Euroleague (2014-2015)

Real'e kupayı aldırttılar sonunda..O değilde bu Efes cidden iyi oynamış Realle.Seneye Efes F4'e en büyük aday İvkovic'te fark yaratacak gibi görünüyor
 
Önümüzü göremiyoruz.. Seneye hangi kulvarda olacağız,belli değil.. Şube olmuş hamam gibi ve bizler burda Fenerbahçe Ülker'in F4 oynaması ile dalga geçiyoruz.. Komik olmuş..
 
Görebildiğim kadarıyla herkes zihnindeki kuvvetli düşüncesine destek sunabilecek argüman üzerinden ilerliyor.Genel bir toparlama pek yok. :) Ben Euroleague'de şu zamana kadar Fenerbahçe Ülker'in bu sezonki CSKA ve Olympiakos deplasmanlarındaki kadar iyi hakem üçlüsü görmedim.İyi derken bir Türk takımıyla sınırlı değil;Euroleague'in büyükleri olan bir Maccabi,PAO veya İspanyollar bu deplasmanları hiçbir zaman alenen lehte düdüklerle geçemediler.O günkü artıların acısı tek bir yerde çıkabilirdi,o da Final Four'daki Real Madrid deplasmanıydı.Nitekim de Real Madrid'in ''beyler ne oluyoruz?'' demesine gerek kalmadan Pazar için aktif dinlenmesine izin verilmiş.Yalnız bu yorumumdan ''Fenerbahçe Ülker'in geri dönüşüne izin verilmedi'' anlamı çıkartılmasın lütfen.Bir Final Four maçında 3. periyodun bitimine 8 dakika kala 64-37 gerideyseniz 3 hakem allem kallem uğraşsa da o maçı kazanamazsınız.Basketbolun parametrelerine aykırı bir durum bu.Şu noktada Olympiakoslular kalkıp ''siz ne yaptınız?'' dese yeridir.Ki onlar da finalde fazla çalışmaktan patlayan teknolojik cihaza dönüşerek kendilerini imha ettiler.
İsmet Badem'i fazla ciddiye almıyorum.Sinirlenecek gibi olsam da sinirlenmemeyi seçiyorum.Fakat Murat Murathanoğlu anasının gözü cidden.Ülker'in bütçesi ve yakın dostu ''Maurizio'' çerçevesinde gelişen sözde örnek yapı Moskova-Pire'den çıkartırken gayet iyiydi.Hadi onu geçtim yahu yıllardır Turgay Demirel-Aziz Yıldırım-Ülker'le arandan su sızmıyor senin.İspanyolların basketbol ahlakı düşük,kabul.Fakat bunu söyleyecek adam Murat Murathanoğlu mudur?Burada spor ekonomisine akan kirli para ve defaten manipule edilen lig üzerinden basketbol duayenliği icra ediyor kanınca.Geçtiğimiz sezon 2. maç bizden çalınırken iyiydi.Biz 2 maç ceza alırken benchin camı kalktığı halde,sahaya fiili müdahale olduğu halde ceza çıkmazken iyiydi.Zamanında birlikte çalıştığı Kaan Kural kadar ağzını açamıyorsa,gık diyemiyorsa bu düzenden nasıl nemalandığı sonucunu çıkarabilir miyiz?Ağladığı her an Turgay Demirel'in geçen sezon canlı yayında ağladığı her an kadar değerliydi.Gördüğümüz şeyleri şeytan tüyüyle,her birimizin gündelik hayatında sohbet konusu olan Amerikan aksanıyla telafi edemiyor zira mağduriyet yarattığın anlar o kadar soyut.
