybeden Yunanistan ve elemelerden gelecek bir takım olacak.

Günün ilk maçında büyük ihtimalle turnuvanın ve C Grubu'nun (elemelerden gelecek takımı saymazsak) en güçsüz 2 ekibi mücadele edecek. Makedonya'nın yıldız oyuncusu Siena'da müthiş bir çıkış yapan ancak Slovenya'daki 3'lü turnuvada forma giymeyen Bo McCalebb. Makedonya'nın sınır tanımayan devşirme oyuncu sisteminin(Darius Washington, Marques Green) son halka olan McCalebb eğer Eurobasket'te Makedonya bir sürpriz yapacaksa bunun en büyük sebebi olur.

Bosna Hersek'de ise bir numaralı oyuncu aşina olduğumuz bir isim: Henry Domercant. Türkiye'de Efes ve Karşıyaka formalarını giyen Domercant de tahmin edebileceğiniz gibi devşirme.

Dikkat edilmesi gereken oyuncular listesinde ise Makedonya'dan Pero Antic var. Slovenya'daki turnuvada Makedonya'nın belli bir bölüme kadar maçın içinde kalmasını sağlamıştı. Pivot pozisyonunda oynamasına rağmen hatırı sayılır bir üçlük tehtidi olan Antic'i şimdiden bir yere not alın.


Bosna'da ise bu isim Teletovic. Geçen yıl Caja Laboral'da önemli süreler alan bir oyuncu olan Teletovic'e de dikkat.
İkinci maç ise günün maçı. Hırvatistan ve Karadağ karşı karşıya. Hırvatistan Ukic'i kaybetmesine rağmen net gruplarının favorisi. 2010'da yaşadıkları iç-dış dengesizliği bu yıl Andric-Barac-Tomic ikilisiyle düzelecektir. Roko Ukic'in eksikliğinde Popovic'in göstereceği performans Hırvatlar adına kilit nokta.

Karadağ ise gerçekten ters bir takım olabilir Eurobasket'te. Benim C Grubu'nda 3. olacağını düşündüğüm Karadağ 2.turda sürpriz galibiyetler alıp, ortalığı karıştırabilir ve kendini Çeyrek Final'e atabilir.

Yıldız oyuncular: Ante Tomic(Hırvatistan), Nikola Pekovic (Karadağ)

Dikkat edilesi oyuncular: Gelecek yıl TBL'de oynayacak bütün oyuncukar (Hırvatistan), Sixers'ın draftta 16.sıradan seçtiği Nikola Vucevic (Karadağ)
 
Eurobasket Günlüğü #3 (Bosna Hersek-Makedonya)

07 AĞUSTOS 2011 PAZAR

Eurobasket Günlüğü #3 (Hırvatistan-Karadağ)

Ex-Yu Tournmament dünkü açılış maçlarıyla başladı. İlk günde muhtemelen Slovenya'nın da maçının bulunmaması sebebiyle Sitozice Arena'da fazla seyirci yoktu. Kalite olarak ise apayrı maçlar izledik dün. Bosna Hersek-Makedonya karşılaşması ne kadar düşük skorlu, temposuz olduysa, Hırvatistan-Karadağ da bir o kadar zevkli ve keyif veren bir maç oldu. Şimdi maçların değerlendirmesine geçelim:


Hırvatistan: 85 Karadağ:71


Günün ikinci maçı bize basketbolu yeniden hatırlattı. Gruplarda tekrar birbiriyle oynayacak takımlar için iyi bir sınav olan karşılaşmayı Hırvatistan son çeyrekteki oyunuyla 85-71 kazandı. İlk maçın değerlendirmesinde yakın skor yanıltmasın demiştim burada da aynı şey farklı skor için geçerli. Maç boyunca ortada giden maç 21-11 tamamlanan 4.çeyrek ile koptu.



