Mustafa - Can Dündar

Aslında film değil; bir belgesel... Daha gösterime de girmedi. Daha izleyemediğim için de, yorum yapamayacağım ve puan veremeyeceğim.

Belgesel, 29 Ekim 2008 günü, Cumhuriyet'imizin kuruluşunun 85. yılında gösterime girecek. Daha önce Atatürk'ün hayatını konu alan "Sarı Zeybek"e de imzasını atan usta kalem Can Dündar'dan eşsiz bir eser Mustafa...

Malum ki, daha izleyemedim; ama büyük bir zevkle izleyeceğimden kuşkusuz hiç şüphem yok.

Siz de annenizi, babanızı, kardeşinizi, ağabeyinizi, ablanızı, eşinizi, dostunuzu, arkadaşlarınızı; kısacası sevdiklerinizi takın kolunuza gidin izleyin bu belgeseli.

İzlemeden notum: 10.

***

Belgesel hakkında, sitesinde yazan bilgi:

10 Kasım 2008, Atatürk?ün ölümünün 70. yıl dönümü?

Türkiye 70 yılda Ata?sı için dört başı mamur bir film yapamadı. Onu Türkiye?ye, dünyaya, yeni yetişenlere tam anlatamadı. Yapılan belgeseller, Türkiye ölçeğiyle sınırlı, belli bir dönemle kısıtlı ve resmi bir dilde tutsak kaldı. Selanik?ten Dolmabahçe?ye kadar hayatını başından sonuna mercek altına alan, onu şablonlardan uzak olarak askerî, siyasî, insanî boyutlarıyla anlatan bir filmin eksikliği hep hissedildi.

?Mustafa?, işte bu ihtiyaca cevaben hazırlandı. 15 yıldır Atatürk belgeselleri yapan, ?Sarı Zeybek?le seyirciyi Ata?nın insanî yüzüyle tanıştıran Can Dündar ve ekibi şimdi onun bütün hayatını sinema diliyle anlatıyor.

?Mustafa?, seyirciyi, özellikle de yeni nesli Atatürk?ü yeniden keşfe davet ediyor. Film için Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arşivleri başta olmak üzere, yerli ve yabancı pek çok arşiv özel izinle açıldı. Atatürk?ün daha önce görülmemiş fotoğraflarına, hatıralarını yazdığı not defterlerine, yakınlarına yolladığı çok özel mektuplarına, günlüğüne, elyazmalarına ulaşıldı. Çekim ekibi Atatürk?ün ayak bastığı Selanik?ten Manastır?a, Şam?dan Berlin?e, Sofya?dan Karlsbad?a kadar her coğrafyaya giderek, doğduğu odadan, öldüğü odaya dek her mekâna girerek onun hayatını yerinde görüntüledi.

Geniş ve deneyimli bir kadro, Atatürk?e dair yazılmış kitapları, yerli yabancı basını, diplomatik yazışmaları tarayıp onlardan sahici, objektif, sıcak bir hayat hikayesi anlatmaya çalıştı. Ondan kalan eşyalar, onu anlatan anılar, çalıştığı karargâhlar, yaşadığı evler, geride bıraktığı belgeler, sevdiği müzikler, söylediği sözler titizlikle derlendi.

Yeni kuşağın okulda öğrendiği klasik bilgilerden ve eski, siyah beyaz görüntülerden sıkılmış olacakları varsayımıyla filmde samimi bir dil ve modern animasyon teknikleri kullanıldı.

Filmin müziklerini, Atatürk gibi Balkanlardan yetişmiş uluslararası bir müzisyen olan Goran Bregoviç besteledi.

NTV-Ko?medya ortaklığıyla ?Mustafa? , 70. ölüm yıl dönümünde Atatürk?ü seyirciye yeniden tanıştırabilecek bir film oldu.

http://www.mustafa.com.tr/
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Belgesel deyince aklıma zaten tek isim geliyor Türkiye´de o da Can Dündar...

Büyük bir heyecanla belgesel filmin gösterime girmesini bekliyorum. Bu tür bir belgeselin gişe rekorlarını alt-üst etmesini isterim ama zor...
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Çarşamba gününü iple çekiyorum uzun zamandır.

