2024 PARİS PARALİMPİK OYUNLARI

Olimpiyat sonrası olimpiyatlara paralel anlamında türetilen paralimpik ismiyle paralimpik oyunları da çarşamba günkü açılış töreniyle başladı. Dün tekwandoda aldığımız 2 madalyayla iyi başladık denebilir. Son paralimpiklerde altın alabilecek isimlerimiz madalyadan bile uzak kalmıştı en azından şimdi 2 numaralı seribaşı olan 2 sporcumuz 2.lik ve 3.lük çıkararak klasmandaki yerlerinin hakkını verdiler. Özellikle Alican Özcan'ın maçları çok keyifli oldu atak dövüş stiliyle. Finalde İsrailli rakibi daha az şans tanıdı ve maçı 19-12 kaybetti. Maç kaybedilirse İsrailin adı geçmez kazanılırsa da İsrailli sporcuyu yendi diye altını çizerek anlatır trt diyordum ki kaybedince daha da beteri olup sporcu sevinirken kesip reklam bile olmadığı için vtr paralimpik tanıtım vtrsi yayınladılar. Bunların yaptığı bu düşmanlık br ülkeye değil engelli bir sporcuya yapılıyor ve neredeyse ırkçılık seviyesine yükseldi ama kahpe düzenin sahipleri de onlar ve gitmeden düzelecek bir durum yok. Bunun dışında okçuluk kadınlar makaralı yayda Öznur Cüce'den sıralama atışlarında dünya rekoruyla 1.lik geldi. Burada ilginç olansa eski rekorun 72 atışta yapılan sıralama atışı seansında bu ayın 3ünde İngiltere'de yine Britanyalı bir sporcu tarafından 698 puanla kırılıp paralimpiklerde Öznur'un bunu 704'e çıkarırken, 2.olan Hint Devi'nin de 703 puan elde etmesi oldu. Yani 2. bile rekordan 5 ouan fazla attı. Eski rekorun sahibi Pine ise bu kez 688 puanda kalıp 7.oldu ve Öznur ile finale kadar eşleşmeyecek yine de. Okçuluktaki 3 kategori ile erkek kadınlar ve çiftler olmak üzere 9 dalın 7sinde varız. Ama maalesef makaralı yay erkeklerde kota alamadığımız için Öznur karışık takımda da mücadelee etme şansını yitirmişti. Tokyo'da gümüş almıştı partneriyle ama bu sefer bu gümüşün tecrübesi bireysele yansır diye umuyorum. Dün arıca golbol kadınlardaki ilk maçımızda kendi hatalarımızla Brezilya ile 3-3 berabere kaldık ama artık takım sayısı 10dan 8e düşürülünce grup etabı tamamen sıralamadan ibaret ve asıl mesele çeyrek finalden ibaret olacak.

Madalya adayı sporcularımız sadece tekwando ve okçulukta yok tabi. Masa tenisi, golbol, ağırlık kaldırmaya alışığız zaten ve Tokyo'da yüzmede de madalya almıştık ama bu kez beklemediğimi bir branşta badmintonda da 2 tane altın kovalayacak kadın sporcumuz var. Dün kadınlar SL3 kategorisinde Halime Yıldız Japon rakibini rahat setlerle 2*0 yenerek başladı grubuna ve dünya 2 numarası olarak geldi buraya. WH2 kategorisindeki Emine Seçkin ise dünya 1 numarası olarak en önemli altın favorilerinden biri.

Bugün özellikle tekwandoda maç yapılacak 4 sıklette de temsilcimiz olduğu için bolca madalya gelebilir takipte kalın.
 
Üst üste 2 gün bizim için çok çok iyi geçti. Tekwandoda beklediğimden de iyi şekilde cuma günü 4 sporcumuzdan 3ü final gördü. Altın madalya adayımız Mahmut Bozteke beklendiği gibi 63kg'da altın aldı ama finalde Moğol rakibine karşı bir hayli zorlanıp 7-1 geriye düştü ve son 1.5 dakikada geri dönüşüne başlayıp 7-7 ile altın raunda geçildi. Orada da hemen baştaki ataklardan Mahmut galip ayrıldı ve ilk altınımızı hanemize yazdırdı ben bu altının üstüste yaşanacak 3 finalde sporcularımızın üzerinden altın stresini kaldıracağını düşünsem de önce 57kgda Gamze Gürdal Çinli rakibine ardından da Fatih Çelik 70kg'da Azeri rakibine karşı varlık bile gösteremedi. Öyle ki Gamze 11-0 kaybederken Fatih ise son anlarda rakibi 2 kere ceza puanı alınca 2 puan almış oldu ama teknik puan alamadan 15-2 kaybetti. Aynı gün masa tenisi çift erkekler 8 kategorisinde bireyselde paralimpik şampiyonumuz Abdullah Öztürk ile bronz madalyalı ismimiz Nesim Turan çifti yarı finalde alman çifte 3-2 kaybedince bronz madalyada kaldı.