Final maçına baya kurulmuştum fakat Olympiakos süreler doğru ayarlansın,rotasyon maç sonuna uysun derken ilk 12 dakikada yakaladığı büyük avantajı ve devamında müthiş bir geri dönüş yakaladığı 3. periyodun ortasını çöpe attı.15 dakikalık bir bölüm dışında hücum etmeyi unuttu.Lojeski ve Sloukas'ın bu denli katkı verdiği final maçını eksik bir sonla bitirdiler açıkçası.Öyle ki CSKA'ya karşı oynadıkları;kendileri için dahi inanılmaz olan son 4 dakikanın da üstünü bir parça çizerek bütüne bakıldığında kötü bir Final Four performansı göstermiş oldular.Özellikle OAKA'dan çıkan galibiyet ve Spanoulis'in maç sonunu evirdiği halin CSKA'ya karşı gelişen psikolojiyle de birleşmesiyle mental açıdan etkilediğini düşünüyorum.Yunan final serisi de kaldığı yerden ilginç gelişmelere gebe diyeceğim fakat PAO Kolossos'a kaybediyor orada. :)
Son olarak yıllardır İspanya Milli Takımı ve Real Madrid'le getirip getirip kader anlarında kaybeden kısalar -ki bir bölümü de İspanya'da yaşandı- kader anlarını yaşamadan kazanmış oldular.Algı açısından elbette toparlayıcı oldu fakat boy vermelerini istediğimiz anları göremedik. :)
 
Baketbol dünyası bölümüne yazmıştım . Buraya da kopyalıyım. Özellikle twitterdaki Galatasaray sayfaları , beni bunları yazmaya itti.
Fener'in f4 mağlubiyetinden sonra bizim kadın takımının Avrupa şampiyonluğunu paylaşan adam vizyonsuz , ufak beyinli bir adamdır. Adam sana sadece ''TED Ankara '' dese sonuna kadar haklı olacak. Galatasaray'ın büyüklüğünü anlamayan , farkında olmayan o kadar çok taraftarı var ki cidden deliriyorum şu tipleri gördükçe. Ya sen de git f4'e ya da sus. Top 16da karın tokluğuna adamları oynatıyorsun ; sonra da adamlarla dalga geçiyorsun. Adamların bütçesi 30 milyon euro olabilir ama sonuçta aynı arenada mücadele ediyorsan bunu bahane olarak öne süremezsin. Kör topal da olsa şuraya kadar gelen rakip takımı kutluyorum. O atmosferde ilk defa oynamak da kolay bir iş değil ve elendiler zaten doğal olarak. Bunda da garip bir durum yok bence.
Son olarak da Allah , beyinleri antu zihniyetiyle çalışan ; sadece üstündekinin renkleri farklı olan adamlara akıl fikir versin. Başarı maşarı umrumda değil ; aradaki mantalite farkı eriyor ben ona yanıyorum. Sen kulübüne '' ben daha büyük bir camia olmama rağmen niye Madrid'de değilim ? '' diyeceğine gidip adamla dalga geçiyorsun . Cidden inanılmaz !!!
Deniz'in yazdıkları üzerinden zihnimdekileri açmak istedim.
Her şeyden önce Galatasaray-Fenerbahçe Kadınlar Euroleague finaliyle gerek Galatasaray'a dair gerekse Galatasaray-Fenerbahçe rekabetine dair büyük bir tatmin yaşayan insanlardanım.Gelecekte için elbette yeni başarıların hayalini kuruyorum fakat şu günü gördükten sonra Galatasaray özelinde Dünya yıkılsa da fazla umrumda olmaz diyebiliyorum.Çıkış noktamsa gayet basit.Çocuklukta Galatasaray'ı tanır tanımaz ve bir Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla iki kulübe dair anlamlandırmaları yapar yapmaz gelişen ilk hayal yarı yarıya oynanan bir Galatasaray-Fenerbahçe finaliyle gelecek Avrupa şampiyonluğudur.Biz bunu yakaladık.Bu yazdıklarım da sadece kağıt üzerinde olanlar.Geride aşırı kuvvetli bir arka plan var.
Üst paragrafta bitirdiğim arka planı kabaca özetlersem,2008'de Caferağa'da sahaya prezervatif atılan bir derbi ve hakemlerle şampiyonluğu bırakmış bir takım,2011'de gelişen şike sürecinin bilfiil uğraşılarak unutturulması ve iki ezeli rakibimizin kulüp olarak yaşamsal varlığını sürdürebilmesi,2013'te rakibin yine TBF'ye ipi göğüslemesi ve sonraki sezon normal bir takımın sezon ortası dağılmasını gerektiren şartlara rağmen Ekrem Memnun'la birlikte ortaya konan kadın basketbolunun gördüğü en üst seviye basketbol ve kazanılan Euroleague şampiyonluğu.Şu şampiyonluğu bir Galatasaraylı her gün ansa da olur,her saniye ansa da olur.Zira derbi tarihin en büyük galibiyetidir.
