Basketbol Şubeye Olan İlginin Arttırılması İçin Yapılabilecek Fikirler

Sportif alışkanlıklar çocuk yaşlarda kazanılırsa, daha kalıcı olur. Bu yüzden kulübün, çocukları tribünlere çekmek için çeşitli faaliyetlerde bulunması lazım. Bunun için de öncelikle ebeveynlere dönük kampanyalar düzenlenmeli. Örneğin kombine sahibi ebeveynler, çocuklarını ücretsiz maça getirebilir. Maç öncesi ve sonrası, devre aralarında çocuklara yönelik şovlar düzenlenebilir, onlara küçük hediyeler verilebilir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, SHÇEK, eğitim kurumları, yurtlar, vb kurumlar ile iletişşim kurup, her hafta buralardan seçilecek belli sayıda çocuk seyirci, salona getirilebilir.


Gençler ve diğer yaş gruplarındaki izleyicilere yönelik, salona gelmeyi cezbettirecek faaliyetler planlanabilir. Şu an salonumuzda sadece maç oynanıyor. İzleyiciyi salona çekecek başka hiçbir unsur yok... Halbuki basketbol demek, görsel şov demektir. En basitinden, 8-10 kişilik bir dans ekibi kurmak ve bu ekibin giderlerini sponsorlar ile karşılamak, GS gibi bir kulüp için çok zor olmamalı...


Bunun yanında, kulübün basketbol maçlarının tanıtımını yeterince yaptığını düşünmüyorum. Bazı günler bu forumda bile, o gün maçımız olduğu gözden kaçabiliyor. Bu noktada kulübün daha agresif bir PR politilkası izlemesi lazım.


Bunlar ilk aklıma gelenler.... Konu için teşekkürler.
 
-Resmi siteden ve sosyal medya hesaplarından maç biletleri konusunda daha çok çağrı yapılmalı ve bu çağrı görsellerle desteklenmeli.

-Özellikle Eurocup maçlarımız öncesi duyurular sıklaştırılmalı ve taraftara olan ihtiyaç vurgulanmalı.

-GSStore mutlaka basketbolcularımızın tişörtlerini çıkartmalı. Micov, Lasme, Dorsey, Sinan gibi...

-Yine GSStore gelirin basketbol şubesine gideceği masa takvimleri çıkartmalı ve taraftarın maddi seferberliğini sağlamalı.
 
Doğru araştırma, doğru analiz.Doğru iletişim, doğru pazarlama.
İnsanların ihtiyaçlarını ve beklentilerini analiz etmek gerek; pazarlamanın en temel ilkesi.Fakat kulüpte öyle rezalet bir pazarlama ekibi var ki, misal beni aradıkları tek husus GS Dergi.Benim gibi bir taraftar 1 aydır maçlara gitmiyor.Neden gitmediğimi merak eden yok.Halbuki günümüz dünyasında iletişim o kadar önemli ki Galatasaray AŞ'den çok çok küçük şirketler outbound call center kurup sırf bu yönde çalışmalar yapıyorlar.

Basketbol maçlarına gelen insanların segmentasyonu ve nicel-nitel araştırmaların yapılmadığına bile adım gibi eminim.Bir kere ilk yapılması gereken maçlara gelen insanları demografik olarak gruplamak.Sonraki aşama da bu grupların ne tür organizasyonlarla güdüleneceğine yönelik fikirler geliştirmek.Ben eminim ki sırf bu GsBasket mecrasında bu organizasyonlara yönelik kısa sürede çok güzel fikirler ortaya çıkacaktır.İşte bu fikirler bir program çerçevesinde hayata geçirilmezse sürekliliği olmaz.Misal geçen sene bir ara ailelere yönelik bir bilet fiyatlandırma politikası izlendi ama çok uzun sürmedi.

Bu yazdığım yazı çözüme yönelik gözükmüyor olabilir ama çözümün çözümlenmesine yönelik bir şeyler yazmaya çalıştım."Hadi canım bu kadar zor ve detay gerektiren bir konu değil" diye düşünen olacaktır belki ama kurumsal şirketler boşuna pazarlama departmanlarına ve pazarlama ekiplerine yatırım yapmıyorlar...
 