Cumartesi günü atıcılık 10m havalı tabanca kadınlarda Aysel Özgan orta bölüme kadar 2.5 puan civarı üstün götürdüğü mücadeleden ancak gümüşle çıkabildi. Kendisi 240 net puanla dünya rekortmeniydi yakın zamanda kırdığı rekorla. En önemli rakibi olan İranlı JAVANMARDİ ise son paralimpik şampiyonluğunu üstelik paralimpik rekorunu 239.2 puanla kırarak almıştı. İkisinin de toplam puanı rekorlardan uzak kaldı ve JAVANMARDI 236.8 puan alirken Aysel ÖZGAN İse 231.1 alabildi. Bir diğer sporcumuz Ayşegül Pehlivanlar da 2.lik mücadelesi verenlerdendi ve iyi de gidiyordu ama 15. atışında attığı 7.2 puanla tüm avantajını yitirip 5.liğe düştü. Daha sonra toparlayıp 4.olmakla yetindi. Biri altın 2 kürsü fırsatı da bu dalda kaçmış oldu.

Okçuluk kadınlar makaralı yay W2 kategorisinde sıralama atışlarında dünya rekoru kıran sporcumuz Öznur Cüce Girdi ise harika bir gün geçirdi. Son 16 turundan başladığı mücadelesinde Endonezyalı rakibini rahat geçip ve Hint rakibini ise 15 atışta 145 puan atarak 140ını gölgede bırakarak yenip yarı finale çıktı. Yarı finalde daha sonra bronz alacak olan Galler doğumlu Britanyalı sporcu Grinham'ı maç yakın geçse de yine seviyeyi 145 puana koyarak rakibi adına zorlaştırdı ve 145-143 kazandı. Ana tablonun diğer tarafındaki eski dünya rekorunu beraber geçtikleri Hint Levi'nin kötü performansıyla son 16da elenmesi sonucu oradan 3 no.lu seribaşı yarı finalde 146 atan İranlı Hemmati geldi ama onu da 144-141 yenerek 4 maçından da 143-145 seviyesinde atarak alnının akıyla çıkıp altın madalyaya kavuştu. Ama ne yazıkki bu kategoride erkek sporcumuz katılamamış olduğundan Tokyo'da gümüş aldığı karışık çiftlere katılamayacak Öznür Cüce. Yine de favoriliğin hakkını vererek harika bir gün yaşadı.

Atletizmde T12 kategorisi yani az da olsa görebilen sporcuların yarıştığı kategoride Tebriz doğumlu Serkan Yıldırım 100m ve 400m son dünya şampiyonu olarak üstelik de 400m dünya rekortmeni olarak gelecekti buraya. Ancak son anda görme engelinin sınıflandırması ile ilgili şüpheye düşüldüğünden-muhtemelen Kobe'deki dünya şampiyonasındaki başarısı sonrası- kota hakkı elinden alınmıştı ve dava sürecine geçilmişti. Neyse ki Alman yerel Mahkemesinden müsabakalarına günler kala olumlu karar çıktı ve açılış törenine katılamayıp paralimpik köye bile alınmadığı organizasyona son anda katıldı. Ama ne katılmak, finalde başabaş giden mücadelede fotofinişle en önemli rakibi ABD'li Noah Malone'u 10.70 ile geçip şampiyon oldu. Kendisi 400m'de daha da iddialı umarım oradan da altın getirecek. Açıkçası dava sürecinde de eğer bir hata varsa bunda sporcunun değil uluşlararası federasyonun hatası var diye düşünüyorum. Sporcu T13 kategorisinde olmalıysa bunu daha önce kesinleştirmelilerdi. Bunun dışında F57 kategorisinde cirit atmada Mohammed Khalvandi -ki o da İran'ın Kermanşah şehri doğumlu ve 2012 ile 2016'da altın almıştı İran adına- bu sefer 50m'nin altında kalarak bizim adımıza gümüş madalya kazandı.