Konuyu biraz daha kişisel alana getirirsem ilk cümlendeki ifadelere ben alınmadım.Zira üslubunu ve mizahı yönünü biliyorum,yıllardır kurduğumuz iletişim de buradan hareketle gelişti.Fakat sanal mecrada seni tanımayan bir Galatasaraylı çıkıp da ''hop bir dakika'' dese takdir edersin ki hiçbirimiz bir şey diyemeyiz.Her neyse,umarım çoğu insanla buluşabilir düşüncelerin. :) Cümlelerinde doğrudan seni hedef alacağım bir nokta o var,o da Fenerbahçe Ülker'i tebrik etmen.Yahu senin bu cümlenle Dünya üzerindeki tüm Galatasaraylılar ayaklanıp bizim erkek basketbol takımına sahip çıkacak olsa bile bu cümle yine rezalet.En basitinden geçen sezonki final serisinin üstüne şunu yazmak olsa olsa saflık olur.
Bu yönteme bölüm bölüm Furkan da başvuruyor burada.İnsanların gözünü açmaya çabalamaya sadece saygı duyabilirim.Fakat bu Fenerbahçe Ülker'den Vujosevic Partizan'ı çıkarmaya çalışarak olmaz arkadaşlar.Bu manipulasyondur.Fenerbahçe Ülker dediğimiz yapı Aziz Yıldırım'la yaklaşık 20 yıldır özdeşleşen Fenerbahçe'yle bizi 90'ların sonunda -ki parlak bir dönemimiz falan da değil- hakemlerin bize 40 küsür faul çalmasıyla eleyebilmiş,bol paraya rağmen hiçbir zaman model geliştirememiş Ülker'in birleşiminden oluşuyor.Futbolda şike yapıp kaldığımız yerden devam edeceksek,bir Ülker de biz bulabileceksek,siz de bu Galatasaray'ı destekleyebilecekseniz tamam.Ülker'i ayartmanın yolunu yapalım,salona badana çekip Galatasaray Ülker olalım.Takdir edersiniz ki bu pek mümkün bir ihtimal değil.Bunlar elmayla armut falan demeyin rica ediyorum.Zira hepsi ekonomi kökenli somut durumlar.
Tıkandığımız noktada yapmamız gereken şu.Galatasaray basketboluna bir model sunacağız.Top 8'e kalan takımlara bakalım.2 Türk takımı var.Birisi iyi para harcayan köklü müessese,diğeri ise ekonomik anlamda çıldırmış bir müessesenin bir kulübün basketbol şubesiyle birleşmesiyle oluşan yeni takım.İkisi de Avrupa'nın en iyi aktörlerini getirdi,zira buradaki bütçeler sadece CSKA'da var artık.Yabancı serbestliği de fazlasıyla önlerini açtı.CSKA'yı yazmaya gerek görmüyorum.Yunan kulüplerinin gerek altyapılarından fışkıran zenginliği gerekse basketbol kültürlerini transfer edebilecek durumda değiliz.Olympiakos bütçe anlamında yine çıtayı yükseğe koyuyor.Geriye ise çıkış noktası taa 92 Olimpiyatlarına dayanan İspanyol basketbolu ve son olarak İsrail sporunun amiral gemisi olan Maccabi kalıyor.
