Bence bu maçta en son sallacak kişi hakemdi bana göre. İyi maç yönetmedi ama biz de top falan oynamadık. Fakat rakibe de pozisyon vermedik. Her maçı kazanacağız diye bir şey yok. Olur böyle şeyler.
Oğuz Sarvan’ın Mirası
Antalyaspor-Galatasaray maçının ilkyarısı, ev sahibi ekibin ön liberosu Kerem Şeras, önce Sabri’yi düşürüyor ceza alanına girerken, ardından Eboue’yi el-kol durduruyor, hakem Yunus Yıldırım’dan ses yok. Bırakın sarı kartı, faul düdüğü bile çalmıyor. 3 dakika sonra Kerem, Sabri’yi bir kez daha yere indiriyor. Hakem yine oralı değil, üstelik ‘patlama’ noktasına gelen Sabri’nin gözünün içine ters ters bakıyor, “Hani konuşsa da sarı kartı bassam” havasında sanki! Derken genç Musa da, “Gaye kaideyi meşru kılar” diyerek Sabri’yi yaka paça indiriyor. G.Saray Kaptanı, hakemden yine ses çıkmayınca başlıyor isyana: “Hocam Avrupa’da da maç yönetiyorsunuz. Bu faullere orada da ses çıkartmıyor musunuz?”
Yunus Yıldırım’ın yanıtı aşağılayıcı: “Sabri Galatasaray’ı da gördük Avrupa’da... Siz ne yapıyorsunuz ki!”
Üstelik bu sözler bir öğretmen tarafından sarf ediliyor. Yanılmıyorsam Yunus Yıldırım bir beden eğitimi öğretmeni. Yani genç nesilleri yarına hazırlamakla görevliyken, işi ‘kayıkçı kavgası’na döndürmekten kaçınmıyor. Kimse kusura bakmasın, eğitim fakültelerinde ya da BESYO’ların kantininin önünden geçen biri bile böyle yanıt vermez, veremez. Eğer veriyorsa da Yusuf Namoğlu başkanlığındaki MHK gereğini yapmak zorunda. Elbette pedagoji dersleri boş geçtiyse Yunus Yıldırım’dan, özür dilerim! Ama evdeki oğlunuza kızınıza bile böyle davranamazsınız.
Gerçi suç Yunus Yıldırım’da değil; hatta onu bu maça atayan Yusuf Namoğlu ile yeni MHK’de de değil.
Suç, Bünyamin Gezer, Yunus Yıldırım, Hüseyin Göçek gibi hakemlere ‘fazlaca yüz veren’ eski MHK kadrolarında; yani Oğuz Sarvan’da.
Anımsayın geride kalan 3 sezonu.
Hakem hatalarının nasıl ödüllendirildiğini, ‘İzmir işi’ gözlemci atamaları ile hakem notlarının nasıl ‘şişirildiği’ni bu sütunlardan izlediniz. Hatta Yunus Yıldırım 3 yıl önceki Sıvas-G.Saray maçında kural ihlali olmasın, karşılaşma tekrarlanmasın diye, maç raporunu İstanbul’da ‘yeniden yazma’ yanlışına da imza atmış bir hakem. Ve yine anımsarsınız bu ‘kural dışı’ davranışı nedeniyle aynı sezon ‘yılın hakemi’ de ilan edilmişti..
İşte ‘eski model’ hakemler hâlâ geride kalan 3 kara yıldaki yanlışı, yanlışla sürdürme geleneğini devam ettirmek istiyor. Kim mi bunlar?
Biri bıraktı zaten, Bünyamin Gezer; iyi ki düdüğünü duvara astı da futbolcular dayak yemekten kurtuldu, hakemlikle polisliği birbirine entegre etmişti!
Yunus Yıldırım da eli kulağında.
Çünkü ‘kafasına göre’ maç yönetiyor, yönetme ısrarını da sürdürüyor! Geçtim, futbolcularla olan ‘kaba’ diyaloğunu. Kuralları uygulayışı bile ‘elveda’ demek için gerekçe! Neymiş, kolay faul çalmazmış, penaltı vermezmiş, futbolculara kaba bakarmış, çünkü tarzı böyleymiş!
2011 Avrupa coğrafyasında kabul edilir şeyler mi bunlar!
İşte ancak Oğuz Sarvan’ın ‘çiftliğinde’ maç yönetebildi; Avrupa’ya ilk çıkışında ‘Acele Posta Servisi’ ile ülkeye iade oldu ve bir daha da üst düzey maçı dürbünün tersi ile gördü. Sanırım böyle devam ederse de yakında ‘elveda’ der ligimize. Desin ki, hatta ‘dedirtilsin’ ki geçen yıldan kafaları karışan ve ‘hata yaptıkça ödüllendirilme’ zihniyetindeki M.Kamil Abitoğlu’lar, Kuddusi Müftüoğlu’lar, Hüseyin Göçek’ler, İlker Meraller kendilerine çeki düzen versinler.