Dünü madalyasız geçtik ve şimdilik dünü ve bugünü yarın toparlayıp yazmaya karar verdim.
 
Önceki 2 günü madalyasız kapattık. Tabi resmileşmeyen ama garantilenen masa tenisi madalyamız ve atletizm T20 400 me elemelerinde Aysel Önder'in kırdığı dünya rekorunu da es geçmeyelim. Genel bir son 2 gün değerlendirmesi yapalım kendi adımıza en iyisi.

Okçulukta son oyunlarda 2 madalya çıkardığımız W1 kategorisini maalesef bu sefer çok kötü ve dramatik geçirdik. Önce Nil Mısır İtalyan rakibini eledikten sonra sıralama atışlarının 1 numarası Çek rakibi Musilova önünde başa baş giden mücadelede hep 2-3 sayı öndeyken son atışlara da 2 puan önde girmişti. 10 atmanın zor olduğu ve bu yüzden fark yarattığı bu kategoride Musilova 10 atarak bitirince baskıyı bize atamış oldu. 9 yetecekti veya en azından 8 puan shoot-offa götürürdü ama gitti 7 attı ve 126-125 kaybederek elendi. O Musilova da yarı finalde vatandaşı olan diğer sporcuyu da yenerek final yaptı ve gümüş aldı. Tek atışla muhtemel bir madalyayı kaybetmiş olduk. Erkeklerde ise dünya şampiyonluğu bulunan Yiğit Caner Aydın 8.sırada bitirdiği sıralama atışları sonrası önünü biraz kapamıştı ama Güney Afrikalı rakibini yenmesi gerekirdi. O da son atışa 2-3 puan önde girip son atışta 6 atarak kaybetti kendi de şok yaşayarak elendi. Son oyunlarda burada olmayan Nihat Türkmenoğlu'nun ardından 3. olan Bahattin Hekimoğlu ise sıralama atışlarında 2.olmuştı ve yine madalya bekleniyordu ondan. Ancak maalesef 4 karşılaşmasının 3ünde 132yi geçemeyen İtalyan Tonon Bahattin Hekimoğlu'na karşı 138 puan elde edip 138-134 kazandı karşılaşmayı ve ona da yaramadı 4. bitirdi paralimpik oyunlarını. Dün W1 karışık takımda ise Bahattin Hekimoğlu ve Nil Mısır ikilisi sıralama atışlarında 7 takım arasında 5.olduktan sonra çeyrek finalde 4 numara Güney Kore ile başa baş ama düşük skorlu bir karşılaşmada son sete berabere girdi. Maalesef son atışta galibiyet için 10, beraberlik için 9 gerekirken Nil Mısır bir önceki atışında 10 atsa da partnerine 10 saniyenin altında çok az zaman bırakmasının da etkisiyle Bahattin Hekimoğlu aceleyle 7 atabildi ve karşılaşmayı 134-132 kaybetmiş olduk ama rakibimiz de performansını yükseltemeyince madalya kazanamadı.

Badminton çok çok büyük bir hayal kırkılığı oldu. Emine Seçkin WH2 kategorisinde dünya 1 numarası olarak geldiği paralimpikte varlık bile gösteremeden Japon ve Çinli rakiplerine 2-0 mağlup olarak gruplarda elendi. Evet daha sonrasında Çinli rakibi Yutong altın madalya alıp, japon Yamazaki ise B grubu lideri Taylandlıyı yenip sonrasında madalya alamasa da yarı final görmüş oldu ve dünya 2 numarası da grupta elenip 3 numara gruptaki bir rakibi çekilince gruptan çıkabilip sahada galibiyet alamadan çeyrek finalde elendi ama yine de büyük hayal kırıklığı oldu oluşan farklar bizim adımıza. SL3 kategorisindeki dünya 2 numarası Halime Yıldız ise en azından 2de 2 ile başladığı grupta Çinli rakibine yenilip liderliği kaptırınca doğrudan yarı final şansını kaçırdı ama çeyrek final maçı oynama hakkı kazandı. Çeyrek
finalde ise Ukraynalı Oksana Kozyna'ya ilk seti kazanmasına rağmen son seti 26ya uzayan setle 26*24 son set sonucu ve 2-1 maç sonucuyla kaybetti. Ukraynalı madalya alamasa da grupta yenildiği Zuxian altın madalyayı omzuna taktı. En azından madalya beklediğimiz bir isimden beklediğimizin yakınına bile yaklaşamadık maalesef. Buradan çıkacak bir madalya para badminton'ın tanıtımı için çok iyi olacaktı. Yayın bile yapmıyorlar muhtemelen trtspor bu sporcuların dünya liderleri olduğunu bile bilmiyor ve bilmemeye devam edecekler.

