Kazım Kanat Hayatını Kaybetti

fft17_mf107443.Jpeg


Gazeteci Kazım Kanat'ı kaybettik

1999 yılından beri kansere karşı savaş veren Kazım Kanat bugün hayatını kaybetti

Türk Spor basının önemli ismi, usta gazeteci Kazım Kanat hayatını kaybetti.

Geçtiğimiz günlerde Zatürre tanısıyla Vehbi Koç Vakfı Hastanesi'ne kaldırılan Kazım Kanat solunum yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Kanat'ın cenazesi cuma günü öğlen namazını takiben Levent Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Kazım kanat için cenaze töreni öncesinde saat 10.30'da Akararetler'deki Beşiktaş kulübünde ve daha sonra Türkiye Spor Yazarları Derneği'nde de bir tören düzenlenecek.

İşte Kazım Kanat'ın son yazısı

Kazım Kanat, 1950 yılında Kahramanmaraş?ın Afşin ilçesinde öğretmen Mehmet ve Ayşe Kanat?ın dört çocuğundan birisi olarak dünyaya geldi. Liseyi İskenderun?da okudu. İstanbul?da Gazetecilik Yüksek Okulu?nu bitirdi. 1969 yılında Yeni İstanbul gazetesinde mesleğe başladı. Daha sonra Hayatspor, Türkspor, Dünya, Hürriyet ve Akşam gazetelerinde muhabir, servis yöneticisi ve köşe yazarı olarak çalıştı. Son olarak Sabah gazetesinde görev yapan Kazım Kanat, çeşitli basın kuruluşlarının düzenlediği yarışmalarda çok sayıda ödül kazandı.
"Önce Beşiktaş Vardı", "Kanseri Nasıl Yendim?", "Eyvah! Oğlum Mozart Dinlemiyor" ve "Yaşanan Hayat, Hayaller Değil" adlı kitapları yayınlanan Kazım Kanat, evli ve bir çocuk babasıydı.

Kanserle mücadelesini şöyle anlatmıştı


Bugün hayata gözlerini yuman usta gazeteci, spor yazarı, Beşiktaşlı Kazım Kanat dokuz yıldır kansere karşı verdiği savaşı bir röportajında şu sözlerle dile getirmişti.

Dokuz yıl önce kolon kanseri oldu. Gazeteci Kazım Kanat tıp dünyasını şaşırtmış ve altı ay denilen ömrünü uzatmıştı. Ama o yılmadı farklı bir savaş taktiği geliştirdi. Kanseri hastane odasından teknesine çağırdı. Kanat, kanseriyle özel savaş taktiklerini geçen sene böyle anlatmıştı...

* Biz sizin durumunuzdaki kanser hastalarını hastane odasında yatakta, etrafında yakınları ile görmeye alıştık. Siz ise teknede, denizde, mavi yolculuk yapan bir kanser hastası oldunuz; hastalığın formatını değiştirdiniz...

Hayatımın hiçbir döneminde sıradan insan olmadım. Beni geçen gün koyda bulan eski bir asker arkadaşım, "Sen yedek subay okulunda askerliği çok ciddiye alan biriydin. Beni hep şaşırttın. Ama askerlik bittiği zaman arkana dönüp bakmadan gittin" dedi. Eğer ben çöpçü olsaydım mesleğimin en iyi çöpçüsü olmak isterdim, bunun için çalışırdım. Çünkü hayat felsefem bu. Hastalıkta da iyileşme konusunda herkesten farklı olmalıydım. Yani hastalığın beni yönetmesini değil, ben hastalığı yönetmek istedim. Geçen gün bu durumu bir okurum mükemmel analiz etmiş; 'sen kanserle savaşmıyorsun kanser seninle savaşıyor' diye mail atmış. İşte sorduğun sorunun büyüsü burada. Kanser benimle savaşıyor!

KLASİK DEĞİLİM

* Klasik hasta olmak daha kolay değil mi peki?

Klasik hasta olsaydım şimdi ölmüştüm. Ben doktorlara mükemmel yardımcı oldum. Hem teşhis etmelerinde hem tedavilerinde... İlaçlı tedavi ve ameliyatlarda yardımcı olmak için doktorlarla sürekli tartıştım. Birçok doğru sonucu birlikte yakaladık. Yani doktorun karşısına geçip 'ben hastayım sen doktorsun, bu hastalığımı iyileştir' demedim. Bana hep doktorlar 'sen çok iyi hastasın' dedi.