Çarşamba günü, sinemalarda bilet bulamama korkusu yaşamakla beraber, fazla ilginin olmayacağı da düşündürmüyor değil beni. :roll:
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Gittim izledim...
Ne diyeceğimi nasıl yorum yapacağımı bilmiyorum.
Umarım gerekli kişilerde izler ve gerekli dersleri alır.Olağanüstü bir yapıt herkesin izlemesini geçtim herkesin evinde bulunması gereken bir yapıt.
Eline sağlık yapanların....

Atam İzindeyiz....

Ayrıca www.mustafa.com.tr sitesinde yorumlar bölümüne nacizane düşüncelerimi bildirdim;

Elinize, kolunuza, sesinize, çabanıza sağlık.Böylesine mükemmel bir eseri sizden daha önce bekliyorduk ancak geç de olsa süper olmuş.
Müziğiyle hikayesiyle içeriğiyle Mustafa Kemal'i dolu gözlerle bize tekrar yaşattığınız için çok teşekkür ederim.
Atam Rahat Uyusun Bu ülkeyi emanet ettiği gençleri daima onun izinde...


Filmn bazı kişilere en çok koyan lafı ;)

"Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
Mustafa Kemal Atatürk
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Belgesel deyince aklıma gelen ilk isim kuşkusuz Can Dündar´dır. Belgeselin konusu daha önce hiçbir yapımda özel olarak işlenmeyince beklentilerim daha da arttı ve uzun zaman sonra ilk kez bir filmin gösterime girdiği gün sinemanın yolunu tuttum.

Mustafa´nın paylaşılacak çok güzel bölümleri olduğu gibi eleştirilecek yönleri de var. Ancak filmin gösterime girdiği gün, güzel ya da eleştirilecek taraflarını yazarsam belgesel havasındaki filmin tadı bozulabilir. Onun için filmin eleştirisini sonraya bırakıyorum.

Bir Türk vatandaşı olarak başta Can Dündar olmak üzere ekibine sonsuz teşekkürler. Ne de olsa cesaret ister bu tür işlere imza atmak. Tabi bu yapıma sponsor olmak da günümüz Türkiye´sinde cesaret ister!
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

bende izledim,
gerçekten çok beğendim.bilinmeyen yönleri anlatıyor olması en güzeliydi..
yıllarca Atatürk'ün alkole düşkünlüğünü vs konu edip bu konu üzerinden rant elde etmeye çalışanların gözüne gözüne sokulması hak olan bir film..
Alkole olan düşkünlüğü sadece kendi sonunu hazırladı,Rahmetli Atatürk'ün..
helal olsun Can dündar'a..
ülkemizde putlaştırılmaya çalışılan Atatürk'ü o kadar güzel anlatmış ki,Mustafa'nın da insan olduğuna o kadar hassas noktalarla değinmş ki..
filmden çıktıktan sonra şunu düşündüm,bir fırsat olsa ve Can Dündar'ı karşımıza alıp saatlerce sorsak,anlatsa..
izlemeyen arkadaşlarıma tavsiye ediyorum..
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Yorumlarıma nasıl başlayacağımı bilemiyorum. İzlerken elimde kağıt kalem olsa, bir sürü not alırdım. O kadar çok alıntı yapacağım yer vardı ki...

"Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Bu ağaçlar, güzel kuşlar,
Yürüyelim arkadaşlar." dizelerini güneş doğarken izlediniz mi?

"İzmir'in dağlarında çiçekler açar,
Altın güneş orda sırmalar saçar,
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa!
Adın yazılacak mücevher taşa." dizelerinin verdiği heyecanı tattınız mı?

Bu belgeselde Atatürk'ün bilmediğim birkaç özelliğini daha öğrenmiş oldum. Bu da mı varmış dedim bazı yerlerde. İki saat boyunca bir iki şey daha öğreneyim diye izledim.

Beklentim ölçüsünde bir belgesel... Başta Can Dündar olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Peki yok mu en çok etkilendiğim yer? Tabii ki var.

