BBL 14. Hafta | Galatasaray MP 83 - 52 Hacettepe Üniversitesi

Bir ara 20-0'a ulaşan seri ile bitirdik maçı. Hacettepe ilk iki çeyrekte oyunda kalabildi ama kapasiteleri fazla değil. Çabuk dağılmaları normal ama iyi dayandılar yine de.
 
Sakatlıkların ciddi olduğunu düşünmüyorum. UNICS maçı açısından diyorum tabi. Macvan, Ender ve Ndong sahada olacaktır.
 
83-52 bitti maç. Arroyo'dan bir uzun mesafeli bir üçlük geldi.

Arroyo

21. dk 13 sayı 4 reb. 2 asist. Bugün gördük tam performansına ulaşınca daha iyi olacak.

Doğukan kısıtlı süre'de 4 sayı attı. Bugün Gordon, Arroyo ve Furkan'ı kazandık.
 
Yüksek farkla kazandıgımız için rahat yazıyorum. Takım çok düzensiz basketbol oynuyor. Düşük bütçeli Hacettepe bile daha doğru basketbol oynamaya çalışırken , bizde topu eline alan atıyor. İkinci yarıda bir kaç güzel hücum yaptık ama o kadar. Hiç umut vermiyor oynanan oyun bana. En kötü dönemlerde hep içimde umut olurdu , bu sene izlerken keyif almıyorum takımı. İnşallah bir an önce toparlanırız.
Furkan için güzel bi maç oldu. Bu sene Ergin Hoca cok güvenmiyor sanırım kendisine, ikinci plana düşünce performansında da düşüş vardı bu sene. Ayrıca sakatlıklarda can sıkıyor inşallah bu sezon başka sakatlık yaşamayız.
Hüseyin Beşok için ayrı bi parantez açmak istiyorum. Özleyenler var mı aramızda bilmiyorum ama özlemişim izlemeyi. Bu yaşta gösterdiği güzel performansı için tebrik ediyorum.
 
Rahat geçeceği belliydi karşılaşmanın, yine de işi ilk yarıda bitirip Kazan maçı öncesi rotasyonu kullanmak iyi oldu. Ne de olsa bazen hedef maçların öncesinde oynanan bu tür karşılaşmalar can sıkar, yorar...

Hemen övgüler başlamış... Arroyo´ya gelecek olursam; geçen sezon sergilediği başarım ile tartışmasız bir isim, bazı eksiklerimizi kapatabilecek bir isim ama Hacettepe maçını baz almamak gerek değerlendirme yapmak için. Kazan maçı bile baz olmamalı onun için.
 
Değişik hikayelere sahip oluyor Abdi İpekçi maçları. Bir detaya bağlanıp mutlu olacak sebepleri de çıkartabiliyorsunuz, en olmayacak şeye kafayı takıp salondan mutsuz bir şekilde de ayrılabiliyorsunuz. Takım formsuz, koç formsuz, önemli deplasmanlardan kayıpla dönülmüş, artık çok büyük sakatlıklara alıştığımız için Macvan'ın burnunun kırılmasını bile es geçmişiz, bunların yanında Arroyo takıma katılmış... Yine dört haneyi zorlayan bir Abdi İpekçi atmosferi vardı ama ayırt edici fark %70'i bağırmaya gelmişti. Hacettepe maçı, oynanan oyundan bağımsız bir çok güzel ayrıntıyı kapsıyor, zaten bu tür maçlar bu ayrıntılarla güzel, yoksa ne sonuç bir şey ifade ediyor, ne de istisnai anlar dışında oynanılan basketbol.

Maç başında Ergin hocanın sahaya adım attığında Yalçın Dümer'in klasik abartı bir anonsuna ciddi bir şekilde azarlaması, Arroyo'nun şarkısının verilerek hoşgeldin denilmesi, Hüseyin Beşok'un hakkının tam anlamıyla verilmesi, Hawkins'in eşine az rastlanacak şekildeki smaçı, Arroyo'nun gelecekte neler yapacağına dair ufak ipuçları... Neticesinde içinde barındırdığı detaylarla son derece güzel bir karşılaşmaydı, böyle maçların değeri apayrı oluyor.

En kötü oyununun bugünkü oyunun olması dileğiyle Arroyo, hoş geldin takıma.
 

Üst