Hürriyet'e Tepki

Ferhat Yeşiltaş' Alıntı:
Son Cemal Nalga olayını da bir karikatür ile tî'ye almayı es geçmemiş Hürriyet..
Eğer gördüğüm karikatürse, pes diyorum. Bu kadar ileri gitmiş olamazlar değil mi? Yani gördüğüm karikatürü bir Fenerbahçe taraftarı yaptı diye düşünmüştüm. Hoş, oradakilerin çoğu fenerli.
 
aslında bu post hürriyet'e değil arda turan'a bir tepki ama hürriyet denen paçavra ile de alakalı olduğu için buraya yazma gereği duydum.. zaten iki gündür keita nonda'dan başkasına pas atmıyor diye kazan kaynatmaya çalışıyorlar.. haberler de hep söylendi, bildirildi şeklinde.. kimin ne söylediği belli değil..

arda olayına gelince.. arda, domuz gribine yakalanmasına neden olan roma seyahatinde sinem kobal ile fotoğraflanmış..yok arkadaşının aşkımıymış bilmemne..şimdi bir de burdan vuruyorlar arda'ya ve dolayısıyla bize.. bütün suç arda'da.. ya erkek adamsın.. daha önce de kaç kere fotoğrafların çıkmış çık , sevgilim de olsun bitsin.. bize ne bunlardan.. kim karışabilir sana.. sürekli yok yok demenin kime ne faydası var.. adamlar yakaladı şimdi köşede saydırıyorlar bize.. "yengeniz olur" de konu kapansın..bu haram süt emmişlerin eline neden koz veriyorsun..
 
www.internethaber.com sitesinden alıntıdır.. adamın olmadığı yerde adam olanların maceraları- vol 2.


CNN Türk Haber Müdürü Rıdvan Akar, Hürriyet Spor Servisi'nin Beşiktaş-Fenerbahçe maçına üç gün kala yaptığı haberi sert bir dille eleştirdi: "Yalan haberle, manipülasyonla buraya kadar. 'Saat'inizi yeniden ayarlayın. Benim tavsiyem değiştirin."

Ercan Saatçi'yi okuduğunda deliye çevirecek yazı şöyle;

Hürriyet Spor özür di-le-me-li

Hepimiz takım tutuyoruz. Hepimizin sevdası başka renklere. Hepimiz bir yandan işimizden para kazanıyor, bir yandan da sevdamızı yaşıyoruz. Ama eğer ki spor servisinde çalışan bir gazeteciyseniz, ya da -artık- kendinize öyle denmesini istiyorsanız sevdanızla işinizi birbirine karıştırmayacaksınız.

Bir habercinin kendi çıkarı için haber yaptırmasıyla, bir spor gazetecisinin tuttuğu takım lehine manipülasyon yapması arasında bir fark yoktur.

HÜRRİYET'İN YAPTIĞI O HABER

Hürriyet Spor Servisi maça üç gün kala bir haber yaptı.
İnönü Stadı'nda kapalı alt, kapalı üste saldıracaktı.
Belgesi mi vardı?
Evet (!) Telefon SMS'leri varmış. Onlar da iki telefon SMS mesajı çekmişler. İnönü Stadı'nda kaos ve anarşi çığırtkanlığı yapıyorlardı.
Peki gerekçe var mıydı? Gerek yoktu.
Olay çıkacaktı.

(...) Maç bitti.
Kapalı alt, üsttekilere saldırmadı. Taraftar tribün liderleri olmamasına karşın akıl, sağduyu ve inançla takımını destekledi.

KENDİNE GAZETECİ DENİLMESİNİ İSTİYORSAN...

Hürriyet Spor Com da Fenerbahçe'nin hezimetini şöyle verdi.
"Penaltıyı es geçti. 3. gol ofsayt."
Siz şimdi tarafsızlık masalına benim 5.5 yaşındaki çocuğuma bile inandıramazsınız.
Ben çocuğumu maça götüremedim.

Babıali'nin amiral gemisinin spor servisinin saygınlığını yeniden kazanması için öncelikle Fanatik Gazetesi'nin FB sayfası gibi algılanmaktan uzak durması gerekiyor.
Bir meslektaşları olarak önerim.Özür dilemenin bir erdem olduğunu hatırlamaları.
Kapalı alt üste saldırmadı. Bu ayıbı bir özür temizler.
Ama bununla da bitmez. Yukarıda vurgulandığı gibi eğer ki "birileri" kendilerine gazeteci denmesini istiyorsa, önce ahlaklı, sonra da zeki olmayı öğrenmeli.
Yalan haberle, manipülasyonla buraya kadar.
"Saat"inizi yeniden ayarlayın.
Benim tavsiyem değiştirin.
 
Dün gece NTV Spor'da Spor Servisi'nin tekrarını izliyordum. Mehmet Demirkol Hürriyet'i eleştiriyordu. İki gün önce Beşiktaş-Fenerbahçe maçı oynanmış, Fenerbahçe'de kazan kaynıyor ama Hürriyet'te bir tek haber bile yok diyordu. Ardından Fuat Akdağ savunmaya geçti, her zaman haber çıkmayabilir falan diye. Mehmet Demirkol 'peki Beşiktaş haberi neden yok' dedi. En sonunda 'eğer Cumartesi günkü maçı Fenerbahçe kazanmış olsaydı bu sayfalar Fenerbahçe haberlerinden geçilmez olurdu' dedi.

Benim anlayamadığım spor camiasının önemli isimleri hala Ercan Saatçi gibi gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir zatın altında nasıl çalışabiliyorlar.