Görme engelliler 5e5 futbolda en büyük favori olan Brezilya'ya karşı ilk maçı 3-0 kaybetmiştik. Bu gayet normal sonuçtu ama gruptan çıkmak istiyorsak madalya yolundaki rakiplerimizden Çin'e karşı dünkü futbolu oynamamız gerekirdi. Bu akşam son şans olarak evsahibi Fransa ile oynayıp bir galibiyet sürprizi ve averajla gruptan çıkmayı umut edeceğiz artık.

Son 2 paralimpik oyunlarında kürsünün en üst basamağına çok rahat yürüyen Golbol kadın milli takımımız bu kez daha zor bir şekilde kendini bulacak gibi. İlk maçında madalya adayı olmayan Brezilya'ya karşı kendi hücum hatalarıyla az daha kaybederken zar zor 3-3 berabere kalan takımımız, 2016'da finalde yendiği Çin'e karşı 5-1 öne geçtikten sonra bir anda tutuldu ve üstüste hatalarla ve kötü savunmalarla 75 kaybetmişti. Önceki gün ise İsrail ile moral açısından önemli bir maça çıktık ve sonda yine yakalansak da maçı 4-1den vermedik ve 5-4 kazandık. Çin'in İsrail'i de 6-1 yenmesiyle Çin'im ardından grubu 2.sırada bitirmiş olduk. Gruplarda kimse elenmediği için sıralama ve ritim bulma etabı olsa da bu sporda yeri olmayan yan grup sonuncusu Fransa ile eşleşmek iyi olurdu rahatça yarı finale uzanırdık. Ama şimdi yan grubu 3. bitirse de 2. Kanada ile berabere kalıp genel averajla 3.olan ve son dünya şampiyonasında finale kadar yükselip bize yenilen Güney Kore ile oynayacağız. Onları geçersek de muhtemelen bir başka ekol Japonya karşımıza çıkacak. Çin'in yolu kesinlikle daha kolay oldu ve kazanmak istiyorsak asya golbolünün en iyilerini üst üste koyup kazanmamız gerekecek. Yan grupta Fransa olmasına rağmen sadece 30 gol olurken 6 maçta bizim grupta tam 50 gol olmuş. Güney Kore zor gol yiyen bir takım eğer biz hücumda günümüzde olmazsak bu savunma hatalarıyla rahatlıkla üzerine yatarlar dikkatli olalım. Maç bugün 20.45de son maç izlemenizi tavsiye ederim.

Masa tenisi erkekler C4 kategorisinde dün büyük bir şok yaşadık Abdullah Öztürk ile. Son 2 paralimpik şampiyonumuz ilk turu seribaşı olduğu için bay geçtikten sonra Nijeryalı rakibi Ogunkunle'ye son setini 12-10 kaybederek 3-1 yenilerek elendi. Aynı kategoride Tokyo'da bronz alan ve dünya şampiyonluğu da bulunan Nesim Turan ise Şilili rakibini ilk seti verse de 3-1 yenerek çeyrek finale yükseldi ve Koreli Kim Jung-gil ile eşleşti. C5 kategorisinde ise Ali Öztürk abisi ve Nesim TURAN'I çiftlerde yarı finalde yenip bronzda bırakan çiftten biri olan ve daha da önemlisi dünya 1 numarası son oyunların paralimpik şampiyonu Baus'a karşı 2-0 geri düşse de müthiş bir geri dönüşle 3-2 kazanıp altın madalya yolunda önünü açarak Öztürk ailesinin altın madalya geleneğini devam ettirmeye de göz kırptı(Yarı final maçı Norveçli rakibine karşı şu anda oynanıyor ve ilk sette 6-4 öndeyiz.). Kadınlar C10 kategorisinde ise Merve Demir Polonyalı rakibi Partyka'ya pek direnemeden 3-0 kaybederek tek maçla elendi.

