Issız Adam;Bir Çağan Irmak Filmi
Film afişlerinde, filmin yapımcı veya yönetmenini önplana çıkarmak amacıyla yazılan ?Bir ?Steven Spielberg Filmi? benzeri ifadelere rastlamışsınızdır. Çoğu zaman bu tip ifadeler hiçbir anlam ifade etmez. Bir anlam ifade etmez zira çoğu zaman bahsi geçen yönetmen veya yapımcının kendine ait bir tarzı, filmlerinde kendilerini belli eden bir derinlik yoktur. Ülkemizde özellikle Babam Ve Oğlum filmiyle hem yönetmenliğiyle hem de senaristliğiyle adından sıkça söz ettiren ve en önemlisi türk sinemasında kendine has bir tarz oluşturduğunu düşündüğüm Çağan Irmak?ın son filmi Issız Adam, altına ?Bir Çağan Irmak Filmi? yazılmayı sonuna kadar hakeden başarılı bir film.
Issız Adam film müzikleri albümü çıktı. Issız Adam filminin müzikleri, nostaljik eski şarkılardan oluşuyor: Şarkılar, Ayla Dikmen Anlamazdın, Samiramis Pekkan Bana Yalan Söylediler ve Nil Burak Yalnızım Ben
Issız Adam, modern hayatın yalnızlaştırdığı insanları anlatan, yemekler, anneler, eski şarkılar ve aşk üzerine bir film.
Babam Ve Oğlum gibi bir filme imza atmış bir yönetmenin daha sonra çekeceği filmlerde işinin oldukça zor olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Zira bana kalırsa Babam Ve Oğlum hem türk sinemasının hem de Çağan Irmak?ın ulaşmış olduğu zirve noktasıydı. Haliyle Irmak?ın bu filmin ardından yapacağı filmler ister istemez bu filmle kıyaslanacaktır. Issız Adam filmi bu noktada beni fazlasıyla tatmin etti diyebilirim. Herşeyden önce şunu unutmamak gerek; Babam Ve Oğlum ayrı bir hikayeydi, anlatıldı ve bitti. Issız Adam, her ne kadar Çağan Irmak?ın o mükemmel işçiliğinin izlerini taşısa da neticede farklı bir hikayeyi anlatıyor bundan dolayı mümkün olduğu kadar bağımsız gözle izlemekte fayda var. Bu kısa girişin ardından küçük bir uyarı yapıp ardından Issız Adam filmine dönelim.
Birçok defalar tekrar ettiğim gibi her film herkese hitap edecek diye bir kaide yoktur. Bu bir aşağılama veya küçük görme hali değil aksine gerçekçi olmaktır. Bazı filmler vardır ki verdiği mesaj açıktır, herşey gözönünde olur ve biter. Kimi insan yalnızca böyle filmleri sever. Bazı filmlerse kendini hemen açık etmez, biraz çaba, biraz dikkat ve en önemlisi izleyeciden biraz emek bekler. Issız Adam filmi işte böyle bir film. Ben bu filmde senaristinden, yönetmenine, oyuncusundan yapımcısına kadar ne yaptığını bilen bir ekip gördüm.
Cevabı Aranılan Soru: Issız Ada(m) Nedir?
Bu noktada Yüksek Aytuğ?un şu ifadelerine yer vermeden geçemedim çünkü tam aklımdan geçen soru işaretlerine ve bulduğum cevaplara tercüman olmuş. ?Her diyalog, her sahne ayrı bir insan deşifresi? Filmin kadın kahramanının ismi Ada? Film, koca kalabalıkların kaynaştığı metropol denilen insan ormanında yapayalnız bir Issız Adam?ı mı anlatıyor, yoksa onun ?Issız Ada?m? dediği sevgilisini mi? Film boyunca tüm anlamı ters yüz eden o küçücük ?m? harfini düşünüp, duruyorsunuz?(via)?
Hikaye
Alper 30?lu yaşlarda, gurme sayılacak düzeyde yemek kültürü olan kendi restoranının sahibi iyi bir aşçıdır. Lüks yaşamayı seven, işinde başarılı ama özel yaşantısını her gün farklı kadınlarla birlikte olarak düzene koyamamış, hayatını; yaptığı yemekler, günübirlik ilişkiler, paralı kadınlar üçgeninde yaşayan birisi iken? Hayatının akışı, bir gün Beyoğlu?nun arka sokaklarında, aradığı eski plak için bir kitapçıya girmesiyle değişir.
Ada 20?li yaşlarının sonlarında, güzel, çocuk kostümleri tasarlayıp diken, Alper?in modern yaşamının aksine çok mütevazı, hayatta fazla inişleri çıkışları olmayan genç bir kadındır. Bir gün eski bir kitabi bulabilmek için Beyoğlu?nda dolaşırken Alper ile ayni kitapçıya girer. Çapkın bir adam olan Alper, Ada?nın güzelliğinden etkilenir ve Ada?yı takip etmeye başlar. Ada?nın aradığı kitabi bulmuştur. Ada?nın işyerine kadar devam eden takip, Alper?in tanışma bahanesiyle aldığı kitabı Ada?ya vermesiyle son bulur.
