Sene 2001, Sevgililer Günü, kapalının ortasında kocaman bir pankart, “Sadece sen”...
Bu aşkın betimlenmesi için kronolojik olarak yapılan eylemleri bu yazı dahiline sığdırma şansım yok; ne yaşım yeter zaten, ne de tecrübelerim. Ancak Deportiva la Coruna karşısında açılan o pankartı da bir ömür unutamam.
Sene 2014, aylardan yine şubat, bu sefer karşımızda Cska Moskova, bize büyük heyecanlar yaratan Euroleague arenasında. Bir önceki eşleşmemizde, yani Cska Moskova ilk defa o muhteşem arenada rakibimiz olduğunda, “maçın adının güzelliğine bak” diye manşet atmıştık; daha sadece kuralar çekildiğinde.
Mecidiyeköy’de doğdum ve büyüdüm ben. Babam sağ olsun, erken yaşlarda tanıştım armayla. Bolca Avrupa zaferine şahit oldum yani, gençlik yıllarımda. Ancak bir basketbol maçı, analizi ve açıklaması zor. Ali Sami Yen’de yaşadığım tüm zaferlerin dahi önüne geçti, Cska maçının bitiminde yarattığımız kara delik; eşsiz ve tarifsizdi.
Bana o takım, öncesinde yarattığımız sinerji ile, elemelerde, ilk grup maçlarında ve Top 16’da bir nebze bizim de payımız olan o ekip, Galatasaray’ın imkansızı başarmasının sadece biraz zaman alacağını öğretti. Galatasaray sanki bizim bu yorucu ve bazen anlamını yitiren adaletsiz düzen ile yaptığımız mücadelenin tezahürü idi.
Nedendir bilinmez, bu sezonun başından beri Euroleague’de, aynı sinerji yok. O güzel tribünümüzde, maç heyecanları haftalık olma özelliğini kaybetti. Gününde yaşıyoruz sanki devotion ateşini; eksik, süreksiz.
Halbuki, geldiğimiz nokta gösterilecek ekstra efor ile tarihimizin en büyük başarısı olacak Top 8’i görebilmemiz için gayet müsait. Yeter ki hepimiz biraz daha inanalım!
Şubeden olumsuz haberler sızıyor bu ara. Aylardır ödenmeyen paralar, özellikle yabancı oyuncular için huzursuzluk kaynağı. Tabii bu durumu, hesap dışı sakatlıkarın ardından yapılan yeni yabancı oyuncuların maliyeti ile açıklayabiliriz. Yine de bu plansız bütçenin sezon ortasında patlamayacağına dair bir garanti yok. Ancak bu krizi yönetmek idarecilerin işi. Bize düşen ise, Top 8 için kararlılığımızın, İpekçi’de cümle aleme bir daha göstermek.
Gerçekten de, tüm benliğim ile, hayatın beraberinde getirdiği bütün tecrübe ile sabit olduğu üzere; “bize her sevdadan geriye kalan sadece Galatasaray”
Sevgililer Günü’nde, daha bir inançla, şevkle, inatla, basketbolun Avrupa’daki devine İpekçi’yi bir daha dar etmeye;
Haydi salona !!
Forum sayfası: http://www.gsbasket.org/forum/erkek-takimimiz/3479-savas-karadag-yazilari-14.html#post592385