bugunku fanatıkte murat ozeyer roportajı
okumayanlar ıcın yazıyı kopyaladım.
http://fanatik.ekolay.net/Fanatik/Defau ... 6&catid=28
Galatasaray Coachu Murat Özyer, Asvel maçıyla çıkışa geçeceklerini iddia etti.
19.2.2008
Galatasaray Coachu Murat Özyer, sakatlıklar nedeniyle performanslarının düştüğünü ancak Asvel maçıyla çıkışa geçeceklerini iddia etti.
Sarı-Kırmızılı camiada, iki yıl içinde çok büyük işler yapan Murat Özyer, sezonun özellikle ilk yarısında uzun süre liderliği elinde bulunduran takımının son 6 haftada 4 yenilgi almasını sakatlıklar sonucunda takımın ritmini kaybetmesine bağladı. Özyer, artık yeniden çıkışa geçeceklerini iddia ederken, ULEB Cup maratonu ve Fenerbahçe maçında aldığı mola hakkında da ilginç açıklamalar yaptı...
* Galatasaray'da iki senelik bir programla çok önemli bir noktaya geldiniz... Bu programın devamında ne var?
Programın ikinci senesindeyiz ama aslında aslında ilk yılda gibiyiz. Çünkü geçen seneyle bu sene arasıdaki misyonumuz biraz farklı. Geçen yıl, orta seviye bütçedeki takımlardan bir tanesiydik ve o bütçenin hakkını verdik. Bir de burada iyi bir yapılanma oldu. Seyirciyi tekrar bu işin içine çekmeye çalıştık ve Galatasaray basketbol ailesini tekrar salonlara çektiğimizi düşünüyorum. Bu seneye baktığımızda kulübün çok önemli bir fedakarlığı görünüyor; yönetimimiz de, Cafe Crown da bütçeyi biraz artırarak bizi üstteki takımlara yaklaştırdı. Aslında onlar da bütçelerini artırma yoluna gittiği için aynı yerde kalmış oldu ama Avrupa'da da Galatasaray'ı başarıyla temsil edebilmek için yeterli bir bütçemiz oldu. Ben kasım ayında, aralık ayında yapılanların veriminin alınacağını söylemiştim ve Oyak Renault maçına kadar iyi bir dönem geçirdik. Ancak o maçta yaşanan sakatlıklar, zaten Tufan'ın uzun süredir bizle olmaması bizi sıkıntıya soktu. Şimdi ise Hüseyin yeniden aramıza katıldı, Tufan idmanlara başladı, yeni transferimiz takıma alışıyor. Bunlar bizi yeniden havalandıracaktır diye düşünüyorum. Çok önemli bir dönemde ikinci çıkışımızı yapacağımıza inanıyorum. Sezon sonunda da hedeflerimizde pek bir değişiklik yok. Galatasaray seyircisini ve kamuoyunu bir şeye alıştırdık, oradan geri dönemeyiz. Önemli maçlar kazandık bu sezon, kötü maçlar da kaybettik. Kendi sahamızda kaybettiğimiz Charleroi maçı, ligde alt sıralarda bulunan bazı ekiplere karşı yenilmemiz çok hoş olmadı. Ancak ligin bugünkü durumuna baktığımızda bunu yaşayan çok takımın olduğunu görüyoruz. Hedefle ilgilili soruya gelince normal sezonu ilk üç içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz, ondan sonra da final oynayacak duruma gelmek istiyoruz.
* Asvel sizin zor bir eşleşme oldu. Avrupa'da tanınan ekiplerden birisi. Bu rakibe karşı nasıl hazırlanacaksınız, önünüzdeki yola baktığınızda ULEB Cup'taki hedef ne?
