Euroleague Ön Elemesi 3. Maç | Galatasaray 71 - 63 Lietuvos Rytas

[video=youtube;RHF6Kc8btYM]http://www.youtube.com/watch?v=RHF6Kc8btYM[/video]
Galatasaray Rytas maçının tamamıdir.Rytas Tvden görüntüler ses ve görüntü çok iyi...
 
Hepsinin bileğine, ayağına sağlık.. En büyük alkışı da kuşkusuz Oktay Mahmudi hakediyor..

İlk 2 maçta tek kötü oynayan Shumpert'ın galibiyette baş mimarlardan olması da açıkça gösterdi ki, bir sürü tehlikeli oyuncumuz var. Bu sene alternatifler oldukça fazla hücumda, savunma da aynı güzellikte devam ediyor. Geçen seneden çok daha heyecan verici bir sezon olacak, şükürler olsun 2 senede çok güzel bir yapılanma oldu..

Ben ve benim gibi bu armayı seven insanlara imkanları varsa kombine alıp bu başarıya destek çıkmak düşer.. Emeği geçen herkese tekrar tekrar sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum..
 
maçin tamamini izledim tşk ederim serhat kardesim.bu arada hakemler adil maç yönetmişler.birazda bizi korduduklarini düsünüyorum.ve taraftarlari maça etki etmemiş.orda bizim taraftar olsaydi yer gök inlerdi.yer yer boşluklarda var.
 
Hepiniz müthişsiniz..

Oktay Mahmuti ve Aslan Parçaları !!!

Sizi doğuran analarınıza kurban !!!

Artık hakettiğimiz yerdeyiz hem de alınterimizle..

var mı ötesi !!!
 
Önümüze bazı gerçekleri koyalım. Takım, geçen sene bir çok ismi takımda tutsa da, bu 3 günün özelinde, büyük anlarda yeni oyuncuların imzası vardı. Yeni bir takımın olduğu, daha sezonun başında olduğumuzu ve 3 gün / 3 maç denkleminin fiziksel olarak inanılmaz zorlayıcı olması... Bizi Euroleague yolundan itecek bir çok faktör vardı, bunu geçmiyorum. Takımın bütün bu olumsuzlukları geride bırakıp, daha yolun başında böyle bir şey başarması, işin değerini tanımlanamaz bir seviyeye çekiyor.*

3 gün boyunca, yer yer işi zora soksak da, genel anlamda takımın maç kaybedeceğini bir saniye bile olsun düşünmedim. Öyle bir güven aşılıyor ki takım bizlere, olumsuz ihtimali düşünmek bir o kadar zor oluyor. Kötü giden dakikalarda ( Asvel ilk yarı, Rytas ilk periyot ve maç sonu ) , takımın bu durumu nasıl bertaraf edeceğini düşündüm, altından kalkacakları çok bariz bir şekilde görülüyordu. Nitekim, Asvel maçında, ilk yarı onların oyununa uyan tavrımızdan, kendi tavrımıza geçişin ve Rytas karşısında akılların ilk olarak savunmaya verilmesinin yararlarını net şekilde gördük.

Takımdan basketbol seviyesi olarak bu üç günde fazla bir şey beklemiyordum ama işin ucunda olan ödül, seviyenin aşağıda olmasını kaldıramayacak büyüklükteydi. Resmi olarak sezonun ilk üç maçında, iyi ekiplere karşı galibiyetler ve alınan Euroleague bileti. Bunların özünde iyi basketbolun tamamiyle yattığını bu üç günün sonunda söylemeyiz ama sezon içinde karşımıza çıkacak Galatasaray bizlere çok iyi fragmanlar izletti, ezici oyununa dair.

* Jaka Lakovic'in sorumluluk alıp, hücumda insiyatif kullandığı dakikalar, Galatasaray'ın sahada her şeyin farkında olan bir generalin yönetiminde oynadığı izlenimini veriyor. Ne gerekiyorsa onu yaptı, elbette ilk Paok maçını bir kenara koyuyorum. Oyunun sıkıştığı dakikalarda, geçen yıl kimseyi bulamıyorduk. Bu sene hiç düşünmeden Jaka'yı buluyoruz ve işin sonucunun geleceğinden daha güvenli olduğumuz gerçek.

* Jamon - Ender ikilisinin takıma sağladığı uyum, elemelerden önce isteseydik ancak bu kadar olabilirdi sanırım. Jamon'un savunmaya sağlayacağı katkıya odaklanmışken Paok maçında olağanüstü hücum performansı, Ender'in ikili oyunlar özelinde verdiği verim ve en önemlisi, oyun kontrolünü -bazı dakikalar hariç- çok iyi yönlendirmesi sezon boyunca görmemiz gereken detaylar.*

* Bir oyuncu haricinde yenilenmiş uzun rotasyonumuz gayet iyi üç sınav verdi. Hücumda Luksa'nın her maç verdiği sabit katkı, Cevher'in Asvel maçında müthiş kritik katkısı, Darius'un son iki maçta sayı beklentisini fazlasıyla karşılaması ve elbette, Furkan'ın son virajda, Euroleague bileti söz konusuyken ve karşısında Valanciunas varken sergilediği enfes performans. *Hücum sistemimizin temel taşının hareket olması, dört uzunumuza da istediği boşlukları sağlıyor. Eksi nokta olarak söylebileceğimiz şey, rakibin hücum ribaundlarında daha konsantre biçimde olmamızın gereği. Bunun da maçlar oynandıkça kazanılacağını düşünüyorum.