Böyle bir başlığın açılmış olması güzel ve bence sürekli güncel tutulmalı bu başlık. Türkiye'nin en büyük spor kulübü ve markasıyız diyoruz ama bu söyleme göre yapılan bir hareket yok. Geçen yazmıştım Kulübün Twittır adresinde sadece futbolcuların resmi duruyor kapakta bu bile yanlış. Ayrıca Kulüp tarafından diğer şubelere hiç önem verilmiyor. Gsbasketin Twitırda takipçisi Fülker, ve Bjkden bile az. En basit örnek bunlar. İstanbul gibi bir şehirde basketbol maçlarına ortalama 5-6 bin taraftar bulamıyorsak sorun büyüktür. Yönetim ve vizyon dışında taraftar yapımızda da sıkıntı var maalesef. Sadece başarı, maç kazanmak istiyoruz yani her şey tamamen sonuca odaklanmış durumda. Önce bunun değişmesi lazım. Ama bazı şeyleri düzeltmek bu yönetimin döneminde imkansıza yakın bence, çünkü taraftar onlardan tamamen uzaklaşmış durumda istifa dışındaki yapacakları tüm eylemler taraftarı bir adım daha uzaklaştıracak gibi duruyor. Şu dönem için işimizin zor olduğunu düşünüyorum.
 
Şu an salona gitme sebebimiz sadece takımımızın maçı kazanmasına fayda sağlamak ve takım maçı kaybettiğinde salona gitmekten soğuyoruz. Bence maç içi, maç öncesi ve maç sonu organizasyonlarıyla salona gelenlerin maçı kaybetsek bile orada iyi zaman geçirdiğini hissetmesini sağlamak gerekiyor bence taraftarın maçlara gelmesi için.

- İki üç haftada bir bazı maçlardan önce oyuncuların taraftarla buluşacağı, imza dağıtacağı, fotoğraf çektireceği organizasyonlar düzenlenebilir. Bu organizasyonlar maçlarda, sosyal medyada duyurulsa ilgi çekecektir.
-Banvit' in maçlarını izlerken maskotları çok ilgimi çekiyor. Maskot molalarda taraftarı öndeyken eğlendiriyor gerekirse de coşturarak taraftarı maça sokuyor. Bizim takımızın da aslan gibi bir sembolu var. Aslan kostümlü bir maskot hem çocukların ilgisini çekerek ailelerin salona gelmesini sağlar hem de salona gelenlerin eğlenmelerini sağlayabilir.
-Devre aralarında üçlük, yarı sahadan basket gibi yarışmalar yapılabilir. Bu yarışmalarda ödül olarak bir sonraki maça ücretsiz bilet, basketbolcuların imzalı formaları, takımın antrenmanına konuk olma gibi ödüller verilebilir. Ben bu yarışmaların taraftar arasındaki bağı da güçlendireceğini düşünüyorum.
-Yeni salon yapılırken bence taraftarın maçtan önce gelip vakit geçirebileceği yerler de yapılmalı.
 
Oncelikle takimlarin her sezon silbastan kurulmamasi ve takim-oyuncu-taraftar bagi kurulmasi lazim. Su an insanlarin sogumalarinin bir numarali sebebi basarisizlik degil onlerine hiçbir perspektif koyulmamasi. Biz lige -5 ile basladigimiz sezon play-off harici hiçbir iddiamiz yokken salonlari gorece doldurduk, insanlar GS Basketbola ilgi duydu çunku bir hikaye yazilmisti, oyuncular buna dahil oldular ve insanlar bu hikayeyi gerçeklestirmek adina kenetlendi. Hikaye sadece basari degildir, ozveridir, aidiyettir, eglencedir. Biz Eurocup'u alacagiz demekle, geçen sezonki gibi pahali kadro kurmakla olmuyor bunlar, Eurocup'u alip ertesi sezon dagilsak veya yine silbastan kadro kursak bunun degeri ne olacak ki?

Kissadan hisse, burada belirtilen butun fikirlerin tutmasi için temel bir sart var, o da kendini bu camiaya ait hisseden oyunculardan kurulu, her sezon maksimum yuzde 30 turnover'i olan ve basketbolla alakasi zayif taraftarin bile aklinda tutabilecegi ve baglanabilecegi sekilde kulupte en az 3 sezon geçirecek isimleri one koyan bir kadro; bu kadronun da taraftarla yazacagi bir hikayesi olmali. Biz Arroyo-Hawkins-Ndong-Dorsey-Lasme-Lakovic'lere zaten o kadar alisik degiliz, bir iki yildiz isim ve genis rotasyonlu mutevazi bir kadro Ipekçi'de yeterli, gerisini biz getiriyoruz, bu oyuncularin burada kalici olmasi sart. Bu sezon isim bazinda belki daha soru isaretleriyle basladik ama gidisat bana gore (kadro yapisi olarak degil ama idare mantigi olarak) dogru. Bu anlattiklarim maalesef taraftar olarak pek elimizde olmayan seyler.
 