Dünün geri planda kalan asıl büyük olayı ise teniste quad tekl erkeklerde Ahmet Kaplan ile geldi. Çeyrek finalde 4 no.lu seribaşı Britanyalı Lapthorne'u 6-4,3-6,6-3 ile 2-1 yenerek yarı finale çıkan seribaşı olmayan tek sporcu olarak 2 nolu seribaşı Hollandalı Vink ile eşleşti. Bu kategorideki diğer temsilcimiz Uğur Altınel ise son 16 turunda Britanyalı Slade'e 2-1 kaybederek elenmişti. Bu ikili aynı zamanda çiftlerde de mücadele etti ama maalesef 6 çiftin olduğu oyunlarda çeyrek finalde Brezilyalı çifte 6-2, 6-1 ile 2-0 kaybederek elendiler.
 
Genel değerlendirmelere bir reklam arası verip devam etmekte olan Golbol kadınlar finalinde ilk yarıyı İsrail'e karşı 7-2 önde bitirdiğimizi ve maçın trtsporda olduğunu bildirelim.
 
Önceki 5 günün en popüler olayı Golbol altın madalyamızdı hiç kuşkusuz. Gruplardan sonra ritmini bulan takımımız sırasıyla Güney Kore, Brezilya ve israil'e karşı ihtimal bile vermeden 6-3, 3-1 ve 8-3lük sadece skor üzerinden değil oyun olarak rahat maçlarla kazandı. Evet önceki 2 turnuvaya göre çok daha zor oldu. Ama arada öyle bir fark varki sadece biraz daha "acaba mı" demelerine neden oldu. Maçlara yine iyi başlıyoruz ama sonrasını getiremiyoruz artık. 2.yarılarda genelde rakibimize göre daha az sayı aldık. Çok daha fazla yoruluyor gibiyiz ama takımın 2 as oyuncusu 22 ve 20 yaşlarındalar. Ancak takımımızın en büyük starı olan Sevda Altınoluk 30 yaşına geldi ve sanki artık tüm maça ya da turnuvaya ezici performansını yayamıyor. Bu bile turnuvaların en iyi oyuncusu olmasını değiştirmiyor ama Los Angeles'ta 34 yaşında olacağını düşünürsek takımın hücumunu diğer oyunculardan da kurgulama vakti geldi. Fatmanur bu paralimpikte daha çok sorumluluk alıp daha çok skor üretti, bu iyiye işaret. Ancak takımımızın Sevda'yı daha çok yedeklemesi lazım artık. Şeydanur Kaplan ve Berfin Altan gibi yine 20lerinin başında 2 yedeğimiz bu konuda ümit verici ama pek şans bulamadılar. İşi garantiye almak istedik ama artık Sevda'yı hem sahadayken hem de kenara alarak dinlendirip kritik anlarda daha verimli oynatma zamanı geldi. Burada halen sporunun en iyisi ama 4 yıl sonra böyle olmayabilir 24 dakika çıkmadan oynarsa. Bir söz de siyasal islamcı kindar spikere. Rakip İsrail diye görme engelli sporculardan çıkarı hıncını. Sanki onlar yapıyor katliamı. Her israil vatandaşı suçluysa bu ülkedeki çifte vatandaşları elinizde palayla mı arayacaksınız! Nefret suçu bu ırkçılık artık. İsraiilli sporcular belki de gümüş aldılar diye sevinçten ağlarken "Ağlattık İsraillileri" diye naralar atmak da ne demek! Bu iktidar değişmeden bu tip şerefsizlerin trtye irin olması engellenemeyecek. Er ya da geç bu kendini vicdanlı sanan vicdansızları o koltuklardan rezil ederek postalamak lazım. Anlattığı her sporda nefret suçu işliyor boks da malumunuz.

