MP Antalyaspor - Galatasaray

Bence bu maçta en son sallacak kişi hakemdi bana göre. İyi maç yönetmedi ama biz de top falan oynamadık. Fakat rakibe de pozisyon vermedik. Her maçı kazanacağız diye bir şey yok. Olur böyle şeyler.
 
Top falan oynamadık diye bir şey yok ileri hatta rakip bize tecavüz etmediği müddetçe düdük çalmayan bir hakem varsa zaten ileride bölgede top oynamak pek mümkün olamaz.

Normal bir hakemin yönetimi altında inanıyorum ki bugünkünden çok daha iyi top oynar kazanırdık bu maçı ama art niyetini bütün oyunculara belli eden bir amelenin yönetimi altında bu kadar oluyor. Buna rağmen denildiği gibi takım savunmamız giderek güçleniyor, neredeyse tek pozisyon vermeden maçı bitirdik.
 
10 numara mevkiğinde ,yani oyun kuracak en zor anlarda pozisyon üretecek ,asist yapacak oyuncun var mı?yok

10 numara mevkiğinde oyuncun olmayınca kanatların sağ ve sol kanadındaki oyuncuların süper olması gerek bu açığı kapamaları için,sağ kanadında kim var Kazım,eh diyorum Kazım iyi olunca gol de atıyoır asistte yapıyor ama devamlılık yok tabiiki veya Kazım bir sezonda 20 asist düzeyine gelebilecek bir oyuncu değil...

sol kanada bakıyorsun Riera adında bir adam,varlığıda yokluğuda bir,yaraı yok zararı daha fazla,gol atıyormu yok,asist yapıyormu yok,adam çalımlayıp sıfıra inme varmı yok....

eeee pekii sonra aaa biz niye gol atamıyoruz,niye 90 dakika boyunca hiç gol pozisyonu üretemiyoruz,yahu nasıl üreteceksinki neymiş Baros-Elmander çift forvet oynasınmış tamamda bunlara asisti kim yapacak ben mi? oyuna 6 forvet ile başlasan ne olurki ,o topu san atacak bir adamın olmadıktan sonra....

Koskoca Galatasarayın bel bağladığı adam Aydın Yılmaz,başka söze ne hacet......

Ocakta forvet değil,bu takıma gol attıracak yaratıcı oyuncu alınmalı,yoksa bu senede bizden bi halt olmaz...
 
Engin ve Kazım'dan 1'i olsa kazanırdık bu maçı. yine kazanırdık ama bu maçta puan kaybettiysek tek sebebi Yunus Yıldırım'dır takımı tek başına bitirdi futbol oynatmadı ki oynayalım oyuncularımızı ayrı tebrik ediyorum kırmızı kart görmeden bu maçı tamamladıkları için ben o sahada olsam inanın dayanamazdım. Göreve devam başarıyla sıra Pazar günü İlker Meral'de.
 
Bizim aleyhimize faul verdiği hava toplarını Antalyalılar yapsa penaltı mı verecekti o pozisyonlara..... Adam bizi kaleye yaklaştırmadı bile. İlk yarıda ceza sahasına yakın 3 net faul çalmadı:(
 
köşe vuruşlarinda,serbest vuruşlarda meloya hep faul verdi.art niyetliydi gerci bu hakem bizim tüm maçlarimiza böyle cikiyor.gecen haftaki hakem gibi
 
Kimse hakeme bahane bulmasin..
Yunus Yıldırım bırakın aleyhimizde düdük çalmayı, rakibin formasını giyip bize karşı oynasa bile maçı kazanmalıyız.
Bir yapar, iki yapar, üç yapar; dördüncüde yapamaz, doğru kararı vermek zorunda kalır..
Biz iyi oynamıyoruz ki hakeme bahane bularım.
Bunların yedi sülalesi gelse de ezip geçmemiz lazım rakibimizi.Mehmet Özdilek gibi adamları maç sonu toplantısında böyle konuşturmamalıyız.
Biz de iş yok.
Deplasmanda kazanmak zor olur mu ya Galatasaray için?
Galatasaray için deplasman ya da ev farkeder mi?
10-15 yıl önce ben deplasman, ev farkı nedir bilmezdim.
Sağolsunlar herşeye bir kılıf buluyorlar..
 
play off sistemi sonrasında bu tip puan kayıpları önemini yitiriyor..Zaten öyle yada böyle Galatasaray ve fenerbahçenin ilk dörtte olacağı bir kesin..Hani hiç puan kaybetmeden ligi bitirip play off sonucu şampiyon olamamakta var o yüzden bu ve bunun gibi puan kayıplarını önemsemiyorum çok fazla..