Hedef her şeyden önce ilk 16'ya kalmak ama hazırlık konusuna gelince fazla hazırlanamadık. Çünkü bizim Karşıyaka maçımız cuma günü olarak planlanmıştı, daha sonra cumartesiye alındı. Asvel'in cumartesi günü oynanacak karşılaşması ise ULEB Cup maçını kendi evlerinde oynamalarına rağmen cumaya alındı. Yani Fransız federasyonu kupadaki takımına bir jest yaptı ve Asvel hazırlık anlamında bizim bir adım önümüze geçti. Asvel'in yapısı ve oyun tarzı Türk takımlarına çok benzemiyor. Bu nedenle çok iyi hazırlık yapmamız lazımdı. Bu açığı toplantılar ve maç videolarıyla kapamaya çalıştık. Asvel, Avrupa tarihçesi çok kuvvetli olan bir kulüp. Senelerce Euroleague'de oynadı. Asvel olunca aklıma Türk Basketbolu'na kara çarşamba olarak geçen gün geldi. Sonkol'un son saniye basketiyle Asvel, Efes'i elemişti, ardından da Aris, Tofaş'ı yenmişti. Dolayısıyla karşımızda çok tehlikeli bir takım var. Bu sezon da son anda 2. oldular. Bölge savunmasını çok iyi yapıyorlar, tam saha baskı ve bölge savunmasında etkililer. İçeride 3 tane çok iyi oyuncuları var. Bir tanesi geçmişte Galatasaray'da da oynamış olan Uche... Dolayısıyla zor bir Play Off eşleşmesi bizi bekliyor ama bizim hedefimiz turu geçmek. Asvel çok bilinen bir takım olduğu için, biz Asvel'i eleyip ilk 16 içine girersek, bu Avrupa'daki ilk senemizde sesimizin duyulmasını sağlayacaktır ve bizim için etiket olacaktır.
* Artık her düdüğün, her topun önemli olduğu noktaya geldik. Sezon içinde de zaman zaman sitem ettiğiniz taraftarınızın artık salonu, Fenerbahçe maçındaki gibi dolduracağına inanıyor musunuz?
Aslında benim serzenişim şu; Galatasaray taraftarı Avrupa'da 53. olmalı haketmeyen bir taraftar. ULEB'in seyirci ortalamalarına baktığımızda 54 takım arasında sadece bir tanesini geçebilmişiz. Ben bunu kaldıramıyorum. Aslında taraftarın da haklı olduğu konular var. Hafta içi maça gelme alışkanlıkları yok. İşten çıktıktan sonra Maslak'a gelmenin çok zor olduğunu biliyorum. Asvel maçının saatini bunu düşünerek planlayacağız. Ben o maçın sportif anlam dışında organizasyon anlamında da öneminin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Kulüp olarak da bazı organizasyonlar yapmayı planlıyoruz. Asvel maçı olduğu için Avrupa'nın da gözleri burada olacak ve biz orada seyircimizin de kendisini Avrupa'ya kanıtlamasını bekliyoruz. Zaten Kolej maçı biter bitmez ben de ayın 26'sında oynanacak karşılaşmada seyircimizin en az bir derbi maçı kadar salonu doldurmasını beklediğimizi söyledim. Taraftarlarımızın da o gün için şimdiden hazırlıklar yaptığını biliyoruz.
* Hüseyin sakatlandığında takımın yaşadığı sıkıntı nedeniyle hepimiz 5 numaraya takviye yapmanızı bekliyorduk ama siz tercihinizi 3-4 numara oynayabilecek bir isimden yana kullandınız. Buradaki beklentiniz veya düşünceniz neydi?
