Ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten..
Bir yandan herşeye rağmen şükür şu ballıları sevindirmedik diyorum diğer yandan da kaçan golleri, hele hele son dakikada direkte patlayan golü düşünüp kahroluyorum...
Gerçekten adaletin yok futbol...
Fenerbaçe'nin ne bir sistemi ne de bir oyun anlayışı vardı.
Pardon tek bir anlayışları vardı o da ortamı germek ve ballarına güvenmek.
Başta Melo olmak üzere takımımızın üzerine oynadılar attırmak için.
Hele o Mehmet Topuz'un Melo'ya yumruk atarak kendini yere bırakmasını Allah'a havale ediyorum, midem bulandı yemin ediyorum.
Üstüne utanmadan bir de Melo'yu tartakladılar.
Ama görünen o ki Fatih hoca bunları önceden kestirip futbolcularımızı tahrike kapılmamaları konusunda uyarmış, hiç tahriklere gelmedik.
Fenerbahçe'nin attığı gollere söyleyecek söz bulamıyorum. Pozisyona girmeden 2 gol attılar hem de mucizevi goller.
İlk golde top outa çıkarken birden içeri falso aldı ve sahada kaldı, üstüne Sow 100 kere vursa en fazla 1 kere atabileceği bir gol attı.
15. dakika Ujfa'nın çevirdiği top en olmadık yere giderek Alex'in önünde kaldı ve o da o mesafeden topu 90'a yolladı. Merak ediyorum bir daha atabilir miydi o golü...
Ve maç 15. dakikada başladı.
Geri kalan 75 dakika boyunca Fenerbahçe'yi kelimenin tam anlamıyla ezdik.
Tel tel döküldüler resmen sahada.
Selçuk İnan muhteşem bir futbol oynadı, nazar değmesin koca yürekli Aslan'ıma. Her halinden belliydi Fenerbahçe'nin o meşur balına isyan ederek oynadığı, çok hırslıydı... Özellikle 2-0'dan sonra..
Hani girdiğimiz pozisyonların haricinde atamadığımız o kadar basit son paslar vardı ki... Hepsi %100'lük gol pozisyonu olurdu..
Ayrıca bir topumuzu da Emre Belözoğlu çizgiden çıkardı.
Yine de 2-2'yi bulduk müthiş baskımızla.
3. golü de galibiyeti de hakettik ama malesef direk izin vermedi..
Bir yandan kahrolsam da herşeye rağmen şükrediyorum.
Bu arada Bülent Yıldırım'ın ilk yarıda da ikinci yarıda da süreyi bitirdiği pozisyonlara söyleyecek söz bulamıyorum.
Resmen artık onun da yüreği kaldırmadı baskıyı, panik halinde düdüğünü çalarak bitirdi maçı..
Ayrıca bir Emre Belözoğlu klasiği, ne hikmetse atılmadı..
Yobo'nun Elmander'in suratını parçaladığı pozisyon konusunda hepimiz hemfikirizdir herhalde, o dirsek net kırmızı karttır.
Ama bırakın kartı Bülent Yıldırım faul bile çalmadı, üstüne yine bir şekilde Baroni'nin önünde kalan top! az kalsın gol oluyordu. Resmen golü verecekti orada!!!
Merak ediyorum, 90 dakika boyunca onca küfür edildi, Fatih Terim'in, Hasan Şaş'ın kaşı yarıldı!!! Bakalım kaç maç saha kapatma cezası alacaklar!
Ama pardon... Ne saha kapatması, ceza alacaklar mı acaba?
Neyse bugünki tablodan sonra bir kez daha Galatasaray'lı olduğum için gurur duydum. 2 takım taraftarı arasında dağlar kadar kalite farkı var...
Bu arada koreografileri muhteşemdi
.
Son olarak inanmayacaksınız ama Cafe'de maçı etrafımda izleyen birçok Fenerbahçe'li helal olsun dedi bizim takıma..
Ben ilk kez şahit oluyorum onlardan böyle insani davranışlara
.
Aykut Kocaman'a ağza alınmayacak küfürler ettiler, harbiden ama teknik direktörün "t" si olamaz Aykut efendi
.
Artık Fenerbahçe'liler bayramlarını doya doya kutlayabilirler, 1 puan almayı başardılar Galatasaray'dan...
Bu arada şimdi bir arkadaşım telefonda söyledi, maç sonu tribünler Aykut istifa diye bağırmışlar, doğru mudur arkadaşlar?