Görüldüğü üzere ana belirleyici bütçe.Şayet Türkiye'deyseniz çok iyi bütçe ve doğru aktör.Bu noktada bu saatten sonra Telekom'la birleşerek müesseseleşecek halimiz yok,ki isteneceğini de sanmıyorum.En iyi ihtimalle kaymak bir sponsor yakalayarak maddi yönden cüretkar bir hale bürünen kulüp takımı olabiliriz.Bu noktada taraftarın alttan oluşturacağı baskı iş yapar derseniz katılırım.19 Mayıs 2015'e değil 20 Mayıs ve sonrasına bakalım derseniz de elbette yapıcı bulur ve katılırım.Fakat rica ediyorum insanların gözünü açmaya çalışırken Galatasaray'ın kazanılmış büyük başarılarını küçümsemeyin,kötü misalden emsal yaratmayın ve şu 6 ayki rezalet yönetime en sert tepkiyi buradan suya yazı yazarak da olsa verelim.Bunları futboldaki hiçbir pragmatist adımı desteklemeyen ve takımla arasına duvar koyan biri olarak yazıyorum,ne verilirse aldığım falan da düşünülmesin lütfen. :)
Son olarak Fenerbahçe Ülker'le dalga geçme meselesi var.Arkadaşlar 30 milyon euro ve Obradoviç için Fenerbahçe basketbol takımı sokaktaki Fenerbahçeliden kopuyorsa izin verin de iki kelime edelim.Bunun sonucu olarak Türkiye'ye dönüşlerinde 1(bir) kişi bile karşılamıyorsa,buna mukabil TKBL'de finale kalan Galatasaray Kadın Basketbol Takımı'nı Adana dönüşü 5 kişi karşılıyorsa kültür biriktiriyoruz diye sevinelim.Şayet bu takım Ülker değil de Fenerbahçe Ülker'se bırakın da Fenerbahçe'nin diğer branşlardaki getirip getirip kazanamama sendromunun Final Four'u yaşamak kadar sert bir itki olduğundan bahsedelim.
Üst paragrafta yanlış bir şey yok.Mesele büyük resmi görmekte ve belirttiğiniz üzere Galatasaray ve sponsoru olarak Euroleague'de Final Four'u hedef almakta,hatta Euroleague'i ilk olarak kazanmaya gayret etmekte.Bu çabaya sadece destek verebilirim.Bunun yanında yazı boyunca değindiğim her noktanın da benliğimden çıktığını,en ufak züğürt tesellisi barındırmağını ve yapıcı bir gelişim isteğine hizmet ettiğini de belirtmek isterim.
 
Deniz'in yazdıkları üzerinden zihnimdekileri açmak istedim.
Her şeyden önce Galatasaray-Fenerbahçe Kadınlar Euroleague finaliyle gerek Galatasaray'a dair gerekse Galatasaray-Fenerbahçe rekabetine dair büyük bir tatmin yaşayan insanlardanım.Gelecekte için elbette yeni başarıların hayalini kuruyorum fakat şu günü gördükten sonra Galatasaray özelinde Dünya yıkılsa da fazla umrumda olmaz diyebiliyorum.Çıkış noktamsa gayet basit.Çocuklukta Galatasaray'ı tanır tanımaz ve bir Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla iki kulübe dair anlamlandırmaları yapar yapmaz gelişen ilk hayal yarı yarıya oynanan bir Galatasaray-Fenerbahçe finaliyle gelecek Avrupa şampiyonluğudur.Biz bunu yakaladık.Bu yazdıklarım da sadece kağıt üzerinde olanlar.Geride aşırı kuvvetli bir arka plan var.
Üst paragrafta bitirdiğim arka planı kabaca özetlersem,2008'de Caferağa'da sahaya prezervatif atılan bir derbi ve hakemlerle şampiyonluğu bırakmış bir takım,2011'de gelişen şike sürecinin bilfiil uğraşılarak unutturulması ve iki ezeli rakibimizin kulüp olarak yaşamsal varlığını sürdürebilmesi,2013'te rakibin yine TBF'ye ipi göğüslemesi ve sonraki sezon normal bir takımın sezon ortası dağılmasını gerektiren şartlara rağmen Ekrem Memnun'la birlikte ortaya konan kadın basketbolunun gördüğü en üst seviye basketbol ve kazanılan Euroleague şampiyonluğu.Şu şampiyonluğu bir Galatasaraylı her gün ansa da olur,her saniye ansa da olur.Zira derbi tarihin en büyük galibiyetidir.