Maç karşılıklı basketler ile başladı. Karadağ içeriden Vuvevic ve Pekovic'in aksine Dragicevic ile etkili olurken Hırvatistan da skor dağılımı eşit bir şekilde gerçekleşti. Pota altını etkili kullanan Karadağ'ın daha ilk çeyrekte serbest atış çizgisine 9 kez gitmesi maçın önemli notlarından oldu. İlk devre boyunca Hırvatistan'da Dontaye Draper'ın oyunu dikkat çekti. Roko Ukic'in yokluğunda PG sıkıntısı çekeceği düşünülen Hırvatistan'da Draper'ın oyunu büyük bir artı. 2.devrenin ilk saniyelerinde Karadağ'ın etkili oyunu vardı. Cook-Dragicevic ikilsiyle sayılar bulan Karadağ farkı belli bir seviyede tutmayı başardı ancak Pekovic-Vucevic ikilisinden beklenilen katkıyı alamayınca 4.çeyrekte oyundan koptular ve Hırvatistan'ın maçı kazanmasına engel olamadılar.

Makedonya için bahsettiğim tek yönlü hücum sorunu Karadağ için de geçerliydi. Sadece boyalı alandan sayı üretmeye çalışan Karadağ, alternatif yaratmayınca skorda geride kaldı. Timberwolves oyuncusu Pekovic maçın sonlarına doğru kendine gelerek ribaund ve sayılarda kendini gösterdi ancak Vucevic'in sadece 6 dakika 13 saniye alması ilginç bir ayrıntı. Rotasyon içerisinde alacağı sürenin bu kadar olması imkansız muhtemelen küçük bir sakatlık geçirdi ve riske atılmadı.


Hırvatistan ise gerçekten derin bir kadroya sahip ve bu oyuncu havuzu sayesinde Eurobasket'te iyi performanslar gösterebilirler. Yıldız oyuncuları Ante Tomic tıpkı Pekovic gibi 2.yarıda devreye girdi. Güçlü bir uzun rotasyonuna sahip olan Hırvatistan'da Tomic'e Efesli Barac ve Galatasaraylı Andric eşlik edecek.

En ilgi çekici istatistik ise şüphesiz Damir Markota'dan geldi. 9 sayı, 7 ribaund, 5 asistle mini bir triple-double yaptı Hırvat oyuncu.

Son olarak Bogdanovic... Dış şut performansına söylenecek laf yok. 5/7 üçlük 27 sayı. Üstüne üstlük hücumda etkinliği bununla sınırlı değil, pota altına yaptığı cut'larla da sayı bulmayı başardı. Ama negatif bir ekleme yapmak gerek, 2.çeyrekte fast-break'teki kararları çok yanlıştı, vereceği bir pasla kolay basket geliyorken, 2 pozisyonda da kendisi zorladı, Eurobasket'te bu hataların cezası çok net kesilir, o yüzden dikkatli olması lazım.
 
Eurobasket Günlüğü #4

Ex-Yu Tornamament'da ikinci gün geride kaldı. Gayet keyifli geçler maçlar sonrasında 5.lik mücadelesinin Karadağ ile Makedonya arasında geçeceği kesinleşti. Sırbistan'ın Makedonya'yı 81-73, Slovenya'nın Karadağ'ı 86-79 yendiği karşılaşmaların değerlendirmesine geçelim.
Sırbistan: 81 Makedonya:73



Turnuvanın belki de en güçlü ekibiyle en güçsüz ekibinin karşı karşıya geldiği mücadele beklenilenin aksine çekişmeli geçti. Maçın ilk çeyreği -Eurosport 2'deki yayın çakışmasından izleyemesem de canlı istatistikten takip edebildiğim kadarıyla- net Sırbistan üstünlüğünde geçti. Teodosic'in 5 asitle Sırplara liderlik ettiği çeyrekte Efes'in yeni transferi Savanovic de 11 sayı bularak iyi bir performans sergiledi. Makedonya da bu isimlere karşılık veren isim Stojanovski oldu. 2.çeyrek ise tamamen Makedonya hegemonyasında geçti. Hücumu tamamen dış şut üzerine kurulu olan Makedonya'da eller ısınınca 5 üçlükle fark kapatıldı. Bu sekans içerisinde Sırbistan'ın bu üçlüklere savunmada çare bulamaması ilginç bir not olarak kayıtlara geçti.