Ama gönül verdiğim takımın maçlarını da zevkle izleyemiyorum..Antalya maçını 30.dakikadan itibaren izlemeyi bıraktım.Maç bittiğinde de okuduğum yorumlardan geri kalan 60 dk mı kurtardığımı anlıyorum..Belkide bunda Oktay Mahmuti ve basket takımımızında suçu var..okadar doğru oyun oynuyorlar ki taraflı tarafsız herkeze zevkli bir oyun izlettiriyorlar ki biranda futbol maçı çok afedersiniz cenazedeymiş gibi hissetiriyor.
 
Dünya üzerinde yoktur böyle rezil bir futbol...

Dakika olmuş 80 hala defans bölgesinde 5 oyuncumuz var.1 puan alsan ne olur almasan ne olur ? Ne bekler bindiriyor ne kanatlar işliyor rezil ötesi bir futbol.Orta saha zaten evlere şenlik yine.Melo'da olmasa geçen seneden farksız yani.Birde beni en çok şaşırtanlardan biri Selçuk.Trabzon'da ki Selçukla uzaktan yakından alakası yok.Gerçekten kötü oynuyor.

Bursaspor maçı beni ne kadar geleceğe ümitle baktırdıysa,Antalyaspor maçıda o kadar karamsarlığa sebep oldu...
 
Maçın hakemi Yunus Yıldırım´a ilişkin Cumhuriyet´te çıkan bir köşe yazısı...

Oğuz Sarvan’ın Mirası

Antalyaspor-Galatasaray maçının ilkyarısı, ev sahibi ekibin ön liberosu Kerem Şeras, önce Sabri’yi düşürüyor ceza alanına girerken, ardından Eboue’yi el-kol durduruyor, hakem Yunus Yıldırım’dan ses yok. Bırakın sarı kartı, faul düdüğü bile çalmıyor. 3 dakika sonra Kerem, Sabri’yi bir kez daha yere indiriyor. Hakem yine oralı değil, üstelik ‘patlama’ noktasına gelen Sabri’nin gözünün içine ters ters bakıyor, “Hani konuşsa da sarı kartı bassam” havasında sanki! Derken genç Musa da, “Gaye kaideyi meşru kılar” diyerek Sabri’yi yaka paça indiriyor. G.Saray Kaptanı, hakemden yine ses çıkmayınca başlıyor isyana: “Hocam Avrupa’da da maç yönetiyorsunuz. Bu faullere orada da ses çıkartmıyor musunuz?”

Yunus Yıldırım’ın yanıtı aşağılayıcı: “Sabri Galatasaray’ı da gördük Avrupa’da... Siz ne yapıyorsunuz ki!”

Üstelik bu sözler bir öğretmen tarafından sarf ediliyor. Yanılmıyorsam Yunus Yıldırım bir beden eğitimi öğretmeni. Yani genç nesilleri yarına hazırlamakla görevliyken, işi ‘kayıkçı kavgası’na döndürmekten kaçınmıyor. Kimse kusura bakmasın, eğitim fakültelerinde ya da BESYO’ların kantininin önünden geçen biri bile böyle yanıt vermez, veremez. Eğer veriyorsa da Yusuf Namoğlu başkanlığındaki MHK gereğini yapmak zorunda. Elbette pedagoji dersleri boş geçtiyse Yunus Yıldırım’dan, özür dilerim! Ama evdeki oğlunuza kızınıza bile böyle davranamazsınız.

Gerçi suç Yunus Yıldırım’da değil; hatta onu bu maça atayan Yusuf Namoğlu ile yeni MHK’de de değil.

Suç, Bünyamin Gezer, Yunus Yıldırım, Hüseyin Göçek gibi hakemlere ‘fazlaca yüz veren’ eski MHK kadrolarında; yani Oğuz Sarvan’da.

Anımsayın geride kalan 3 sezonu.

Hakem hatalarının nasıl ödüllendirildiğini, ‘İzmir işi’ gözlemci atamaları ile hakem notlarının nasıl ‘şişirildiği’ni bu sütunlardan izlediniz. Hatta Yunus Yıldırım 3 yıl önceki Sıvas-G.Saray maçında kural ihlali olmasın, karşılaşma tekrarlanmasın diye, maç raporunu İstanbul’da ‘yeniden yazma’ yanlışına da imza atmış bir hakem. Ve yine anımsarsınız bu ‘kural dışı’ davranışı nedeniyle aynı sezon ‘yılın hakemi’ de ilan edilmişti..

