Sevdiğiniz şarkı sözleri

Tamirci Çırağı/Cem Karaca

Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
Ümit gönlumun ekmeği umar ha umar umar
Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları
nerelere gizlesin şu avucun nasırları

Otomobili tamire geldi dun bizim tamirhaneye
Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
Ayağında uzun etek dalga dalga saçları
Ustam seslendı uzaktan oğlum al takımları

Bir romanda okumuştum buna benzer bir seyi
Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bır kıtaptı
Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
Yine böyle bir durumda tamirci cırağına

Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
Arkası puslu aynamda taradım saclarımı
Gelecekti bugün geri arabayı almaya
O romandaki hayali belki gercek yapmaya

Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan
Arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri
Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

Çekti gitti arabayla eksozuna boguldum
Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır dogruldum
Ustam geldı sırtıma vurdu unut dedı romanları
İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları
 
Ayna-Garibim


Garip Sofrasında Kara Ekmek Tarhana
Garip Yüreğinde Aşk Düşmüş Taa En Sona
Garibim sende gül biraz ..
AÇIZ BİZ BİLİYORUMMMMMMMMMMMM
AŞKA,DOSTLUĞA,KARDEŞLİĞE AÇIZ !!!
 
Al bu gözler , yine senin olsun
Al bu kalbim, yine senin olsun
Al bu sözler ,yine senin olsun
Al bu eller , yine senin olsun
Ben senin kölenim
Sen benim efendim
Al bu şarkı yine senin olsun
Dans et benimle...
 
Ahmet Kaya - Yakarım Geceleri

Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Aslı bende kalacak
Bizi hasret saracak
Bulutlar çıldıracak

Ayrılık başımı döndürüyor
Kavuşmayı özlettin
İntiharlar kuşandım
Bu aşkı sen kirlettin

Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerimi tutmazsan gülüm
Yatamam geceleri

Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
Kahrı bende duracak
Sende ihanet gülüm
Bende matem kalacak

Bu aşkın efkarı şarkılarda
Yüzün bende solacak
Bizi zaman yenecek
Ve anılar kalacak

Geçtim borandan kardan
Yitirdim bahçeleri
Ellerimi tutmadım yar
Yatamam geceleri
 
HOŞÇAKALIN GÖZÜM..

Nedir bu başımdaki felaket
Kırk yıldır sefalette bu ahmet
Kefenimi alın dikin bir zahmet
Gömün beni, gömün beni bir başıma

Susamıyorum, susamıyorum
Elimde değil susamıyorum

-şiir-

Hele bir ışıklar sönsün
Hele bir kapansın kapılar
Sular durulsun
Bıçak atacağım daha 12'den

Kısa devre yapsın kalbim
Ellerim inatla dökülsün cigaraya
Dağlarda ay büyüsün
Sular köpürsün
Sen beni o zaman gör

Hele küssün meydanlar
Dehşetin oğlu gülsün
Ağır bir köpek karanlığı
Ve tüm mayınlar patlasın
Sen beni o zaman gör

Kaldırımlara yağmur dökülsün
Dağılsın dişlerimde gülüşler
Kaybettiklerim bir dönsün
Sen beni o zaman gör

-2-

Yalnızlık ne demek
Kül olsun uykular
Kuşlar silinsin gözlerimden
Sen beni o zaman gör

Saçlarımda kırılsın kar
Baştan çizilsin uçurumlar
Kırılsın camlar
Sen beni o zaman gör

Ahmet Kaya
 
Murat Yılmazyıldırım(Düş Sokağı Sakinleri)

Gözyaşına dök yağmuru
Düş uçacak bahara doğru
Yollar açılıp konuşacak
Mutlu edeceğim yokluğunu

Huyumdur hep ölürüm
Nice aşklara bölünürüm
Ayımdır hep tutulurum
Nice ışıkla korunurum

Hüzün kovan kuşu gelmiş
Gecenin yanağına konuvermiş
Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş

Dışım içimden gelir
Yani gölgem kendimden
Aşktır ölümden güzel olan
Bak ve gör yaşam düşlerdedir

Huyumdur hep dirilirim
Nice dağlardan dökülürüm
Ayımdır hep kararırım
Nice öpüşle aklanırım

Hüzün kovan kuşu gelmiş
Gecenin yanağına konuvermiş
Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş

Bu adamın şarkıları bir başka ya...
 