Bir antrenöre takıma yeni bir takviye yapmak ister misiniz diye sorduğunda cevabı hep 'evet' olur, eksikler çok olur. Burada öncelikle kulübe, Ahmet Bey'e ve sponsorumuza çok teşekkür ediyorum. 5. yabancı için ekstra bir bütçe yarattılar. Böyle bir oyuncuyu almamızın iki nedeni var. Birincisi Avrupa basketbolunu çok iyi bilen bir oyuncu. ULEB'de Beşiktaş'a, geçen sezon Euroleague'de Fenerbahçe'ye karşı da oynamıştı. Üst düzey basketbolu bilen bir oyuncu. İkincisi de bu oyuncunun zaman zaman 3 numarada da oynuyor olabilmesi, bizim 'size' anlamında bazı rakiplere üstünlük sağlama fırsatı verecek. Bu tip bir üç numara oyuncu olmaması zaman zaman hem Avrupa'da hem de Türkiye'de başımızı ağırtıyordu. Son olarak da şunu söyleyebiliriz, dışarıda olan ve 'birisi gelsin de bizi alsın' diye bekleyen 5 numara zaten çok az, onlara da zaten biz bütçe olarak ulaşamayız. Bir de şu mantık bana çok ters geliyor; bir oyuncu sakatlanırsa onun yedeği yok, o yüzden biz onun yanına oyuncu almalıyız. Böyle yaparsak futbol takımı gibi 18 kişilik bir kadro kurmamız gerekebilir. 5 numarada sıkıntı çektiğimiz doğru. Ocak ayında Fatih ve Cemal çok büyük katkı yapmadı ama şimdi Fatih bir adım öne geçti. CASA TED maçındaki çıkışını sürdürürse özellikle savunma anlamında bir sıkıntı çekeceğimizi sanmıyorum.
* Geçen yıl en çok eleştirildiğiniz konu derbiler, özellikle de Fenerbahçe maçlarıydı. Bu sene ise Fenerbahçe'yi yendiniz, Beşiktaş'ı Akatlar'da devirdiniz. Bu sizi rahatlattı mı, üzerindeki baskıyı azalttı mı?
Biz bunu geçen sene taraftarla da, medyayla da tartışıyorduk. Ben Galatasaraylıyım ama hiçbir konuda fanatik değilim. Ben biraz daha mantıklı düşünmek istiyorum. Geçen sene bana Fenerbahçe'yi iki kez yenip ligi 8. sırada mı bitirmeyi istersin, yoksa yenilip 4. sırada mı diye sorsalar ben 4.'lüğü isterdim. Çünkü ULEB Cup'ta oynamak istiyordum. Basketbol şubesinin vizyonunun değişmesi gerektiğini düşünüyordum, bunu da başardık. Bu sene de aynı şey, şimdi Fener'i yendik ama gidip 5. olursak bu bana bişey kazandırmaz. Ama şu da var; Fenerbahçe galibiyetinin ne olduğunu ben Fenerbahçe'yi yenince anladım. 70 yaşındaki eski basketbolcuların bana telefon açması gerçekten çok duygusal bir durumdu. Ben de duygusalımdır ama mantık yönüm de ağırdır. Bana yine sorsalar; Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı yenip de 5. olmayı mı istersin, ikisine de yenilip final mi oynamak istersin deseler, ben final oynamayı tercih ederim. Burada Fenerbahçe ve Beşiktaş kadar, Alpella, Banvit ve Karşıyaka da bizim rakiplerimiz.
Ben burada rakip ayrımı yapmıyorum ve bu beni ekstra bir strese de sokmuyor.
* Gelelim Fenerbahçe maçının sonundaki molaya... Ben şahsi olarak sizin öyle bir molayı rakibi rencide etmek için almayacağınızı biliyorum. Ancak atmosfer ve sonrasındaki konuşmalar düşünüldüğünde, 'keşke almasaydım' dediğiniz oldu mu?