Bilindiği üzere basketbol takımlarımız salonda oldukça az bir taraftar grubuna oynuyor. Erkek takımı maçlarında 2.000-3.000 kişi civarı bir taraftar topluluğu olurken, kadın takımımızın maçlarında 500 kişiyi zor buluyoruz. Belki de kulüp tarihimizin en başarılı branşı olan tekerlekli sandalye takımımızın maçlarından ise çoğu zaman bihaberiz. Bu durumdan Galatasaray taraftarı olarak utanç duymalıyız. Gerek genel kurul üyesi dedelerimiz gerekse yönetim kurulumuz basketbol şubesine gerekli önem ve alakayı göstermiyor. Biz taraftarlar olarak bu duruma karşı sessiz kalmamalı ve bir şeyler üretmek zorundayız. Yönetim kurulumuza ve genel kurulda ki dedelerimize basketbol şubesinin gücünü hatırlatmalı ve onların dikkatini bu yöne doğru çekebilmeliyiz. Bunun için ilk yol taraftarı salona çekebilmek ve sosyal medyada daha baskın olmaktan geçiyor. Bu çerçevede taraftarı salona çekecek, ilgi ve alakayı arttıracak fikirler üretmeliyiz. Gerek maç günü aktiviteleri, gerekse sosyal medyayı daha etkin kullanma adına her türlü fikri bu başlık altında toplayalım. Ayrıca şube ile ilgili sorunlu gördüğünüz noktalar ve bunlara getirdiğiniz çözüm yollarını da yazmaktan çekinmeyin. Bu sayede GSBasket ailesi olarak değerimizi ve özgünlüğümüzü bir kez daha göstermiş oluruz.

NOT: Burada toplanan fikirler basketbol şube yöneticileri ile paylaşılacaktır.
 
Öncelikle bir olmamız gerek. Sen kimsin Harun deyip All star'a oyunce gönderip TBF reklamı yapmak, candüşmanımız ile Başantrenörümüzün dost pozları birliğin oluşmasına engel.

-Yeni salon olmalı ki sinerji oluşsun.
-Salona çekecek bir oyuncu mutlak olmalı Arroyo, Hawkins tarzı.
-Basketbol maç, turnuva, lig puan durumları daha basit ve ayrıntılı olarak sosyal ağlardan paylaşılıp takımın desteğe ihtiyaçı olduğu farkındalığı yaratılmalı.

Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Şubeye ilgiyi arttırmanın tek yolu Efes ve Fenerbahçe kadar para harcamak. 20 milyonluk kadro kuracaksın başka yolu yok. Hem az para harcayalım hem de çok iyi kadro kurup her sene şampiyonluk mücadelesi verelim Euroleague'e katılalım öyle bir dünya yok. Belki 1 sene başarılı olursun az para harcayıp kadro kimyası çok iyi tutar Karşıyaka gibi ama o şekilde kalıcı olamazsın. Vesely gibi oyuncular getireceksin çok para harcayacaksın ki her sene Euroleague'e alsınlar, Darüşşafaka nasıl wildcard aldı bizden çok para harcayarak aldı. Durum bu malesef her şey paraya bağlı.
 
Ilk onerim bu forumda daha once acilmis benzer-ilgili basliklari (kombine organizasyonu ile ilgili oneriler,gelir getirici oneriler vb) en bastan bir gozden gecirmeleri .Soz konusu onerilerin hemen hicbiri dikkate alinmadigi icin zaten hemen hepsi guncel olatak da gecerli.Bunun yaninda kombinelerle ilgili basliklarda senelerdir kombine organisayonunun yurutulmesindeki eksiklikler nedeni ile yasanan sorunlar tekrar gorulecegi gibi bircok alanda oldugu gibi bu alanda da bir arpa boyu yol gitmek soyle dursun geriye gittigimizi gorecegiz.