Okçulukta W2 klasik yayda bireysel ve takımlar mücadelesiyle okçuluk sona erdi. Kadınlarda sıralama atışlarında sırasıyla 8. ve 10. sıraları alan Merve Nur Eroğlu ile Yağmur Şengül ile birebir mücadelelerin olduğu günde mücadele ettik. Yağmur ilk turda en kötü sıralama atışına sahip Kübalı Posada'yı rahat skorlu setlerle 6-0 geçtikten sonra 7 numara Hint Jatyan'a karşı hiç direnemeyip 6-0 kaybetti son 16 maçını. Merve Nur ise sıralama atışlarını 9. bitiren Polonyalı Olszewska'ya 6-0 kaybederek elendi ve kötü bir gün geçirmiş olduk. Bu kategoride Çinliler final oynayıp son oyunlarda paralimpik rekoruyla sıralama 1.si olduktan sonra bronz alabilen Wu Chunyan bu sefer sıralamada 2.olup altın alırken, diğer Çinli 4 numara Mijno'ya sürpriz yapan Wu Yang altın aldı ve bu sıralama turlarının 1.si geçen yıl sıralama dünya rekorunu eline geçiren İtalyan Mijno ise bronz alabildi. Erkeklerde ise sıralama atışlarında başarılı bir neticeyle 4.olan Sadık Savaş ve 18.olabilen Yavuz Papağan ile temsil edildik. Sadık Savaş ilk turu Brezilyalı rakibine karşı beklendiği gibi rahat geçtikten sonra son 16da Taylandlı tecrübeli Netsiri'ye karşı oldukça zorlanıp son okta rakibinin 8 atmasıyla 28-27 kazandığı set sonrası 6-4 ile çeyrek finalist oldu. çeyrek finalde ise İranlı Ameri'ye karşı ilk 2 set yakın geçse de kaybettikten sonra 3.sette ilk atışını 10 atsa da süre geçtikten sonra attığı için 27-27lik skor sonradan yapılan inceleme sonrası 27-17 olarak düzeltildi ve maçı 6-0 kaybetmiş oldu. Altın madalyaya ulaşan isim sıralama atışlarını 9.bitirse de finali Polonyalı sıralama atışları 6.sı Cizsek'i yenen Hint sporcu Singh alırken, bronzu günün en renkli ismi Avustralyalı Kenton-Smith'i 6-0'ı yenen İranlı Ameri bronz aldı. Takımlar müsabakasında ise sıralamada 3. olmuştuk ve iddialıydık. Çeyrek finalde zorlansak da Ukrayna'yı 5-3 yendikten sonra 2 numara Çin'i yenip önümüzü açan Slovenya'ya karşı oldukça stresli atışlarla elimizdeki setleri kolay kaybetsek de shoot-offda kazanarak finale çıktık. Finale kadar rahat gelen İtalya favori olan taraftı ve bunu konuşturdular ilk 2 sette. Ancak 3.seti alıp son sette de ilk 2 atış serisinde 1 puanla öndeyken Merve Nur'un altın geliyor galiba stresiyle kötü atması sonucu seti İtalya'ya verdik ve gümüşte kaldık. Slovenya ise Hindistan'ı yenip beklemedikleri ama hakkettikleri bronzu aldı. Sadık Savaş ve Merve Nur Eroğlu ikilisi ise beklentileri fazlasıyla karşıladı ama tek problem stres altında ritmimizin bozulması ve bu konuda özellikle Merve Nur çok daha fazla 10 atıp bizi yükseltse de panikleyip bir anda attığı 5lere 6lara bir çözüm bulmalı.

Atletizmde maalesef Aysel Önder ile hayal kırıklığı yaşadık. T20 400m yani özel sporcuların koştuğu kategoride dünya rekoru kırdıktan sonra beklentiler artmıştı. Ancak muhtemelen yarış stratejisi gereği yavaş başlayıp atağına geç başlamasıyla bir an da fırlayıp 3. ve 2.leri anında geçmesine rağmen Ukraynalı lidere de çok yaklaşmasına rağmen finish çizgisi çoktan geldi ve birkaç metre daha devam etse kazanacağı yarışı verip gümüşte kaldı. Dünya rekoru kırarken 54.96 koşmuştu finalde ise 55.23 koştu kötü koştu denemez ama rekoru bile geliştirecek potansiyeli vardı yazık oldu. Ukraynalı Shuliar ise 55.16 ile zaferi kazandı. T12 erkekler kategorisinde elimizden alınan 100m altın madalyasının ardından 400m'de de yarışmasına imkan sağlanmayan Serkan Yıldırım'ın yokluğunda Oğuz Akbulut 4 atletin yarışacağı finale kaldı 4.sıradan ve finalde de 4.olup madalya kazanamadı. Dün akşam ise yine özel sporcularımızın yer aldığı T20 kategorisinde uzun atlama kadınlarda gurur anları yaşadık. Çünkü tam 3 sporcumuzla finalde temsil edildik. 15 sporcu olduğu için eleme olmadan doğrudan finale alınsalar da bu sahnede 3 sporcuyu tek bir dalda yarıştırmak büyük iş. Sonuç olarak istikrarlı atlayışlarıyla altına da çok yaklaşsa da yine de kariyerinin en iyi derecesini en büyük sahnede yaparak soyadı gibi altın olmasa da 5.73m ile bronz madalyaya uzandı. Sadece 10cm ile Polonyalıya altını 3cm ile de Brezilyalıya gümüşü kaybetmiş oldu. 4.sırada ise yine en iyi derecesini yapan bir başka sporcumuz 5.64m atlayan Esra Bayrak vardı onu da alkışlamak gerekiyor. Henüz 16 yaşında olan Reyhan Taşdelen ise 5.11m ile 12. olabilse de gelecek adına oldukça güven veriyor. Üstelik Aysel gibi o da 400m kotası almıştı ama buraya yoğunlaştığı için katılmadı. Madalya alamasa da Hamide Doğangün'e de parantez açmak lazım. Tekerlekli atletizm pist yarışlarına özel sandalyeyle yarışılan kategorilerden T53 kategorisinde 100m, 400m ve 800mde sırasıyla 6.,5. ve 4.olarak 3 final görerek madalyayı da sonuna kadar hak ederek bitiriyor oyunları.

