Set bile alamadan 3 maçı da yenilerek 2. olduk. Bu sezon başarılı gibi gözükseler de net başarısızlar.
Aynen kadrosundaki 4 yabancının 3'ü geçen yaz Olimpiyatlarda oynamış, Olimpiyatlara gidemeyen tek yabancısı şu an dünyanın uzak ara en iyi liberosu olan takım karşısında seri kazanamayarak ciddi başarısız oldular. Yine aynı şekilde Cev Cup'ın yarı finalinde altın sette kaybettikleri rakibin çıkıp finalde Valentine Diouf gibi bir oyuncuya sahip Yamamay'ı içerde dışarda yenip şampiyon olması da ne kadar vasat ve pespaye olduklarının kanıtı. Hele böyle oluk gibi akan parayı düşününce bence bu şube derhal kapatılmalı. Hadi 100. yılda rakip bizim 15 katımız harcıyor diye işi savuşturuyorduk, bugün aradaki fark 5 katımıza kadar düşmüş, hala maç alamıyoruz, tahammül edilebilir gibi değil.
İşte bu yüzden yersiz galibiyetleri sevmiyorum. İnsanlar hiç realist açıdan bakmadan, Vakıfbank'ın bizim seriden 3 gün sonra Şampiyonlar Ligi'nde final four oynayacağını ve ligi pek de sallamadığını bilmeden, rakibin de baştansavmalığını fırsat bilip kazanılan yarı final, alınan ŞL bileti insanlara yetmiyor, kendimizi dev aynasında görmeye başlıyoruz. Aynısı kadın baskette de oldu, bugün geldiğimiz noktada erkek basketi de geçen seneki Eurocup hariç ayakta tutan yegane şey içerde alınan Fener galibiyetleriydi. İşin futbolda o taraftan nasıl göründüğünü bizim amatör branşlara bakınca daha iyi anlıyorum. Tüm sene takımı takip etmeyip, şartları bilmeyip, imkanları değerlendirmeyip sadece Fener galibiyeti kovalayan bir taraftar. Aynı tüm sezon ligde top oynamayıp sadece Kadıköy'de Galatasaray galibiyetli kollayan Fenerliler gibi. Elinize vicdanınıza koyun, bu takım Vakıfbank'ı eledikten sonra gelip finalde Eczacıbaşı'na yenilse yine bu yorumu yapacak mıydınız?
Benim için olağanüstü bir sezondu. Yıllar yılı kadro olarak geride olan kızlar, bu yıl büyük takımlardan birinin gafletini değerlendirip hiç yoktan, çok hak ettikleri bir ŞL bileti çıkardılar. Avrupa'da yine şampiyona elendiler. En nihayetinde de bu sezonun yerel ligde en başarılı takımına yenilip kağıt üstünde yakıştırılmadıkları bir 2.'lik elde ettiler. Ama bu şubenin kıymetini bilen, derdini çeken, yüreği meşin yuvarlaktan başka bir spor aleti için de çarpan parmakla sayılabilecek insanları çok mutlu ettiler. Hiç umudum yok da keşke Eylül'e kadar bu takımın ŞL'de oynayacağını çakacak bir yönetici az el atsa, seneye ŞL'de de adına ve armasına yaraşır Galatasaray'ı, daha sağlıklı ve geniş kadroyla izleme imkanı bulabilsek. Tabii yönetim ve taraftarın genel kafasına bakarsak sadece izleme imkanı bulmak için ya şifreli bir platforma üye olmamız ya da haftadan haftaya İstanbul kapılarını arşınlamamız gerekecek. Olsun, bu takım gerekirse uğruna dağları delmeye de değer. Armanın gururu, filenin sultanları. Her şey için sağolun, varolun.