Bunu rakibin bir motivasyon olarak kullanacağını biliyorum. Fenerbahçe'ye yakın medya organları hedef gösterecek şekilde haberler yaptılar ve hedef gösterilmek pek hoş olmadı. Ama ben o gece eve gittiğimde kendi içime döndüğümde rahat uyudum. Ben Galatasaray'ın içinde büyüyen bir insanım ve üç büyüklerin ne demek olduğunu çk iyi biliyorum. 100 yıllık bir tarihe, kültüre sahip bir kulübe karşı saygısızlık yapan bir insanın da burada ekmek yiyemeyeceğinin de farkındayım. Benim bu camiada 25. senem, benim bir karakterim ve davranış yapımın oturduğuna inanıyorum. Bunu bilen biliyor, bilmeyene de ispatlamak zorunda değilim diye düşünüyorum. Aslında bu tartışmayı bir fıkrayla açıklamakta fayda var; İki adam mini etekli bir hanım görüyorlar. Karşıdan karşıya geçecek ama çamur olduğu için geçemiyor. Adamlarda birisi kadını kucağına alıyor, karşıya geçiriyor, yere koyuyor. İki adam yola devam ederken diğeri, 'Ya senin yaptığın çok ayıp bir hareket değil mi, sen günah yaptın, kadını kucağına aldın' diyor. Öbür adam cevap veriyor, 'Ben o hanımefendiyi aldım, karşıya geçirdim ve orada bıraktım, sen hala kafanda yaşatıyorsun" diyor. Bunu da geçen gün okudum ve bir daha bu soru gelirse fıkrayla cevap vereyim diye düşündüm. Ayrıca ben bu ligin böyle olacağını zaten düşünüyordum. Ben şu açıdan bakıyorum, ben Galatasaray'ı çalıştırıyorsam, en ince detayları dadüşünmek durumundayım. Şu anda dörtlü, beşli avantajlar konuşuluyor. Yani atılan her sayının çok büyük önemi olacak. Ben Hemofarm maçında da bunu yaptım ve nitekim Hemofarm'la az daha sayı avantajı durumuna gelecektik. Bu belki de artık tecrübelerle de alakalı. Başımızdan bu tarz çok maç geçti. Mesela Türkiye Kupası'nı düşünün. Herkes bizim Oyak Renault'ya yenildiğimizi düşünüyor ama biz Çanakkale'de Renault'yu yenmiştik, sayı farkıyla kupanın dışında kaldık. Renault'nun Efes'i yendiği, Alpella'nın Galatasaray'ı yendiği bir ligde her şeyin düşünülmesi gerekiyor. Ben o hareket konusunda yanlış anlaşılmış olabilirim ama yanlış anlayanların içlerindeki fesatlık yüzünden böyle olduğunu düşünüyorum.
okumayanlar ıcın yazıyı kopyaladım.
http://fanatik.ekolay.net/Fanatik/Defau ... 6&catid=28
Galatasaray Coachu Murat Özyer, Asvel maçıyla çıkışa geçeceklerini iddia etti.
19.2.2008
Galatasaray Coachu Murat Özyer, sakatlıklar nedeniyle performanslarının düştüğünü ancak Asvel maçıyla çıkışa geçeceklerini iddia etti.
Sarı-Kırmızılı camiada, iki yıl içinde çok büyük işler yapan Murat Özyer, sezonun özellikle ilk yarısında uzun süre liderliği elinde bulunduran takımının son 6 haftada 4 yenilgi almasını sakatlıklar sonucunda takımın ritmini kaybetmesine bağladı. Özyer, artık yeniden çıkışa geçeceklerini iddia ederken, ULEB Cup maratonu ve Fenerbahçe maçında aldığı mola hakkında da ilginç açıklamalar yaptı...
* Galatasaray'da iki senelik bir programla çok önemli bir noktaya geldiniz... Bu programın devamında ne var?