Gazetecilikte verilen bir örnek vardır. İyi fil ve kötü fil öyküsü. Gazetecilik, bir filin züccaciye dükkanına girmesi gibidir. İyi fil ne kadar dikkat ederse etsin, bardak çanak kırar mutlaka. Bir de kötü niyetli filin girdiğini düşünün. Şu anda Hürriyet gazetesi Galatasaray ve Beşiktaş için kötü fil rolünü üstlenmiş durumda.
 
Ercan Saatçi hava kaçırmaya devam ediyor.. Hürriyet denen paçavranın internet sitesine çakma haber giriyorlar, galatasaray kulübü resmi açıklama yapınca kaldırıyorlar.. sonra da hürriyet amiral gemisi oluyor.. amiral battı !!
o kadar büyük gazetecilerse kazım kazım'ın düştüğü ölüm grubundan kim çıkar onu yazsınlar.. kuralar çekildi.. çok zor bir grup orası..

ellerimde kelepçe, kapında sırılsıklam, görürsen bir gün şaşırma..
beni böyle çaresiz, beni böyle derbeder, beni böyle latexle bırakma..
 
Ertuğrul Özkök, Hürriyet Genel Yayın Yönetmenliği görevinden gün itibari ile uzaklaştırıldı.. Gerçekten de Türk medyası büyük bir değerini (!) kaybetti..
şimdi sırtını ertuğrul özkök'e dayayan ercan saatçi'yi de, şürekasını da göreceğim ben.. sen utanma galatasaraya küfür et, sonra yanına kar kalsın.. er ya da geç bunun hesabını soracağız ercan efendi..
 
ertuğrul özkök hürriyetteki görevini bitirmiş olsa da etkisini ve gücünü bitirmemiştir.aydın doğanın biraz rahtlaması, hükümete karşı biraz taviz verilmesi için istifa etmiştir. yani ercana bişi olmaz.
 
Emin Çölaşan'ı gönderten bu herifi acaba kim görevden aldı?

Aydın Doğan neden kankasını bu durumlara düşürdü?

E. Özkök denen zat neye ve kimlere hizmet ediyordu?

Çölaşan-Doğan samimiyetini neden ve niçin bozdu?

İstifanın ardındaki sır perdesi ne?

Vee

Yoksa bu istifa bir oyun mu?


-------------

Böyle uzar gider bu.. :)
 
barış her şey aleni,
aydın doğan sadece medya sektöründe yer alan bir iş adamı değil..
başta petrolofisi olmak üzere bir sürü problemli işleri, ihaleleri var..
uğraştığı vergi cezaları var..
hükümetle artık arasını düzeltmesi lazım..
iktidar da haklı olarak ertuğrul özkök'ü istemez..
çünkü her devrin adamıdır.. kellesini istemişlerdir, almışlardır..
aydın doğan'ın bu vergi cezaları nedneiyle milliyet'i satacağı bile konuşuluyor..
bir şekilde kendini kurtarması, hükümetle,devletle kavga etmekten vazgeçmesi lazım..
bu yolda ertuğrul özkök'ü feda etmenin eminim hiç bir önemi yoktur..
bu ülkede medya patronlarının tek bir amacı vardır; diğer işlerini medya sayesinde desteklemek..
aydın doğan da oyunu doğru oynuyor.. çölaşan, özkök.. önemsiz adamlar onun gözünde..
yekün çizgisini çekince bilanço ne bakiye veriyor..
önemli olan budur böyle adamlar için..

medyanın bu hali bir kokuşmuşluk havası veriyor dışarıdan. doğrudur.. ancak ertuğrul özkök bu kadar sızlanmaya değmez.. her devrin adamıdır.. kah simavi ile kanka olur, kah aydın doğanla.. yarın hürriyeti ahmet türk alsa veya fettullah gülen alsa, onla da kanka olur.. gazetecilik dedikleri patron yalakalığından başka bir şey değildir..

bu emin çölaşan için de böyledir benim gözümde.. hükümete giydirirken aslan kesilir ama kendi patronun pisliklerini çomaklayamaz.. bir tane yazısı yoktur petrolofisi skandalı ile ilgili.. yazsaymış zamanında da okusaymışız.. aydın doğan, başbakan mesut yılmaz'ı evinde pijamayla kabul ederken nerdeymiş..
 
Barış Şişman' Alıntı:
Emin Çölaşan'ı gönderten bu herifi acaba kim görevden aldı?

Aydın Doğan neden kankasını bu durumlara düşürdü?

E. Özkök denen zat neye ve kimlere hizmet ediyordu?

Çölaşan-Doğan samimiyetini neden ve niçin bozdu?

İstifanın ardındaki sır perdesi ne?

Vee

Yoksa bu istifa bir oyun mu?


-------------

Böyle uzar gider bu.. :)
bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek
 
Dediklerini kısmen biliyorum abi, ancak Aydın Doğan'ın en iyi adamlarından birini yani Ertuğrul Özkök'ü bir kalemde silebileceğini hiç düşünmedim..

Çölaşan'da senelerdir Hürriyet'te idi ama devir değişince gönderildi, her adamı gönderirler ama bu Özkök'ü gönderemezler diyordum çünkü şu andaki iktidara sempati duyan bir adam profili çizdi. Ha bunları Aydın Doğan'ın iktidarla arası açılmasın diye yapmış olabilir ama ne bileyim diyorum ya Aydın Doğan'ın üstünü çizeceğini hiç tahmin etmezdim..

Aydın Doğan'ın iktidarla arasının açık olduğunu bilmeyen yok, Star Tv ve Milliyet'inde satıldığı/satılacağı gündemde olduğunu da biliyorum.

Emin Çölaşan konusunda da şunu söyleyeyim.. Hep yazılarının makaslandığını söyler dururdu ama dediğin olay olan Petrol Ofisi mevzusunda bende bir yazısını hatırlamıyorum.
 

Üst