5'e 5 görme engelliler futbol serüvenimiz gol atamadan bitecekti ki grup sonunculuğu sonrası yan grubun sonuncusu Japonya'yı 2-0 yenip goller atarak 7.bitirdik oyunları. 2004'ten beri oyunlarda olan bu branşta 5 şampiyonluğu da Brezilya almıştı ama tahtından indirildi. Ancak tahtından indiren de oturamadı o tahta. Grup maçlarını eksiksiz geçen Brezilya yan grup 2.si Arjantin ile golsüz berabere kalınca penaltılarla 4-3 elenmekten kurutlamadı. Ancak tahmin ettiğim gibi bu ev sahibi avantajı olan Fransa'nın önünü açtı ve 1-1lik beraberlik sonucu 3er seri penaltı olan penaltılarda son penaltıyı kaçırıp Fransa'nın penaltısını beklediler ama o da gol olunca Fransa zafere ulaştı. Yarı finalde Fransa'ya 1-0 kaybeden Kolombiya ise ilk madalyası için sahaya çıksa da Brezilya bu kez işi şansa bırakmadı ve 1-0 galibiyetle en azından serisini kürsü serisi haline getirdi.

Judo mücadelemiz ise ilk günden 2 bronz madalya ile başladı. Tam görme engelli J1 kategorisindeki sporcularımızdan Ecem Taşın48kg'da çeyrek finalde Alman Müller'i ippon ile yenip Japon Hangai'ye waza-ari puanıyla kaybetse de bronz maçında yunan Masourou'yu yine ippon ile yenip bronz madalya kazandı. Kısmen görenlern kategorisi J2'nin 48kg'sinda ise Cahide Eke Ukraynalı rakibi Ivanytska'yı waza-ari puanıyla yenip, kazak Nautbek'e waza-ari ile yenikken üstüne gelen ippon ile mağlup olup bronz maçına kaldı ve orada da Alman Thal'ı ipponlayarak bronz aldı. Dün ise 70kg j1 kadınlarda Merve Uslu bronz maçında İsveçli Parnheim'a waza-ari ve ippon ile kaybetti ve aynı şekilde 57kg J2 sporcusu Döndü Yeşilyurt da Kazak Fedossova'ya aynı şekilde kaybedip 5.oldu. Bugün ise j1 90KG'da Yasin Cimciler'in bronz madalya maçında Moldovalı rakibine karşı net şekilde hakkı yendi. Son 30snde nihayet waza-ari puanı aldıktan sonra normalde bu kadar kritik maçlarda kolay kolay çıkmayacak 3.shido cezası 18sn kala pasif görünmemek için sahte atak yaptı gerekçesiyle verildi ve shido cezasıyla kaybetmiş oldu. Maç boyunca Moldovalı rakibi 2 shido cezası alsa da çok daha pasif olmasına rağmen yeterince shido cezası almayıp maçta tutulmuştu. Son shido cezası ise normal ataktayken verilmesi sahtelikle alakası olmaması Moldovalı efsane sporcunun belki de kariyerine bronz ile veda etmesi için verilen maksatlı bir karardı. Bu da bir gencin hakkının gasp edilerek yenilmesine yol açtı. Kadınlar +70kg J1'de ise Nazan Akın Güneş Azeri İsmiyeva'yı ippon ile yendikten sonra favori çıktığı yarı final maçında Brezilyalı Zoaga'nın peri masalına piyon oldu. Zoaga çeyrek finalde Venezuela'lı rakibi altın skor olarak waza-ari yapıp kazanmışken hakemler bu posizyonu videodan izleyip kural dışı olduğuna karar verip Zoaga'yı yenildim diye ağlarken galip ilan ettiler. Yarı finalde ise Nazan maça hızlı başlayıp ağır olma avantajını kullanmak isterken önce kendi oyununda waza-ari oldu ve posizyonun devamında belki de