Programın ikinci senesindeyiz ama aslında aslında ilk yılda gibiyiz. Çünkü geçen seneyle bu sene arasıdaki misyonumuz biraz farklı. Geçen yıl, orta seviye bütçedeki takımlardan bir tanesiydik ve o bütçenin hakkını verdik. Bir de burada iyi bir yapılanma oldu. Seyirciyi tekrar bu işin içine çekmeye çalıştık ve Galatasaray basketbol ailesini tekrar salonlara çektiğimizi düşünüyorum. Bu seneye baktığımızda kulübün çok önemli bir fedakarlığı görünüyor; yönetimimiz de, Cafe Crown da bütçeyi biraz artırarak bizi üstteki takımlara yaklaştırdı. Aslında onlar da bütçelerini artırma yoluna gittiği için aynı yerde kalmış oldu ama Avrupa'da da Galatasaray'ı başarıyla temsil edebilmek için yeterli bir bütçemiz oldu. Ben kasım ayında, aralık ayında yapılanların veriminin alınacağını söylemiştim ve Oyak Renault maçına kadar iyi bir dönem geçirdik. Ancak o maçta yaşanan sakatlıklar, zaten Tufan'ın uzun süredir bizle olmaması bizi sıkıntıya soktu. Şimdi ise Hüseyin yeniden aramıza katıldı, Tufan idmanlara başladı, yeni transferimiz takıma alışıyor. Bunlar bizi yeniden havalandıracaktır diye düşünüyorum. Çok önemli bir dönemde ikinci çıkışımızı yapacağımıza inanıyorum. Sezon sonunda da hedeflerimizde pek bir değişiklik yok. Galatasaray seyircisini ve kamuoyunu bir şeye alıştırdık, oradan geri dönemeyiz. Önemli maçlar kazandık bu sezon, kötü maçlar da kaybettik. Kendi sahamızda kaybettiğimiz Charleroi maçı, ligde alt sıralarda bulunan bazı ekiplere karşı yenilmemiz çok hoş olmadı. Ancak ligin bugünkü durumuna baktığımızda bunu yaşayan çok takımın olduğunu görüyoruz. Hedefle ilgilili soruya gelince normal sezonu ilk üç içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz, ondan sonra da final oynayacak duruma gelmek istiyoruz.
* Asvel sizin zor bir eşleşme oldu. Avrupa'da tanınan ekiplerden birisi. Bu rakibe karşı nasıl hazırlanacaksınız, önünüzdeki yola baktığınızda ULEB Cup'taki hedef ne?
Hedef her şeyden önce ilk 16'ya kalmak ama hazırlık konusuna gelince fazla hazırlanamadık. Çünkü bizim Karşıyaka maçımız cuma günü olarak planlanmıştı, daha sonra cumartesiye alındı. Asvel'in cumartesi günü oynanacak karşılaşması ise ULEB Cup maçını kendi evlerinde oynamalarına rağmen cumaya alındı. Yani Fransız federasyonu kupadaki takımına bir jest yaptı ve Asvel hazırlık anlamında bizim bir adım önümüze geçti. Asvel'in yapısı ve oyun tarzı Türk takımlarına çok benzemiyor. Bu nedenle çok iyi hazırlık yapmamız lazımdı. Bu açığı toplantılar ve maç videolarıyla kapamaya çalıştık. Asvel, Avrupa tarihçesi çok kuvvetli olan bir kulüp. Senelerce Euroleague'de oynadı. Asvel olunca aklıma Türk Basketbolu'na kara çarşamba olarak geçen gün geldi. Sonkol'un son saniye basketiyle Asvel, Efes'i elemişti, ardından da Aris, Tofaş'ı yenmişti. Dolayısıyla karşımızda çok tehlikeli bir takım var. Bu sezon da son anda 2. oldular. Bölge savunmasını çok iyi yapıyorlar, tam saha baskı ve bölge savunmasında etkililer. İçeride 3 tane çok iyi oyuncuları var. Bir tanesi geçmişte Galatasaray'da da oynamış olan Uche... Dolayısıyla zor bir Play Off eşleşmesi bizi bekliyor ama bizim hedefimiz turu geçmek. Asvel çok bilinen bir takım olduğu için, biz Asvel'i eleyip ilk 16 içine girersek, bu Avrupa'daki ilk senemizde sesimizin duyulmasını sağlayacaktır ve bizim için etiket olacaktır.
* Artık her düdüğün, her topun önemli olduğu noktaya geldik. Sezon içinde de zaman zaman sitem ettiğiniz taraftarınızın artık salonu, Fenerbahçe maçındaki gibi dolduracağına inanıyor musunuz?