İkinci devrede Makedonya üçlüklerin verdiği morali iyi kullandı ve bu çeyreği de başa baş geçirmeyi başardı. Özellikle Bosna maçında yokları oynayan Pero Antic'in ve Sokolov'un ekstra oyunlarının bu durumda katkısı büyüktü.


Son çeyrekte ise kapasitelerinin üzerinde bir performans ortaya koyan Makedonlar maçtan koptular. Sırbistan hücumlarının keyif verdiği bu çeyrekte skor 18-11 oldu ve maç 81-73 Sırbistan galibiyetiyle sonuçlandı.

NOT: Efes'in yeni isimleri Savanovic ve Ilievski'nin performansları maçın en göze çarpan noktasıydı. Savanovic 18 sayıyla takımını galibiyete taşırken, Ilievski de 8 sayı 7 asistle oynadı.

NOT 2: Makedonya'da Bosna maçında göze çarpan tek yönlü hücum bu maçta yoktu. Mümkün olduğu kadar boyalı alandan da sayı bulmaya çalıştılar. Ve şut performansları ile Eurobasket'teki rakiplerine mesajı verdiler.


Slovenya: 86 Karadağ: 79

Maç ile ilgili ilk olarak şunu söylemek istiyorum: Slovenya seyircisinden bunu hiç beklemezdim. Litvanya ile dünya üzerinde basketbol ülkesi diyebileceğimiz sınırlı ülkelerden biri olan Slovenya, Türkiye'deki şampiyonaya binlerce kişilik kafilerle çıkarma yaparken kendi evlerindeki bu büyük turnuvada salonu doldurmamaları çok üzücü. Neyse biz maça dönelim...

NOT: Birbirlerinin çapraz grubunda bulunan bu ekip büyük bir sürpriz olmazsa 2.turda karşı karşıya gelecek.


Karşılaşma sert başladı. Benim bildiğim rakibin fiziksel mücadelerle sert faullerle bir nevi sınamak normaldir ancak Jeretin'in bunu bir hazırlık maçında üstüne üstlük ilk çeyreğinde yapması normal değil. Bu faullerin ardından sahada kısa bir gerginlik yaşandı ve Slovenya'dan Smodis, Karadağ'dan Dasic oyundan atıldı. Karadağ'ın fiziksel üstünlüğünün olduğu barizdi, bu üstünlüğü biraz abarttılar ve çeyreği 9 faulle tamamladılar.

Ancak Karadağ'ın Slovenya'ya karşı oyun planı gibi gözüken bu sertliği zaman zaman meyvelerini verdi. Boyalı alanda Slovenya, Pekovic'e çözüm bulamadı ve ilk çeyreği 22-19 geride kapadı.

Slovenya'da boyalı alanda fizik eksikliği çekilirken kısalarda Karadağ'dan kat kat üstün. 2.çeyrekte de farkın açılmasında en büyük etken bu oldu. Karadağ gibi karşılarında rakibi bozmaya çalışmayan bir ekip olmasaydı fark daha üst seviyele de gelebilirdi.

Karadağ tarafında ise benim Vucevic'den beklediğim katkı Dragicevic'ten geldi. Takımın skor yükünü Pekovic'le birlikte sırtlayan Dragicevic maçı da 17 sayıyla tamamladı.


3.çeyreğe 7 sayılık avantajla giren Slovenya bu farkı koruyamadı. Hücumda Dragic'in kalmasına karşılık Karadağ'da Vucevic'de oyuna dahil olunca Karadağ öne geçti.

Son çeyrekte 3 sayılık basketler Slovenya'nın farkı açmasına katkı sağladı. Skor 79-79 iken gelen 7-0'lık Slovenya serisi ise maça son noktayı koydu.

NOT 2: Maçın ilgi çekici performanslarından birini sergileyen Pekovic Slovenya uzunlarına karşı hücumda etkliydi ve maçı 21 sayı 9 ribaund ( 8 hücum) ile tamamladı.
 
