Aile Toplantısı-Okan Alaşalvaroğlu

Finaller ve bütler derken küçük bir ara vermiştik ama kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu hafta ki konuğumuz forum adminlerimizden Okan Alaşalvaroğlu. Soru alımı 02.02.2015'e kadar sürecektir.
 
Forumda büyüyenler kuşağına devam ediyoruz anlaşılan. Güzel de oluyor...

* Cumartesi kadın basket maçında, pazar Engelsiz Aslanlar üstüne Erkek Takımı, pazartesi voleybol maçında görürseniz şaşırmayın bu genci. Özetle Galatasaray´la nefes alıp nefes veren birisi desek abartmamış oluruz Okan´dan için. Ailesinin bu duruma tepkisini merak ediyorum. Ve ailesinin Galatasaray´a bakış açısı…

* Okuldan ve Galatasaray´dan arta kalan zamanlarında (pek kalmıyordur gerçi) neler yapıyor? Kitaplarla arası nasıl, “bir kitap okudum hayatım değişti” dedirtecek kadar etkilendiği bir kitap oldu mu?

* Ben bu hayatın hakkını veriyorum diyebiliyor mu iç dünyasında, yoksa tabir yerindeyse zaman mı öldürüyor? Hayatta nasıl bir iz bırakmak isterdi?

* Tribünde “basın yalan yazıyor…” diye nefesini tüketip ertesi gün o haberleri yapan gazetenin merkez binasında staja gittiğinde neler hissediyordu?

* Sosyal olaylara yönelik tavrı (yüksek dozda eleştiri içerir) dikkate alırsak, sevgilisiyle gittiği Gezi Parkı´nı bir gün savunacağı gelir miydi aklına?
 
Nasıl Galatasaray'lı oldu? Basketbol maçlarına nasıl gitmeye başladı? Gsbasket'le nasıl tanıştı, Gsbasket olmasa hayatı farklı olur muydu?

Tribünde olmaktan en zevk aldığı maçlar hangileri? Futbol, basketbol, voleybol olarak ayrı ayrı cevap bekliyorum. Bir de ah şu maçta tribünde olabilseydim dediği maç var mı?

Ergin Ataman'a antipatisi nereden kaynaklanıyor, bu antipati nefret boyutunda mı?

Üniversitenin ilk yıllarında ileride yapacağı iş için kafasında bir şeyler var mı, yoksa zaman nereye sürükleyecek diye bekliyor mu?

Unutamadığı basketbolcular kimler? Ya da şu oyuncu Galatasaray'da oynamalıydı dediği oyuncu var mı?

Okul, Galatasaray ve sosyal medya zamanının çok büyük bölümünü alıyordur diye tahmin ediyorum, bunun dışında kalan zamanında ne yapar, ne yapmaktan hoşlanır? (Onur Abi zaten benden önce aynı soruyu, benzer şekilde sormuş, geri aldım :) )
 
Salonda ilk izlediği basketbol maçını hatırlayabilir mi ? Nerede , Ne zaman ve sahada ki 2 takım (Acaba fazla mı zor sorduk :D )
 
Sinema, müzik, tiyatro gibi şeylerle arası nasıldır?

Fatih Terim ve Ünal Aysal hakkında ki yorumu nedir?

Geçmişinde pişmanlık duyduğu bir olay var mıdır? Çok özel değilse duymak isterim şahsen.
 
- Bazı oyuncular ve şahıslar kişiler için unutulmazdır . Bana bu oyunu sevdirenlerden biri çok küçük yaşımda Tv'de gördüğüm Brian Tolbert'tır mesela . Bu tip hafızasından silemediği ve basketbola tutkuyla bakmasına sebep olan şahıs veya şahıslar var mıdır ?

- Avrupa basketbolunda beğendiği aynı zamanda Galatasaray'ın başında görmek istediği koçlar kimlerdir ?
 
Galatasaray´la nefes alıp nefes veren birisi desek abartmamış oluruz Okan için. Ailesinin bu duruma tepkisini nedir? Ve ailesinin Galatasaray´a bakış açısı…

Baba tarafım Galatasaraylı, anne tarafım Fenerli. Çocukluğumda ise kuzenim beni Galatasaraylı dayım ise Fenerbahçeli yapmak için çok uğraştı, babam da alttan alttan kuzenimi teşvik ediyordu. Allah'a şükürler olsun ki, bu savaşı kuzenim kazandı. O zamanlar bizimkiler (annem-babam) bu duruma sevinse de şuan hata yaptıklarını söylüyorlar :) Daha doğrusu dozunu kaçırdıklarını belirtiyorlar. Babam benim kadar olmasa da baya takip ediyor her branşı, ama yenildiğimizde benle takılmayı da es geçmiyor. Annemin ise özellikle Kadıköy'de ki süper final maçındaki şampiyonlukta payı büyük :)

Nasıl Galatasaray'lı oldu? Basketbol maçlarına nasıl gitmeye başladı? Gsbasket'le nasıl tanıştı, Gsbasket olmasa hayatı farklı olur muydu?

