Önceki 5 günün en popüler olayı Golbol altın madalyamızdı hiç kuşkusuz. Gruplardan sonra ritmini bulan takımımız sırasıyla Güney Kore, Brezilya ve israil'e karşı ihtimal bile vermeden 6-3, 3-1 ve 8-3lük sadece skor üzerinden değil oyun olarak rahat maçlarla kazandı. Evet önceki 2 turnuvaya göre çok daha zor oldu. Ama arada öyle bir fark varki sadece biraz daha "acaba mı" demelerine neden oldu. Maçlara yine iyi başlıyoruz ama sonrasını getiremiyoruz artık. 2.yarılarda genelde rakibimize göre daha az sayı aldık. Çok daha fazla yoruluyor gibiyiz ama takımın 2 as oyuncusu 22 ve 20 yaşlarındalar. Ancak takımımızın en büyük starı olan Sevda Altınoluk 30 yaşına geldi ve sanki artık tüm maça ya da turnuvaya ezici performansını yayamıyor. Bu bile turnuvaların en iyi oyuncusu olmasını değiştirmiyor ama Los Angeles'ta 34 yaşında olacağını düşünürsek takımın hücumunu diğer oyunculardan da kurgulama vakti geldi. Fatmanur bu paralimpikte daha çok sorumluluk alıp daha çok skor üretti, bu iyiye işaret. Ancak takımımızın Sevda'yı daha çok yedeklemesi lazım artık. Şeydanur Kaplan ve Berfin Altan gibi yine 20lerinin başında 2 yedeğimiz bu konuda ümit verici ama pek şans bulamadılar. İşi garantiye almak istedik ama artık Sevda'yı hem sahadayken hem de kenara alarak dinlendirip kritik anlarda daha verimli oynatma zamanı geldi. Burada halen sporunun en iyisi ama 4 yıl sonra böyle olmayabilir 24 dakika çıkmadan oynarsa. Bir söz de siyasal islamcı kindar spikere. Rakip İsrail diye görme engelli sporculardan çıkarı hıncını. Sanki onlar yapıyor katliamı. Her israil vatandaşı suçluysa bu ülkedeki çifte vatandaşları elinizde palayla mı arayacaksınız! Nefret suçu bu ırkçılık artık. İsraiilli sporcular belki de gümüş aldılar diye sevinçten ağlarken "Ağlattık İsraillileri" diye naralar atmak da ne demek! Bu iktidar değişmeden bu tip şerefsizlerin trtye irin olması engellenemeyecek. Er ya da geç bu kendini vicdanlı sanan vicdansızları o koltuklardan rezil ederek postalamak lazım. Anlattığı her sporda nefret suçu işliyor boks da malumunuz.
Okçulukta W2 klasik yayda bireysel ve takımlar mücadelesiyle okçuluk sona erdi. Kadınlarda sıralama atışlarında sırasıyla 8. ve 10. sıraları alan Merve Nur Eroğlu ile Yağmur Şengül ile birebir mücadelelerin olduğu günde mücadele ettik. Yağmur ilk turda en kötü sıralama atışına sahip Kübalı Posada'yı rahat skorlu setlerle 6-0 geçtikten sonra 7 numara Hint Jatyan'a karşı hiç direnemeyip 6-0 kaybetti son 16 maçını. Merve Nur ise sıralama atışlarını 9. bitiren Polonyalı Olszewska'ya 6-0 kaybederek elendi ve kötü bir gün geçirmiş olduk. Bu kategoride Çinliler final oynayıp son oyunlarda paralimpik rekoruyla sıralama 1.si olduktan sonra bronz alabilen Wu Chunyan bu sefer sıralamada 2.olup altın alırken, diğer Çinli 4 numara Mijno'ya sürpriz yapan Wu Yang altın aldı ve bu sıralama turlarının 1.si geçen yıl sıralama dünya rekorunu eline geçiren İtalyan Mijno ise bronz alabildi. Erkeklerde ise sıralama atışlarında başarılı bir neticeyle 4.olan Sadık Savaş ve 18.olabilen Yavuz Papağan ile temsil edildik. Sadık Savaş ilk turu Brezilyalı rakibine karşı beklendiği gibi rahat geçtikten sonra son 16da Taylandlı tecrübeli Netsiri'ye karşı oldukça zorlanıp son okta rakibinin 8 atmasıyla 28-27 kazandığı set sonrası 6-4 ile çeyrek finalist oldu. çeyrek finalde ise İranlı Ameri'ye karşı ilk 2 set yakın geçse de kaybettikten sonra 3.sette ilk atışını 10 atsa da süre geçtikten sonra attığı için 27-27lik skor sonradan yapılan inceleme sonrası 27-17 olarak düzeltildi ve maçı 6-0 kaybetmiş oldu. Altın madalyaya ulaşan isim sıralama atışlarını 9.bitirse de finali Polonyalı sıralama atışları 6.sı Cizsek'i yenen Hint sporcu Singh alırken, bronzu günün en renkli ismi Avustralyalı Kenton-Smith'i 6-0'ı yenen İranlı Ameri bronz aldı. Takımlar müsabakasında ise sıralamada 3. olmuştuk ve iddialıydık. Çeyrek finalde zorlansak da Ukrayna'yı 5-3 yendikten sonra 2 numara Çin'i yenip önümüzü açan Slovenya'ya karşı oldukça stresli atışlarla elimizdeki setleri kolay kaybetsek de shoot-offda kazanarak finale çıktık. Finale kadar rahat gelen İtalya favori olan taraftı ve bunu konuşturdular ilk 2 sette. Ancak 3.seti alıp son sette de ilk 2 atış serisinde 1 puanla öndeyken Merve Nur'un altın geliyor galiba stresiyle kötü atması sonucu seti İtalya'ya verdik ve gümüşte kaldık. Slovenya ise Hindistan'ı yenip beklemedikleri ama hakkettikleri bronzu aldı. Sadık Savaş ve Merve Nur Eroğlu ikilisi ise beklentileri fazlasıyla karşıladı ama tek problem stres altında ritmimizin bozulması ve bu konuda özellikle Merve Nur çok daha fazla 10 atıp bizi yükseltse de panikleyip bir anda attığı 5lere 6lara bir çözüm bulmalı.