Genel de tum amator branslari konumuz basketbol oldugu icin ozellikle basketbolu ciddiye almak,subeye icin emek harcamak,kafa yormak ilk onerim senelerdir bunun yapildigini dusunmuyorum .

Sube ile ilgili her konuda dolayisi ile ilgiyi artirma noktasinda da kisa vadeli dusunmeyi birakip orta uzun vadeli plankar yapmak lazim daha dogrusu en azindan orta uzun vadede sorun yaratacak kisa vadeli pansuman cozumlerden artik uzak durmak lazim.

Mevcut durumun yillardir yapilamayan kombine organizasyonu ile yakindan ilgisi oldugunu dusunuyorum.Kombine ile ilgili sorunlar basketbola gorece para ayirmaya basladigimiz yillara kadar uzaniyor.O zaman Ayhan Sahenkte oynuyorduk.Benim hatirladigim ilk kombine organiasyonu girisimi "kirmizi koltuk" vukuatlari ile baslamisti.O yillarda salonun en iyi yeri olan saha ici koltuklar kirmizi renkte idi.Kombineler satisi ciktiginda o en guzel yer birilerine ayrilmisti "siradan" insanlar isteselerde oradan kombine alamayacakti.Bu olay ortaya cikinca tepki gosterildi.Soz konusu yanlistan donuldu.Ben de o kirmizi koltuklardan kombine almistim.Gayet mutluydum.Fakat bu mutluluk cok uzun surmedi birkac mac sonra baska birileri kombineleri olmadigi halde o kirmizi koltuklari isgal etmeye basladi.Kombinesi olan aileler yavas yavas o koltuklardan kacti.Zaten kisa bir sure sonra kombinedi olmadigi halde kirmizi koltuklari isgak eden o baska birileri "arma askini "cok yogun hissettikleri bir macta koltuklari kirdilar.Sonra o kirmizi koltuklarda oturmak yasaklandi ve kombine sahipleri de haklarini kaybetmis oldu.

Bugun geldigimiz noktada da saha ici koltuklarin sahaya yakin kisimlarinin kombinelerinin buyuk kismi FB ve BJK maclari disinda cok az maca gelen birilerine aitken .Normal tribünün en ıyı bloklarından kombine çıkarılmayarak o koltuklar kombine kart alanlara degıl baska bırılerıne terk edıldı (o ıyı bloklardan kombıne çıkarıldığında da zaten kombıne sahıplerınden ciddi bir kısmı oraya gıremıyor ya da gırmeyı tercıh etmıyordu).

Zamanında o kırmızı koltukları en bastan doğru duzgun satısa cıkarıp sonra ısgal edılmesıne ve trıbınun kırılmasına ızın verılmese ıdı en bastan dpgru duzgun bir kombıne organısayonu yapıp sonra her sene uzerıne koya koya gıtse ıdık belkı sımdı en az arma kadar basketbolu da seven maç secmeyen daha genıs bır kıtle olusabılırdı.Seneye başlarsak en bastan belkı yıllar ıcınde uzerıne koya koya bır yerlere varabılırız.Aksı takdırde bır on yıl sonra forumdakı on yuz bınıncı önerı baslığına benzer seylerı yazmaya devam edecegız.
 
Vizyonu geniş bir yönetim ve basketbolu bilen, basketboldan anlayan bir şube yönetimi her şeyden önce gereklidir.
Bunlarla birlikte nice başarılar da gelecektir eminim..
 
Naçizane yazayım
1. Takımın size ihtiyacı var algısı bir an önce terk edilmeli. Eglenceli zaman gecirecek bir basketbol ortamı oldugu taraftara yansıtılmalı. Çünkü insanlar egleneceklerini düşündükleri yere gelirler.
2. Futbol takımı tezahuratlari terkedilmeli. Ultraslan amigoları ile görüşülerek bu anlamsız desteği anlamlı hale getirmeleri sağlanmalı.
3. Bilet ucreti gerekirse 20 tl yapilmali ve her girene 10 tl maliyetli thishirt dagitilmali tek renk algisi yaratılmalı.
4. Hep yaziyoruz! Gs store da ucuz basketbol ürünleri satılmalı(bunun icin önce üretilmeli)
5. Yöneticiler ve idareciler her maça gelmeli ve takıma sahip çıktığı algısı yaratmalı.
6. En son ve en önemlisi gs basketbol sosyal medya hesapları çeşitli yollarla popülist sekilde tanıtılmalı.