hayal kırıklığıyla vücüdunu sağlam tutamayınca sırtını yere getirten Zoaga kısa sürede ipponlamış oldu. Neyse en azından bronz maçında Özbek Ergasheva'yı 2 waza-ari ile ipponlayarak yendi ve bronz alarak 2012deki gümüş sonrası kariyerinni 2. paralimpik madalyasını aldı(2012deki madalya judodaki ilk madalyamızdı). +90kg J2'de ise 1016da hem olimpiyatlarda 96kg serbest stilde güreşen hem de paralimpikte judoda mücadele ederek aynı yılkı olimpiyat ve paralimpiklerde farklı branşlarda yarışan ilk sporcu olarak tarihe geçen İbrahim Bölükbaşı temsil etti bizi. Kendisi tavuk karası hastalığı nedeniyle gece karanlığında ciddi görme kaybı yaşayan ve uzağı net göremeyen yüzde 40lık görme engelli bir sporcumuz. Kendisi finale kadar geldi ve özellikle yarı final maçı çok zorlu geçti. Britanyalı rakibi Skelley ile altın skor sırasında aldığı puanla galip gelene kadar çok aktifti ama sırtını son anda kurtarıyordu ve shido cezalarının birikmesiyle maç 2 tarafa da gidebilirdi ama İbrahim waza-ari ile kazanmayı başardı. Finalde ise Gürcü favori çıkan Chikoidze'yi waza-ari puanıyla yendi ama maç sonuna kadar öldü öldü dirildi. Waza-ari sonrası rakibine shido cezası da aldırsa da 1.5dkkala 2.shidoyu kendisi alınca maç sonu gelmek bilmedi. Neyse ki ne finali shido ile bitirme cesaretini gösterebildiler ne de İbrahim onlara fırsat verecek pasif mücadeleyi sundu ve sonuna kadar mücadele edip tarihimizin judodaki ilk altınını kazandı. Aynı zamanda farklı bir branşta olimpiyat seviyesinde sporcu olum paralimpik altını kazanarak belki de ilk olarak da özel bir sporcu oldu.
 
Ağırlık kaldırma branşı ya da engelsiz versiyonuyla halter sürprize pek açık olmayan bir branş. Bu hem avantaj hem de dezavantaj. Madalya alabilecek çok sporcumuz olduğu için burayı hiç boş geçmedik ama altın madalya da zordu ve beklendiği gibi sürpriz olmadı. Erkekler 49kg'da Abdullah Kayapınar ve kadınlar 55kg'da Besra Duman gümüş alırken, kadınlar 45kg'da eski çifte paralimpik şampiyonu Nazmiye Muratlı ve son gün de 73kg'da Sibel Çam bronz madalya aldı. Erkekler 72kg'da Uğur Yumuk ise 7. olabildi.

Yüzmede madalya anlamından tarihimizin en önemli paralimpik oyunlarını geçirdik. 4 farklı sporcuyla tam 9 kez final yüzdü yüzme milli takımımız. Kadınlarda S5 kategorisinde 50m sırtüstünde son oyunlarda bronz alan Sevilay Öztürk bu sefer 7. olabilse de bu sefer 50 kelebek stilinde bronz madalya kazanmayı başardı. Tarihimizin en önemli başarılarıysa son günlerde aldığı 2 altınla tek olimpiyatta bunu başararak ilke imza atan Umut Ünlü'den geldi. Umut erkekler S3 kategorisinde yüzen bir sporcu ve ilk 2 finali olan 50m sırtüstü ile 200m bireysel karışıkta sırasıyla 7. ve 6. olmuştu ama son 2 finali olan 50m serbest ve 200m serbestte elemelerden de 1 numara gelerek favori çıktığı yarışlarda özellikle 200m'de heyecanlandırsa da kazanmasını bilerek altın madalyaları omzuna taktırdı.
 

Üst