Atletizmde maalesef Aysel Önder ile hayal kırıklığı yaşadık. T20 400m yani özel sporcuların koştuğu kategoride dünya rekoru kırdıktan sonra beklentiler artmıştı. Ancak muhtemelen yarış stratejisi gereği yavaş başlayıp atağına geç başlamasıyla bir an da fırlayıp 3. ve 2.leri anında geçmesine rağmen Ukraynalı lidere de çok yaklaşmasına rağmen finish çizgisi çoktan geldi ve birkaç metre daha devam etse kazanacağı yarışı verip gümüşte kaldı. Dünya rekoru kırarken 54.96 koşmuştu finalde ise 55.23 koştu kötü koştu denemez ama rekoru bile geliştirecek potansiyeli vardı yazık oldu. Ukraynalı Shuliar ise 55.16 ile zaferi kazandı. T12 erkekler kategorisinde elimizden alınan 100m altın madalyasının ardından 400m'de de yarışmasına imkan sağlanmayan Serkan Yıldırım'ın yokluğunda Oğuz Akbulut 4 atletin yarışacağı finale kaldı 4.sıradan ve finalde de 4.olup madalya kazanamadı. Dün akşam ise yine özel sporcularımızın yer aldığı T20 kategorisinde uzun atlama kadınlarda gurur anları yaşadık. Çünkü tam 3 sporcumuzla finalde temsil edildik. 15 sporcu olduğu için eleme olmadan doğrudan finale alınsalar da bu sahnede 3 sporcuyu tek bir dalda yarıştırmak büyük iş. Sonuç olarak istikrarlı atlayışlarıyla altına da çok yaklaşsa da yine de kariyerinin en iyi derecesini en büyük sahnede yaparak soyadı gibi altın olmasa da 5.73m ile bronz madalyaya uzandı. Sadece 10cm ile Polonyalıya altını 3cm ile de Brezilyalıya gümüşü kaybetmiş oldu. 4.sırada ise yine en iyi derecesini yapan bir başka sporcumuz 5.64m atlayan Esra Bayrak vardı onu da alkışlamak gerekiyor. Henüz 16 yaşında olan Reyhan Taşdelen ise 5.11m ile 12. olabilse de gelecek adına oldukça güven veriyor. Üstelik Aysel gibi o da 400m kotası almıştı ama buraya yoğunlaştığı için katılmadı. Madalya alamasa da Hamide Doğangün'e de parantez açmak lazım. Tekerlekli atletizm pist yarışlarına özel sandalyeyle yarışılan kategorilerden T53 kategorisinde 100m, 400m ve 800mde sırasıyla 6.,5. ve 4.olarak 3 final görerek madalyayı da sonuna kadar hak ederek bitiriyor oyunları.
5'e 5 görme engelliler futbol serüvenimiz gol atamadan bitecekti ki grup sonunculuğu sonrası yan grubun sonuncusu Japonya'yı 2-0 yenip goller atarak 7.bitirdik oyunları. 2004'ten beri oyunlarda olan bu branşta 5 şampiyonluğu da Brezilya almıştı ama tahtından indirildi. Ancak tahtından indiren de oturamadı o tahta. Grup maçlarını eksiksiz geçen Brezilya yan grup 2.si Arjantin ile golsüz berabere kalınca penaltılarla 4-3 elenmekten kurutlamadı. Ancak tahmin ettiğim gibi bu ev sahibi avantajı olan Fransa'nın önünü açtı ve 1-1lik beraberlik sonucu 3er seri penaltı olan penaltılarda son penaltıyı kaçırıp Fransa'nın penaltısını beklediler ama o da gol olunca Fransa zafere ulaştı. Yarı finalde Fransa'ya 1-0 kaybeden Kolombiya ise ilk madalyası için sahaya çıksa da Brezilya bu kez işi şansa bırakmadı ve 1-0 galibiyetle en azından serisini kürsü serisi haline getirdi.