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
1 Futbol takımının fenomeni haline gelmiş ya da daha doğrusu taraftarın sevgi beslediği oyuncuları önemli maçlara getirmeliyiz aynı gsstore imza günleri gibi.

2 Salon kesinlikle ve kesinlikle olmazımız burada ki konserler,spor müsabakaları vs bilimum gelir kapısı demek.

3 Maç biletleri olabildiğince ucuz olmalı.

4 Gsstorelarda sadece ve sadece basketbol takımlarımıza ait ürünler satılmalı bu ürünler sarıyla kırmızının karışımı ya da sarı kırımızı ayrı olarak ta olabilir ama bu konuya değinilip ürün çeşitliliğinin artması gerekli.

5 Sponsor seçerken bu sponsorun Galatasaray taraftarına hangi sektördeyse bir ayrıcalık sunması maddesi uygulanabilir.Örnek Özel bir hastahaneyse Galatasaray taraftarına %10-20 arası masraflarda indirim ya da yiyecek-içecek,araç kiralama gibi firma sponsorlarıyla anlaşırken bu maddeler koyulabilir sözleşmeye.

6 En can alıcı madde bence basket maçları için tüm taraftarlardan çipli kart çıkarmaları ve bu taraftarların üst üste 5 basket maçına gelmesi durumunda Arenadaki futbol maçı biletinde %20lik bir indirim sağlanabilir ki bu seyirci ortalamasını çok yukarıya çeker.

Şimdilik aklıma bunlar geldi bir çırpıda bu mesajımı sürekli güncellemeyi düşünüyorum saygılar :).
 
Öncelikle şu güvenlik denilen adamlara adam gibi talimat verin. Gidip de bir kadının çizmesini çıkartmak gibi acaip işlere imza atmasınlar. İnsanlara terörist gibi hissettiriyorlar kendilerini. Çantasında deodorantı var diye el koymak tam anlamıyla eşkiyalıktır. O kadın ve onu maça getiren kişi bir daha o salona adımını atmaz doğal olarak . Okul çıkışı maça yetişen bir adamın size çantasındaki kalemini vesairesini bağışlama zorunluluğu yok. Hele ki her maç sonuna doğru ortaya çıkan turuncu yelekli güvenlikler tam bir rezalet. Terörist olsan böyle muamele görmezsin. Bu insanları kim yönetiyorsa allah ona akıl fikir versin.
Saha içinden kombine satıp da önüne makinalı tüfek ebatında bir kamera koymayın. Hele ki bu konu size iletildiğinde '' o kameradan kaç para kazanıyoruz biliyor musun '' gibi bir cevap vererek kendinize sığır damgasını yapıştırtmayın. Kombine yenileme mevzusuyla babam ilgilenmeseydi o kombineyi yeminle yenilemezdim bir daha. Galatasaray taraftarı olmak ile aptal olmak aynı şey değil çünkü.
Tribünleri bölün. Bağıran taraf ile oturup maç izlemeye gelmiş insanı ayrıın. Ayırın ki herkes istediği şekilde rahat edebilsin. Bağıran tarafı numarasız , bağırmayan tarafı bilet numaralı yaparsın olur biter. Bunu ben yazmaya utanıyorum , klüp bu sorunu çözmemeye utanmıyor.
Basketbol şubesini özerkleştirin ve başına da şu şubeyi yönetmeye hevesli bir adamı getirin. Tepeden kondurtmayın. Koyduğunuz adama da karışmayın. Bırakın kendi sponsorunu bulsun , kendi bütçe planlamasını yapsın o kişi. Bünyenizdeki personelinize maaş verin ki oraya gelen taraftarın da oyuncuyu eleştirmeye hakkı olsun.
Kendinize geniş vadeli bir plan oluşturun. Taraftara bir vizyon sunun. Son yıllarda oluşan tek vizyon kümede kalma vizyonuydu ve bunun da nedeni dış etkenlerdi . Her sezona hedef şampiyonluk diye başlamak vizyon değildir. Onu gönder bunu al ordan da bu gelsin ile aidiyet oluşmaz.
10 liraya bilet satıp içerde yiyecek içecekten yapıştırma huyundan vazgeçin. Yolu , yemeği ve maçı ile oluşan toplam maliyeti düşünün. Herkes bu parayı veremeyebilir.
Önemli maçlarda saha içinin önüne sandalye atıp da parasıyla kombine alanları enayi yerine koymayın. Ben o kombineyi en önden alıyorsam en önden izleme amacım var demektir. Konteslerinize , beyzadelerinize başlatmayın.
Maç sırasında salondan sorumlu olan insanı eğitin ya da işini adam gibi yapan birini bulun. 3. periyoda sigara dumanı altında başlıyor hep bizim maçlar. 2 kapı açıp insanları tıkıştırmak yerine adam gibi bütün kapıları açın ki insanlar homojen dağılsın, koridorda sigara içmesin.
Bütün bu sıkıntıların hiçbirinin çözülmeyeceğini bilerek yazdım . Yanılmayı çok isterim.
 