DOKTOR NEŞTERİ DÜŞÜRDÜ!

* Bu tutumunuz doktorları şaşırtmadı mı?

Şaşırttı ama hoşlarına gitti. Çünkü bu, doktorların da hata yapma şanslarını sıfıra indirdi. Onları üzecek hiçbir şey yapmadım. Kapris yapan huysuz bir ihtiyar olmadım. Onların moralini yüksek tuttum. Hastalığımın çözümü konusunda doktorlar karamsarlığa düştüğü zaman onların moralini ben yüksek tuttum; 'merak etmeyin iyileşeceğim moralinizi bozmayın' dedim. Ameliyata girerken onları neşelendirdim, güldürdüm. Son ameliyatıma girmeden önce doktorlar etrafımdayken 'Ben artık Fenerbahçeli olmak istiyorum" dedim. Doktorlar şaşırınca bu kez "Bu ameliyat başarısız geçerse bir Fenerli dünyadan gider" dedim. Doktorun elinden neşter düştü. Hastalığı da, iyileşmeyi de, ameliyatı da yaşamımda bir eğlenceye dönüştürdüm. Bunu yapmamış olsaydım etrafımdaki insanları mutsuz ederdim. Hastalık güzel bir şey değil.

* İnsan böyle davranarak hasta olmayı öğreniyor mu peki?

Hastalandığını ilk öğrendiğinde şok oluyorsun, elin titriyor, sinirleniyorsun. O an yalnız olduğunu hissediyorsun; yapayalnız, tek başına... Ben de önce öğrenmek istemedim, hep reddettim... Ama bu, çözümsüzlük oldu. Sonra hastalıkla yaşamayı öğrendim. Hastalıkla yaşamak ayrı bir şey ama hasta olduğunu öğrenmek, hastalığı kabullenmek anormal zor bir şey. O aşamada işte Tanrı'ya inanmak, sana bir gücün yardım ettiğini bilmek, insanların ve çevrenin dua ettiğini hissetmek çok önemlidir.

KAZIM KANAT ÖNCÜ OLDU

Kanser onu susturamadı! Hastalandı anlattı, tedavi oldu anlattı, neler hissettiğini paylaştı. Hasta olarak savaşını yazmakla kalmadı, her sorana söyledi. Onu diğer hastalar izledi; Nevval Sevindi, Filiz Akın, Meral Gökçaylı, Siren Ertan... Kanser onlar sayesinde gizemli hastalık olmaktan çıktı. Kazım Kanat, konuşan kanser hastalarının öncüsü olduğu için bazen eleştirildi; 'çok konuşuyor, neden bu kadar anlatıyor' dendi. Nedeni basit; çünkü gerekli, çünkü anlattıkları ilaçlar kadar önemli. Kanserle henüz karşılaşmamış olanlara, karşılaşanlara yol gösteriyor, rehber oluyor.

Fareli köyün kavalcısıyım ölmeye utanırım ben

"Ben bir misyon yüklendim. Hastalığımı trajik hale getirip kimseye kendimi acındırmadım, bir şeylerin arkasına saklanmadım. Ben çok utangaç ve sıkılgan biriyim. Ama öyle bir misyon yüklendim ki bu hastalıktan ölmeye utanır oldum. Sanki ben ölürsem ve hastalığa teslim olursam; arkamdan milyonlarca insan ölecek gibi bir hisse kapıldım. Bir tiyatro oyunu, bir sahnede rol üstlenmek gibi... Ama milyonlarca hasta var; bana bir şey olursa onlar kendilerine bir şey olmuş sayacaklar. Onlar da sanki inanılmaz bir mutsuzluğa kapılacaklar. Ben bu yolda asla yalnız yürümüyorum. Önümde, arkamda, sağımda ve solumda milyonlarca insan var. Bebekler, üniversite gençleri, yaşlılar, yaşıtlarım var; kol kola yürüyoruz. Bir noktada ben fareli köyün kavalcısı gibiyim. 'Jan Dark, Cesur Yürek, Kahraman' gibi büyük yakıştırmalar yapıyorlar bana. Ben ise kendimi 'Fareli Köyün Kavalcısı' zannediyorum. Bu filmin sonunu ben de merak ediyorum."

Hastalıkla savaşım sportif bir direniş

* Spor adamı olduğunuz için acaba yenmek ve yenilmek konusundaki tecrübe mi bu savaşta sizin işinize yaradı. Beşiktaşlı inadı etkili oldu mu?