Judo mücadelemiz ise ilk günden 2 bronz madalya ile başladı. Tam görme engelli J1 kategorisindeki sporcularımızdan Ecem Taşın48kg'da çeyrek finalde Alman Müller'i ippon ile yenip Japon Hangai'ye waza-ari puanıyla kaybetse de bronz maçında yunan Masourou'yu yine ippon ile yenip bronz madalya kazandı. Kısmen görenlern kategorisi J2'nin 48kg'sinda ise Cahide Eke Ukraynalı rakibi Ivanytska'yı waza-ari puanıyla yenip, kazak Nautbek'e waza-ari ile yenikken üstüne gelen ippon ile mağlup olup bronz maçına kaldı ve orada da Alman Thal'ı ipponlayarak bronz aldı. Dün ise 70kg j1 kadınlarda Merve Uslu bronz maçında İsveçli Parnheim'a waza-ari ve ippon ile kaybetti ve aynı şekilde 57kg J2 sporcusu Döndü Yeşilyurt da Kazak Fedossova'ya aynı şekilde kaybedip 5.oldu. Bugün ise j1 90KG'da Yasin Cimciler'in bronz madalya maçında Moldovalı rakibine karşı net şekilde hakkı yendi. Son 30snde nihayet waza-ari puanı aldıktan sonra normalde bu kadar kritik maçlarda kolay kolay çıkmayacak 3.shido cezası 18sn kala pasif görünmemek için sahte atak yaptı gerekçesiyle verildi ve shido cezasıyla kaybetmiş oldu. Maç boyunca Moldovalı rakibi 2 shido cezası alsa da çok daha pasif olmasına rağmen yeterince shido cezası almayıp maçta tutulmuştu. Son shido cezası ise normal ataktayken verilmesi sahtelikle alakası olmaması Moldovalı efsane sporcunun belki de kariyerine bronz ile veda etmesi için verilen maksatlı bir karardı. Bu da bir gencin hakkının gasp edilerek yenilmesine yol açtı. Kadınlar +70kg J1'de ise Nazan Akın Güneş Azeri İsmiyeva'yı ippon ile yendikten sonra favori çıktığı yarı final maçında Brezilyalı Zoaga'nın peri masalına piyon oldu. Zoaga çeyrek finalde Venezuela'lı rakibi altın skor olarak waza-ari yapıp kazanmışken hakemler bu posizyonu videodan izleyip kural dışı olduğuna karar verip Zoaga'yı yenildim diye ağlarken galip ilan ettiler. Yarı finalde ise Nazan maça hızlı başlayıp ağır olma avantajını kullanmak isterken önce kendi oyununda waza-ari oldu ve posizyonun devamında belki de hayal kırıklığıyla vücüdunu sağlam tutamayınca sırtını yere getirten Zoaga kısa sürede ipponlamış oldu. Neyse en azından bronz maçında Özbek Ergasheva'yı 2 waza-ari ile ipponlayarak yendi ve bronz alarak 2012deki gümüş sonrası kariyerinni 2. paralimpik madalyasını aldı(2012deki madalya judodaki ilk madalyamızdı). +90kg J2'de ise 1016da hem olimpiyatlarda 96kg serbest stilde güreşen hem de paralimpikte judoda mücadele ederek aynı yılkı olimpiyat ve paralimpiklerde farklı branşlarda yarışan ilk sporcu olarak tarihe geçen İbrahim Bölükbaşı temsil etti bizi. Kendisi tavuk karası hastalığı nedeniyle gece karanlığında ciddi görme kaybı yaşayan ve uzağı net göremeyen yüzde 40lık görme engelli bir sporcumuz. Kendisi finale kadar geldi ve özellikle yarı final maçı çok zorlu geçti. Britanyalı rakibi Skelley ile altın skor sırasında aldığı puanla galip gelene kadar çok aktifti ama sırtını son anda kurtarıyordu ve shido cezalarının birikmesiyle maç 2 tarafa da gidebilirdi ama İbrahim waza-ari ile kazanmayı başardı. Finalde ise Gürcü favori çıkan Chikoidze'yi waza-ari puanıyla yendi ama maç sonuna kadar öldü öldü dirildi. Waza-ari sonrası rakibine shido cezası da aldırsa da 1.5dkkala 2.shidoyu kendisi alınca maç sonu gelmek bilmedi. Neyse ki ne finali shido ile bitirme cesaretini gösterebildiler ne de İbrahim onlara fırsat verecek pasif mücadeleyi sundu ve sonuna kadar mücadele edip tarihimizin judodaki ilk altınını kazandı. Aynı zamanda farklı bir branşta olimpiyat seviyesinde sporcu olum paralimpik altını kazanarak belki de ilk olarak da özel bir sporcu oldu.