Ada ve Alper?in yaşamlarında ilk defa karşılaştıkları tutkulu aşkın ilk sinyalleri bu kitapla başlar. Alper kopamadığı özgür hayatinin içersinde Ada?ya yer açmaya çalıştıkça, yaşamının daraldığını fark eder. Aşkı ve özgürlüğü arasında kalan Alper?in sessiz çığlıklarını duyamayan Ada, kendini aşkın rüzgârına kaptırmıştır bir kere?
Ve yaşam bir kere daha aşk oyununun perdelerini Ada ve Alper için açacaktır?
Ne anlatmak istediği tam olarak belli olmayan senaryo insanı sıkar. Filmden kopar ve ne zaman bitecek bu film diye sağa sola bakınırsınız. Issız Adam baştan sona ne anlattığı belli olan, senaryoda kopukluk olmayan bir film. Kalabalıklar içinde yalnız olan ama bunun farkında olmayan, hayatında ?zevk? almak namına her türlü şeyi yapan, her gün farklı bir kadınla gönül eğlendiren ancak bütün bunların arasında gittikçe yalnızlaşan, doyumsuzlaşan, hem hayatı hem de kendini tüketen ve filmdeki tabirle; ?Karların üstünde donmak üzeresin, uyku tatlı geliyor şimdi ama aslında öldüğünün farkında değilsin. denilebilecek bir adamın gelgitlerini, aşka yelken açmasını, elindekinin kıymetini bilememesini, pişmanlığını, gerçeklerle yüzleşmesini ve daha birçok şeyi ustalıkla ve incelikle anlatan bir film. Senaryoda ufak tefek eksiklikler yok değil. Ancak filmin havası içerisinde açıkcası bunlar çok dikkat çekmiyor. Bununla birlikte eğer filmin asıl teması, tıpkı Babam Ve Oğlum?da olduğu gibi çoğunlukla sonra dakikalarda işlenmek yerine filmin geneline yayılarak işlenseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Çünkü ne olduğunu, ne yaptığını, ne yapmak istediğini ve en önemlisi yapmak istediklerini yapabilecek gücü kendinde bulup bulamayacağını bilemeyen birisi çok büyük gerilimler ve gelgitler yaşar. Bu husus filmde biraz daha fazla işlenebilirdi. Yine de bu nokta filmde pek sırıtmıyor ve baştan sonra tutarlı bir film izliyorsunuz. Filmde hiçbir diyalog boşuna değil.
Yukarıda bahsettiğim husus aslına bakılırsa biraz da bilinçli bir tercihe dayanıyor. Yani sanki Çağan Irmak filmin ilk yarısında tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz ?bizi? anlatmaya, filmin ikinci yarısıdaysa bizi, kendimizle, gerçeklerle ve pişmanlıkla yüzleştirmeye çalışmış ve bunu gayette başarılı bir şekilde yapmış.
Oyunculuk
Hem Cemal Hünel?i hem de Melis Birkan?ı özellikle tebrik etmek gerek. Çok güzel bir oyunculuk sergilemişler. Çağan Irmak?ın en az senaryo yazımı kadar oyuncu seçimi konusunda da başarılı olduğu aşikar.
Dürüst olmak gerekirse eğer bu filmde yüzü daha tanıdık ve hatta tanıdık olmanında ötesinde yüzü, neredeyse her televizyon yapımında rol almaktan dolayı eskimiş sayılabilecek birisi rol alsaydı film bu kadar etkileyici olmazdı. Her iki oyuncuyu da ilk defa bu filmde izledim ve çok beğendim.
Müzik
Benim yaşımdaki birçok kişinin adını bile bilmediği ya da adını duysa bile şarkılarını doğru düzgün bilmediği, o 45?lik taş plaklarda kalan sesleri Çağan Irmak o kadar büyük bir ustalıkla kullanmış ki bu müziklerin filme kattığı hava anlatılacak gibi değil. Müzikler tartışmasız bir şekilde filmin ve anlatılmak istenen hikayenin ayrılmaz bir parçası olmuş. Nostaljik müzikleri kullanmakla bana kalırsa Çağan Irmak aşkın o en saf ve masum halini yansıtmaya çalışmış ve bunu oldukça da iyi başarmış. Hele o plakta çalan şarkı için söylediği ?Bak bunu insan söylüyor, hiçbir makine bunu yapamaz? sözü yok mu. Ne denilebilir ki başka.
Bu yazı
http://www.vaveyla.net/issiz-adam-bir-c ... mak-filmi/ siteden alıntıdır müzikler orada bulunmaktadır.
Film beni açıkcası çok etkiledi ve ikinci kere gittim;
Gene puanım 10.