Bu hastalığımda en büyük desteği Beşiktaş'tan gördüm ama Fener ve Galatasaray da beni yalnız bırakmadı. Bu sportif bir direniş oldu. Beşiktaş benim hayat biçimimde en değerli yer. En çok eleştirdiğim Fenerbahçe camiası benim için internette siteler açtı. Fenerliler benim iyileşmemi istiyorlar. 'Sen yeter ki iyileş ve bizi kızdırmaya devam et' diye mesajlar gönderdiler. Geçen gün Bodrum'da yanıma genç bir karı-koca geldi ve "Sen iyileştiğin gün biz Beşiktaşlı olacağız" dediler. Hiç tanımadığım insanlar... Ben ne yaptım insanları bu kadar ağlatacak. Sadece gazeteciyim. Ama şimdi anlıyorum nedenini. Ne yaptım biliyor musunuz; hayatın güzelliğini gösterdim. Sağlıklı olmanın güzelliğini onlara gösterdim. Sağlıklı olduğu için Tanrı'ya teşekkür etmeleri gerektiğini onlara anlattım. 'Hasta olduğun zaman asla hastalığa teslim olma, mücadele et savaşı kazan' mesajı verdim. Hep 'senin mücadelen umut oldu' diyorlar. Ben yalnız değilim ki yanımda milyonlar var, Türkiye'de 70 milyon insan, 20 milyon hasta var. Ben acılar içinde mutluluğu yakaladım. Şu anki yaşadığım ortama bakın; dünyanın en güzel koylarına gidiyorum, hayal gibi bir teknem var ve hayattan keyif almaya çalışıyorum. Hastane köşelerinde ilaç saatini beklemiyorum. Doğa ve hayata bağlılık var benim için...

Allah Rahmet Eylesin gerçekten çok üzüldğüm bir ölüm haberi oldu.
 
? 1999?da annem Bodrum?da tatildeydi. Abime ?Benim kalbim rahatsız? beni İstanbulda doktora götür? diyor. Benim yanıma İstanbula geldi. Hemen gittik hastaneye? annem muayene oldu? testler yapıldı hiçbir sorun yok. Ben de hastaneye gelmişken? ?Benim de bir problemim var? dedim? ?Beşiktaş kampında top oynarken kıçımdan kan geldi?? ?Futbol oynarken yırtılmış? sert hareket yapmışsın? dediler? ?Bu gece hastanede kal? dikelim?? Fakat bir gariplik var? herkesin suratı bir karış. Yanlışlıkla odaya gelen temizlikçi söyledi? ?Abi haberin yok mu? Sen kanser olmuşsun! Bağırsak kanseri?? Nasıl yani? Sonra karım ve oğlum kendini koyverdi. Herkes ağlıyor. Arkadaşlar gelmiş? aşağısı ağlama duvarı. ?Bir dakika sakin olun kardeşim!? dedim. Onları sakinleştirmeye çalışıyorum ama bir taraftan da ?6. kattayız? acaba atlasam da kurtulsam mı?? diyorum? kim uğraşacak şimdi kanserle?? Bir ara sabaha karşı odada yalnız kaldım? pencereyi açtım? tam karşımda bir camii var ve birden ezan okunmaya başlandı. Bu sanki bana bir mesajdı: ?Bu canı sana Allah verdi? o geri alacak!? Pencereyi kapattım ve sonuna kadar savaşmaya karar verdim?.

Kendi mücadelesini kısaca böyle özetliyordu Kazım abi. Üstüne üstüne gelen kanser ataklarını bir bir uzaklaştırmıştı. Ama zatürre onu vurdu bu sefer, kontrpiyede kaldı ters köşeden yedi golü. Aramızdan ?Kanat? lanıp uçtu bugün. Üzüntülüyüz, Allah rahmet eylesin. Futbol camiasının başı sağolsun. Biz seni hep o şapkanla hatırlayacağız?

Hüzün kapladı içimi..

Hoşçakal Kazım Abi.. Mekanın Siyah - Beyaz cennet olsun !

K. Porazan
 
Olmadı be Kazım abi..

Kanseri yenip buna mağlup olmak hiç olmadı..Sözün bittiğ yerdeyiz malesef.
 
Sabahtan beri gözlerim nemli dolanıyorum etrafta cok severdim kendisini.