Aslında benim serzenişim şu; Galatasaray taraftarı Avrupa'da 53. olmalı haketmeyen bir taraftar. ULEB'in seyirci ortalamalarına baktığımızda 54 takım arasında sadece bir tanesini geçebilmişiz. Ben bunu kaldıramıyorum. Aslında taraftarın da haklı olduğu konular var. Hafta içi maça gelme alışkanlıkları yok. İşten çıktıktan sonra Maslak'a gelmenin çok zor olduğunu biliyorum. Asvel maçının saatini bunu düşünerek planlayacağız. Ben o maçın sportif anlam dışında organizasyon anlamında da öneminin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Kulüp olarak da bazı organizasyonlar yapmayı planlıyoruz. Asvel maçı olduğu için Avrupa'nın da gözleri burada olacak ve biz orada seyircimizin de kendisini Avrupa'ya kanıtlamasını bekliyoruz. Zaten Kolej maçı biter bitmez ben de ayın 26'sında oynanacak karşılaşmada seyircimizin en az bir derbi maçı kadar salonu doldurmasını beklediğimizi söyledim. Taraftarlarımızın da o gün için şimdiden hazırlıklar yaptığını biliyoruz.
* Hüseyin sakatlandığında takımın yaşadığı sıkıntı nedeniyle hepimiz 5 numaraya takviye yapmanızı bekliyorduk ama siz tercihinizi 3-4 numara oynayabilecek bir isimden yana kullandınız. Buradaki beklentiniz veya düşünceniz neydi?
Bir antrenöre takıma yeni bir takviye yapmak ister misiniz diye sorduğunda cevabı hep 'evet' olur, eksikler çok olur. Burada öncelikle kulübe, Ahmet Bey'e ve sponsorumuza çok teşekkür ediyorum. 5. yabancı için ekstra bir bütçe yarattılar. Böyle bir oyuncuyu almamızın iki nedeni var. Birincisi Avrupa basketbolunu çok iyi bilen bir oyuncu. ULEB'de Beşiktaş'a, geçen sezon Euroleague'de Fenerbahçe'ye karşı da oynamıştı. Üst düzey basketbolu bilen bir oyuncu. İkincisi de bu oyuncunun zaman zaman 3 numarada da oynuyor olabilmesi, bizim 'size' anlamında bazı rakiplere üstünlük sağlama fırsatı verecek. Bu tip bir üç numara oyuncu olmaması zaman zaman hem Avrupa'da hem de Türkiye'de başımızı ağırtıyordu. Son olarak da şunu söyleyebiliriz, dışarıda olan ve 'birisi gelsin de bizi alsın' diye bekleyen 5 numara zaten çok az, onlara da zaten biz bütçe olarak ulaşamayız. Bir de şu mantık bana çok ters geliyor; bir oyuncu sakatlanırsa onun yedeği yok, o yüzden biz onun yanına oyuncu almalıyız. Böyle yaparsak futbol takımı gibi 18 kişilik bir kadro kurmamız gerekebilir. 5 numarada sıkıntı çektiğimiz doğru. Ocak ayında Fatih ve Cemal çok büyük katkı yapmadı ama şimdi Fatih bir adım öne geçti. CASA TED maçındaki çıkışını sürdürürse özellikle savunma anlamında bir sıkıntı çekeceğimizi sanmıyorum.
* Geçen yıl en çok eleştirildiğiniz konu derbiler, özellikle de Fenerbahçe maçlarıydı. Bu sene ise Fenerbahçe'yi yendiniz, Beşiktaş'ı Akatlar'da devirdiniz. Bu sizi rahatlattı mı, üzerindeki baskıyı azalttı mı?