Bu belgeselde Atatürk'ün insanî yönünü gördüm ve kendisi de bunu şu şekilde dillendirdi, halkın kendisine direniş gösterdiği zamanlar: "Ben ilah değilim ki, her şey benden bekleniyor. Sonuçta ben de bir insanım."
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

en çok etkilendiğim kısmı söyleyeceğim ama.. herkes izlesin önce,sonra konuşalım bunları :)
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Onur BALCI' Alıntı:
"Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Bu ağaçlar, güzel kuşlar,
Yürüyelim arkadaşlar." dizelerini güneş doğarken izlediniz mi?

"İzmir'in dağlarında çiçekler açar,
Altın güneş orda sırmalar saçar,
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar.
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa!
Adın yazılacak mücevher taşa." dizelerinin verdiği heyecanı tattınız mı?

Tüylerimin diken diken olduğu iki yeri Onur ABi söylemiş...
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Açıkçası Onur ve Burak'ın yorumları üzerine gitmeye karar verdim.Biraz önce geldim sinemadan.İş yerindeki arkadaslardan kim var kim yok hepsini zorla getirdim.

İlginç ve güzel bir belgesel olmuş.Özellikle Atatürkün din hakkındaki gerçek düşüncelerinin korkusuzca söylenmesi hoşuma gitti.Yıllardır Atatürk aslında dindar bir kişiydi,imamlarla resimleri var vs vs diye söylenen safsatalara güzel bir cevap olmuş.
Birde o en zor dönemde artık herseyden tamamen ümit kesilmişken Lenin tarafından gönderilen silah ve altın yardımının belirtilmeside güzeldi.Yıllardır bilinen ama bilgisiz çogunluga yokmus gibi gösterilen bu iki gerceği tekrar açıkladıgı için Can Dündar a teşekkürler.

Yanlız bir şeyide söylemeden geçemiycem.Belkide çok fazla beklenti içine girdiğim içinde olabilir ama ben Can Dündar'ın yaptıgı şeylerin biraz fazla abartıldıgını düşünüyorum.Çok güzel bir belgesel hazırlamıs ama kanal d ve Dogan medyasında yazıldıgı gibi bu denli abartılacak bir şey oldugunuda düşünmüyorum.Sarı Zeybek bana kalırsa daha başarılıydı.
Yinede ellerine saglık...
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Atatürk'ü Atatürk'le vurmak... (Mustafa ---> saldırı v.45972938)

Öncelikle puanımı vereyim,detaylara inerim : 7 / 10. Gönül isterdi ki göğsümü gere gere,can-ı gönülden bir 10 verebileyim ; ama ne kendimi kandırabilirim,ne de başkalarını. Sonuçta filmi boş bakan gözlerle izlemediğimi,tamamen objektif bir gözle analiz ettiğimin bilinmesini isterim.

Gösterimden önce medyada çıkan haberlerde Mustafa?nın,Atatürk?ün bambaşka yönlerini anlatan,O?nun da neticede bir insan olduğunun üstünde duran,geçmişteki projelerin kapsamı dışında kalan detayları günyüzüne çıkarmayı hedef edinen bir film olduğu üzerinde duruluyordu.Bu durum herkes gibi beni de fazlasıyla cezp etmişti ve sabırsızlıkla beklemeye başlamıştım.Buraya kadar her şey güzel.Ancak ilk gidenlerden duyduğum bazı yorumlar kafamda soru işaretleri oluşturmuştu. Ama biraz düşündükten sonra bunlara pek itibar etmemeyi seçip olayı yerinde görüp incelemenin en mantıklısı olacağını düşünmüştüm.Öyle de yaptım,0 kilometre kafayla

Baştan veya sondan başlamayacağım,eksi ve artı yönleri karışık şekilde sıralayacağım.Okuma zahmeti gösterenleri zorlayabilir ama her halta üşenen ben bu sefer üşenmedim işte. Mazur görünüz.

