Hazırlık maçları boyunca -Karadağ maçları hariç- kötü oyunun gösterilmesi, Şampiyona başlangıcı için elbette endişelendirici bir faktördü. Bu formsuzluğun ışığında, ilk maçın Portekiz olmasının bize avantaj getirdiği bir gerçek. Nihayetinde, sergilenen kötü oyunun getirdiği moral ve güven sorunu takımda mevcuttu. Bu iki olgunun maç sonunda kazanılması, oynanan oyun kalitesinin daha önünde bana kalırsa. Portekiz hem basketbol hem de ilerisi için kıstas alacağımız bir rakip olmadığından, psikolojik etmenlerin iyileşmesi beni daha çok sevindirdi. Bunun devamının da İngiltere ile gelmesi daha güzel, bir kademe daha sert bir basketbol göreceğiz karşımızda ama oldukça kötü gelinen bir Şampiyona'ya 2/2 ile girmek, her takımın isteyeceği bir şeydir muhakkak.
Parkede sergilenen performanstan yola çıkarsak, ilk 4 dakikada sergilediğimiz temposuz ve yaratıcılıktan uzak oyun ilerisi için başımızı ağrıtacak önemli bir sinyaldi. Bu durumdan Hidayet'in isabetli dış şutları ile kurtulmamız ise aynı paralellikte pozitifti. Hidayet'in gidişatın farkında olup sorumluluğu arttırması hazırlık turnuvalarında görmediğimiz bir reaksiyondu. Burası maçta attığımız ilk adımdı, devamını ise kenardan gelen Enes getirdi. Girdiği ilk andan itibaren dominant görüntüsü maçı kolay hale getiren faktördü. Bu görüntüsü bizim için oldukça umut verici keza hücumda böylesine etkili bir Enes takımın gücünü iki katına çıkarıyor. Enes'in bu etkili dakikalarında, Emir'in oyun görüşünü de atlamamak gerek. Ondan beklenilen de tam olarak bu. Oyun aklını gösterdiği her maç takıma katkısı daha da fazla olacaktır, bunun net örneklerini bugün gördük. İkinci yarıya, Ender & Emir & Enes ile başlaması Orhun Ene'nin iyi bir hamlesiydi. Enerjinin hiç eksik olmaması, farkı bir anda 20lere çekerek maçın antrenman temposuna dönmesini sağladı. Bunun devamını konuşmaya gerek yok, as oyuncularımızın dinlemesinin getirdiği avantajın dışında.
+'lar; Hidayet'in ilk başta öne çıkması ve liderlik vasfını yerine getirmesi, Ömer Aşık'ın savunmada olağanüstü işlerin altına imza atması ( özellikle yapılan penetreleri potadan uzak tutması, blokları. ) , Enes & Emir ikilisinin kenardan getirdiği katkı ve rollerinin iyice belirgin hale gelmesi, savunmada bir bölüm hariç gösterilen direnç ve elbette takımın tekrardan kazandığı moral ve güven duyguları.
-'ler; Maçın başındaki temposuz ve yaratıcılıktan uzak oyun, ikinci periyot farkı açtığımız dönemde savunma anlayışımızın gevşemesi, ki bu ilerisi için kötü bir sinyal, Ömer Aşık'ın olmadığı dakikalarda savunma sertliğinin bir anda düşmesi, verilen 16 hücum ribaundu.
Güzel başlangıç, olabilecek en iyi senaryo. Takımın kötü anıları aklından silmesi için Portekiz ile Şampiyona'ya başladığımız için gerçekten şanslıyız. Bugün psikolojik etmenler dışında her şeyi unutmalıyız, sonuçta karşımızda hiç bir basketbol doğrusunu taşımayan bir takım vardı, hızlıca unutup konsantrasyonu sağlamamız lazım. Takımımıza tebrikler, devamının da gelmesini diliyoruz.