Konuyu biraz daha kişisel alana getirirsem ilk cümlendeki ifadelere ben alınmadım.Zira üslubunu ve mizahı yönünü biliyorum,yıllardır kurduğumuz iletişim de buradan hareketle gelişti.Fakat sanal mecrada seni tanımayan bir Galatasaraylı çıkıp da ''hop bir dakika'' dese takdir edersin ki hiçbirimiz bir şey diyemeyiz.Her neyse,umarım çoğu insanla buluşabilir düşüncelerin. :) Cümlelerinde doğrudan seni hedef alacağım bir nokta o var,o da Fenerbahçe Ülker'i tebrik etmen.Yahu senin bu cümlenle Dünya üzerindeki tüm Galatasaraylılar ayaklanıp bizim erkek basketbol takımına sahip çıkacak olsa bile bu cümle yine rezalet.En basitinden geçen sezonki final serisinin üstüne şunu yazmak olsa olsa saflık olur.
Bu yönteme bölüm bölüm Furkan da başvuruyor burada.İnsanların gözünü açmaya çabalamaya sadece saygı duyabilirim.Fakat bu Fenerbahçe Ülker'den Vujosevic Partizan'ı çıkarmaya çalışarak olmaz arkadaşlar.Bu manipulasyondur.Fenerbahçe Ülker dediğimiz yapı Aziz Yıldırım'la yaklaşık 20 yıldır özdeşleşen Fenerbahçe'yle bizi 90'ların sonunda -ki parlak bir dönemimiz falan da değil- hakemlerin bize 40 küsür faul çalmasıyla eleyebilmiş,bol paraya rağmen hiçbir zaman model geliştirememiş Ülker'in birleşiminden oluşuyor.Futbolda şike yapıp kaldığımız yerden devam edeceksek,bir Ülker de biz bulabileceksek,siz de bu Galatasaray'ı destekleyebilecekseniz tamam.Ülker'i ayartmanın yolunu yapalım,salona badana çekip Galatasaray Ülker olalım.Takdir edersiniz ki bu pek mümkün bir ihtimal değil.Bunlar elmayla armut falan demeyin rica ediyorum.Zira hepsi ekonomi kökenli somut durumlar.
Tıkandığımız noktada yapmamız gereken şu.Galatasaray basketboluna bir model sunacağız.Top 8'e kalan takımlara bakalım.2 Türk takımı var.Birisi iyi para harcayan köklü müessese,diğeri ise ekonomik anlamda çıldırmış bir müessesenin bir kulübün basketbol şubesiyle birleşmesiyle oluşan yeni takım.İkisi de Avrupa'nın en iyi aktörlerini getirdi,zira buradaki bütçeler sadece CSKA'da var artık.Yabancı serbestliği de fazlasıyla önlerini açtı.CSKA'yı yazmaya gerek görmüyorum.Yunan kulüplerinin gerek altyapılarından fışkıran zenginliği gerekse basketbol kültürlerini transfer edebilecek durumda değiliz.Olympiakos bütçe anlamında yine çıtayı yükseğe koyuyor.Geriye ise çıkış noktası taa 92 Olimpiyatlarına dayanan İspanyol basketbolu ve son olarak İsrail sporunun amiral gemisi olan Maccabi kalıyor.
