Fener'in kaybetmesi pek tabii hoş da bu tarz sonuçlar hep arkasında kitlesi olmayan, sadece para üzerine yönetilen ve büyük takımların tohumuna ot tıkayan adamlardan başkasına yaramıyor. Ben daha Vakıfbank gibi yılların kulübünün bile sırf şirket kimliğinden gelen şampiyonluklarını kanıksayamamışken, iyi kötü taraftar kulüplerinin hegemonyasının yaşandığı diğer amatör branşlara da bu vakıf kulüplerinin sırayet etmesi içime sinmiyor. Gerek kötü yönetimden, gerekse doğru adamları kulüplere çekemediğinden bu tarz takımlar, müzeye kalkan 2 kupa dışında kimsenin umursamadığı başarılar kazanıp lig mantığının içine ediyorlar. Fener'in sporcularına sulandıkları zaten belli de sırf yokluktan bu tarz saçma sapan takımlara Dubljevic, Bahar, Barbara gibi oyuncuları o veya bu nedenlerle kaptırdığımızı ne çabuk unuttuk? Ya da bu mucize yılın mimarları Jefferson, Işıl, Papova, Vitola gibi oyuncularımızı bu para babalarına karşı tutabileceğimizin garantisi var mı? Fenerbahçe Mahmut Uslu'suyla, Aziz'iyle, Fırat Okul'uyla o kadar itici ki şu ligi YDÜ'nün kazanmasında beis göremedim. Ama Allah var finali Beşiktaş oynasa onlar kazansın isterdim. Ki bu amatör branşların futbol gibi büyük havuzlarda oynanmadığı, küçük bütçe farklarının büyük sonuçlar doğurduğu ortada. Futbolda bu sene Başakşehir de kazansa seneye Galatasaray, Fenerbahçe toplanıp ortada Başakşehir filan bırakmaz. Ama kadın basketbolu gibi düşük bütçe sporlarında bu şirket takımlarıyla, taraftar kulüplerinin arasında ufak ufak açılan makas zamanla kapanmayacak uçurumlar haline dönüşebiliyor. Aynı basketboldaki uzun soluklu Efes-Ülker-Tofaş durumu gibi.
İşin özü benim gözümde 2 itici takımın eşleşmesinde, daha iticilikte abisi kadar kaşarlanmamış küçük takım kazandı. Kaybeden tarafta Fenerbahçe olduğu fazla göze batmadı ama yokluk içinde yüzen bir kulübün taraftarı olduğum ve YDÜ'nün transfer politikasını bildiğim için gelecek zamanların bizim için bir kat daha zor olduğunu gördüğümden çok mutlu olamadım. En güzel tesellimiz hala bu ülkede kadın basketbolunda düzenlenen hiçbir resmi turnuvayı, Galatasaray kadar kazanabilen bir takım olmadığını bilmek.
İşin özü benim gözümde 2 itici takımın eşleşmesinde, daha iticilikte abisi kadar kaşarlanmamış küçük takım kazandı. Kaybeden tarafta Fenerbahçe olduğu fazla göze batmadı ama yokluk içinde yüzen bir kulübün taraftarı olduğum ve YDÜ'nün transfer politikasını bildiğim için gelecek zamanların bizim için bir kat daha zor olduğunu gördüğümden çok mutlu olamadım. En güzel tesellimiz hala bu ülkede kadın basketbolunda düzenlenen hiçbir resmi turnuvayı, Galatasaray kadar kazanabilen bir takım olmadığını bilmek.
