Voleybol, yüksek düzeyde psikoloji ile oynanan bir oyun. Konuyu sene başında da dile getirmiştim. İyi odaklanıldığı zaman, evimizde veya deplasmanda oynamak, mental hazırlığa ve maç içi gelişmelere göre daha az önem taşıyor. Bunu, bu şekilde özetledikten sonra iki maçtaki farka bakalım. İyi odaklanmış bir GS, Olympiakos'un bir hayli üzerinde. Odaklanma sonucu deplasmandaki maçı, 2 set hariç güle oynaya kazandık.
Pazar günkü paylaşımımda, "Umarım, Istanbul'daki maçı rahat alırız" diye noktalamıştım. Nedeni ise sahada ortaya çıktı. İlk seti yine güle oynaya kazandıktan sonra 2. setti biraz da, her nasılsa bu iş bitti diyerek, konsantrasyonu biraz bozduk ve hem bireysel hatalar sonucu, hem rakibin inanılmaz yer savunması ve içinden canavar çıkan Kubura'nın hücum sayıları sonucu 2. ve 3. setleri kaybettik. Kubura performansı, bana Kuzeyboru'nun Lazareva üzerinden bize karşı oynanan oyununu anımsattı.
Gelelim, Lazovic ve Alexia eleştirisine. Buna İlkin'i de dahil edebiliriz. İlkin 2. setti %57 hücum ile oynarken 1 hata yaptı. Carutasu %25 Lazovic %27 ile hücum ederken yine Carutasu 1 hata ve Lazovic tam 5 hata yaptı. Yani Lazovic hücumda sınıfta kaldı. 3. sette ise İlkin %30 ve 0 hata ile hücum ederken, Alexia %35 hücum ve 0 hata, Lazovic ise %50 gibi görünen yüksek yüzde ile hücum edermiş gibi görünmesine rağmen sadece 4 topa hücum yaptı ve bir hata yaptı. Buna 2 servis karşılama da eklenince, savunma hataları hariç, hücumdaki zayıf halka oldu.
Tüm bunlara bakıldığında, maçın toplamında (yada 4 setin toplamında), %38 hücum ve %29 verimlilkle ile oynayarak 18 hücum ve 1 blok sayısı alan Alexia'yı, bu maça özel olarak eleştirmek, voleyboldan bihaber olmakla eşdeğerdir. Bize, özellikle 2. ve 3. sette kök söktüren Kubura, %39 hücum ve %24 verimlilikle oynadı. Alexia ile kıyaslandığında, hücum yüzdeleri hemen hemen aynı ama verimlilik düşük. Bunun nedeni ise, Alexia'nın hata sayısı ve oranının düşük olması. O zaman hücum yüzdesi, neden %38 diye sorulabilir. Bunun nedeni, Olympiakos'un 2. ve 3 setlerdeki, olağanüstü yer savunması ile çıkarılan toplar oldu. Özellikle İlkin ve Alexia'nın hücumlarına yaptıkları defans ve çıkardıkları toplar, akıllara durgunluk verdirdi. Bu da neredeyse Zeren'de olduğu gibi, tüm enerjilerini tüketti.
4. setin başlama düdüğü öncesi, herkes birbirine "ne oluyor, hadi çıkıp bitirelim şu işi" demiş olacak ki, 4 seti oynayan Olympiakos oyuncusu olmak istemezdim. Silindir gibi ezip geçtik. Güzel ve keyifli olan ise, 5.sette tüm bench oyuncularını, aynı anda sahada görmek oldu, ve bu bench, çeyrek final maçında saha değişimi sonrası, rakibe sadece 1 sayı vererek maçı 15-8 lik final setiyle maçı takımımıza kazandırdı.
Bongaerts'i çok beğeniyorum ama özellikle 2.ve 3 setlerdeki pas tercihlerine, keşke biraz daha dikkat etseydi, yine de bazı anlarda inanılmaz zor toplara çok iyi paslar attı.
Bir parantez de teknik heyete açalım. 5. sete, turu geçmiş olmamıza rağmen, tümüyle bench oyuncuları ile çıkmak, hem teknik heyet, hem de oyuncular açısından bir cesaret ve meydan okuma idi ki, bu sınavdan başarı ile çıktılar ve büyük bir aferini hak ettiler.
Sonuç olarak yarı finaldeyiz ve önceden de kestirilebildiği şekilde Chieri ile yarı final maçlarını oynayacağız. Bu nedenle bize bu sevinç ve heyecanı yaşatmaya devam ettikleri için, teknik heyet ve tüm oyunculara teşekkürler.