ErrickMcCollum ile sözleşme uzatmayıp yolların ayrılmasından sonra guard arayışlarına başlayan Ergin Ataman, aradığı oyuncuyu Amerika’da buldu: RUSS SMITH!
OYUNCU PROFİLİ
BOY: 1.83
KİLO: 75
YAŞ: 25 / 19.04.1991
POZİSYON:Guard
LİSE: South Kent School
KOLEJ:Louisville
NBA DRAFT:Philadelphia 76ers – 2.TUR – 47.SIRA
KOLEJ YILLARI
2010 yılında Louisville kolejiyle NCAA kariyerine adım atan, okula girdiği ilk senede Dieng, Siva, Kuric gibi oyuncular ile aynı formayı giydi. Freshman sezonunda pek varlık gösteremedi. Sophomore sezonuyla beraber ivmesini yukarı doğru çekmeye başladı. Sophomore sezonunda, 21.5 dakika ile takımın en çok süre alan 6.oyuncusu konumundaydı ve Sophomore sezonunda 11.5 sayı ile takımın en skorer ikinci ismi oldu. 3.sezonu, yani Junior sezonu onun adına harika geçti. 18.7 sayı ortalamasıyla oynayan, takımının en skorer ismi olan Smith, Louisville’in şampiyonluğunda büyük bir pay sahibi oldu. NBA scoutları, Junior sezonunu çok formda geçiren Russ Smith’i daha da yakından takip etmeye başladı. Smith, Senior sezonunda, Siva’nın da mezun olmasıyla liderliği iyice eline aldı ve takımının 18.2 sayıyla skor lideri, 4.6 asist ortalamasıyla da asist lideri oldu.
SAHA İÇİ ŞUT YÜZDESİ
Freshman: %34.1 FG
Sophomore: %35.6 FG
Junior: %41.4 FG
Senior: %46.8 FG
FRESHMAN – SOPHOMORE – JUNIOR – SENIOR / GENEL İSTATİSTİKLER
SAYI: 2.2 – 11.5 – 18.7 – 18.2
ASİST: 0.8 – 1.9 – 2.9 – 4.6
RİBAUND: 0.4 – 2.5 – 3.3 – 3.3
TOP ÇALMA: 0.8 – 2.2 – 2.1 – 2.0
TOP KAYBI: 0.8 – 2.3 – 2.7 – 2.8
NBA / D-LEAGUE
Smith, Philadelphia tarafından seçilmesinin ardından draft sabahında New Orleans Pelicans’a takas oldu. Ocak ayına kadar Pelicans’ta kaldı. Ardından Memphis’in yolunu tutan Smith, 2014-2015 sezonunda istediği süreleri hiç bulamadı. Bu esnada D-League’de oldukça fazla dakikalar aldı. Kendini gösterip NBA’de barınmak istedi ama özellikle fiziği yüzünden NBA’de istediğini bulamadı. 2015-2016 sezonunda da Memphis formasıyla NBA’de dakikalar aradı ama yine bir önceki sezonki gibi süre bulamama sıkıntısını yaşadı. Bu esnada yine D-League’de oynadı. Smith’in D-League performansı, göze hoş gelen istatistiklerle dolu. Bir maçta 65 sayı atması, 30 sayı-18 asistlik performansı gibi göze çarpan maçları ve istatistikleri mevcut. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmadan Smith’in oynadığı maçların kayıtlarından aldığım izlenimler doğrultusunda hücum ve savunma performansına geçelim…
HÜCUM
1) Delicilik: Kısaca özetlemek istersek, inanılmaz bir delici. Sağdan, soldan, tepeden, sahanın herhangi bir yerindeyken kendine koşacak bir an ve bir alan bulduğu anda çembere gitmekten çekinmiyor. Göz açıp kapayıncaya kadar topla çembere gidebiliyor. Aslına bakarsak, Ergin Ataman’ın kurmuş olduğu yapıya uyan oyun kuruculardan biri, Smith. Temmuz ayının 26’sına kadar konuştuğumuz “takımın birincil eksiği delicilik” cümleleri, Russ Smith ile silinecek ve delicilik sıkıntısı çözüme kavuşacak…
2) Oyun Görüşü: Oyun görüşü penceresine birkaç farklı açıdan bakabiliriz fakat oyun görüşüne asla kötü diyemeyiz. Deliciliği sayesinde forvetlere rahat bir konfor alanı sunması ve o pası forvetlere aktarabiliyor olması, Ergin Ataman’ın hücum çeşitliklerinden biri olacaktır. Ayrıca Ergin Ataman’ın verdiği özgürlük ile birlikte oyun içi dengeyi kurabilecek bir basketbol aklına sahip olan Russ Smith, ikili oyunlarda da kötü değil. Yüksekten oynadığı ikili oyunlar ile hücumda pasörlüğünün de iyi bir seviyede olduğunu ortaya koyan Smith’i bu sezon sık sık DeonThompson, Tyus ve Krstic ile, temennim, uyumlu bir biçimde göreceğiz.