Galatasaraylı oluş hikayemi ilk soruda da cevapladım, o yüzden bu soruda bu kısmı es geçiyorum. Basketbol maçlarına nasıl gitmeye başladığıma gelirsek, basketbol oynamayı çok seviyorum. Dolayısıyla basketbola da farklı bi ilgi duyuyorum, hatta futboldan daha güzel bi spor bence. Eh o zamanlarda da basketbol maçları açık kanalda olurdu, maçları izleyerek hep heves etmiştim orda bulunmayı. İlk kuzenim aracılığıyla başladım maçlara gitmeye, daha sonra ayak alıştı diyebiliriz, hala salonlardayız cıkamadık :) Gsbasketle tanısma hikayem ise o tribündeki gsbasket pankartı diyebiliriz, pankartı gördükten sonra merak edip foruma üye olmuştum. Daha sonra ise ilk Arca Yıldırım ile tanıştım. Allah iyi ki tanıştırmış bizi, gerçekten özel insan. 2.ligde de baya iyi gidiyorlar, umarım istediklerine ulaşırlar, bi gün Yenilmez Armada’nın başında da görürüz kendisini. Arcanın vesilesiyle daha sonra Şamil abiyi, Onur abiyi, Aras abiyi, Kerem abiyi tanıdım. Gsbasketle tanısmam bu şekilde oldu. Gsbasket olmasaydı sorusuna gelirsek ciddi anlamda burda tanıdığım insanlar, öz abim öz kardeşim oldu. Hepsi birbirinden değerli. Zaten maç dışında da çoğu zaman hepsiyle beraberiz, Şamil abi de bunu çok istediğini söylerdi hep, istediği de oldu. Ayrıca Tanju Cicek olmasaydı sadece benim değil, hepimizin hayatı da farklı olurdu :))

Tribünde olmaktan en zevk aldığı maçlar hangileri? Futbol, basketbol, voleybol olarak ayrı ayrı cevap verebilir mi? Bir de ah şu maçta tribünde olabilseydim dediği maç var mı?

Basketbolda kesinlikle Cska maçı, o maç farklıydı yani herkes için. Ordaki havanın yarısını bile diğer maçlarda yakalayamadığımızı düşünüyorum. Özel bi sezondu, özel bi maçtı. Sadece 2 puan kazanmamıştık o gün, işte hala 9 Şubat dediğimiz zaman insanlar o günkü maçtan posizyonları anımsıyor. Basketbolda kaçırdığım üzüldüğüm maç yok sanırım, çünkü kendimi bildim bileli salonlardayım :) Ama illa ki bi maç söylemem gerekiyorsa, Rusyada’ki Ekaterinburg ve Fenerbahçe maçları. Gsbasket ekibiyle orda olmayı o kadar çok isterdim ki… Futbolda en zevk aldığım maçlar ise, 2günlük Juve maçı ve Samiyen’deki Nonda’nın attığı 1-0 kazandığımız maç. Keşke gidebilseydim dediğim maç ise kesinlikle şampiyon olduğumuz Kayseri maçı, malum 16 dklık bekleyişin olduğu mücadele. Kuzenim, götürmek istemişti, ama o zaman babam karşı çıkmıştı. İçim yanıyor hala o gün tribünde olamadığım için, hala da babama sitem ediyorum bunu.

Unutamadığı basketbolcular kimler? Ya da şu oyuncu Galatasaray'da oynamalıydı dediği oyuncu var mı?

Elbette şuan buraya yazarken unuttuğum isimler var ama, Fitch, Gaines, Robert Hite, Owens, Tufan Ersöz, Burak Sezgin, Malik Dixon, Hüseyin Beşok, Cüneyt Erden, Darius, Jasaitis, Tutku Açık Luksa Andric ikilisi :) ayrı yazmak olmazdı, Shumpert, Cenk Akyol, Jamon Gordon. Keşke Galatasaray’da olsaydı dediğim ise iki oyuncu var, aslında pek de mütevaziydi bunlar, biri 1 nisan şakasında ortalığı birbirine katmıştık sevincinde Walter Hermann ile Nikola Pekovic.