Filmde Atatürk insanlara çok değişik şekillerde gösteriliyor.En delidolu zamanlarında çoğu kişisel duygularından feragat ederek kendisini vatanını kurtarmaya adayan Mustafa Kemal?in yerine tabuları yıkan bir anlayışın eseri olarak bambaşka bir Mustafa Kemal. Film bize diyor ki : ?Mustafa ufakken mahalle mektebindeki hocasından dayak yedi?. Tamam her şey normal. Ancak en sonlara gelindiğinde,medreselerin kapatılma olayının anlatıldığı sırada tamamen bir Can Dündar ürünü olan şu cümle dökülüyor kulaklara : ?Mustafa Kemal çocukken yediği dayağın intikamını almıştı işte?.Yani Atatürk bu devrimi tamamen şahsi intikam duygularıyla ve kompleksleriyle yapmıştır,bikbikbik? Aferin devam?

Manastır?dan Kuleli?ye geldiği yıllarda İstanbul?un gece hayatına fazlasıyla kapılması,kadınlarla ve içkiyle tanışması sözkonusu.Bu detaylara hiçbir itirazım olamaz ; film Mustafa?yı gösterecekse elbette bu detaylar da olmalı. Ancak kendisinin zevkleri ve haz duyduğu şeylerin üstünde film boyunca o kadar çok duruluyor ki saymakla bitmez : ?Sofya?ya gittiği günlerde kendisini sosyeteye tanıtmak için 5 ay dolandı durdu,peşlerinde dolaştı? , ?Yabancı sevgiliyle uzun zaman mektuplaştı,ve bu dönemde çok sayıda gönül ilişkisi yaşadı,hayatı altüst oldu ama O?nu o bataktan Ali Fuat ve Babası çıkardı? , ?Egoları uğruna tüm yurda heykellerini diktirdi? , ?her gece 1 büyük içen,3paket sigara bitiren ayyaş kişi? vsvs gibi bir sürü şey. Bunlar tabii ki kabak gibi söylenmiyor,ılımlı ılımlı. Dediğim gibi bu noktalar elbette bir ölçüde olmalı. Ama her fırsatta bunlara değinilmesi fena halde midemi bulandırdı.Yine devam?

Hele bir Vahidettin konusu var ki tam bir olay. Can Dündar?a göre Vahidettin,Mustafa Kemal?i Samsun?a vatanı kurtarması için bizzat gönderen,tek amacı devletin bekası olan bir yurtsever. Oysa ki kendisinin Mustafa Kemal?i Samsun?daki milletin bağrından çıkmaya başlayan homurdanmaları ve ayaklanma tohumlarını bastırmak için gönderdiğini kundaktaki çocuk bilir.Ama bir kişinin bile aklına kibrit suyu kaçsa kar olur diye düşünüyor bazı kesimler.Ne yazık ki de başarıyorlar.

Cephelerde müthiş kahramanlıklar sergileyen Mustafa Kemal,her zaman en önde giden Paşa,karanlıktan korkan,aciz,korkak biriymiş gibi lanse ediliyor.Tabii bunlar o kadar ince işleniyor ki,odun kafalar da ?a-aa? nidalarıyla izliyorlar.

Bitmiyor. En yakın arkadaşlarını ihtirasları uğruna bir kalemde silip atan,vefasız bir adam Mustafa Kemal filme göre. Aynı zamanda muhalefeti bir kurup bir kaldıran,diktatör kelimesinin tam karşılığı? Halkı Milli Mücadele yıllarında din-diyanet gibi şeylerle ?kandıran?,Lenin?i ve devletini komünizm nidalarıyla ?yolan? bir sahtekar? Bunlar aynen bu şekilde yoruma bırakılmaksızın,net şekilde insanlara sunuluyor,tüm bu taktik icabı hamlelerin nedenlerine asla inilmiyor,kendisinin tüm bu icraatları büyük bir hataymış ve aymazlıkmış gibi gösteriliyor.Gerçekleri bilmeyenler oltaya takılıyor her zamanki gibi.

1937 yılındaki konuşmada ise adeta cımbızla çekip çıkarılan ?gökten inme dogmalara değil,bilime inanın? (tam cümleyi hatırlamıyorum) şeklinde cümle adeta dinci ve O?nu daima hedef alan kesimin kucağına konmuş bir hediyeydi. Yani kendisine tam anlamıyla Ateist deniyor.Ne olup olmadığı kimseyi ilgilendirmemekle birlikte kendisinin Allah?a olan inancı dostlarıyla olan yazışmalarında belgeleriyle mevcut,isteyen araştırsın. Dikkat çekiyorum tekrardan : Burada önemli olan nokta bu mesajları verenlerin niyetleridir.