Kelimeler kifayesiz kalıyor sen kanser'i yen zature'ye yenil olmadı be Kazım abi. :(
 
Uzun ve zorlu kanser tedavisinin ardından, bağışıklık sistemi zayıfladığı için belki grip olsa bile kurtulamayabilirdi. ailesinin ve sevenlerinin başı saolsun.
 
Evet iyi bilirim benim annem de kanserdi. Yendikten sonra 5 yıllık grip asısı yaptılar. Cunku bagısıklık sistemleri cok zayıflıyor boyle bir hastalıktan cıkanlar icin. :?

Kaan Can Garip' Alıntı:
Uzun ve zorlu kanser tedavisinin ardından, bağışıklık sistemi zayıfladığı için belki grip olsa bile kurtulamayabilirdi. ailesinin ve sevenlerinin başı saolsun.
 
Sevmediğim zamanları oldu; ama birkaç yıldır sevmeme duygumu kaybetmiştim ona karşı.

Üzgünüm.

Mekânı cennet olsun.
 
Klimanın karşısında uyuya kaldığı için zatürre olmuş.Bu ölüm sana yakışmadı kazım abi hele kanseri yenmişken.Allah rahmet eylesin.Mekanın cennet olsun.
 
Son durak kara toprak...

Hepimiz bir gün beklenmedik bir anda beklenmedik bir yerde iyi ya da kötü bu hayata son vereceğiz.Önemli olan bu kısa ömrü en iyi şekilde,en mutlu şekilde yaşamak gerekli ama insanoğlunun ne hastalığı biter ne derdi biter bu hayatın kanunu sanırım...

Kazım abi, mekanın cennet olsun.Türk futboluna çok şey kazandırmış bir isim... Allah rahmet eylesin. :(
 
3 takım taraftarı da genel olarak sevmese de kendisini ; bozmadığı çizgisiyle ve ölümle dalga geçmesiyle takdirimi kazanan,saygı duyduğum biriydi kendisi...
O'nun yaşama sevincinden insanlık olarak birazcık feyzalabilirsek ne mutlu bize...
Eminim O da öyle isterdi...
 
Olmadı Kazım ABİ be...
Kanseri yenip zatüreden ölmek senin gibi direncli bir kişiye yakısmadı
Mekanın Cennet Olsun Abi
Siyah-Beyaz Ölüm Gibi Biraz
 
Dürüst olmak gerekirse ben sevmezdim kendisini. Ama üzüldüm kendisi için, kanseri yenerek çok büyük bir iş başardı, ardından kansere kıyasla küçücük bir şeye kaybetti. Üzücü olan da bu. Allah rahmet eylesin.
 
Onu sevmeyenler Spor Dünya'sının rekabet'inden dolayı sevmeyenlerdi... Ne kadar doğru yazarsan yaz eğer bir takım yazarıysan diğer takım taraftarları pek sevmezler bazen kendi takım taraftarların bile.

Ama Spor Yazarlığını alıp bir kenar'a koyduğumuz zaman.Hayat üzerine yazdığı yazılara baktığın zaman.Herkesin sevdiği bir kazım kanat görüyoruz.Herkesin yaşamak isteyipte yaşama cesaret'ini bulamadığı bir hayat yaşadı.Kanser'i yendi,Hayalini kurduğu tatili yaptı özgürce.Bizlerde gazetelerden okuduk bu güzel yazılarını.Hayat'a birşeyler vererek gitti.Umudun adı,Cesaret'in adı oldu.

Şimdi Ebedi Huzur'a kavuştu ...
 
Kimi zaman üslubu ve düşünceleri yüzünden kendisine karşı iyi bir bakışım olmasa da radyoda duyunca bir duraksama yaşadım. Erkendi daha. Olmadı bu. Allah rahmet eylesin.
 
Tam 9 sene boyunca heran ölebilirim duygusuyla yaşamak o kadarda kolay olmasa gerek.

Hepimizin başı sağolsun.Kazım Koyuncu dan sonra en zor gelen ölümlerden biriside bu oldu.
Mekanı cennet olsun...
 
Duyunca üzüldüm gerçekten.Kanserle okadar sene mücadele edip onu mağlüp ettikten sonra zatürreden ölmesi ona yenilmesini kabul etmek acı geldi bana.
Sporda rekabet için farklı seslere ihtiyaç vardı buda o seslerin en iyilerindendi.
Allah rahmet eylesin sevenlerine Allah sabır versin,mekanı cennet olsun.
 

Üst