Bu yazı belki sinirle yazılmaya başlandı. Belki olayda bilgi kirliliği de vardır. Hatta daha önce Ataman’ın yıprandığını ve bu sezon ayrılmasının ve biraz basketbolsuz yaşamasının doğru olabileceğini bile düşündüm. Hatta belki de bugünkü karar doğru. Ama mevzu bunlar değil. Mevzu yıllardır sahipsiz bir şubeyi sahiplenen ama kendi sahipsiz olan bir adamın başına gelendir. Yazıya başlamadan önce yazıda kullanılan fotoğrafların ”fotoşop” olma ihtimalinin daima olduğunu da belirteyim. Malum; bizde böyle…
Geçen seneki çılgın fiyatlı kombineler ilk açıklandığında ”bu sene de bizim koltuğu alırım ama her maç 2 mola da ben alırım artık” diyen bir babam var. Malum kombinesi saha içinde benche 3 metre mesafede yıllardır. Esprisi komik değildi belki ama adam için Ataman olduğu sürece umut vardı. Adam için Ataman, İzmit’ten öğlen oynanan Banvit maçına gelme sebebi. Ataman bu yılki Anadolu Efes serisinin ikinci maçı sonrası ”son maçta o salonda 10000 Galatasaraylı’yı bekliyorum” minvalinde bir şey dediği için maça 2 gün kala bilet bul diye başımın etini yiyip İzmit’ten otobüsle bu maça gelen bir adam. 2 senedir ara ara çıktığım Galatasaray TV yayınlarında Ataman hakkında bir şeyler demediğim zaman arayıp ”niye demedin?” diye soran adam. Ve inanın ki babam spesifik bir örnek değil. O salonda yıllardır kombine alan, verdiği paranın aldığı hizmete denk düşmediğini bildiği halde bunu umursamayan bir sürü adam bugün Ergin Ataman için üzülecek. Peki sizce bu insanların Ataman’a duydukları güvenin nedeni her sene o ya da bu şekilde ortaya bir hedef koyup o hedefe yürüme isteği olabilir mi? Ya da bu insanların yüzde beşi size güveniyor mu? Güvenmeyi bırak tanımıyorlar bile.
Ataman’ın hataları yok muydu derseniz size 3 yazı büyüklüğünde Ataman’ın hataları arşivini çıkarabilirim. Hatta bundan 5 yıl sonra Ataman bu yıl yaptığı transferleri hatırladığı vakit ”alkollü müydük lan acaba bunları alırken?” diyip bir gülümser bence. Ama Ataman yaptığı her olumlu ve olumsuz hareketin cezasını kendi çekti. Yaptığı yanlış transfer yüzünden sezonluk lig lisanslarını bitirince kendi çaresiz kaldı. Nolan Smith ile kötü ayrılınca Quinn Cook transferi olmadı ve kendisi yeniden oyun kurucu aramak zorunda kaldı. Scouting konusunda tembel davrandı ve bu yüzden hep sezon içinde daha fazla emek harcamak zorunda kaldı. 10 milyon dolarlık bütçeyi iyi kullanamaması da bizzat kendi kariyerine bir darbe oldu. Ama biz bu 5 senenin neredeyse tamamında iddialı olduk; her şeye rağmen hem de. Bunda Ataman’ın payı yok mudur?
Peki siz Sayın Topsakal, Ataman’ın Galatasaray’ı zarara uğrattığını söylüyorsunuz. Eğer amacınız şaka yapmak değilse, 5 yıl boyunca neredeydiniz? Göreviniz gereği Galatasaray’ı korumak görevinizken, 2016’nın Haziran ayında, Eurocup alınmışken bu iddianızı neden gündeme getirmediniz? Neden sezonun sonunda Galatasaray’ı (kulübe zarar verdiğini bildiğiniz halde) Ataman’dan kurtarmadınız? Ciddiye alınmayacağınızdan mı, yoksa kupanın altında ezileceğinizden mi korktunuz? Gerçi kupalı fotoğrafa kendini photoshop ile ekleten birisi için fazla iddialı söylemler olurdu Eurocup sonrası Ataman hakkında olumsuz beyanda bulunmak.
Galatasaray’ı zarara uğratmak demişken; antrenörünüz 3 sezondur hakemler konusunda çıldırma noktasına gelmişken tarafsız olarak bakıldığında birçok maçta takımın aleyhinde düdükler ile takım mağlubiyetler alırken siz neredeydiniz Can Bey? Çıkıp 1 kere olsun bu kulübün haklarını savundunuz mu? Federasyonun bir personelinin yaptığı hatadan dolayı derbi galibiyeti hükmen gasp edilirken siz neden saklanacak delik aradınız? Federasyonun yapmış olduğu, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın aslında alakasının bile olmadığı bir olayda Galatasaray alenen mağdur edilirken siz nasıl rahat rahat o koltukta oturdunuz? Kulübü zarar ettirenlerin kulüpten ayrılmasını gerektiğini söylüyorsanız; sizin de derhal istifa edip yerinize kulübü zarara uğratmayacak bir personelin gelmesi gerekmez mi?