* Nasıl ki savunmamız geçen yıl bizim en büyük silahımız olduysa, rakipleri hücumumuz ile değil, boğan savunmamız ile vuruyorsak, aynı görüntü devam ediyor ama bir fark ile. O da; savunmayı istediğimiz ölçüde yaptığımızda, geçen seneden üst seviyede olan hücumumuzun bize maçı çok kolay hale getirmesi. ( Asvel maçında ikinci yarı yenen 32 sayı ve 10 farklı galibiyet, Rytas maçında 2. ve 3. periyotta yenilen 19 sayı, oyunun o bölümünün sonunda yakalanan 16 sayılık fark ) Bu gücü, Euroleague maçlarında daha iyi kanalize etmemiz zaruri, nitekim bu elemelerin iki, üç seviye üstünde basketbol göreceğiz karşımızda.

İşin keyif kısmını hala yaşmaya devam ediyoruz. Takım düzeyinde bu keyfin bu *sabah itibariyle bittiğini tahmin etmek zor değil. Girilen yol, önceki evrelere hiç benzemiyor ve artık üst seviyelerden uzaklaşacağımız her maçta daha fazla yara alacağız, sistemin ve 3 maç sonunda kazanılan güvenin aynı paydada buluşturulması gerekiyor.
 
Önümüze bazı gerçekleri koyalım. Takım, geçen sene bir çok ismi takımda tutsa da, bu 3 günün özelinde, büyük anlarda yeni oyuncuların imzası vardı. Yeni bir takımın olduğu, daha sezonun başında olduğumuzu ve 3 gün / 3 maç denkleminin fiziksel olarak inanılmaz zorlayıcı olması... Bizi Euroleague yolundan itecek bir çok faktör vardı, bunu geçmiyorum. Takımın bütün bu olumsuzlukları geride bırakıp, daha yolun başında böyle bir şey başarması, işin değerini tanımlanamaz bir seviyeye çekiyor.*

3 gün boyunca, yer yer işi zora soksak da, genel anlamda takımın maç kaybedeceğini bir saniye bile olsun düşünmedim. Öyle bir güven aşılıyor ki takım bizlere, olumsuz ihtimali düşünmek bir o kadar zor oluyor. Kötü giden dakikalarda ( Asvel ilk yarı, Rytas ilk periyot ve maç sonu ) , takımın bu durumu nasıl bertaraf edeceğini düşündüm, altından kalkacakları çok bariz bir şekilde görülüyordu. Nitekim, Asvel maçında, ilk yarı onların oyununa uyan tavrımızdan, kendi tavrımıza geçişin ve Rytas karşısında akılların ilk olarak savunmaya verilmesinin yararlarını net şekilde gördük.

Takımdan basketbol seviyesi olarak bu üç günde fazla bir şey beklemiyordum ama işin ucunda olan ödül, seviyenin aşağıda olmasını kaldıramayacak büyüklükteydi. Resmi olarak sezonun ilk üç maçında, iyi ekiplere karşı galibiyetler ve alınan Euroleague bileti. Bunların özünde iyi basketbolun tamamiyle yattığını bu üç günün sonunda söylemeyiz ama sezon içinde karşımıza çıkacak Galatasaray bizlere çok iyi fragmanlar izletti, ezici oyununa dair.

* Jaka Lakovic'in sorumluluk alıp, hücumda insiyatif kullandığı dakikalar, Galatasaray'ın sahada her şeyin farkında olan bir generalin yönetiminde oynadığı izlenimini veriyor. Ne gerekiyorsa onu yaptı, elbette ilk Paok maçını bir kenara koyuyorum. Oyunun sıkıştığı dakikalarda, geçen yıl kimseyi bulamıyorduk. Bu sene hiç düşünmeden Jaka'yı buluyoruz ve işin sonucunun geleceğinden daha güvenli olduğumuz gerçek.

* Jamon - Ender ikilisinin takıma sağladığı uyum, elemelerden önce isteseydik ancak bu kadar olabilirdi sanırım. Jamon'un savunmaya sağlayacağı katkıya odaklanmışken Paok maçında olağanüstü hücum performansı, Ender'in ikili oyunlar özelinde verdiği verim ve en önemlisi, oyun kontrolünü -bazı dakikalar hariç- çok iyi yönlendirmesi sezon boyunca görmemiz gereken detaylar.*

* Bir oyuncu haricinde yenilenmiş uzun rotasyonumuz gayet iyi üç sınav verdi. Hücumda Luksa'nın her maç verdiği sabit katkı, Cevher'in Asvel maçında müthiş kritik katkısı, Darius'un son iki maçta sayı beklentisini fazlasıyla karşılaması ve elbette, Furkan'ın son virajda, Euroleague bileti söz konusuyken ve karşısında Valanciunas varken sergilediği enfes performans. *Hücum sistemimizin temel taşının hareket olması, dört uzunumuza da istediği boşlukları sağlıyor. Eksi nokta olarak söylebileceğimiz şey, rakibin hücum ribaundlarında daha konsantre biçimde olmamızın gereği. Bunun da maçlar oynandıkça kazanılacağını düşünüyorum.