Bazı oyuncular ve şahıslar kişiler için unutulmazdır. Hafızasından silemediği ve basketbola tutkuyla bakmasına sebep olan şahıs veya şahıslar var mıdır?

Ben çok uzağa gitmeyeyim, basketbol özelinde en sevdiğim adam Oktay Mahmutidir. Yeri çok farklı, buraya bi çok isim yazabilirdim belki ama Mahmuti çok farklı boyutta.Oyuncu bazında isebii dönem Tracy McGrady hastalığım vardı. Yeri gelmişken de söyleyeyim Kobe > LeBron

Avrupa basketbolunda beğendiği aynı zamanda Galatasaray'ın başında görmek istediği koçlar kimlerdir?

Ne gerek var Avrupaya ya, getirelim Oktay hocamı :) Avrupa’nın en iyi 2 koçu maalesef rakiplerimizde ama Blatt ve Bartzokas diyebilirim bu soruya da. Gerçi Blatt şuan Avrupa’da değil ama buradan gitme :)

Ergin Ataman'a antipatisi nereden kaynaklanıyor, bu antipati nefret boyutunda mı?

Ataman'a Beşiktaş’ın başındayken cephe alanlardan sevmeyenlerdenim. İlk geldiğinde de bu duruma baya kendi çapımda karşı çıksam da, Galatasaray sevgisi Ataman düşmanlığının önüne geçmişti. Ama Ataman’ın haddine olmayan işlere burnunu sokması, bu antipatimi de körüklüyor. Evet nefret ediyorum kendisinden ama başarılı olmasını istiyorum Galatasaray’da çalıştığı süre boyunca.

Galatasaray'ın geleceğini nasıl görüyor?

Bu soru baya genel olmuş ama burası basketbol forumu basketbol kısmı hakkında düşündüklerimi söyleyeyim. Galatasaray his takımı, öyle garip bi huyumuz var ki düştüysek kalkmasını da en iyi biz biliriz. Maddi kriz ve Murat Özyer gibi bir bela varken şubede, bu ayağa kalkışımız biraz sancılı olacak ama daha çok iyi günler göreceğiz bence. He bir de daha Oktay hocam gelecek, kaldığımız yerden devam edeceğiz. Oktay Mahmuti ile bir gün FİNAL FOUR görecek Galatasaray basketbolu.

Fatih Terim ve Ünal Aysal hakkında ki yorumu nedir?

Fatih Terim Galatasaray efsanesidir, çok seviyorum sayıyorum. Böyle bir efsaneyi Ünal Aysal ile birlikte sormak olmamış :) İkisi arasındaki olaya gelirsek, Terim’i hala seviyorum. Kırmızı cizgim belki de kendisi. Yaşattıkları ölmeye değer. İkisi arasındaki olaya gelirse Ünal Aysala ne kadar kızgım olsam da nefret etsem de her ikisi de maalesef şampiyonluğu Fener’e hediye ettiler geçen sene. Fazla konuşmak istemiyorum aslında bu konuda da.

Üniversitenin ilk yıllarında ileride yapacağı iş için kafasında bir şeyler var mı, yoksa zaman nereye sürükleyecek diye bekliyor mu?

Lisede gazetecilik okudum daha sonra stajımı Fanatik Gazetesi’nde yaptım. Staj yaptığımda anladım ki, benim istediğim meslek gazetecilik değil, en azından bi gazetede editör olmak değil. Bu yüzden üniversitede reklamcılık-halkla ilişkiler alanını seçtim. Şuan istediğim bölümdeyim, hazırlık sınıfı okuduğumdan dolayı da daha bölümümüm ilk yılındayım. Tabii kendime göre kendi alanımda bir planlarım var ama ne kadarı olacak ne kadarı olmayacak bunu zaman gösterecek.

Okuldan ve Galatasaray´dan arta kalan zamanlarında (pek kalmıyordur gerçi) neler yapıyor? Kitaplarla arası nasıl, “bir kitap okudum hayatım değişti” dedirtecek kadar etkilendiği bir kitap oldu mu?