Bu başlık biraz gerilerde kalmış tekrar hatırlatma adına daha başlığı ilk açarken düşündüğüm ama yazmayı unuttuğum şeyleri yazayım bende. Bunların bir kısmı zaten yapılıyor veya son bir haftada yapıldı ancak yine de yazmakta fayda var. Bazıları çok temel şeyler, bazılarında ise uygulamaya geçilirken zorluklar olabilir ama yinede değerlendirilebilir.

SOSYAL MEDYA
* Her hafta şubenin herhangi bir oyuncusu(erkek takımı, kadın takımı, tekerlekli sandalye) belirli bir saatte twitter üzerinden soru alıp daha sonra aynı gün içinde cevaplayabilir.
* Maçlardan önemli hareketler, maç önü ve maç sonu açıklamalar sosyal medya hesaplarından video şeklinde paylaşılabilir. Maç sonunda teknik ekip ve bir oyuncunun açıklamaları görüntülü halde kulüp hesaplarından paylaşılabilir.
* Sezon içinde deplasmasman yolculuklarından fotoğraf ve videolar sosyal medya hesaplarından paylaşılabilir. Klip haline getirilip maç önlerinde paylaşılabilir.

SAHA DIŞI
* Deplasmanlara gidildiğinde -futbolda olduğu gibi- o şehirde bulunan Gs Store’lar da takımımızdan 1 veya 2 oyuncu imza günü düzenleyebilir. İmza günü sonrası kısa süreli sohbet organizasyonları düzenlenebilir. Bu ayrıca Gs Store gelirini de arttırabilir.
* Aynı günde İstanbul’da yapacağımız maçlarda tek biletle iki maça girme uygulaması yapılabilir.
* Abdi İpekçi’de bulunan GS Store standında maç günleri belirli bir indirim uygulanabilir. Basketbol ile ilgili daha çok ürün çıkartılabilir. (Atkı, kupa, bardak altlığı gibi)
* Her sezon başı takım oyuncuları ve teknik ekibin dahil olduğu bir reklam filmi(tanıtıcı film) çekilebilir.

SAHA İÇİ
* Maç sırasında devre aralarında saha içi etkinlikler düzenlenebilir. (Orta sahadan şut atma vs gibi) Mevcut kulüp sponsorlarından birisi bu uygulamaya destek verip bir ödül konulabilir.
* Saha içinde bir kulüp maskotu kullanabilir. (Aslan figürü burada kullanılabilir.)
* Saha içi dans ekibi uygulaması yapılabilir.
 
Sıkıntının temeli şurada bence taraftar kitlesinin şubeye olan ilgisinin artması için önce klübü yönetenlerin basketbola ilgisinin artması ya da daha doğrusu basketbola ilgi göstermeye başlaması lazım.

Yıllardır hemen her sene kombine ve gelir getici öneriler başlığına kombinenin klübün verdiği bir himet olarak ciddiye alınması kombine alan taraftaların bağışcı gibi görülmeyip kombine organizasyonunun doğru düzgün yapılması illa bağışa ihtiyaç varsa (ki evet var şube bütçesi her yıl yarından fazla açık durumda) bunun maliyeti çpk düşük satış bedeli de düşük dolayısı ıle kar marjı ve sürümü yuksek ürünler çıkarılması yolu ile yapılması önerisini yapıyorum.Öneri çok yaratıcı özel bir öneri değil zaten konuyu önemseseler buralarda biri önermeden de akıllarına gelir aradaki fark benim önerimin niteliği değil .Benim konuyu dert edinmem ama klübü yönetenlerin dert edinmemesi .Konu basketbol şubesinin maddi durumu olunca kimsenin tınladığı yoktu ama sonuçları dolayısı ile futbolu ilgilendiren bir maddi kriz çıkınca hemen kar marjı yuksek bir ürün çıkartılıp üzerine kampanya yapıldı.Yıllardır benzer bir projeyi (mümkünse biraz daha duzgununu bileklik de kolaycılığın dibi olmus) basketbol için neden hayata geçşrmedi kimse ki konu basketbol şube olunca çok daha az gelir çok daha fazla sey ifade ediyor.Mevcut basketbol takımıızın yıllık bütçesi bir furbolcunun ıkı yıllık maası sadece.

