“EuroCup’u alıp doğrudan Euroleague’de oynayacağız. Bakalım onu nasıl engelleyecekler.”
2 Kasım 2015 akşamı tamamı dolu tribünler önünde, güzel oyunla gelen Fenerbahçe galibiyetinden sonra hocamız Ergin Ataman’ın adeta bugünleri düşlediğinin belki de kelimelerle ifade ediliş hali.
Ne zaman Ergin Ataman’la, Galatasaray’la ilgili sezonu anlatan bir yazı yazmaya kalksak, o sezonun ne kadar enteresan hikayelere sahne olduğunu yazmadan cümlemize başlayamıyoruz. Yine o sezonlardan birisi, üstelik geçen sezonun aksine, mutlu sonla bitmesi daha yakın olan bir yıl..
90’larda Galatasaray Basketbol’unu gerçek anlamda yaşayanlar dışında o yıllara dair pek bir bilgimiz yok. Ama “Yenilmez Armada” efsanesinin başladığı yıllar dışında, Galatasaray Basketbolu yeni bir efsane kazandı. Her türlü sıkıntıya göğüs geren, Galatasaray için antrenörden daha fazlası, içimizden birisi Ergin Ataman.
Ergin Ataman’a teşekkür etmek istiyorsam, 23 yıl aradan sonra getirdiği şampiyonluk için değil. Basketbol takımının kazandığında sanki dünyanın en mutlusuymuşum gibi kaybettiği günün ertesinde, sanki hayatımdan bir şeyler eksilmiş gibisine derin duygular yaşıyor olmam sebebiyle teşekkür etmek istiyorum.
Kadrosunda 14 oyuncusu, yardımcıları, kendisine inanan ailesi ve bizlerden başka kimsesi olmayan bir hoca, Galatasaraylılık duygusundan yoksun reklam peşinde, en önemli maçın olduğu gün bile şubeyi küçültmekle tehdit eden bir yönetime karşı kalkacak bir kupada daha Ergin Ataman’ın izleri olacak.
Galatasaray Basketbol’una dair bir kitap yazacak olsak Ergin Ataman sözleri bu kitabın yarısını süsler. Geldiği gün söylediği “biz burada sevilmek için yokuz, Galatasaray’ı şampiyon yapmak için varız” sözü hala kulaklarımda.
Hocamızın dediği gibi biz burada şampiyon olmak için varız ve şampiyon olacağız!
Furkan Dillice