2022 FIFA Dünya Kupası Elemeleri

Mevcut formanın şimdilik kaydıyla son kez uygulanacağı, iklimin elvermemesi nedeniyle kış aylarında oynanarak bir ilke ve futbol sezonlarının covid-19dan sonra bir kez daha arap saçına dönmesine vesile olacak bir geçiş dönemi Dünya Kupası yaşanacak Katar'da. Dünya kupasının adaylık sürecinden itibaren rüşvetin kokusu gelmesine ve kışın oynanmayacağına dair demeçler verilmesine rağmen organizasyon Katar'da ve kış aylarında oynanacak. Tabii küresel iklim değişikliğinin yan etkilerinden olan bulaşıcı hastalıkların ihtimalinin artmasından ötürü sıklaşması ve etkileyiciliğinin artması beklentisini düşünürsek bu organizasyonu etkileyecek başka bir felaket yaşamazsak.

Dün bizim Hollanda galibiyetimizle başlayan Avrupa elemeleri dışında diğer kıtalarda elemeler çoktan başladı. Milli takımızın 4-2'lik galibiyetinin hiçbir uygun başlıkta tartışılamadığını farkettim ve artık bu başlıkta başta bizim Milli Takımımız olmak üzere elemelere dair tüm konular burada paylaşılıp, tartışılabilir.
 
Başka birşey isteseymişim keşke. Ben de başlık aradım yazmak için ama bulamayınca ders anlatmaya girdim, vaktim yoktu. Uzun zamandır futbolu pek takip etmiyorum, hevesim yok lise yıllarımdaki gibi. Ama Milli takımın kadrosu gerçekten fosillikten kurtulmuş, yenilikçi ve canavar gibi gençlerin oluşturduğu güzel bir kadro. Bu yüzden takip edilmeye değer, güzel de bir jenerasyon yakaladığımızı düşünüyorum.
Ancak Burak Yılmaz'dan bahsetmek istiyorum özellikle. Onu her gördüğümde yakası kalkık parçalı formayla ŞL sezonunda estiğimiz günler geliyor aklıma. Dün de efsane bir frikik golü atmış kral. Neden bilmiyorum ama bu adama özel bir sempatim, bağım var.
Neyse, neticede Hollanda gibi bir takıma 4 gol atmak müthiş birşey. Maç 3-0 olduğunda başka kanallara geçtim ama bir anda 3-2 yazınca tamam dedim kronik Türk hastalığı yine baş göstermiş.
 
Yine güzel jenerasyon, yine Şenol Güneş'e emanet. Şenol hoca seviyor milli takımı. 2 maçta 7 gol attık. Takımda koşmayan, mücadele etmeyen veya oyun zekası düşük bir adam yok. En önemlisi buydu işte Türk futbolunda. Modern futbola nihayet uyum sağladık, en azından milli takımlar bazında. Spikerin sürekli ''bizim çocuklar'' demesi dışında her şey güzeldi.
 
Hollanda'yı da Norveç'i de çok fena bozduk. Daha önceleri de çok büyük galibiyetler alıyorduk ama ben rakiplerin bu kadar sinirlenip bozulduğunu hatırlamıyorum. En son herhalde deplasmanda yendiğimiz Yunanistan maçı son örnektir buna. Helal olsun yani takıma.
 
Aşırı bilinçli ve ne yaptığını bilen bir takımız. Letonya ve karadağı da rahat geçersek olmuşuz demektir. Kaleci ve stoper hattı 10 yılımızı kurtardı. Mevcut orta sahaya Burak ince ve Ömer faruk eklenecek. Sol bek - Forvet ve yaratıcı bir kanat ile 4 yıl sonraki turnuvalarda enteresan işler yapabiliriz.
 
Kesinlikle sahada bi Avrupa kokusu vardı. Gençlerimiz Avrupa futbolunu iyi yansıttılar. Hatta bi ara Caner girince biraz Türk ligi esintileri gördük ama o da tempoyu arttırmak için öyle yaptı sanıyorum. Yani kesinlikle Türkiye'den giden kendini geliştiriyor.
 
Yalnız lille burak yılmaz'ın oyununu harika geliştirmiş. 1 sene önce top ayağına gelince ne yapacağını düşünen ve saçmalayan burak gitmiş yerine hızlı düşünen ve tekte oynayan bir oyuncu gelmiş. Bu oyun anlayışımız da burak baya faydalı olur. Avrupada da çok güçlü değilsiniz şenol güneşin oynattığı bu oyun iş yapar. Maalesef fatih terim avrupada manchester city gibi oynamaya çalışıp bol bol kontra yiyip rezil skorlar aldı. Şu 2 maçtaki oyun stilini benimsersek modern futbola uyum sağlayabiliriz.
 
Yazık gerçekten. Hollanda maçına kadar kayıpsız geçmemiz gerekiyordu ama yine saçmaladık. Hollanda maçına kadar 2/2 yapıp hollandadan artık en kötü 1 puan almamız lazim yoksa liderlik yalan olur. Hollanda maçında kötü sonuç çıkarsa sonraki norveç maçında 2. Sıra bile tehlikeye girer.
 
Ciddi bir rotasyon yapması gerekiyordu bence Şenol güneşin, İki tane kimsenin beklemediği iyi skorlu galibiyetler aldık o maçların kilit isimleri doygunluğa ulaştılar ve konsantrasyon kaybı normaldir bana göre. Buna rağmen 3-1 den maçın gitmesinin bahanesi olmamalı. Letonyanın tarihinde 5 maçlık yenilmezlik serisi yaptığı tek takım olmuşusuzdur heralde.
 
Ciddi bir rotasyon yapması gerekiyordu bence Şenol güneşin, İki tane kimsenin beklemediği iyi skorlu galibiyetler aldık o maçların kilit isimleri doygunluğa ulaştılar ve konsantrasyon kaybı normaldir bana göre. Buna rağmen 3-1 den maçın gitmesinin bahanesi olmamalı. Letonyanın tarihinde 5 maçlık yenilmezlik serisi yaptığı tek takım olmuşusuzdur heralde.
twiterda görmüştüm galiba, 5 den fazla maç yapıp yenemediğimiz takımlar ingiltere, italya, portekiz, letonya imiş.
 
Şenol Hoca da, Fatih Hoca gibi kazanan 11'i bozmadı ama sonucu beraberlik oldu. İlk 2 maçta çıkarılan 11'ler yaratıcılık açısından kısıtlayıcı ama rakip takımı bozacak türde 11'lerdi. Ozan, Okay, Yusuf, Kenan fizikleri sayesinde iki maçta da rakiplere üstün gelmişti. Sabırlı ve doğru oynadık. Biraz da şansımızın yardımıyla güzel galibiyetler aldık ama Letonya maçının türü bu maçlardan farklıydı. Bu tip küçük takımlara baskın oynayarak, yıldırtarak yenme şansın daha fazla. Nasıl kendimize denk ya da daha güçlü takımlara karşı nasıl oynamamız gerektiğini çözdüysek, bu takımlara karşı da oynamayı öğrenmeliyiz. Kadromuz da bu esnekliğe müsait. Umarım Cengiz Ünder kendini toparlayabilir. Dribbling üstü bir şeyler üretebilen en iyi topçumuz hala. Yusuf da Kenan da Cengiz'e göre daha bitirici oyuncular. Bir şekilde kendini ve rolünü bulup kafaca da toparlanması lazım.
 

Üst