Bazen boşluğa düştüğüm olsa da, arkadaşlarımla birlikte takılmayı çok seviyorum. Hiçbir şey yapmasak da parka gidip oturup saatlerce konuşmusluğumuz var. Onun dışında yabancı dizi izleme hastalığım var, kitap konusuna gelince bu konuda cok cahilim acıkcası. Bu konuda biraz da üzgünüm ama üniversitedeki bi hocam sayesinde kitap konusunda bi atılım yaptım. Kafka’nın Dava adlı kitabını okumaya başladım, bakalım bu sefer kitap okumayı bağımlılık haline getirebilecek miyiz...

Tribünde “basın yalan yazıyor…” diye nefesini tüketip ertesi gün o haberleri yapan gazetenin merkez binasında staja gittiğinde neler hissediyordu?

Fanatik Gazetesi’nde benim staj yaptığım zamanda, iyi bi kadro vardı aslında. Tabii bunu editörler için diyorum :) Şuan o zamandan hiçbiri kalmadı, hepsi farklı yerlere gitti. Aramızdaki samimiyetten dolayı aynı şeyleri o ortamda da söyleyebiliyordum :) Ayrıca ilk isimli haberim de Oktay Mahmuti ile ilgiliydi, orda bile bi küçük Oktay Mahmuti Fan ekibini kurmuştum.

Sosyal olaylara yönelik tavrı (yüksek dozda eleştiri içerir) dikkate alırsak, sevgilisiyle gittiği Gezi Parkı´nı bir gün savunacağı gelir miydi aklına?

Gezi Parkı süreci tam sınav seneme denk gelmişti, 1 hafta sonra lys sınavımız vardı. Oraya sadece bi gün gidebilmiştim, bu durum hala canımı sıksa da, sınava konsantre olmakta doğru yapmışım sanırım. Onur Abi bu soruda biraz da özel hayatımızdan laf almak istemiş ama :) Şaka bir yana olaylar öncesinde hiçbir kız arkadaşımla orada oturmadım, ama sonrasında oldu tabii :)

Sinema, müzik, tiyatro gibi şeylerle arası nasıldır?

Vizyondaki filmlere genellikle gidiyorum, ama evde oturup da film izlemişliğim pek olmuyor. Tercihimi diziden yana kullanıyorum. Müzik konusunda gelince, en garip huyum belki de insanlar çok şaşırır. Dinlemem, ama bi ortamda dinlenirse de her türlü müziği dinliyorum. Ezbere bildiğim şarkı sayısı bir elin parmağını geçmez. Tiyatroya ise maalesef az gidiyorum,senede 3-4 oyun izliyorum. Çoğaltmakta fayda var :)

Salonda ilk izlediği basketbol maçını hatırlayabilir mi? Nerede, ne zaman ve sahada ki 2 takım?

Maalesef salondaki ilk maçımı hatırlayamıyorum, Oyak Renault maçı olabilir ama sanırım.

Geleceğe dair planları nedir kendisinin?

İlk önceliğim Erasmus yapmak kesinlikle, bir dönemi yurt dışında okumak istiyorum. Daha sonradan pişman olmamak adına, plan değil de hayali sormuş olsaydınız herhalde, Galatasaray kadın takımına sponsor olmak derdim :).

Geçmişinde pişmanlık duyduğu bir olay var mıdır? Çok özel değilse duymak isteriz.

En büyük pişmanlığım, değer vermemem gereken bir insana senelerimi vermem, şans vermem gereken insanlara da o şansı bu insan yüzünden verememem.



Bu röportaj için Okan Alaşalvaroğlu'na teşekkür ediyoruz :)
 
Cidden keyif alarak okuduğum bi"r" röportaj oldu. Elbette tanıdığım bi"r" isim, hatta forumda yakından tanıdığım (daha doğrusu tanıdığımı düşündüğüm) 10 kişiden biri diye düşünüyordum ama bilmediğim yönleri de varmış. Dolayısıyla emeği geçenlere teşekkür ederim.

Daha önceki bi"r" röportaj da da dile getirdiğim bi"r" eleştirim vardı; fotoğraf. Bana göre bi"r" kişiyi tanımaya yönelik röportajların olmazsa olmazıdır fotoğraflar. Elbette düşünceler, anılar ön plandadır ama fotoğraf röportajların tamamlayıcı bi"r" ögesidir bence. Üşenmedim, Google Görseller´de ilk sırada sağdan beşinci fotoğraf -sakalı olmasa daha yakışıklı olacak- genç arkadaşımıza ait.

Bi"r" diğer eleştirim de hem soruları yanıtlayana hem röportajı yayınlayan ekibe. Türkçemizde "bi" diye sözcük yoktur. Hani bi"r" tane olsa gözden kaçmıştır derdim ama...
 

Üst