Doğuş ve Barışın olumlu yönlerinin birleştirip tek oyuncuya dönüştürsek yine Tutku etmez. Hele Doğuş o kadar kötü oynadı atletizmini gösterecek iki hareket yaptı diye iyi diyenler var. Efesten kovulması 6 ayı bulmaz. Hiçbir vasfı yok
 
Takım kötü durumda, fazla yüklenmenin etkisi var elbette ama takım içindeki uyumsuzluk kötü. Hatta takımda en uyumlu ismin Emir olması daha da kötü. Tanjevic'e çok söylendik ama aramayız umarım.
 
World Cup 10 Diğer Takımlar


12 Dev Adam'ın katıldığı ilk hazırlık turnuvası olan Spor Toto World Cup 10 tamamlandı. İzmir Halkapınar Spor Salonu'nda yapılan turnuvada Almanya şampiyon olurken, Sırbistan 2., Türkiye 3. , Ukrayna 4. oldu. 3 gün süren bu turnuvayı milli takımımız haricindeki takımlar üzerinden giderek değerlendirelim.


Turnuvayı sonuncu olarak bitiren Ukrayna'da Mike Fratello etkisi kendini hissettiriyor. Oyuncu kalitesi açısından yeterli seviyelerde olmasalar da savunmada mücadele eden, hücumda ne yaptığını bilen bir takım vardı sahada. Steven Burtt ve Oleksiy Pecherov sivrilen isimler olsa da eğer Ukrayna bir şey yapacaksa takım olarak yapabilir. Grupları o kadar güçsüz ki ( D Grubu) Rusya ve Slovenya'nın ardından 3.lük için bir şansları olabilir. Sonuçta rakipleri Gürcistan, Belçika ve Bulgaristan.

Almanya ise ne yalan söyleyeyim, biraz gözümü korkuttu. Kökenlerinin getirdiği disiplinle her branşta belli bir seviyenin üzerine çıkmayı başaran Almanlar basketbolda ise Nowitzki ve Kaman haricinde büyük bir yeteneğe sahip değil (Tibor Pliess'i daha saymıyorum) ancak turnuvada herkesin ne yaptığını bildiği bir düzende gayet iyi oynadılar. Açıkçası şu Almanya'yı izleyen ben kendi kendime 'Bu takım 2010'da neredeydi?' diye sormadan edemedim. Dünya Şampiyonası'nda A Grubu'nu Angola'nın altında 5.bitirerek son 16'ya kalamamışlardı.


Şu anda Almanya için en kritik soru elbette ki: 'Nowitzki ve Kaman gelince ne olacak?'. Düzeni bozmadan takıma skor güçleriyle seviye mi atlatacaklar yoksa takım tamamen Nowitzki ve Kaman'a bağlı kalıp onlara başarıyı getiren oyununu kayıp mı edecek? Açıkçası 1. seçenek bana daha yakın gibi duruyor. Nowitzki'nin zaten sorun çıkarmayacağını biliyoruz. Kaman da ona ayak uydurursa Türkiye için çeyrek final yolu daha da zorlaşır.

NOT: Almanya oyuncusu Konrad Wysocki Efes'in yeni transferi Sasha Vujacic'e inanılmaz derecede benziyor. Saçları, yüzü tıpatıp aynı. Hatta numaraları bile: 20.

Son olarak Sırbistan... Ivkovic büyük deha, onu baştan söyleyelim, oyuncular birbirlerini ne kadar tanısa da, herkes görevinin ne olduğunu bilse de bütun bunları harmanlayıp bu genç takımdan şampiyonluk adayı çıkartan isim Dusan Ivkovic. Bu yıl görevi bırakma seviyesine gelen Ivkovic'i Sırbistan Federasyonu'nun mutlaka elinde tutması gerekir.

NOT 2: Bu takımda Ivkovic sistemi için önemli bir oyuncu olan Velickovic'in olmadığını da hatırlatmakta fayda var.


Teodosic'i anlatmak için kelimeler bulmakta zorluk çekiyor insan. Basketbol izlerken insana en büyük keyif oyunculardan şüphesiz. Takımın beyini. Son zamanlarda ortaya çıkan combo guardlardan değil. Gerçek bir PG. Ve özellikle mili takımda altyapılardan beri tanıdığı oyuncularla çok daha etkili oluyor. Benim açıkçası çok beğenmediğim Krstic'i öyle bir oynatıyor ki, oyuncu NBA'de ulaşması imkansız skorlar üretiyor. Ve sırf bu ikiliden dolayı gelecek yıl CSKA çok tehlikleli bir takım olabilir.