Yönettiğiniz (?) şubenin bir önceki forma sponsoru Champion yeni sezon formalarını , takım sezonu açtığı halde üretememişken siz bu durumda ne yaptınız Can Bey? Eski formaların heryerini bantlayıp takımı sahaya çıkartmaya utanmadınız mı? Şarap üretecisi olduğunuz söyleniyor. Siz şarap üretirken tedarikçi firmadan alkol gelmedi diyip şarapları alkolsüz üretebiliyor musunuz?
Sayın Topsakal; Göktürk Ural’a Ataman’ın attığı tokat yüzünden görevi bırakmıştınız. Bunu da açık açık söylemiştiniz. Peki Ataman halen bu takımın antrenörüyken basketbol şubesinin başına hangi yüzle geçtiniz? Tokatın kızarıklığının geçmesini mi beklediniz? Ya da göreve yeniden geldikten sonra Ataman’ın elini sıkarken yüzünüz kızarmadı mı? Lafınızın arkasında duramadınız mı? ”Bana ihtiyaç olduğunu hissettiğim için tekrar geldim” derseniz eğer; Ataman yerine Kunter tercihinizi daha da iyi anlamış ve hayal gücünüze daha da hayran kalmış olurum.
Koç konusunda karar verecek yetkili ben olsaydım, Ataman ile çalışmama fikrini düşünürdüm. Ataman’ın yıprandığı, basketbolun biraz dışında kalarak rejenere olması gerektiğini bu yıl hep hissettim. Hocanın çaresizliğine bu sene çok şahit olduk. Hatta iddiasız olduğu, bütçeden bahsettiği anlar hiç kendi tarzında söylemler içermiyordu ve Ataman her bu tarz açıklama yaptığında ben kendisinin iyice yıprandığını hissettim. Ama kendisiyle yolları ayırmak istesem bile bunu ”basın önünde küçük düşürücü demeçler vererek” değil, teşekkür edip onore ederek yapardım. Aldığı kupaları yanyana koyup bir basın toplantısı yapmak çok zor olmazdı değil mi Can Bey?
Fakat şubenin zarara uğratılmasını istemeyen Can Bey, bugün Ataman’ın istifa etmesini alenen isteyenleri bile çıldırtacak noktaya getirerek bu şubeye ”photoshop ile düzeltemeyeceği” kadar zarar vermiştir. Yeni antrenörümüz Erman Kunter’i bile ateşe atmayı başarmıştır. Erman Kunter’i sükunet içinde getirerek hocaya rahat çalışacağı bir iş ortamı sunup baskıyı üzerinden almak yerine, Erman Kunter’e bizzat Ergin Ataman olma görevi vermiştir. Ve bu hem Erman Kunter’e hem de doğal olarak Galatasaray Erkek Basketbol Takımı’na zarar verecektir. Edilen teklifi kabul edip gelen adamı ilk günden ateşe atmak, yöneticilik adına size yakışır bir iş oldu Can Bey.
Başkanımız Sayın Dursun Özbek’e de değinmek istiyorum. Kendisinin Ataman ile devam etmeyi istediği konusunda hemen hemen herkes fikir birliğine varmış durumda. Malesef ki sportif olarak bu kadar başarısız geçen başkanlığınız döneminde size nefes aldıran bir Avrupa Kupası hediye eden antrenörünüz için , kendi fikriniz de pozitifken keşke bu konuya bizzat dahil olsaydınız. Sizin isteğinizle olmayan bir şey bugün sizin sorumluluğunuzda gerçekleşmiş oldu. Belki de bu yanlışı düzeletecek zamanınız halen daha vardır.
Son olarak Ergin Hocam; hatan da sevabın da büyük. Ve ilk geldiğinde Oktay Mahmuti’nin ayrılığı neticesinde sana soğuk bakan taraftarı etrafına toplayıp, ”içerde” ve dışarda bütün problemli yapılara rağmen bu takıma hem şampiyonluk hem Avrupa kupası kazandırdın. Kupalardan bağımsız olarak sen bu takıma iddialı olmayı, başı dik tutmayı getirdin. Gerekirse tek başına herkesin karşısında durdun. Bu yüzden bütün bu sana karşı durup seni engellemeye çalışan insanlar ya unutulacak ya da sırf sana karşı oldukları için senin popülariten yüzünden akıllarda kalacak. Bugün belki bir veda olabilir ancak ben seni ilerde bu klübün başında ”herkese kafa tutan” halinle tekrar göreceğimi biliyorum. Belki de safralar vücuttan atılana kadar burada olmaman senin de hayrına olacak. Şimdilik hoşçakal; aslan yürekli hocam!
NOT: Photoshoplar kötü çıkmış olabilir, haklısınız. Malum herkesin photoshop bilmeye ihtiyacı yok. İyi bilen zaten kendini belli ediyor 🙂
YAZAR: VEYSİ DENİZ BASKIN