Görüldüğü üzere ana belirleyici bütçe.Şayet Türkiye'deyseniz çok iyi bütçe ve doğru aktör.Bu noktada bu saatten sonra Telekom'la birleşerek müesseseleşecek halimiz yok,ki isteneceğini de sanmıyorum.En iyi ihtimalle kaymak bir sponsor yakalayarak maddi yönden cüretkar bir hale bürünen kulüp takımı olabiliriz.Bu noktada taraftarın alttan oluşturacağı baskı iş yapar derseniz katılırım.19 Mayıs 2015'e değil 20 Mayıs ve sonrasına bakalım derseniz de elbette yapıcı bulur ve katılırım.Fakat rica ediyorum insanların gözünü açmaya çalışırken Galatasaray'ın kazanılmış büyük başarılarını küçümsemeyin,kötü misalden emsal yaratmayın ve şu 6 ayki rezalet yönetime en sert tepkiyi buradan suya yazı yazarak da olsa verelim.Bunları futboldaki hiçbir pragmatist adımı desteklemeyen ve takımla arasına duvar koyan biri olarak yazıyorum,ne verilirse aldığım falan da düşünülmesin lütfen. :)
Son olarak Fenerbahçe Ülker'le dalga geçme meselesi var.Arkadaşlar 30 milyon euro ve Obradoviç için Fenerbahçe basketbol takımı sokaktaki Fenerbahçeliden kopuyorsa izin verin de iki kelime edelim.Bunun sonucu olarak Türkiye'ye dönüşlerinde 1(bir) kişi bile karşılamıyorsa,buna mukabil TKBL'de finale kalan Galatasaray Kadın Basketbol Takımı'nı Adana dönüşü 5 kişi karşılıyorsa kültür biriktiriyoruz diye sevinelim.Şayet bu takım Ülker değil de Fenerbahçe Ülker'se bırakın da Fenerbahçe'nin diğer branşlardaki getirip getirip kazanamama sendromunun Final Four'u yaşamak kadar sert bir itki olduğundan bahsedelim.
Üst paragrafta yanlış bir şey yok.Mesele büyük resmi görmekte ve belirttiğiniz üzere Galatasaray ve sponsoru olarak Euroleague'de Final Four'u hedef almakta,hatta Euroleague'i ilk olarak kazanmaya gayret etmekte.Bu çabaya sadece destek verebilirim.Bunun yanında yazı boyunca değindiğim her noktanın da benliğimden çıktığını,en ufak züğürt tesellisi barındırmağını ve yapıcı bir gelişim isteğine hizmet ettiğini de belirtmek isterim.
Onur ben açıkcası Partizan mucizesiyle taviki aynı tutmuyorum Fener'in olayını. Zaten tutulmaz da. Ama şu var ki ; Türkiye'nin en büyük klübü olarak senin orda olman gerekirken adamlar ordaydı. Bu bana dokundu. Hele ki '' Real Fener'e 20 koydu zaaaa'' tarzı şeyleri okuyunca iyice dellendim. Bİri de çıkıp '' aga biz niye burda değiliz ? '' demedi. Bu da Şampiyonlar ligindeki bir Galatasaray mağlubiyeti sonrası '' gittiniz de ne oldu şampiyonlar ligine '' diyen antu kafasının bir benzerinin bizim tarafta da başladığını gösteriyor. İşte bundan çok korkuyorum ben.
Para mevzusuna gelirsek de ; kabul ediyorum adamların ütopik bir sponsoru var. Ancak sen ondan daha büyük bir klüp olarak eşdeğerini , hatta daha iyisini bulmak zorundasın. Sonuçta bunların hepsi başarıya giden yok ve en büyüksen bir şekilde başaracaksın. Başarısız olunabilir ancak bu sene olanların başarısızlık kelimesi ile açıklanabileceğine ben inanmıyorum. Bu sene Galatasaray basketbol şubesi rezil olmuştur. Kız takımı bu rezillikten efsane yaratmış fakat erkek takımı bunun altından kalkamamıştır ki aslında doğal olan tepki de erkek takımının tepkisidir. Ben de bu şartlar altında fenerin beni gram ilgilendirmeyen bir maçta mağlubiyetine sevinmeye yüz bulamıyorum bütün bu olanlardan sonra.
 
Ozurd diliyorumm yazim yarim kaldi.Kemal dincer.Gecen hafta eve geldigimde babam bir haber duydum sen cok sevinirsin dedi.Bende kesin futbolda fenerbahce kume dustu diye bir haber aldi diye dusundum.Bu kemal dincer denen arkadas seneye ulkerin aziz yildirimla fikir ayriliklarindan dolayi sponsorlugu minimize etceklerini soylemis.Yani kabaca butce yari yariya inecekmis.
 
Beinsports HD 3’te iki uzatma sonucu kazandığımız Kızılyıldız maçının tekrarı var şu an. Nostalji sevenlere duyurulur. Arroyo’yu izlemek de çok güzel. Jawai, Erceg, Ender, Aradori, Furkan, Kerem Gönlüm falan var.
 

Üst