Özetle belkide yönetim taraftarın şubeye ilgisini artırmak için neler yapmalıdan önce taraftarın bir kısmı yönetimin şubeye ilgisini artırmak için ne yapmalı onu konuşmak lazım
 
465 bin bileklik satışı olduğu söyleniyor bu da takriben 1.1 milyon euro gibi bir rakam yapıyor. Bileklik'ten 2 TL masraf düşüldüğü ve net 8 TL üzerinden hesaplandığını biliyorum. O şekilde hesapladım.

GS Basketbol'unun yeni bir sinerjiye ihtiyacı var. Zaten burda çoğu şey söylenmiş ama üzerinden geçmekte fayda var.

Galatasaray basketbol branşı, taraftara biraz daha yaklaştırılmalı.

GS TV'de oyuncuların evlerine konuk olarak onları daha yakından tanımamızı sağlayacak programlar keyifli olabilir. Bunun dışında oyuncularımızla Twitter hesabından soru-cevap şeklinde etkinlikler düzenlenebilir.

Ekonomik duruma gelirsek, formaları bir kenara bırakırsak GS Mağazacılığının en ciddi karlarından birinin "Yenilmez Armada" t-shirt'inin olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz. Bu t-shirt ve bileklik kombinasyonuyla, geliri sadece GS Basketbol Şubesinde aktarılacak bir pazar yaratılabilir ki ben futbol konusundan daha fazla ilgili olacağını düşünüyorum. Bir çok insanın ( ben de bunlara dahilim) kırgınlık sebebiyle o bilekliklerden almadığını biliyoruz.
 
Galiba basketbol şubemizin en önemli sorunu Abdi İpekçi. O salonda oynayan her takım taraftar/seyirci sorunu yaşıyor. Ne kadar iddialı takımlar kurulsa da gerek Efes gerek orada oynadığı dönemlerde Ülker/Fenerbahçe seyirci sorunu yaşıyordu. Dönem dönem A lisansına ilişkin seyirci azlığı endişeleri dile getiriliyordu.
Abdi İpekçinin bulunduğu bölge malesef pek sempatik bir bölge değil, ulaşımı da hiç kolay değil. Bir yer önerim yok ama Ülker Arena gerçekten basketbolu sevmeyenleri bile kendine çekecek şartlara sahip. Yeni salonuna geçtiğinden beri Fenerbahçe çok ciddi bir hava yakalamış durumda. Bu durum sponsorların da iştahını kabartıyor elbette.
Spor Sergi Sarayını hatırlayanlar da bilirler, mevki olarak çok cazip bir yerdeydi. Sabah giderdik akşama kadar bir çok maç izler ve kolayca dağılırdık.
Abdi İpekçi arabayla gitmek için bile meşakkatli bir yerde. TT Arena yanına yapılacak salon cazip olur mu çok emin değilim sonuçta futbol maçına bile çok seyirci toplayamıyor o bölge de. Şehrin içlerinde, yerleşim bölgelerine yakın, ulaşımı kolay bir salonun taraftara daha cazip geleceği düşüncesindeyim.
 
Abdi İpekçi arabayla gitmek için bile meşakkatli bir yerde. TT Arena yanına yapılacak salon cazip olur mu çok emin değilim sonuçta futbol maçına bile çok seyirci toplayamıyor o bölge de. Şehrin içlerinde, yerleşim bölgelerine yakın, ulaşımı kolay bir salonun taraftara daha cazip geleceği düşüncesindeyim.

Şehir içinde bu büyüklükte bir yer bulmak imkansız. FB Ülker Ataşehir arazisinde araziyi alabilmek için arsa satışı ilanı, Trakya'da küçük bir gazetede yayınlanıp oldu bittiye getirilip yapılmıştı. Şu anda şehir merkezine yakın bir yer bulunma ihtimali imkansıza yakın.
 

Üst