* Nasıl ki savunmamız geçen yıl bizim en büyük silahımız olduysa, rakipleri hücumumuz ile değil, boğan savunmamız ile vuruyorsak, aynı görüntü devam ediyor ama bir fark ile. O da; savunmayı istediğimiz ölçüde yaptığımızda, geçen seneden üst seviyede olan hücumumuzun bize maçı çok kolay hale getirmesi. ( Asvel maçında ikinci yarı yenen 32 sayı ve 10 farklı galibiyet, Rytas maçında 2. ve 3. periyotta yenilen 19 sayı, oyunun o bölümünün sonunda yakalanan 16 sayılık fark ) Bu gücü, Euroleague maçlarında daha iyi kanalize etmemiz zaruri, nitekim bu elemelerin iki, üç seviye üstünde basketbol göreceğiz karşımızda.

İşin keyif kısmını hala yaşmaya devam ediyoruz. Takım düzeyinde bu keyfin bu *sabah itibariyle bittiğini tahmin etmek zor değil. Girilen yol, önceki evrelere hiç benzemiyor ve artık üst seviyelerden uzaklaşacağımız her maçta daha fazla yara alacağız, sistemin ve 3 maç sonunda kazanılan güvenin aynı paydada buluşturulması gerekiyor.

Analizler ve yorumlar çok güzel..Eklemek istediğim ufak 2-3 şey var..

İlki Lakovic ile ilgili..Daha önce de her maç süper 3 lükler atacak veya yüksek yüzde ile atacak diye bir kaide yok demiştim..Nitekim öyle de oldu Rytas maçında..Oyun sıkıştığında senin de söylediğin gibi oyuncu bulamıyorduk.Olay skor yapmak değil,oyunu yönlendirmek..Geçen sene bunu yapabilen sadece Tutku vardı ve o da yorulup oyundan düştüğünde takım olarak çok aşağılara iniyorduk..Bu sene Tutku-Lakovic-Gordon olarak üç oyuncumuz var böyle..

İkinci söyleyeceğim de Gordon..Ben Gordon'u çok fazla izlemedim bize gelmeden önce.İzlediğimde şu an bahsedilen klasik özelliklerini gördüm..Ama bu üç maç boyunca şunu farkettim,bence oyuncularla konuşma,takıma ikinci koçluk yapma işinde oldukça iyi..Bütün oyuncularla sık sık diyalog halinde,Lakovic'e bile taktik veriyor,bence bu çok önemli bir şey..
 
Yer: Siemens Arena, Vilnius, Litvanya
Rakip: Lietuvos Rytas
Tarih: 02.10.2011

4 Josh Shipp - 30:58, 12 sayı, 6 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 3/7 şut
5 Jaka Lakovic - 29:43, 10 sayı, 3 ribuand, 5 asist, 1 top kaybı, 3/8 şut
8 Caner Topaloğlu - 01:45
9 Preston Shumpert - 24:50, 14 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı, 6/9 şut
11 Tutku Açık - 14:00, 1 ribaund 3 asist, 1 top çalma, 0/1 şut
12 Luksa Andric - 24:42, 12 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 4/7 şut
17 Sertaç Şanlı - 00:37
19 Furkan Aldemir - 14:41, 4 sayı, 6 ribaund, 1 top çalma, 2/6 şut
22 Jamon Gordon - 13:46, 4 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 2/6 şut
25 Darius Songaila - 16:59, 8 sayı, 3 ribaund, 2 top kaybı 3/5 şut
33 Ender Arslan - 24:10, 7 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 2 top çalma, 2 top kaybı, 2/6 şut
41 Cevher Özer - 03:49, 0/1 şut

1. ÇEYREK: 21-13
2. ÇEYREK: 7-17 (28-30)
3. ÇEYREK: 12-22 (40-52)
4. ÇEYREK: 23-19 (63-71)

 
Son düzenleme:
Euroleague oynamak için canını dişine takan oyuncu, teknik ekip taraftardan, Euroleague oynamak istemeyen yönetim zamanına geldik yazık ki ne yazık.
 
Ne euroligi, eurocup bile oynamak istemiyorlar. Hatta imkanları olsa ligi de pek oynamak isteyeceklerini düşünmüyorum.
Şu elemelere bakıyorum da Asvel maçı falan vardı Gordon çok iyi oynamıştı.. duygulandım şimdi o zamanlar bi başka seviyorduk o yapılanmaya başlayan takımı. O takımla büyüdüm ben lise dönemlerim.
 

Üst