Geçen yılki şampiyonaya kadar adını bile duymadığım Dusko Savanovic takımın en büyük skor silahı. World Cup'ta 11.3 sayı ortalaması ile bu konuda takımın lideri oldu. Birebir hücumda etkili, şutu da var. Efes'e transferini duyduğumda biraz burun kıvırmıştım ancak çok çok iyi bir transfer olma yolunda.

Back courtlarında Teodosic'i saymasak da belli bir seviyenin üstünde bir rotasyon var. Tripkovic oyuna girdiğinde önemli şut tehtidi. Markovic, Teodosic oyunda olmadığında savunması ile ön plana çıkıyor. Rasic- Tepic ikilisi her alanda aktif.

Pota altında savunmada sırıtan ancak hücumda sadece Teodosic tarafından değil bütün takım tarafından beslenen Krstic zaten o bölgede en önemli oyuncu.

Macabbi Tel Aviv'li Macvan ve Barcelona'lı Perovic front court rotasyonun güçlenmesini sağlıyor. Boban Marjanovic forma numarasına (22) benzer bir şekilde 2.22 boyunda. Ancak basketbol yetenekleri çok sınırlı. Sanki sokakta görülüp de 'Bu çocuktan basketçi olur.' denip sahaya çıkartılmış gibi. Top hakimiyeti falan felaket... En azından uzun kollara sahip de savunmada tehdit yaratyor. O da olmasa sıfır...
 
A grubundan 1.İspanya 2.Litvanya 3.Türkiye
B grubundan 1.Sırbistan 2.Fransa 3.Almanya
C grubundan 1.Hırvatistan 2.Karadağ 3.Yunanistan
D grubundan 1.Rusya 2.Slovenya 3.Belçika gruplar bu şekilde bitecektir bence
İspanya Slovenya finali oynar İspanya şampiyon Slovenya ikinci Litvanya üçüncü Rusya dördüncü olur diye düşünüyorum turnuvanın süpriz takımı da karadağ olacaktır.Şampiyonada yer alacak takım kadrolarına da bu linkten bakabilirsiniz http://www.acb.com/redaccion.php?id=77769
 
Pek sanmıyorum Sırbistan , İspanya , Litvanya , Türkiye 4'lüsünün arasına sürpriz bir takım girebileceğini.. Her ne kadar world cup'ta iyi oynamasakda turnuva başlayınca vites yükseltiriz. Son 8'e girecek diğer 4'lü Hırvatistan , Slovenya , Fransa , Rusya olur.. Ama hiçbiri turnuvaya heyecan kazandırmaktan öteye geçemez..
 
Pek sanmıyorum Sırbistan , İspanya , Litvanya , Türkiye 4'lusunun arasına sürpriz bir takım girebileceğini.. Her ne kadar world cup'ta iyi oynamasakda turnuva başlayınca vites yükseltiriz. Son 8'e girecek diğer 4'lu Hırvatistan , Slovenya , Fransa , Rusya olur.. Ama hiçbiri turnuvaya heyecan kazandırmaktan öteye geçemez..

sırbistan ispanya litvanya türkiye fransanın son 8de olması imkansız çapraz eşleşmeler yüzünden
 
Bizim grubun ilk 3'ü belli gibi. Polonya'nın Gortat'ın, İngiltere'nin Ben Gordon'un yokluğunda bir sürpriz çıkarması çok zor gözüküyor. Ancak çaprazdan gelen takımları düşündüğümüzde mutlaka ilk 2'de olmalıyız ve üst gruba galibiyet taşımalıyız diye düşünüyorum. Biraz açalım:

İspanya müthiş geniş kadrosuyla hem grubun hem turnavının en önemli favorisi. Hiçbir pozisyonda sıkıntıları yok ve hepsinden önemlisi her pozisyonda en az 2 tane katkı yapacak isim var. 1 numarada Calderon-Rubio, 2 numarada Navarro-Rafa Martinez, 3 numara San Emeterio-Rudy Fernandez, 4 numarada Pau Gasol-Felipe Reyes, 5 numarada Marc Gasol ve Ibaka. Gerçekten kusursuza yakın bir kadro. Tarihin en özel kadrolarından bile olabilir.Litvanya ise kadro kalitesi olarak bir adım gerimizde kalsa da saha ve seyirci avantajıyla bu farkı kapatabilecek potansiyelde. Ayrıca bizim şanssızlığımız tarihimizin en iyi pota altı rotasyonlarından birine sahip olduğumuz turnuvada, gruptaki en büyük rakiplerimize bu konuda avantaj sağlamayacak olmamız, en azından kağıt üzerinde.

Çapraz eşleşeceğimiz B grubuna bakarsak en az bizim kadar zorlu bir grup. Fransa uzun zaman sonra ilk defa tam kadroya yakın geliyor turnuvaya. Liderleri Parker, NBA kökenli müthiş savunmacılar Noah, Pietrus ve Batum, enerjik Turiaf, delici Beaubois, skorer De Colo ve iyi bir sezon Gelabale ile son zamanların en iyi kadrolarından birine sahipler. Sırbistan zaten 2 senedir gümbür gümbür gelen bir kadro. Bizimde yakından tanıdığımız bir ekip. Onlar da çok geniş bir kadroya sahipler ve kadrolarındaki 12 kişiden de katkı almayı başarabiliyorlar. Bunun dışında Almanya Nowitzki ve Kaman'ın katılımı ve Pleiss'ın da varlığıyla o grubun en iyi pota altlarından birine sahip. Özellikle hücumda hepsi birbirinden farklı silahlara sahipler ve hepsinden önemlisi şampiyonluk moraliyle gelecek bir Nowitzki'ye sahipler. Nowitzki'nin yokluğunda da müthiş savunmacı ve sert bir takım olduklarını gördük zaten İzmir'de. Nowitzki'si olan bir takım her an her takımı yenebilir. Onun dışında savunmada sıkıntı yaşamaları olası olsa da İtalya Bargnani, Bellinelli ve Gallinari ile müthiş bir vurucu güce sahip. İyi bir hücum sisteminde her takıma 75-80 sayı atabilirler. Turnuvada fazla ileri gidebileceklerini sanmıyorum ama günlük performanslarla yukarıdaki üçlüyü zorlayabilirler.

Diyeceğim odur ki, B grubunda üstteki 4 takımda son zamanlardaki en iyi kadrolarına sahipler. Ama bir sıralama yapmak gerekirse Sırbistan-Fransa-Almanya şeklinde olabilir. Bizim grupta ise İspanya-Türkiye-Litvanya tarzı bir sıralama olabilir. İlk gruptan çıktığımızda da ikinci grupta B grubundan gelen 3 harika takımla maçlar oynayacağız. Formda olduğumuz takdirde müthiş maçlar izleyeceğimize eminim, turnuvanın en iyi 6 takımı daha yarı finallere gelmeden birbirleriyle oynamış olacak, Türk olarak çok memnun edici olmasa da bir basketbolsever olarak ağzım sulanıyor açıkçası.

Diğer taraf ise çok daha cacık. Yunanistan son zamanlarının en kötü kadrosuyla finale kadar gidebilir ordan. C grubunda Yunanistan'ın ardından Hırvatistan ve Karadağ gelir tahminen. D grubunda ise Rusya Slovenya birincilik Ukranya ve Belçika üçüncülük için kapışır. Ama fikstürün azizliği inanılmaz olmuş bu turnuvada. A ve B grupları çapraz eşleşmeden sonra müthiş maçlara sahne olacakken, diğer tarafta muhtemelen 2 takım pek de hak etmediği şekilde yarı final oynayacak gibi. Daha normal bir kurada C ve D grubundan gelen takımların yarı finale çıkması en azından kağıt üzerinde fazla mümkün gözükmüyordu.

Daha detaylı analizleri hazırlık turnuvaları bittikten sonra yaparız.
 

Üst