Biz bunu geçen sene taraftarla da, medyayla da tartışıyorduk. Ben Galatasaraylıyım ama hiçbir konuda fanatik değilim. Ben biraz daha mantıklı düşünmek istiyorum. Geçen sene bana Fenerbahçe'yi iki kez yenip ligi 8. sırada mı bitirmeyi istersin, yoksa yenilip 4. sırada mı diye sorsalar ben 4.'lüğü isterdim. Çünkü ULEB Cup'ta oynamak istiyordum. Basketbol şubesinin vizyonunun değişmesi gerektiğini düşünüyordum, bunu da başardık. Bu sene de aynı şey, şimdi Fener'i yendik ama gidip 5. olursak bu bana bişey kazandırmaz. Ama şu da var; Fenerbahçe galibiyetinin ne olduğunu ben Fenerbahçe'yi yenince anladım. 70 yaşındaki eski basketbolcuların bana telefon açması gerçekten çok duygusal bir durumdu. Ben de duygusalımdır ama mantık yönüm de ağırdır. Bana yine sorsalar; Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı yenip de 5. olmayı mı istersin, ikisine de yenilip final mi oynamak istersin deseler, ben final oynamayı tercih ederim. Burada Fenerbahçe ve Beşiktaş kadar, Alpella, Banvit ve Karşıyaka da bizim rakiplerimiz.
Ben burada rakip ayrımı yapmıyorum ve bu beni ekstra bir strese de sokmuyor.
* Gelelim Fenerbahçe maçının sonundaki molaya... Ben şahsi olarak sizin öyle bir molayı rakibi rencide etmek için almayacağınızı biliyorum. Ancak atmosfer ve sonrasındaki konuşmalar düşünüldüğünde, 'keşke almasaydım' dediğiniz oldu mu?
Bunu rakibin bir motivasyon olarak kullanacağını biliyorum. Fenerbahçe'ye yakın medya organları hedef gösterecek şekilde haberler yaptılar ve hedef gösterilmek pek hoş olmadı. Ama ben o gece eve gittiğimde kendi içime döndüğümde rahat uyudum. Ben Galatasaray'ın içinde büyüyen bir insanım ve üç büyüklerin ne demek olduğunu çk iyi biliyorum. 100 yıllık bir tarihe, kültüre sahip bir kulübe karşı saygısızlık yapan bir insanın da burada ekmek yiyemeyeceğinin de farkındayım. Benim bu camiada 25. senem, benim bir karakterim ve davranış yapımın oturduğuna inanıyorum. Bunu bilen biliyor, bilmeyene de ispatlamak zorunda değilim diye düşünüyorum. Aslında bu tartışmayı bir fıkrayla açıklamakta fayda var; İki adam mini etekli bir hanım görüyorlar. Karşıdan karşıya geçecek ama çamur olduğu için geçemiyor. Adamlarda birisi kadını kucağına alıyor, karşıya geçiriyor, yere koyuyor. İki adam yola devam ederken diğeri, 'Ya senin yaptığın çok ayıp bir hareket değil mi, sen günah yaptın, kadını kucağına aldın' diyor. Öbür adam cevap veriyor, 'Ben o hanımefendiyi aldım, karşıya geçirdim ve orada bıraktım, sen hala kafanda yaşatıyorsun" diyor. Bunu da geçen gün okudum ve bir daha bu soru gelirse fıkrayla cevap vereyim diye düşündüm. Ayrıca ben bu ligin böyle olacağını zaten düşünüyordum. Ben şu açıdan bakıyorum, ben Galatasaray'ı çalıştırıyorsam, en ince detayları dadüşünmek durumundayım. Şu anda dörtlü, beşli avantajlar konuşuluyor. Yani atılan her sayının çok büyük önemi olacak. Ben Hemofarm maçında da bunu yaptım ve nitekim Hemofarm'la az daha sayı avantajı durumuna gelecektik. Bu belki de artık tecrübelerle de alakalı. Başımızdan bu tarz çok maç geçti. Mesela Türkiye Kupası'nı düşünün. Herkes bizim Oyak Renault'ya yenildiğimizi düşünüyor ama biz Çanakkale'de Renault'yu yenmiştik, sayı farkıyla kupanın dışında kaldık. Renault'nun Efes'i yendiği, Alpella'nın Galatasaray'ı yendiği bir ligde her şeyin düşünülmesi gerekiyor. Ben o hareket konusunda yanlış anlaşılmış olabilirim ama yanlış anlayanların içlerindeki fesatlık yüzünden böyle olduğunu düşünüyorum.