Can alıcı noktalardan bir tanesi daha : Milli mücadele yılları? İnanılmaz bir özveri ve emekle kazanılan savaşlar o kadar basit geçiliyor ki,sanki her şey sadece bir tesadüf..! Bu konuyla ilgili yazacak çok şey var ama cidden görülmesi gerek. Tüm yapılanlar sadece bir animasyonla geçiliyor,olay bitiyor falan. Yazık.

Filmden yeni gelmiş olmanın hararetiyledir kafamdan dökülen bu satırlar,eksiği de çoktur eminim..! Bunca sözden sonra filmde beğendiğim sahneler de olduğunu belirtmeliyim doğal olarak ; hatta duygulandığım. Ama bu,son yılların en büyük beyin yıkama operasyonunun bu denli başarıyla! işlenmiş olması beni çok ama çok korkutuyor? Mustafa Kemal düşmanlarının en büyük hamlesidir bu : O?nu O?nun üstünden yıpratmak ve toplum gözündeki değerini sıfırlamak? Kimse ?hayal ürünü bunlar?,?safsata?,?ütopya? vs demesin,gitsin izlesin? Gerekirse 2.3.4. defa? Kanıma dokunan çok şey var. Sinirden çok üzüntü duyduğum noktalar bunlar? Ama ha deyince yazılamıyor hepsi? Ve de şunu bilmek : Gerçeklerden bihaber olan ve de zihniyetlerinin değişmesi çok güç olan insanlarımız?
Atatürk?ün filmdeki bir cümlesi de destekliyor bunu : (şehirde kendisini görmeye ve selamlamaya gelen halkın gösterilmesi üzerine) ?Bu halk bizi yüceltmesini bildiği gibi,linç etmesini de bilir?

Kan kusuyorum?

Ama kızılcık şerbeti içmişimdir yahu..?

-------

her fikre saygım var tabii ki,bu genel bir yazıdır kimseye iğne,taş vs yoktur,isteyene sokulur veya atılır...
özelden ama...
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

can ben sana yazındaki bazı tezatlardan bahsetmek istiyorum,öncelikle diyorsun ki
Gösterimden önce medyada çıkan haberlerde Mustafa?nın,Atatürk?ün bambaşka yönlerini anlatan,O?nun da neticede bir insan olduğunun üstünde duran,geçmişteki projelerin kapsamı dışında kalan detayları günyüzüne çıkarmayı hedef edinen bir film olduğu üzerinde duruluyordu
fakat daha sonra diyorsun ki..

Milli mücadele yılları? İnanılmaz bir özveri ve emekle kazanılan savaşlar o kadar basit geçiliyor ki,sanki her şey sadece bir tesadüf..! Bu konuyla ilgili yazacak çok şey var ama cidden görülmesi gerek. Tüm yapılanlar sadece bir animasyonla geçiliyor,olay bitiyor falan. Yazık.
Milli mücadele yılları zaten daha evvle fazlasıyla işlenmedi mi,çanakkale zaferi,yunanların izmirde denize dökülmesi..bunları zaten yeterince detaylı olarak bilmiyormuyduk...
yine aynı şekilde
Cephelerde müthiş kahramanlıklar sergileyen Mustafa Kemal,her zaman en önde giden Paşa,karanlıktan korkan,aciz,korkak biriymiş gibi lanse ediliyor.
demişsin..
bence karanlıktan korkmak acizlik değil bir zaaftır ve bir insanın zaafları olması kadar doğal birşey yoktur..kaldı ki Atatürk başka birşeyden de korkuyor olabilirdi..

o yıllarda rusya'nın yardımları da cidden göz ardı edilecek şeyler değildir.
sonra Atatürk'ün zevklerinden fazlasıyla bahsedilmesi üzerinde durmuşsun,ben bunda bir sakınca görmüyorum,kuleli ye geldiği yıllardaki yaşı itibariyle kadınlaa ilgi duymasında hiç bir sakınca görmüyorum,yine aynı konuya değineceğim ama mesela bunu şu dönemde lise yıllarında olan gençleri baz alarak düşünelim,kız arkadaşlarının olması ne kadar normal karşılanıyor yada alkol almaları ne kadar normal karşılanıyorsa,Atatürk'ün ki de o kadar normal karşılanmalı,yani peygamberlerin bile yaşamları boyunca hataları olmuş,ki Atatürk'ün olmasıda çok doğal..

