GSbasket Film Kulübü

Bucket List (2007), Don't Worry, I'm Fine (2006) ikiside oldukça iyi filmlerdi. Özellikle Bucket List filminin sonunda ağlamamak oldukça zor.
 
Yeraltı

Zeki Demirkubuz'dan ilginç, ağır bir film daha gelmiş. Yeraltı. Olaylar çok ağır aksa da bence gidilesi bir film olmuş. Yine her zamanki gibi Dostoyevski ve Zeki Demirkubuz filmlerine özgü bir sürü olay var. Filmi beğernisiniz beğenmezsiniz orası tartışılır ama filmde en çok dikkat çeken şey Engin Günaydın'ın müthiş performansı. Gerçekten kendisine bir kez daha hayran bıraktırıyor Engin Usta.

Son olarak; Serkan Keskin ( ki Leyla ile Mecnun'un İsmail Abisi ) ne kadar da Che'ye benziyormuş. Sakallar falan, neredeyse bire bir Ernesto. : ) Velhasıl, eğer Zeki Demirkubuz'u seviyorsanız gidin izleyin. Pişman olmazsınız.





 
Sıkıyönetim (State Of Siege)

Siyasetin, politikaların, iktidarlığın, muhalefetliğin hatta ideolojilerin masumiyetinden şüphe ediyorsanız yönetmen Costa-Gavras'ın filmlerini atlamayın. Özellikle "Z" ve bu filmi.
 
Baran: 2001 İran yapımı bir film. Benim izlediğim en güzel aşk hikayelerinden birisi diyebilirim. Çoktandır böyle iyi film izlememiştim.

Latif'i latifleştiren aşkın hikayesi.
Baran'ın bıraktığı ayak izinin baranla yani yağmurla, rahmetle dolması. Beşeri Baran'ın bıraktığı boşluğu ilahi baranın doldurması. Daha nice sahne...
İnsanı maddeden ve yapaylıktan sıyırıp alan bir başka Macid Macidi filmi. Şiddetle tavsiye edilir.
 
Neredeyse iki seneye yaklaşmış başlığa ileti yazılmayalı. Oysa bu dönemde öyle filmler girdi ki gösterime.. Sinema sektörü kendinden geçti, rahat nefes aldı, Recep İvedik, Kolpaçino serisi gibi filmler sayesinde. Şaka bir yana son dönemde izlediğim filmlerden bahsedeyim biraz. Bu noktada Onur Uncu´nun hakkını yemeyeyim, tavsiyeleriyle ciddi anlamda yer edindi sinema dünyamda.

1- Mavi En Sıcak Renktir
2- Le Passe
3- Kırık Çember
4- Kitap Hırsızı
5- Kesişen Hayatlar
6- Gazze Denizinde Bir Şişe
7- Mandela

Kişisel puan sıralaması halinde yazmadım listeyi, aklıma ilk gelenler, iz bırakanlar... Başlığı unutmamak, unutturmamak adına yazdım şimdilik. Filmler hakkındaki izlenimlerimi en kısa sürede yazacağım. Ama şu listede hangisini izlerseniz izleyin, zaman kaybı demezsiniz asla. Belki Mandela diğerlerine göre klasik görünebilir. Sonuçta bir hayat hikayesi, hayatını günümüzde de acısını hissettiğimiz ırkçılık davasına adamış bir liderin yaşamı.

En klasiği söylemişken en sıradışını da belirteyim.. Mavi En Sıcak Renktir, Türk kültürünü dikkate alınca listedeki en sıradışı film diyebilirim. Hemcinslerine ilgi duyan genç bir kızın içinde yaşadığı fırtına, toplum baskısı... Ve bu filmi izlemek isteyenlere ufak bir tavsiye, zamanınız bol olsun, lakin filmin süresi 3 saat, ama oldukça doyurucu.
 
Sherlock Holmes serisi güzel gerçekten. Özellikle Robert Downey Jr. efsane performans sergilemiş. Ben çok beğendim.

Tavsiye edeceğim ise müthiş bir Fransız filmi "Le Prenom". Film baştan sona bir evde bulunan insanların muhabbetleriyle geçiyor fakat harika. Hattâ tam Türk geyiği dönüyor. Herkesin izlemesini şiddetle tavsiye ederim.
 
Eski film, yeni de izlemedim ama komedi+aksiyon+fantastik sevenlere tavsiye amaçlı: Scott Pilgrim vs. The World

[video=youtube;O_RrNCqCIPE]http://www.youtube.com/watch?v=O_RrNCqCIPE[/video]

Bir de filmin müziklerinden en sevdiğim parçanın videosu aşağıda bulunmakta. Metric imzalı.

Emily Haines'i (Metric solist) her ne kadar sevsem de, Brie Larson'ın vokali orijinalinden daha güzel olmuş; ne yalan söyleyeyim :)

[video=youtube;-jMruFHTwrY]http://www.youtube.com/watch?v=-jMruFHTwrY[/video]
 
The Great Hack.. Belgesel olmuş aslında. Biraz da ürkütücü gerçekten. Düşünün, artık telefonları parmak izi yaza göz tarama ile açıyoruz, yani anlık olarak nerede olduğumuz biliniyor. Telefonlarımız bizi dinliyor, "hey siri" dediğimizde hemen cevap veriyor..

 
King Of Devil´s Island (2010)

1900´jü yılların başında Islahevinde kalan çocukları yaşadıklarını anlatan, bana göre müthiş bir hikaye. Çocukların yaşadıklarından, mücadelesinden alınacak öyle güzel dersler var ki...
 
Çocuk Pozu, Rumen sanat dünyasının keşfedilmeyi bekleyen filmi desem çok iddialı bir yorum olmaz. Aslında keşfedilecek pek bir yanı da yok, Berlin Film Festivalinde yeterince ses getirmiş ama ben Yiğit´in tavsiyesi üzerine izledim.

Çocuk Pozu üzerine söylenecek çok şey var ama ipin ucunu kaçırıp filmin heyecanını kaçırabilirim. Ama bilin ki 112 dakikanın hakkını fazlasıyla veren bir film.
 
Rose Island (2020) - Gerçek hayattan, İtalya/Rimini açıklarında kendi adasını inşa ederek bağımsızlığını arayan Giorgio Rosa'nın hikayesi. 1968 yılında epey ses getirtmiş bir girişim ve ilginç bir hikayesi olduğundan biraz daha uzun ve detaylı bir senaryo olabilirmiş dedirtse de kendini izlettiren bir film. (7/10)

*Giorgio Rosa 2017'de ölmüş.

1608043448553.jpg
 
Contratiempo (2016) - "Her hikayenin iki tarafı vardır, gerçekse tektir." - İspanyol yapımı olup, ters köşe filmleri sevenler için güzel film. (8/10)

341e1735fb2c15352d2b54214c49eb0f.jpg



 
Rose Island (2020) - Gerçek hayattan, İtalya/Rimini açıklarında kendi adasını inşa ederek bağımsızlığını arayan Giorgio Rosa'nın hikayesi. 1968 yılında epey ses getirtmiş bir girişim ve ilginç bir hikayesi olduğundan biraz daha uzun ve detaylı bir senaryo olabilirmiş dedirtse de kendini izlettiren bir film. (7/10)

*Giorgio Rosa 2017'de ölmüş.

1608043448553.jpg
İzledim ve yaşanmış olduğuna inanamadım gerçekten. Akıllı adammış.
 

Üst