İşte ‘eski model’ hakemler hâlâ geride kalan 3 kara yıldaki yanlışı, yanlışla sürdürme geleneğini devam ettirmek istiyor. Kim mi bunlar?

Biri bıraktı zaten, Bünyamin Gezer; iyi ki düdüğünü duvara astı da futbolcular dayak yemekten kurtuldu, hakemlikle polisliği birbirine entegre etmişti!

Yunus Yıldırım da eli kulağında.

Çünkü ‘kafasına göre’ maç yönetiyor, yönetme ısrarını da sürdürüyor! Geçtim, futbolcularla olan ‘kaba’ diyaloğunu. Kuralları uygulayışı bile ‘elveda’ demek için gerekçe! Neymiş, kolay faul çalmazmış, penaltı vermezmiş, futbolculara kaba bakarmış, çünkü tarzı böyleymiş!

2011 Avrupa coğrafyasında kabul edilir şeyler mi bunlar!

İşte ancak Oğuz Sarvan’ın ‘çiftliğinde’ maç yönetebildi; Avrupa’ya ilk çıkışında ‘Acele Posta Servisi’ ile ülkeye iade oldu ve bir daha da üst düzey maçı dürbünün tersi ile gördü. Sanırım böyle devam ederse de yakında ‘elveda’ der ligimize. Desin ki, hatta ‘dedirtilsin’ ki geçen yıldan kafaları karışan ve ‘hata yaptıkça ödüllendirilme’ zihniyetindeki M.Kamil Abitoğlu’lar, Kuddusi Müftüoğlu’lar, Hüseyin Göçek’ler, İlker Meraller kendilerine çeki düzen versinler.
 
Hayatımda izlediğim en sıkıcı maçlardan biriydi. Hakeme baya küfür ettim maç boyunca ama doğru kararlar da verse bu maç 0-0'dan öteye gitmezdi bence. Sadece 2 tane eksiğimiz bulunmasına rağmen kadromuzun pek de alternatifli olmaması, alternatif olarak konabilecek oyuncuların da formsuz olması bu sonucu doğurdu..

Oyuncu bazında, Aydın'a hiçbir eleştiri yapmayacağım. Her ne kadar senelerdir ben dahil bir sürü kişiden laf yemiş olsa da bu sezonki ilk lig maçıydı. Daha doğrusu Aydın'dan ziyade benim gözüme direkt olarak Riera ve Eboue o kadar net batıyor ki Aydın'a sıra gelmez.. Eboue'yi kendi yerinde oynatmadığımız için gene sabrederim bi yere kadar ama Riera'nın devre arasında gitmesi hayırlı olur bizim için. Aldığı para ve kapladığı +1 yabancı kontenjanını hesaplarsak tek kelimeyle fiyasko. Zaten hücumu yavaşlatıyor, adam da eksiltemiyor. Hücum iyiyden iyiye geberiyor bu yüzden.. Kendini toparlar mı bilemem ama pek umutlu değilim açıkçası.. Muslera'nın da son dakikadaki kurtarışı özgüven tazelemesini sağladığı, bana göre bu maçın kattı en önemli artı budur takıma.. Baros da umarım uzun süreli bir sakatlık yaşamaz, aksi takdirde devre arasında kesin olarak gönderilir..
 
Kötü oynadık bu maçta ve 1 puandan fazlasını haketmedik. Antalya 1 puanı bile haketmedi orası ayrı mesele. İyi yanından bakarsak olaya pozisyon vermiyoruz kalemizde. Takım savunmasını çok iyi yapıyoruz. İleri uçta Baros olsun Elmander olsun geriye kadar gelip rakibi kovalıyorlar. Ufak detay gibi görünse de önemli.

Bu maçta kadromuzun genel anlamda yetersizliğinin de zararını gördük. Sakatlığa ve kart cezalarına tahammülü olmayan bir kadro yapımız var maalesef. Devre arasında buna çözüm bulup play-off'lara sağlam şekilde girmeliyiz. Zira orada çok zorlu maçlar oynayacağız.

Culio'yu görmek isterdim bu takımda dediğim maçlardan biriydi ayrıca. Sanırım Fatih Hoca'nın bu yanlışı zaman zaman karşımıza çıkacak..
 
iyi tarafı son dakika dışında pozisyon vermedik
çok yavaş atağa kalkıyoruz
özellikle kanat oyuncularımızdan bir türlü istediğimiz verimi alamadık
ve bütün yük melo nun sırtında
2. 3. adamı çıkaramıyoruz bir türlü
yaratıcı oyuncu eksiğimiz var
 

Üst