Atatürk'ün kişisel yanlarıyla bu ülke için yaptıklarını birbirilerine karıştırmamak gerek diye düşünüyorum.
?Mustafa Kemal çocukken yediği dayağın intikamını almıştı işte?.Yani Atatürk bu devrimi tamamen şahsi intikam duygularıyla ve kompleksleriyle yapmıştır,bikbikbik? Aferin devam?
ben medreselerin kapatılmasında kesinlikle Atatürk'ün şahsi bir intikamı olduğunu da düşünmüyorum..

yukarda film hakkında yaptığım ilk yorumda da dediğim gibi ülkemizde putlaştırılmaya çalışılan Atatürk'ü o kadar güzel anlatmış ki,Mustafa'nın da insan olduğuna hassas noktalarla değinilmiş bence..
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

İzlemeyenleri düşünerek filmin gösterime girmesinden belli bir süre sonra yorum yapmayı tercih ediyordum ancak gelinen noktada bir çok şey yazıldı. Dolayısıyla beklemenin de bir anlamı kalmadı.

En çok duygulandığım bölüm kuşkusuz "İzmir´in dağlarında çiçekler açar..." marşının söylendiği an. Onun haricinde Kurtuluş Savaşı sırasında en zor durumda kaldığımız anda -tarih boyunca uzak durmaya çalıştığımız, en büyük tehlikenin kaynağı olarak gördüğümüz- Rus´lardan gelen büyük yardımdan açık yüreklilikle bahsedilmesi.... Özetle böyle bir filmi çekmek cesaret ister, onun için takdir ettim.

Eleştireceğim noktalar ise; Milli Mücadele dönemine satırbaşları ile değinilirken son dönemlerini yalnız geçirdiği düşüncesinin çok uzun bir biçimde beyazperdeye yansıtılması. Ayrıca belgeselin son bölümünde Türkiye´de ve dış basında Atatürk´ün ölümü ile ilgili çıkan haberlere kısaca değinmek, yurdumuzda ölüm haberinin halkta bıraktığı izlere dair, Anadolu´da haberin nasıl duyurulduğuna ilişkin bilgiler vermek gerekirdi diye düşünüyorum.

Son olarak Can´ın eleştirilerine değineyim. Yakın geçmişte de Nazım Hikmet´in özel hayatına yönelik bir film (Mavi Gözlü Dev) çekilmişti. O filmde Nazım´ın kişiliğinin ön plana çıkarılmamasını eleştirmiştim ama Mustafa´dan sonra anladım ki bu tarz filmlerin içeriği buymuş. Burada belgesel yapımcısından çok medyayı eleştirmek gerekir. Halkı yanlış yönlendiren, beklentiler içerisine sokan aslında onlar. Ha Can Dündar sütten çıkmış ak kaşık mı, hayır. Sonuçta bazı bölümler Can´ın tezini doğruluyor.

Alkole olan yakınlığı, kadınlarla olan ilgisi vs bunlara fazla takılmadım. Çünkü filmi hangi gözle izlediğiniz (burada lafım Can Bulubay´a değil, O filmi eleştirel gözle izliyor) çok önemli, eğer Atatürk´ün yanlışlarını öğrenmek amacıyla izliyorsanız her daim bir şeyler bulabilirsiniz. Sonuçta kendisinin söylediği gibi ?O da bir insan en nihayetinde? Ancak o döneme ilişkin pek dile getirilmeyen bilgilere ulaşmaksa amaç Rus yardımı (nedense biz bu yardımı hep görmezden gelmeye çalıştık komünist bir ülkeden yardım aldığımız için) örneğinde olduğu gibi o da az çok yansıtılmış beyazperdeye.
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Can'ın eleştirilerine katılıyorum.