sözleri ve müzigi yorgos theofanous'a ait antonis remos sarkisi.
yunanca sözleri asagidaki gibidir:

koitao palies fotogragies
mikres dikes mas istories
hamogela pou kleistikan s'ena harti
diavazo kartis, grammata sou
kai sto psigeio simeomata sou
ki ap'o, ti se thimizei pairno zoi

ma den teleiosame
den ginetai sou leo, den teleiosame
to hrono apla gia ligo ton pagosame
ayto thimamai, auto eipes prin hatheis
kai mou to orkistikes
ma ap'ti zoi mou tora eksafanistikes
gia tin agapi mou pote den peistikes
... ma akoma den teleiosame emeis

tragoudia grafo pou ponane
ki apo ta matia mou kilane
dyo kataigides dakrya pou se zitoun
ki otan i nyhta ksimeronei
tromazo an den eisai moni
ki an alla heili gia "kalimera" se filoun

ma anteho akoma kai as ginomai lioma
pligomeni kardia mou, kane ypomoni
ma antexho sou leo as htipiemai, as klaio
mesa stin agkalia mou kapoia mera tha'erthei.





türkçe meali yaklasik asagidaki gibidir

eski fotograflara bakiyorum
bizim küçük öykülerimize
bir kagida hapsolmus tebessümlere
kartlari okuyorum, yazilarini
ve buzdolabindaki notlarını
ve seni hatirlatan her ne varsa orda hayat buluyorum

ama daha bitirmedik
olmuyor diyorum sana, bitirmedik
sadece zamani biraz dondurduk
bunu hatirliyorum, bunu söyledin ortadan kaybolmadan önce
ve bunun çini bana yemin ettin
ama simdi yasamimdan yok olup gittin
hiç ikna olmadin sana olan askim konusunda
... ama hala bitmedik biz

acıtan sarkilar yaziyorum
ve gözlerimden yuvarlaniyor
seni arayan gözyasindan iki sel
ve gece güne agarırken
ya yalniz degilsen diye korkuyorum
ya baska dudaklar sana "günaydin" öpücügü veriyorsa diye.

ama eriyip bitsem de dayaniyorum hala
sabret, yarali yüregim
yaralansam bile dayaniyorum diyorum, birak aglayayim
bir gün o gelecek kucagima.
 
Ezgi'nin Günlüğü-Aşk Hiç Biter Mi?

Aşk bitti
Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti
Aşk bitti
İçimden sanki bir şeyler kopup gitti
Aşk hiç biter mi
Hiç bir şey olmamış gibi
Boşlukta kaybolup gider mi
Aşk hiç biter mi

Kalır adımızla
Bir sokak duvarında
Bir ağaç kabuğunda
Bir takvim kenarında
Kalır bir çiçekte
Bir defter arasında
Bir tırnak yarasında
Bir dolmuş sırasında
Kalır bir odada
Bir yastık oyasında
Bir mum ışığında
Bir yer yatağında
Aşk hiç biter mi

Kalır dilimizde
Yinelenen bir şarkıda
Bir okul çıkışında
Bir çocuk bakışında
Kalır bir kitapta
Bir masal perisinde
Bir hasta odasında
Bir gece yarısında
Kalır bir durakta
Yırtık bir afişte
Buruk bir gülüşte
Dağılmış yürüyüşte
Aşk hiç biter mi

Kalır bir sokakta
Bir genel telefonda
Bir soru yanıtında
Bir komşu suratında
Kalır bir pazarda
Bir kahve kokusunda
Bir tavşan niyetinde
Bir çorap fiyatında
Kalır bir yosunda
Bir deniz kıyısında
Bir martı kanadında
Bir vapur bacasında
Aşk hiç biter mi
 
bu aşk,
bizi nereye kadar savurursa..
o kadar acıtacak canımızı,
ama olsun..
daldır elini göğsüme,
al kalbimi!
bul damarımı, bas ilacı!
dindir acımı!

çok mutluyum şu anda..
ellerim vücudunda..
umurumda değil artık dünya!

son defaymış gibi kaybederken kendimi,
en ucuz şaraplarda..
son defaymış gibi kaybederken kendimi,
sırılsıklam vücudunda..

eğildim,
öptüm dudaklarından..
saç telin vücudumdan küvete aktığında,
içindeyim içimdesin, anladım..
aşk kanımda,
kasıklarımda..

çok mutluyum şu anda..
ellerim vücudunda..
umurumda değil artık dünya!

son defaymış gibi kaybederken kendimi,
en ucuz şaraplarda..
son defaymış gibi kaybederken kendimi,
sırılsıklam vücudunda..

güneşteyim eriyor balmumum..
sapır sapır dökük kanatlarım..
aksın bacaklarından,
oluk oluk..
milyonlarca doğmayacak çocuklarım!
 
