Kulüp olarak zor günler geçirdiğimiz ortada. Hem yönetim hem de futbol takımımızın sıkıntıları bu yıl bizlere belkide hiç çekmediğimiz acıları yaşattı. Ancak adeta bataklık haline gelmiş bu durumdan kafamızı çıkartıp baktığımızda, hala Galatasaray isminin ağırlığında ve yaşanılan tüm bu olumsuz olaylara rağmen ayakta kalan, şampiyonlukların geleceğine dair inancını hiç yitirmemiş bir branşa sahibiz, basketbol branşı..
Oktay Mahmuti ile basketbolun tüm doğrularını sahaya yansıtan, bu yıl bütün rakiplerine yenilgiye uğratan, ani bir kararla katıldığı Avrupa sahnesinde adından söz ettiren, ligin tamamlanmasına 10 hafta kala ikinci sıradaki yerini koruyan ve Playoff’ta ne kadar güçlü bir ekip olacağını defalarca kanıtlayan erkek takımımız..
Ceyhun Yıldızoğlu ile yeni bir çehreye bürünen, Avrupa sahnesinde çeşitli nedenlerle beklenen performansı gösteremese de ezeli rakibini eleyen Spartak’a sahamızda yenilgi yaşatan, tüm eleştirilere rağmen 20 maç oynanmış ligde sadece 2 mağlubiyet alarak liderliği elinde bulunduran, Tamika Catchings ile en önemli rakibini sahasında eze eze yenen ve bu rakibinin türlü sorunlarla boğuştuğu senede şampiyonluğa en yakın takım olan kadın takımımız..
Kurulduğu günden bu yana yaşattığı tarifsiz sevinçler ile, 2 defa şampiyonlar ligi, iki defa da kıtalararası şampiyonluğu kazanan ve basketbol sevgisinin engel tanımayacağını her hafta bizlere gösteren, her sene olduğu gibi bu sezonda namağlup yoluna devam eden ve kelimelerin bir noktadan sonra kifayetsiz kalacağı engelsiz aslanlar..
Sizcede Galatasaray armasının hak ettiği ağırlığını ve mücadeleyi fazlasıyla göstermiyor mu takımlarımız? Bu noktaları geçip bu güne geldiğimizde üç takımımızın da sene sonunda müzemize kupalar getiremeceğini kim iddia edebilir?
Peki şimdi herkese soruyorum, bu takımlar hafta sonları, Türkiye’nin en fazla taraftarına sahip ve istediğinde neler başarabildiğini defalarca gösteren Büyük Galatasaray Taraftarının ilgisizliğini hak ediyor mu? Her hafta hatta her dakika eleştirdiğimiz, mücadele duygularının eksikliğine dem vurduğumuz futbol takımımız en kötü maçını bile 20 bin kişiye oynarken, basketbol takımlarımızın karşılarında boş bir salon görmeleri yakışıyor mu bizlere?
Basketbol maçlarımızda klasik haline gelen, söylerken en büyük inancı taşıdığımız bu sene baskette tarih yazalım! tezahüratındaki bu sene yazılan tarihte gereken desteği gösteriyor muyuz?
Artık salonların dolup taşma zamanı gelmiştir. Artık desteği hak edenlerin karşısında Büyük Galatasaray Taraftarı salonları doldurup, cümle aleme Galatasaray’ın SPOR Kulübü olduğunu göstermelidir. Eğer bu sene müzemize kupalar kazandıracaksak, hiç bir şüphe yok ki bunun en önemli ayağı, salonları dolduracak olan bizler olacağız..
Yüreğimizde büyük aşkınla!
Oktay Mahmuti ile basketbolun tüm doğrularını sahaya yansıtan, bu yıl bütün rakiplerine yenilgiye uğratan, ani bir kararla katıldığı Avrupa sahnesinde adından söz ettiren, ligin tamamlanmasına 10 hafta kala ikinci sıradaki yerini koruyan ve Playoff’ta ne kadar güçlü bir ekip olacağını defalarca kanıtlayan erkek takımımız..
Ceyhun Yıldızoğlu ile yeni bir çehreye bürünen, Avrupa sahnesinde çeşitli nedenlerle beklenen performansı gösteremese de ezeli rakibini eleyen Spartak’a sahamızda yenilgi yaşatan, tüm eleştirilere rağmen 20 maç oynanmış ligde sadece 2 mağlubiyet alarak liderliği elinde bulunduran, Tamika Catchings ile en önemli rakibini sahasında eze eze yenen ve bu rakibinin türlü sorunlarla boğuştuğu senede şampiyonluğa en yakın takım olan kadın takımımız..
Kurulduğu günden bu yana yaşattığı tarifsiz sevinçler ile, 2 defa şampiyonlar ligi, iki defa da kıtalararası şampiyonluğu kazanan ve basketbol sevgisinin engel tanımayacağını her hafta bizlere gösteren, her sene olduğu gibi bu sezonda namağlup yoluna devam eden ve kelimelerin bir noktadan sonra kifayetsiz kalacağı engelsiz aslanlar..
Sizcede Galatasaray armasının hak ettiği ağırlığını ve mücadeleyi fazlasıyla göstermiyor mu takımlarımız? Bu noktaları geçip bu güne geldiğimizde üç takımımızın da sene sonunda müzemize kupalar getiremeceğini kim iddia edebilir?
Peki şimdi herkese soruyorum, bu takımlar hafta sonları, Türkiye’nin en fazla taraftarına sahip ve istediğinde neler başarabildiğini defalarca gösteren Büyük Galatasaray Taraftarının ilgisizliğini hak ediyor mu? Her hafta hatta her dakika eleştirdiğimiz, mücadele duygularının eksikliğine dem vurduğumuz futbol takımımız en kötü maçını bile 20 bin kişiye oynarken, basketbol takımlarımızın karşılarında boş bir salon görmeleri yakışıyor mu bizlere?
Basketbol maçlarımızda klasik haline gelen, söylerken en büyük inancı taşıdığımız bu sene baskette tarih yazalım! tezahüratındaki bu sene yazılan tarihte gereken desteği gösteriyor muyuz?
Artık salonların dolup taşma zamanı gelmiştir. Artık desteği hak edenlerin karşısında Büyük Galatasaray Taraftarı salonları doldurup, cümle aleme Galatasaray’ın SPOR Kulübü olduğunu göstermelidir. Eğer bu sene müzemize kupalar kazandıracaksak, hiç bir şüphe yok ki bunun en önemli ayağı, salonları dolduracak olan bizler olacağız..
Yüreğimizde büyük aşkınla!