Eğer şu belgeseli ilkokula giden bir çocuk izlese Atatürkle ilgili izlenimi şu olur:Alkolik,sigara bağımlısı,kadınlara zaafı olan,yanlız ve umutsuz bir hayat.

Nazım belgeselinde de böyle yapmıştı Can Dündar.Hayatı mücadele ile hapisle geçmiş birini o kadından bu kadına sıçrayan içip içip Moskova sokaklarında gezen bir şair gibi tanıtmıştı.

O yüzden bu denli övülecek bir belgesel oldugunu bende düşünmüyorum."Tekrar tekrar izlemek gerek,herkes izlesin,Can Dündara helal olsun yine yapmış yapacağını,10 üzerinden 10 veriyorum" tarzında yorumlara bencede hiç gerek yok.Çünkü sinemada izlemeye degecek birşey yok ortada.
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

biz sadece bu filme bağlı olarak tanıtalım Atatürk'ü demiyoruz ki..
 
Re: "Mustafa" Belgeseli (29 Ekim 2008)

Esra ;

ilk alıntıma değineyim...
orada kastettiğim,Atatürk'ün kişiliğine geçmişteki projelere oranla daha fazla değinileceğiydi...
evet bunlar yapılırken de ya Milli Mücadele yıllarını direkt olarak es geçecektin,ya da azımsanmayacak bir süre ayıracaktın,hata burada.öyle harita üzerinde animasyonlar gerçekten çok komik ve acıydı.ve bu da bana fazlasıyla dokundu ki yazma gereği duydum,yani bir çelişki olduğunu kesinlikle düşünmüyorum,bir daha oku demeyeceğim yorulma tabii ki ama takıldığım gerçek noktanın bu filmi hazırlayanların niyeti olduğunu bil,daha iyi özümsersin meseleyi...

ikinci alıntıya gelince...
orada da bir insanın zaaflarının gösterilmesine değil tepkim.sadece o zaaflara bitmek tükenmek bilmeyen vurgular yapılarak,akabinde de gösterdiği kahramanlıkların çok basit şekilde geçiştirilmesiydi.

rusya'nın yardımlarını gözardı ettiğimi hatırlamıyorum...

kuleli yıllarındaki çapkınlıklara,aylaklıklara da en ufak bir sözüm olmazdı adam gibi gösterilseydi.sözkonusu olan 18 19 yaşında bir genç sonuçta. ama bir dersin iki dersin,üçüncüsünde "noluyor lan" derim ben açıkçası. yani nasıl anlatsam bilemiyorum,niyeti ta başlarda çözdüğüm için daha bir dikkatle izledim ve normal ölçülerden çok daha aşırı derecede "zevk düşkünü" olarak lanse edildi,midem bulandı. yoksa o kadar kör değilim.en azından tatmin olman açısından onu putlaştıran kesimden olmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim...

son olarak da şu sözlerine "yukarda film hakkında yaptığım ilk yorumda da dediğim gibi ülkemizde putlaştırılmaya çalışılan Atatürk'ü o kadar güzel anlatmış ki,Mustafa'nın da insan olduğuna hassas noktalarla değinilmiş bence.." katılmadığımı bil bari bunca diyalogdan sonra .) Atatürk'ün kişiliğie ve iç dünyasına yapılan vurguları en beğendiğim sahne-ya da tek diyeyim- sofra da şarkı söylenirken duygulanması ve ölümünü düşünmesiydi,çok dokundu...

gerisi mi...
fos efendim fos...
ayrıca herkesi kendiniz gibi,Atatürk'ü bilen,devrimlerini kavramış,O'na gerçekten inanmış kişiler gibi görmüyorsunuzdur inşallah...
zira yurdum gençliğinin aklı çok başka yerlerde,ne desen kanacak vaziyette...
sorgu 0,empati 0,fikir 0,tip 0 =)

tekrardan saygılar...

dipnot : öküzlük yapılmayan,karşıdakinin at gözlüğünü çıkarmadığı,taraflara yeni fikirler ve tecrübeler kazandıracak her tartışmaya açık olduğumu ve bundan zevk aldığımı önemle bildiririm,saygılar sunarım,teşekkür ederim...
 

Üst