Al gönlümü bir kuru dalla bir tatlı sözle
her vuruşunda kalbim ağlıyor ağlıyıyor ince ince
Ses ver sana zalim demeye dilim varmıyor
Ah aşk affedilmişliğine minnet et diyor

Senin eşin bir benzerin yok
ben aşkı sende bildim
Zulümlerin hüzün vermiyor
Önce Allah sonra sensin

Gözlerinde bıraktım aşkı, sevdayı
yok diyemem hiç bir şeye değişemem ki bu rüyayı
sende öyle bir yürek var ki bu dünyayı yak istersen
geri dönüş kaçınılmaz olur aşk gözlerimdeyken

Gel, benim baktığım yerden bir bak kendine
Gör, hayatımın senden öncesi hatırlanmıyor bile
Sus, söylemediğin sözleri duydum saydım üzülme
Biz, iki kişilik bir dünya yarattık ya seninle



Yani hayatımın şu günlerini yazmak istesem bundan daha iyisi olmazdı.
 
Gittin, kanadı kırık kuştum
Sustum, sözlerine küstüm
Hani kırılırsın siyaha
Nöbet nöbet geceler boyunca,
Dün güne dize gelince,
Yürek acılara doyunca,
O tez dönüsün gec olunca,
Kendime tahammülü öğrendim..
Kördüm, bilendim, seni unutmayı öğrendim..
Sen yoktun ben yalnız kalmayı öğrendim,
Acıya duvar gibi durmayı ögrendim,

Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi,
Köksüz, bağsız durmayı öğrendim..
Vazgectiysen hep sağnak yağışlarımdan,
Vazgectiysen bitmek bilmez kışlarımdan,
Korkma kimseye ödenecek borcum yok,
Yok saymayı ben senden öğrendim..



Funda Arar Senden Öğrendim.
 
Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is
Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz
Beni bilimle anla iki gözüm , felsefeyle anla
Ve tarihle yargıla

Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana
Geceler çok karanlık , gel düşümdeki sevgilim
Ay ışığı yedir bana

Ahh...ben hasrete tutsağım , hasretler tutsak bana
Bıyığımdan gül sarkmaz , bıyık bırakmak yasak bana
Mahpus bana, sus bana , yağlık ilmek boynuma
Sevgili yerine , koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım

Ve sonra sabırla beklerim , bulutları çekersiniz üstümden
Suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız
Ve o güzel geleceği getirirsiniz bana

Ölüm tanımaz işte o zaman sevgim
Tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum
Gözlerimde güneş koşar
Ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma

Duygu bana, öykü bana , roman gibi her an bana
Hücremde yalnızım gel , gel düşümdeki sevgilim
Soyunup hazırlan bana

Biraz sonra asmaya götürecekler beni
Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni
Hoşçakalın sevdiklerim

Dört mevsim , yedi kıta , mavi gök , bütün doğa hoşçakalın
Hoşçakalın sevdalılar
Çocuklar , üniversiteliler , genç kızlar
Sonsuz uzay , gezegenler ve yıldızlar , hoşçakalın

Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları
Sevda türküleri ve şiirler
Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler
Dağlarında yürüdüğümüz toprak
Yalın ayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın

Hoşçakalın ağız tatları , sıcak çorbam , çayım , sigaram
Havalandırma sıram , banyo sıram, kelepçe sıram
Parkamı , kazağımı , eldivenlerimi , ayakkabılarımı
Ve kalemimi , ve saatimi
Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
Hoşçakalın , hoşçakalın

Dostum bana , sevdam bana , soluğunu geçir bana
Uyku tutmuyor gözüm , anılar sıraya girdi
Gel anne süt içir bana

Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar
Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar
Yedi bölge, dört deniz , yedi iklim , altmış yedi şehir

Okullar , mahalleler , köprüler , tren yolları
Deniz kıyıları , balıkçı motorları , takalar
Asfalt yolları boyu dizilmiş fabrikalar
Ve işçiler ve köylüler.... hoşçakal ülkem

Hoşçakal anne , hoşçakal baba , kardeşim
Hoşçakal sevgilim , hoşçakal dünya
Hoşçakalın dünyanın bütün halkları

Sınırlı olmayan mekâna
Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben
En sevda halimle , en yaşayan halimle , gidiyorum dostlarım
Hoşçakalın , hoşçakalın...

Beni yaşamımla sorgula iki gözüm
Beni yüreğimle , beni özümle
Bilimle anla beni , felsefeyle anla beni
Tarihle anla beni , ve öyle yargıla


Beni Tarihle Yargıla-Ahmet Kaya
 
Ne bir ses ne de haber gelmiyor artık senden
Öylece kalakaldım da deli hasretimle ben
Bir yabancı selamın ile hüzünlere daldım
Kendi ellerimle ben beni kederlere saldım
Sonunda bir oyuncak kara sevda aldım senden
Yani değişmedim hala öyle biraz çocuk kaldım

Yok öyle el gibi soğuk durma gül biraz
Sana gülmeler yaraşır
Yok öyle güz gibi soğuk olma
Güz ayrılık taşır

SEZEN AKSU - EL GİBİ
 
Osman Öztunç - Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu.
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse,
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse,
Her şey silinip kaybolurken nazarından,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse?

Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince,
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince,
İçimdeki azgın devi rüzgârlara attım,
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.

Gözler ki birer parçasıdır sende İlah?ın
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin
 
Alperen Kaplan' Alıntı:
Selçuk Abi besteci Osman Öztunç olsa da şiirin sahibi Atsız'dır.

Belirtmek istedim. :)
biliyorum alperen ben yorumcuyu yazdım zaten :) bu şiiride sana gelsin

Osman Öztunç - Mevlana
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım

Alemin bal şerbetinden bana ne
İşte ölümde benim ayran tasım
Ne malım, mülküm var benim, ne azığım
Ben genede senin malın mülkün olsun diye çalışırım
Senin başını sokacak bir yerin olsun diye,
Senin bir dikili ağacın.
Ama hürriyeti kulluğa taş çatlasa satmam

Kusuruma bakmayın benim dostlar
Bağışlayın beni,
Ben; davullara, bayraklara aldırmayan
Bir padişahın yoluna düşmüşüm
Deli-divane olmuşum
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben
Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi
Ama yok ta sayılmam hani
Var olan birşeyim ben
Hadi ben bensiz geleyim, sen sensiz gel
Ne varsa şu ırmağın içinde var
Soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa hadi
Bu kupkuru yerde sitemden gayri ne gördük
Bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri
Bu ırmakta ne ölmek var bize
Bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan
Bu ırmak iyilikten cömertlikten ibaret
Durma, çabuk gel !
Gelmem deme
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır
Senin şanına sadece gelmek yaraşır dostum.
 
Dardayım yalanım yok
Baskın yedim gün gece...
Örselendi aşklarım üstelik
Bir uzak diyardayım...

Günaydın anneciğim, günaydın babacığım
Yine sabah oluyor
Evde sabah olmaz deme
Orda günler geçmez deme
İçime sancı doğuyor...

"Yüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum
Sıkıldım dertlendim dostlarımla buluştum
Bugün de ölmedim anne.

Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugün de ölmedim anne.

Üstüme bir silah doğruldu sandım
Rüzgar beline dolandığımda bir dal
Korktum, güldüm, kendime kızdım
Bugün de ölmedim anne

Bana böylesi garip duygular
Bilmem neye gelir nereye gider
Döndüm işte
Acı yüreğimden beynime sızar
Bugün de ölmedim anne.


Günaydın Anneciğim,Günaydın Babacığım...
Ahmet Kaya
 
Osman Öztunç - MEHMEDİM

Gayrı anlatılmaz bu savaş bence
Dağ taş konuşmuştu kendi dilince
Hücum diye bir ses duydum ilk önce
Sonra Allah Allah dedi Mehmedim

Ne ana ne sıla ne yar hayali
Bir gör mehmetteki kükremiş hali
Kırpmadı gözünü yağmur misali
Mermi yedi havan yedi mehmedim
Can askerim

Öyle bir ihlas öyle imanki
Secde eder cümle can ve bitki
Bir temmuz akşamı allah şahitki
Şaha kalkmış vatan idi mehmedim

Bu akşam yıldızlar saramış gibi
Tepeler titreşir hava kış gibi
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi
Omuzlamış bir mehmedi mehmedim
Can askerim



İçimiz Kan Ağlıyor
 
Ona hergün rastlardım kuyruğun bir ucunda

Bir minibüs parası sımsıkı avucunda

Uykusuna doymamış kırpışan gözleriyle

Anlarsa baktığımı başı inerdi öne

Bildiğim kadarıyla ölmüş anne-babası

Okulundan koparıp işe koymuş ablası

Ne rüyalar görürdü kim bilir yol boyunca

Hep gülümserdi yüzü ansızın uyanınca

Bir minik kız çocuğu saçları darmadağın

Yollarda yalın ayak üşürüşür üşür elleri

Meraklandım bir kaç gün durakta görmeyince

Tanıyanlar söyledi inanmadım ilk önce

Dalmış bir gün rüyaya mavi önlük içinde

Fabrika değil sanki bir okul bahçesinde

İşte o an dişliler kapmış iki elini

Böyle ödemiş yavrum rüyanın bedelini

Tebessüm donup kalmış ağzının kenarında

Soluvermiş minik kız henüz ilk baharında

Bir minik kız çocuğu bir minik kuş yüreği

Ölümün kucağında üşür üşür üşür elleri


BİR MİNİK KIZ ÇOCUĞU - AHMET KAYA

Üstadın o kadar çok parçasını dinledim ve o kadar çok parçasından etkilendim ki.
Ama hiçbir parçasından bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.
Dinlemenizi tavsiye ederim. Belki müziği kulağa çok hoş gelmeyebilir ama sözleri bitiriyor insanı..
 

Üst