3) Transition Hücumlar: Bu sezon sıklıkla görebileceğimiz bir durum. Özellikle Tyus ile birlikte yaptıkları koşularda rakibin kabusu olabilirler. Russ koşmayı seviyor, yüksek tempoda basketbol oynamaktan zevk alıyor. Elbette, Smith’in yüksek tempoyu kontrol etmesi konusunda herkesin kafasında soru işareti bulunmakta. Smith’in, yüksek tempo/dengesizlik oranını kurmakta sıkıntı yaşadığı söylenemez. Dengelidir, tempoyu takıma göre ayarlamaya çalışır. Ergin hocanın ona vereceği rol sonrasında Russ Smith’in bize vaadedeceği çok şey var.
4) Ball Handling: Top hakimiyeti konusunda Russ Smith’in eksiği yok, fazlası var. İki elini de çok iyi bir şekilde kullanabiliyor. Sağ el ile şut atmasına rağmen sol elini de sürekli aktif durumda kullanması, oyun görüşü kısmına dönecek olursak, kendisine double-team geldiği zamanlarda sol eliyle beklenmedik bir anda takım arkadaşlarına muazzam paslar aktarabiliyor. Ayrıca ellerinin çabukluğu, kendisine artı sağlıyor.
5) Şut – Top Kullanımı: Geçtiğimiz sezon D-League’de maç başına 21.3 top kullanan Smith için bu pek geçerli bir istatistik değil. 21.3, D-League temposunda, D-League standartlarında geçerli bir sayı olabilir fakat bunu kendi oyun yapısı içinde bir alışkanlığa bağlamaması, bizim için en önemli nokta. Burada rolleri bir değişime uğrayacak. Mesela 21.3 sayısını Avrupa basketbolunda ancak 2 maçta kullandığı top sayısıyla yakalayabilir. Diğer yandan küçük bir örnek sunmak istiyorum: ErrickMcCollum’un da Çin’de ya da daha önce oynamış olduğu kulüplerde kullandığı top sayısı epey fazlaydı. Errick’te gördüğümüz değişimi Smith’in oyununda da görebilecek miyiz? Asıl soru bu olmalı. Diğer yandan şut performansını derecelendirirsek, iyi demek zor fakat kötü de değil. Smith’in en büyük sıkıntılarından biri şut istikrarı.
3 SAYI YÜZDESİ / D-LEAGUE
2014-2015: 1.20/3.12 – %38.5 FG
2015-2016: 2.18/7.18 – %30.4 FG
SAVUNMA
1) Size: İnce bir oyuncu olması, savunmada savruklaşmasına neden olabiliyor fakat bunu pozisyon bilgisi ile geçiştirebiliyor. Ayrıca Avrupa basketbolunda bu Size’a sahip oyuncuların savunmada hareketli olması, Size sıkıntısını geçici de olsa siliyor.
2) El Çabukluğu: Hücumda göstermiş olduğu el becerilerini savunma yaparken de kullanan Smith’in savunmadaki temel silahlarından birisi, el çabukluğu. Rakibini rahatsız eden bir yapısı var. Doğru yönlendirme ile el çabukluğunu avantaja çevirebiliriz ve top çalma konusunda ilerlemeler görebiliriz.
D-LEAGUE TOP ÇALMA İSTATİSTİKLERİ
2014-2015: 1.92
2015-2016: 2.14
3) Gelişime Açık Olması: Basketbolu takip eden birçok insan, Russ Smith’in iyi/kötü savunmacı olduğu yönünde tartışmaya girdi. Bu konuda kendi fikrimi belirtmekte bir sakınca görmüyorum. Ne kadar sağlıklı olur bilmiyorum ama kolej yıllarına ait yapılmış bir videoda, Smith’in güçlü yönlerinden birinin savunması olduğu, lateral hız, el çabukluğu ve P&R savunmasında etkili olduğunu yazmışlar ve videoda bunları kanıtlayacak örnekler sunmuşlar. Şahsi fikrim, 2 senedir D-League’de oynayan bir oyuncuyu savunması kötü demekle geçiştirmek, kolej yıllarını izleyerek de iyi savunmacı diyerek geçiştirmek hepimizi yanılgıya düşürebilir. ErrickMcCollum’un göstermiş olduğu savunmadaki gelişimi, Smith’te de görmemiz mümkün. Doğru işlenmesi sonucunda Smith Euroleague’de savunma direncimize katkıda bulunabilir.
Sakatlıktan uzak, güzel bir sezon dileğiyle. Aramıza hoşgeldin Smith!
Engin Ağzıdeli